FARKLI LİDERLİK TARZLARI GÜVENLİK İKLİMİNİ NASIL ETKİLİYOR? (original) (raw)
2014, HOW DO LEADERSHIP STYLES AFFECT SAFETY CLIMATE AT ORGANIZATIONS?
Bu çalışmanın amacı, yöneticilere ilişkin algılanan üç farklı liderlik tarzının mevcut işyerine dair iş sağlığı ve güvenliği algısını etkileyip etkilemediğini ve iletişimin bu ilişkideki rolünü incelemektir. Araştırmamıza tehlikeli iş grubunda üretim yapan bir fabrikada operatör ve ustabaşı olarak çalışan 339 kişi katılmıştır. Araştırmada, liderlik tarzlarını değerlendirmek üzere Babacan Liderlik Ölçeği (Aycan, 2006) ve Çok Faktörlü Liderlik ölçeği – MLQ’nun (Bass & Avolio, 1999) iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili 10 ifadesi kullanılmıştır. Bunun yanında o fabrikanın özel üretim koşulları ve iş güvenliği uygulamaları derinlemesine incelenerek, çalışanlarla yapılan mülakatlardan elde edilen ifadelerin yer aldığı maddelerden oluşan ve iş güvenliği konularını çok boyutlu olarak içeren bir ölçek kullanılmıştır. Bu ölçek, Yöneticilerle İletişim, Yönetime Dair Algı ve İşyerinin Genel Güvenlik Değerlendirmesi boyutlarını içermektedir. Elde edilen bulgulara göre, dönüşümcü liderlik, iletişim ve yönetime dair algı, bu işyerinde güvenlik iklimini yordayan unsurlardandır. İletişim ise, liderlik tarzları ve güvenlik algısı arasında kısmi ara değişken olarak işlev görmektedir. Anahtar Kelimeler: Yönetim, Liderlik, Güvenlik İklimi, İş Sağlığı ve Güvenliği, Liderlik Tarzları
Related papers
LİSANS EĞİTİMİNDE, İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DERSİ SONRASINDA FARKINDALIK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ
4.ULUSLARARASI İŞ GÜVENLİĞİ ve ÇALIŞAN SAĞLIĞI KONGRESİ TAM ve ÖZET METİN KİTABI , 2019
Öz: Dünya üzerinde en kutsal hak yaşam hakkıdır. İnsan hayatını merkez alan yönetim sistemleri daima başarılı ve sürdürülebilir olmuşlardır. Bu nedenle, tüm iş sağlığı ve güvenliği yasaları ve tüm güvenlik sistemleri bu esası temel amaç alır. Bu çalışmada, teknik ve mühendislik eğitimi alan öğrencilerin mesleki çalışma alanında, iş güvenliği kültürü ve bilincini, lisans düzeyinde verilen eğitim ile oluşturabilmeyi ve ders çıktılarını kontrol ederek bunun ne kadar başarıya ulaşabildiğinin ölçülmesi amaçlanmaktadır. Kırklareli Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü 2. Sınıf öğrencilerinin İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ön bilgilerini test etmek ve seçmeli programda yer alan, İş Sağlığı ve Güvenliği dersindeki başarılarını ölçmek için, çoktan seçmeli sınav uygulanmıştır. Öncelikle, ders planı dikkate alınmış ve bir kazanım listesi oluşturulmuştur. Bu kazanımlara uygun sorular seçilerek bir başarı testi hazırlanmıştır. "İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkında Ne Biliyoruz?" testi, son halini aldıktan sonra dönem başında ilk derste Mekatronik Mühendisliği 2. Sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. 14 haftalık eğitim öğretim dönemi sonunda öğrencilere dönem başında uygulanan test, soruları değiştirilmeden yeniden uygulanmıştır. Elde edilen ön test ve son test sonuçları arasındaki farklar değerlendirilmeye alınmıştır. Bu değerlendirme sonunda, alınan veriler ışığında, önemi gün geçtikçe artan ve gelecekte ders olarak eğitimin her kademesinde göreceğimiz İş Sağlığı ve Güvenliği alanının önemi daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
BİR GÜVENLİK TEHDİDİ OLARAK İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
BİR GÜVENLİK TEHDİDİ OLARAK İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Öz Güvenlik kavramının Soğuk Savaş sonrası askeri olmayan tehditleri içerecek biçimde kapsamı genişletilmiştir. 1980'li yıllardan sonra önemli çevre sorunlarının ortaya çıkması ve eşzamanlı olarak güvenlik söyleminin genişletilmesi çevre ve güvenlik arasındaki ilişkiye yönelik tartışmaları artırmıştır. Güvenlik anlayışındaki bu değişiklikle birlikte ekonomik, toplumsal ve çevresel tehditler güvenlik gündemine sokulmuş ve tüm güvenlik boyutlarının bir arada ele alınmasıyla güvenliğin tam olarak gerçekleştirilebileceği iddia edilmiştir. Çevrenin tahribi ve bunun sonucu ortaya çıkan çevresel kaynakların azalması ya da niteliğinin bozulması güvenliğe tehdit edecek boyuta ulaşmıştır. Küresel bir çevre sorunu olan iklim değişikliği ve iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık, aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme, gıda arzında azalma gibi sorunların güvenlik zafiyeti oluşturabileceği yakın dönemde gündeme gelmiştir. Bu söylemlerle birlikte iklim güvenliği çevresel güvenliğin bir alt bileşeni olarak literatürde ele alınmaya ve tartışılmaya başlanmıştır. İklim güvenliği tartışmaları iklim değişikliğinin etkilerinin çatışmalara ve güvenlik sorununa neden olup olmayacağı üzerine yoğunlaşmıştır. Kavramsal olarak iklim güvenliğine yönelik yapılan çalışmalarda ise, güvenlik algısındaki nesnenin belirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır. Nesneye göre farklılaşan iklim güvenliği konusu, özellikle ulusal güvenlik, insani güvenlik ve ekolojik güvenliğe odaklanmış ve bu ayrım, önerilecek politika ve stratejilerin güvenliğinin nesnesine göre yapılmasını gerektirmiştir. Çalışma bu bağlamda iklim değişikliği ve güvenlik arasındaki etkileşimi ön plana çıkararak çevresel güvenlik kapsamında iklim güvenliğinin kavramsal çerçevesini inceleyecek ve iklim değişikliğinin tehdit oluşturduğu güvenlik alanlarına yönelik bir analiz sunacaktır.
ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE GÜVENLİK ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN TEORİK TARTIŞMALAR
GİRİŞ Uluslararası disiplininde aktörler arasındaki ilişkileri düzenleyen en temel faktörlerden biri olan güvenlik, çok boyutlu yapısından dolayı farklı tanımlamalara neden olmuştur. Güvenlik kavramı üzerine uzlaşılmış tüm koşullar için geçerli olabilecek tek bir cevap söz konusu değildir. Bu bağlamda güvenlik bizim ona ne mana yüklediğimizle şekillenmektedir: ki bunlar kişilerin, toplumların siyasi bakışı ve felsefi dünya görüşleri ile paralel doğrularıdır. Güvenlik için yapılan açıklamalardan birkaçı şu şekildedir: çevreden gelebilecek saldırılara karşı kendini savunmaktır. Devlet için güvenlik ise savaş durumunda düşmanı alt etme, barış zamanında ise kendi değerlerini olası tehlikelere karşı korumak denebilir. Başka bir açıklamaya göre güvenlik; düşmanını akıl oyunlarıyla yanlış yönlendirerek dost yapabilmektir.
KENT GÜVENLİĞİNDE FARKLI BOYUTLAR: SİYASAL GÜVENLİK İLİŞKİSİ
KENT GÜVENLİĞİNDE FARKLI BOYUTLAR: SİYASAL GÜVENLİK İLİŞKİSİ, 2021
Bu makalede, siyaset ve kamu yönetimiyle bağlantılı olarak kentin güvenliğine odaklanılmaktadır. Sanayi devriminden sonra kırdan kente doğru göçlerde bir artış meydana gelmiştir. Kırdan kente olan göç beraberinde birçok problemi de getirmiştir. Artan nüfusa yönelik alt ve üst yapılarda yetersizlikler baş göstermeye başlamıştır. Bu problemlerin başında kent güvenliği ile ilgili önemli sorunlar da ortaya çıkmıştır. Artan nüfus, kent güvenliği ile siyaset arasında ayrılmaz bir bağın oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu çalışmanın amacı, siyaset ve kamu yönetiminin kentsel güvenliğe nasıl katkıda bulunabileceği araştırmaktır. Diğer yandan kentsel güvenlik için önemli aktörlerin kimler olduğunu tespit etmek ve kamu güvenliği için uğraşan siyaset erklerinin ve diğer grupların ne gibi etkilerinin olabileceğini göstermektedir. Kentsel güvenlik için mücadele veren kişi ve grupların yapabileceği faaliyetlerin saptanmasına katkı sunmaktır. Kent güvenliği için yöneticiler ile siyasetçiler arasında sinerjinin eyleme dönüştürülebileceği hususların tespit edilmesidir. Bu çalışmada, suç, şiddet ve terör olaylarının kent güvenliğindeki sorunlarla ilişkisi bağlamında hızla artmasıyla birlikte, güvenlik olgusunu etkileyen belirleyicilerin boyutları tartışılacaktır. Hızlı değişimin kolaylıkla fark edildiği günümüz dünyasında, kentsel sorunların hızlı evrimi, kentin güvenlik ihtiyacına çeşitli ve zaruri önlemlerinin kapsamını genişletmiştir.
ÖZGÜRLÜK GÜVENLİK DENGESİ ÇERÇEVESİNDE ZORLAYICI VE UZLAŞTIRICI TERÖRİZMLE MÜCADELE YÖNTEMLERİ
2022
Bu çalışmada amaç; özgürlük ve güvenlik dengesi çerçevesinde, zorlayıcı (coercive) ve uzlaştırıcı (conciliatory) terörizmle mücadele araçlarının günümüzde uygulanabilirliğini araştırmaktır. Çalışmada öncelikle özgürlük ve güvenlik dengesi kavramı incelenmiş, zorlayıcı ve uzlaştırıcı terörizmle mücadele yöntemleri araştırılmış, söz konusu yöntemlerin günümüzde uygulanabilirliği örnekler üzerinden değerlendirilmiştir.
Proper design and selection of fin and tube heat exchangers are very important with respect to energy efficiency. Design and selection of energy efficient products provide advantages economically and ecologically. The purpose of this study is to support design of energy efficient products based on comparing fin and tube heater coils’ performances which has different fin types as calculating performance values like capacity and pressure drop with numerical methods. In this study, performance differences based on different fin types on heater coils, which has the same geometrical properties and works under the same ambient conditions, has investigated with numerical methods. ε-NTU method were used calculating heat exchanger capacity.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.