Neşe Doster'den 'Yüreğim Kars'ta Kaldı': Sıla Özlem ve Bir Sevgi Kitabı (original) (raw)

KASIM ŞULUL, SİYER USÛLÜ/Kitap Değerlendirmesi

2022

Siyer usûlü; konusu, çerçevesi, problematiği tam anlamı ile henüz belirlenememiş bir alandır. Bu sebeple bu alanda yazılan eseler muhteva ve hacim açısından önemli farklar göstermektedir. Klasik dönemde İslâmî ilimler içerisinde böyle bir ilmin teşekkül etmemesi söz konusu sorunun sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Siyer ilmi diğer İslamî ilimlere nispetle genç bir ilim dalıdır. Teşekkül etmesi ve medreselerde ayrı bir ilim dalı olarak okutulması son yüzyıllarda başlamıştır. Siyerin bir ilim olarak teşekkül etmesi, aynı zamanda bu ilme dair bir usûlün oluşması ihtiyacını doğurmuştur. Tanıtımını yapacağımız Kasım Şulul’un, Siyer Usûlü adlı eseri, söz konusu ihtiyacı giderme uğraşılarındandır.

Nursel Duruel'in "Nereye" Adlı Öyküsünde Göç, Kentleşme ve Bireyin Yalnızlığı, Edebî Eleştiri Dergisi, 4(2), 2020.

Edebî Eleştiri Dergisi, 2020

1980 kuşağı öykücülerinden Nursel Duruel, öykülerinde genellikle insanların kayıpları, yalnızlığı ve çocukluk hatıralarının saflığı üzerinde durur. Siyasî rejimlerin ve yaşam standartlarının değişmesi ile kırsal kesimlerde iş imkânlarının azalması ve neticesinde köyden kente ve ülke dışına doğru yoğun bir göç hareketinin başlaması Nursel Duruel’in öykülerinde bolca yer verdiği temalardan biridir. Göçmen sorunlarını, bireyin kıyı köşede kalmışlığını, kendine bir mesken edinememesini, yalnızlığını ve özlemlerini duru bir dil ile hikâyelerine konu edinen Duruel, sosyolojik gerçekliklerden de uzak durmaz. Modernleşme adı altında kentleşmenin yol açtığı dört duvar arasına hapsolma hâlini karakterleri üzerinden verir; ideolojik bir amaç gütmeden düşüncelerini yansıtır. Öykü kahramanlarının hayat şartları nedeni ile gerçekleştirdikleri göçler şehirlerin nüfusunu artırırken buna paralel olarak bireyin yalnızlığını da çoğaltır. Bu çalışmada Nursel Duruel’in “Nereye” adlı öyküsündeki kahramanlar üzerinden ataerkil yaşamın hüküm sürdüğü bir ailede babanın ölümü ile bireylerin dağılması ve göç olgusu ele alınmaya çalışılacaktır. Göçler sebebi ile kentleşmenin artması, buna ek olarak şehirlerin kalabalıklaşması ve bireyin doğal yaşamdan uzaklaştıkça içine düştüğü bunalımlar üzerinde durulacaktır. Aileyi bir arada tutan, varlığı ile güven veren babanın yokluğunun yarattığı boşluk duygusu kahramanlar üzerinden irdelenmeye çalışılacaktır. Yalın ve etkili bir dil ile öykü evrenini oluşturan Duruel’in bireyi merkeze alarak kurduğu dünyada, modern yaşam içerisinde kaybolan insanların yaşamlarını anlamlandırma gayretleri de bu çalışmanın kapmasına girmektedir. Nursel Duruel, one of the storytellers of the 1980 generation, generally addresses people’s losses, loneliness and the purity of childhood memories in her stories. Decrease in the number of job opportunities in rural areas together with the change in political regimes and living standards and eventually the intense movement of migration from country to town and abroad are among the themes Nursel Duruel mainly addresses in her stories. Noting migrant problems, individual’s sticking around odd corners, not obtaining a dwelling of her own, solitude and yearnings with a pure language, Duruel does not stay away from sociological realities either. She presents the state of being imprisoned between four walls caused by urbanization under the name of modernization by means of her characters; she reflects her thoughts without pursuing an ideological goal. While migration of the fictitious characters in her stories due to living conditions increase the population of cities, they also increase the loneliness of the individual. The aim of the study is to address the dispersion of individuals with the death of the father in a patriarchal family and the concept of migration based on the fictitious characters in Nursel Duruel’s story “Nereye”. The increase in urbanization and the fact that cities being more crowded and the individual’s going into depressions as s/he stays away from natural life due to migration will be discussed in the study. The feeling of emptiness created by the absence of the father keeping the family together and giving confidence with his presence will be discussed through the fictitious characters. In the individual-centered world established by Duruel forming her story universe with a plain and influential language, the efforts of people lost in modern life to make sense of their lives is also emphasized within the scope of this study.

Nurullah Genç'in Rüveyda'sı ve Sevgili Karşısında Şair Beni

Şı̇ı̇rı̇mı̇zı̇n Kadın Kahramanları, 2023

Şiirlerinde duyulara dayalı benzetmelerle kurulan çağrışım gücü yüksek imgelere, dinler tarihine ve geleneksel dinî-tasavvufî motiflere yaslanan Nurullah Genç, bir sevgili motifine dönüştürdüğü Rüveyda karakterine “Rüveyda”, “Rüveyda Ben Sendeyim Sen Bendesin” ve “Rüveyda’ya Ağıt” üçlemesinin yanı sıra “Çağırın Ayışığını” adlı şiirinde de yer vermiştir. “Rüveyda” adlı şiirde sevgili motifi, “Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına / Bir güvercin uçurup kıtalar arasından” şairi çağırır. Sevgili, memnu bahtlıdır. Şaire göre kelimeler, çığlığının atardamarlarından Rüveyda için yürümektedir. Rüveyda'nın gözleri, şairin üzerine bir yıldız misali kayar. Şairin duyuşunda sevgilinin elleri de şairin gönlüne uzanan umut çiçeğidir. Rüveyda'nın varlığı, şairin memleketinde işlenen, pehlivanların asil kanını akıtan bir cinayet; yokluğu, şairin evrenini kuşatan bir sükûnettir. Sevgilinin varlığı ve yokluğu, baharın ise ölümüdür.

Gönül Terennümleri: Bir Kitabın Kırk Yılı

Yılı'nın hikayesi Mustafa Kara'nın Bursa'da bulunan öğrencilerinin ilk eseri olan Tekke ve Zaviyeler'in kırkıncı yılına özel bir eser ortaya koyma fikriyle başlamıştır. Bu gaye ile 58 yazı bir araya getirilmiştir. Kitabın ve Kara'nın ilim iklimini; aile fertleri, hocaları, ağabeyleri, talebeleri, meslektaşları, kalemine ve gönlüne dokümanlar ile dokunduğu insanlardan okumak mümkün olmuştur. Böylece onu eserinden, eserini ondan ayıramayacağımız, yazdıklarının zamanda onda hâle büründüğü gözler önüne serilmiştir. Okuyucu bir âlimin zorluklarla başlayan hikayesinin sürekli azimle ve fiili tevekkülüyle geldiği noktanın farkına varacaktır. Eserde hatıraların şiirlere döküldüğü de görülmüş, iki şiir türüyle de iklime konuk olunmuştur. 2 Gönüllerin terennümleri kimi zaman yalnızca müellifle olan hatıra ve izleri içerirken büyük çoğunluğunda yazar ile beraber kitabıyla ilgili değerlendirme ve hatıraları da zikredilmektedir. Eserin içeriğinde bulunan dört röportaj metni ile kitabını bizzat Mustafa Kara'nın kaleminden okuyarak ilmi çalışmalarının çıkış noktası görülebilmiş, hakkında yayımlanmış yedi kitap değerlendirmesinden yankısı izlenebilmiştir. Kitap hakkında muhtevalı tahlillere de ulaşılabilmektedir. Süleyman Sayar ve Mustafa Baki Efe tarafından Kara'nın muhayyilesinden izler sunacağı ve yol gösterici nitelikte olacağı gayesi ile yazarın

Candan Badem ile Yeni Kitabı Üzerine. Kars Vilayeti

Toplumsal Tarih 201, 2010

J tnciltk'tan gktt. Bilyilk \lgilde Ruoga kaynaklard.an hazffIanan bu galryma y Harbi'den 6onrd tgtT'ye kadar Rut ydnetimind"e kalan Kart'm krk yilttk tarihini ele atryor. Badem ile Llhak 6onra6L r6'ta nilfumn degi4imini, Ruo kolonyatizmini,