BOMBARDIMAN ÇİZELGESİ-EN SON 21 KASIM 2017.xlsx (original) (raw)
Related papers
20. VE 21. YÜZYILDA BAĞLAMA VE TANBURDAKİ BELİRGİN FİZİKSEL DEĞİŞİMLER
2017
Reflections of the change in the process of adapting to the conditions of a nation could be identically monitored in traditional musical structure, one of the most significant elements of culture, and in traditional instruments. Researchers could have a general idea about socio-cultural situation, industrial and technological development levels when they study the changes in traditional musical instruments. Besides, structural changes in instruments indicate the change in musical priorities and habits. Failing in preservation and transmission of cultural heritage, and lack of ideal conditions in museums lead to inconveniences in these studies. Information about musical culture before the Republic Period in Turkey could be supplied in sources like edvars, festival books and engravings. After the foundation of the Republic, the number of printed publication has increased with the foundation of music conservatoires and departments of fine arts. Identification of these structural changes in the baglama and tanbur, the two major instruments in traditional Turkish music, by justifying the reasons in the light of these sources would make a significant contribution to the organology literature.
DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN GEREĞİ OLARAK 21. YÜZYIL BECERİLERİ
dijital dönüşümün gereği olarak 21. yüzyıl becerileri, 2022
ÖZET İlk kez 2011 yılında Hannover Fuarında gündeme gelen ve küresel değer zincirinin nasıl düzenleneceğini anlatmak amacıyla kullanılan Endüstri 4.0 veya bir diğer adıyla 4. sanayi devrimi, önceki devrimlerden farklı olarak çok daha hızlı ve çok daha geniş ölçekte bir dönüşümü tanımlamaktadır. Söz konusu devrim ile yapay zekâ, akıllı robotlar, bulut teknolojileri, nesnelerin interneti gibi birçok yeni kavram literatüre girerek ülke ekonomilerinin öncelikli gündem maddesi haline gelmiştir. 2019 yılının Mart ayında ilan edilen Covid-19 pandemisi ise ülkelerin dijital ekonomiye geçiş sürecini hızlandırmıştır. Bu dönemde tele-çalışma, uzaktan öğrenme, teletıp ve diğer çevirimiçi hizmetlerin kullanımı yaygınlaşmış, teknolojiye veya gerekli altyapıya sahip olmayan bölgeler ise dezavantajlı hale gelmiştir. Dijital dönüşüm, sürdürülebilir ekonominin verimliliği ve etkinliği üzerinde pozitif bir etki yaratmakla birlikte aynı zamanda işgücü piyasasında önemli dönüşümlere yol açmaktadır. Bu süreç yeni meslekler yaratmasının yanı sıra bazı mesleklerin revize edilmesini gerekli kılmaktadır. Dönüşüme uyum sağlayamayan veya dönüşümün gerisinde kalan ülkelerde ve bazı sektörlerde ise “dijital boşluk” sorunu ortaya çıkmaktadır. İşgücü açısından sorunun üstesinden gelinmesinde 21. yüzyıl becerilerine sahip olmak belirleyici olmaktadır. Bir diğer ifade ile çalışanların gerekli becerilere sahip olarak yeniden vasıflandırılması gerekmektedir. Nitekim Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 yılı raporuna göre şirketler, çalışanlarının yaklaşık olarak yüzde 40’ının altı aya kadar becerilerini güncellemeleri gerektiğini bildirmiş, şirketlerin %94’ü ise çalışanların yeni beceriler kazanmaları gerektiğini belirtmiştir. Bu çalışmanın amacı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve Dünya Bankası (WB) başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluş raporlarından yararlanarak dijital ekonominin işgücü piyasasında yarattığı değişime değinerek ülkelerin bu dönüşümün gerisinde kalmaması için oluşturmaları gereken politika önlemlerine yer vermektir.
ÇARPITILAN HORASAN GERÇEĞİ (Kasım 21, 2024) SÖYLEŞİ: ORHAN KURUL
DİLOP, 2024
Alevilerin, özellikle de Dersim Alevilerinin Türklüğü konusu Horasan’la ilintilendirilerek bir şekilde toplumsal bir kabul yaratılmaya çalışıldı hep. İttihatçı ideologların mimarisini kurduğu ve çeşitli biçimlerde taze tutularak güncellenen bu tezin alıcılarının olmadığı da söylenemez elbette. En son Munzur Üniversitesi’nde yapılan ve bu konuda devletin ideolojik bagajının çeşitli boyutlarıyla sergilendiği sempozyum da İttihatçılıktan bugüne uzayan bir sürekliliğin yansıması olarak eleştirildi. Horasan-Alevilik ilişkisinin dayanaklarını, sebeplerini Dersim ve Alevilik konusunda önemli çalışmaları bulunan Dr. Yalçın Çakmak’la konuştuk.
21. YÜZYILIN LİDERLİK ANLAYIŞINA BAKIŞ
eskidergi.cumhuriyet.edu.tr
Starting with the motto; "the only thing remains unchanged is the change itself," it is possible to assert that organizations will have to keep up with the change which is unavoidable product of time. The problem is how an organization perceives the change. Organizations perceiving change as a threat and trying to prevent it will disappear or at least will face with huge losses. At this point, the main element affecting the perception of an organization about the change is the perception of its leader or its manager. 21 st century seems to be the one of the most challenging time with accelerated change. In this study, leadership understanding of 21 st century has been debated and its main characteristics have been tried to be presented.
SOFIST Varlık ve Kıyamet Nisan 21
SOFİST - Uluslararası Felsefe Dergisi, 2021
Bu felsefi denemede Türk dilinin imkânlarına yaslanarak, yeni bir “varlık” tasavvuru ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu tasavvur sonlu bir karaktere sahip olup “Olma” ve/veya “Ne” mefhumlarıyla asli bir bağlantı içerisinde bulunan varlığı trans-ontolojik bir şekilde ele almayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Varlık, Oluş, Durum, Kıyamet, Özne, Sonsuz
RADİKAL TERÖR ÖRGÜTLERİNİN 21’İNCİ YÜZYILDA DONUSUMU TERRORISM-ROME PROCEEDING YAYIN SAYFALAR
RADİKAL TERÖR ÖRGÜTLERİNİN 21’İNCİ YÜZYILDA MOTİVASYONEL DÖNÜŞÜMÜ: EL KAİDE – IŞİD ÖRNEĞİ, 2023
İnsanlık tarihi kadar eski bir kavram olan terör toplumda ortaya çıkardığı korku ve endişe ile kamu otoritesini yıkmayı toplumun rutin işleyişini bozmayı amaçlamaktadır. Her ne kadar tarihin ilk dönemlerinden beri belirli bölgelerde ve çeşitli motivasyonlarla örgütlenen terör örgütleri ortaya çıkmış olsa da Terörizm özellikle Fransız devrimi sonrasında ideolojik temelleri esas alarak şekillenerek toplum güvenliği bakımından önemli bir tehdit aracı olarak gündeme gelmeye başlamıştır. Terörist örgütlerin modern dönemde temel motivasyonları genel olarak ideolojik ve etnik temelli olurken faaliyet gösterdikleri alanlar da belirli bir bölge ve ülke ile sınırlı olmuştur. Ancak özellikle Soğuk Savaş’ın sona erdiği 1990’lı yıllardan sonra ideolojik yaklaşımların öneminin ve etkisinin azalması dini motifli radikal örgütlerin ön plana çıkmasına neden olmuştur. Bunun yanında özellikle 11 Eylül 2001’de ABD’ye karşı gerçekleştirilen terör saldırıları sonrasında terör bölgesel olmaktan çıkarak küresel bir sorun haline gelmeye başlamıştır. 2000’li yıllarda meydana gelen teknolojik gelişmelerle birlikte belirli bir hem eleman ve sempatizan bulma hem de propaganda ve reklam yapma konusunda küresel bir ölçek elde eden terör örgütleri bu sayede etki alanlarını da yerelden küresele dönüştürme imkanı yakalamıştır. Teknolojik gelişmeler, din kaynaklı motivasyon araçları ve devletleşme iradesi gösteren yönetimsel değişiklikler terör örgütlerini küresel birer aktör olarak uluslararası toplumun gündemine getirmiştir. Radikal terör örgütlerinin yıllar içerisinde geçirdiği değişimlerin araştırılması terör tehdidinin nasıl küreselleştiğinin anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Yaşanan dönüşümün anlaşılabilmesi için Ortadoğu’da faaliyet gösteren terör örgütlerinin; yönetim şekli, aktif oldukları coğrafi bölgeler, ideolojik farklılıklar, propaganda araçları, üye profili, organizasyon yapısı ve eylem şekillerinin karşılaştırılması gerekmektedir. Bu çalışmada terör örgütlerinin yıllar içerisinde yaşadığı değişimlerin nedenleri, sosyolojik, ekonomik, teknolojik ve siyasi faktörlerden oluşan motivasyonel alt yapısı incelenecektir. Aynı dinin kaynaklarından beslenen ve motivasyon aracı olarak dini kullanan El-Kaide ve IŞİD gibi radikal dini örgütler arasındaki farklar 21. yüzyılda terör örgütlerinin motivasyonel anlamda ne gibi değişikliklere uğradığını göstermesi bakımından büyük önem taşımaktadır.