Kodlama Eğitiminden Robot Teknolojisine Giden Sistematikte Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Öğretim Programı Örneği ve Öğretmen Görüşleri (original) (raw)
Related papers
Öğretmen Adaylarının Eğitim Felsefeleri ve Program Yönelimleri Üzerine Bir İnceleme
2020
Ogretim programlari, belli suzgeclerden gecirilerek olusturulmuslardir ve her birinin temelinde yatan bir ya da daha fazla egitim felsefesinden soz edilebilir. Programi hazirlayan bireylerin de programi uygulayan ogretmenlerin de kendilerine ozgu benimsedikleri egitim felsefeleri farklilasabilmektedir. Ogretmenlerin kendilerine ozgu egitim felsefesine sahip olmalari, onlarin programin, amac, icerik, egitim durumlari ve degerlendirme surecleri ile bu sureclerin birbirleri ile olan iliskileri konusunda daha tutarli kararlar almalarini saglayabilecektir. Bu katkinin saptanabilmesi icin ogretmen adaylarinin egitim felsefeleri ile birlikte program yonelimlerinin de belirlenmesinin gerekli oldugu dusunulmektedir. Bu calismada, Fen Bilgisi Egitimi programina devam etmekte olan ogretmen adaylarinin, tum lisans programi boyunca program yonelimlerinin ve egitim felsefelerinin nasil degistiginin ve Fen Teknoloji Programi ve Planlama dersinin etkisinin nasil oldugunun belirlenmesi amaclanmistir...
Tasarım Odaklı Düşünmeye Dayalı Robotik Etkinliklerin Planlama Becerisine Etkisi
Ankara Universitesi Egitim Bilimleri Fakultesi Dergisi
Bu araştırmada tasarım odaklı düşünmeye dayalı robotik etkinliklerin ilkokul öğrencilerinin planlama becerilerine olan etkisi ve sürece ilişkin öğrenci deneyimleri incelenmiştir. Araştırma 28 ilkokul 4. Sınıf öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Açıklayıcı ardışık karma desende modellenen araştırmanın nicel boyutu ön test son test tek gruplu yarı deneysel modelde, nitel boyutu ise fenomoneolojik desende yürütülmüştür. Öğrencilerin planlama becerileri Londra Kulesi Testi 4 diskli dijital versiyonu kullanılarak ölçülmüştür. Öğrencilerin tasarım odaklı düşünmeye dayalı robotik etkinliklere ilişkin deneyimleri ise araştırma kapsamında geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu ile tespit edilmiştir. Tasarım odaklı düşünmeye dayalı robotik etkinliklerin eğitsel süreçlere entegre edilmesine model olması amacıyla teknolojiden pedagojiye uzanan bir yaklaşım deneysel koşullarda test edilmiştir. Nicel verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için tek yönlü ANOVA, nitel verilerin ...
Küreselleşen dünyada bireysel, toplumsal, ekonomik ve bilimsel alanlarda yaşanan değişim ve gelişimler, öğretim programlarının da belli aralıklara güncellenmesini gerektirmektedir. Yenilenen öğretim programları; bireylerin deneyimlerini dikkate alan, yaşama etkin katılımını, doğru karar vermesini, sorun çözmesini destekleyici ve geliştirici bir bakış doğrultusunda öğrenci merkezli yaklaşımlar göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır. Günümüzde yaşanan değişim ve gelişimler de düşünüldüğünde; geçen süre zarfında program uygulamaları ve sonuçları ile bu uygulamalara yönelik yapılan araştırmalar Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programında güncelleme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu araştırma; sınıf öğretmenlerinin yenilenen ilkokul dördüncü sınıf sosyal bilgiler dersi taslak öğretim programına yönelik görüşlerini değerlendirmek amacıyla yapılan bir durum çalışmasıdır. Araştırma, 2017 yılı Mart ayında İstanbul ve Kahramanmaraş ilinden seçilmiş 15 kadın, 15 erkek, toplamda 30 dördüncü sınıf öğretmeniyle yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak açık uçlu anket ve görüşme kullanılmıştır. 20 öğretmene uçlu anket uygulanmış olup, 10 öğretmenle ise görüşme yapılmıştır. Araştırma nitel bir araştırma olup sınıf öğretmenlerinin yenilenen ilkokul dördüncü sınıf sosyal bilgiler dersi taslak öğretim programına yönelik görüşlerini derinlemesine inceleme fırsatı sağlamıştır. Açık uçlu anket sorularına verilen yanıtlar ve görüşme notları ile toplanan veriler içerik analizi yöntemi ile oluşturulan belirli kategoriler altında toplanmıştır. Araştırma sonucunda; araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak çalışma grubunda yer alan öğretmenler, ilkokul dördüncü sınıf sosyal bilgiler dersi taslak öğretim programının bir önceki programa göre daha basit düzeyde ve eski programa göre daha hafifletilmiş olarak nitelendirmişlerdir. Çalışma grubunda yer alan öğretmenler yenilenmiş taslak programda yer alan kazanımların daha çok öğrenciye dönük olduğunu, 4. sınıf öğrencisi için öğrenilmesi zor kazanımların 5. sınıfa aktarılmasından çok memnun olduklarını görüşlerinde ifade etmişlerdir. "Geçmişimi Öğreniyorum" ünitesinde çok zorluk çeken öğretmenlerin yenilenen programda daha rahat edeceklerini de çalışma grubunda yer alan öğretmenlerin ifadelerinden çıkartabiliriz. Bununla birlikte çalışma grubunda yer alan öğretmenler; yerel yönetimlerle ilgili kazanımların çıkarılmış olmasını da olumlu karşılıyorlar ve destekliyorlar. Araştırmada elde edilen bulgulara göre çalışma grubunda yer alan öğretmenler, sosyal bilgiler taslak öğretim programını genel olarak değerlendirildiğinde, ünitelerin ana hatları kalmakla birlikte daha sade ve örnek olaylarla desteklenmiş işleniş biçimlerinin daha yararlı olacaklarını görüşlerinde sıkça ifade etmişlerdir.
Halk eğitimi merkezlerinde yetişkinlere yönelik açılan okuma yazma kurs programlarının incelenmesi
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
Halk Eğitimi Merkezlerinde üç binin üzerinde kurs programı bulunmaktadır. Bu kurs programlarının sayısı Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü (HBÖGM) tarafından yayımlanan yeni programlar ile düzenli olarak artmaktadır. Yayımlanan kurs programları genel ve mesleki-teknik kurslar olmak üzere iki başlık altında incelenmektedir. Okuma yazma kursları, genel kurslar başlığı altında yer almaktadır. Okuma yazma kurslarında öncelikli olarak sınıf öğretmenleri görevlendirilmektedir. Okuma yazma kurslarının açılması için herhangi bir alt sınır bulunmamakla birlikte bir kişi ile bile açılabilmektedir. Okuma ve yazma özellikle bilgi çağında önemli iki olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Zorunlu eğitime dahil olmayan ya da dahil olup okuma yazma öğrenemeyen bireyler için hayat boyu öğrenme kapsamında halk eğitim merkezlerinde okuma ve yazma kursları açılmaktadır. Bu araştırmanın amacı Halk Eğitimi Merkezlerinde açılan okuma yazma kurs programlarının içeriklerinin 21. YY bec...
Turk Eğitim Bilimleri Dergisi, 2013
Öz Bu araştırmanın amacı; İlköğretim Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı ile lisans ve lisansüstü düzeyde Fen Bilgisi Öğretmenliği Programının felsefe, amaç ve içeriğine yönelik programlar arası ilişkinin incelenmesidir. Bu doğrultuda öncelikle literatür ayrıntılı olarak araştırılmış ve felsefe, amaç ve içerik açıklanmış, programlar tanıtılmıştır. Araştırmada temel olarak nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman incelemesi kullanılmıştır. Bu araştırmada veriler, betimsel araştırma ile elde edilmiştir. Elde edilen verilerle, programların felsefe, amaç ve içeriği karşılaştırılarak aralarındaki ilişkileri ortaya konmuştur. Bulgulara bakıldığında; öncelikli olarak öğretmenlerin öğrenim gördüğü lisans düzeyindeki anabilim dalının adı Fen Bilgisi Öğretmenliği Programı iken; ilköğretimde verdiği dersin adı Fen ve Teknoloji dersi olarak adlandırılmaktadır. İlköğretim Fen ve Teknoloji dersi ile lisans ve lisansüstü Fen Eğitimlerinin program felsefesine bakıldığında, programların Türk eğitim sisteminin felsefesi doğrultusunda hazırlandığı görülmektedir. Ancak, Fen ve Teknoloji Programına yönelik özel alan felsefesinin olmadığı görülmektedir. Bu nedenle Fen ve Teknoloji Programına yönelik özel alan felsefesinin alt yapısı oluşturulmalıdır. Lisans ve lisansüstü Fen eğitimi programının kazanımları belirlenirken, birbiri arasında süreklilik ve aşamalılık ilişkisi olmalıdır. Ayrıca İlköğretim Fen ve Teknoloji Programı ile ilişkili ve uyumlu olmalıdır. Hedef ve amaçlar kendi içinde bütünlük ve süreklilik oluşturacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Eğitimde Robotik Teknolojiler ve Eğitsel Robotik Uygulamaları
Istanbul University - DergiPark, 2021
Etik Kurul Adı, Onay Tarihi ve Sayısı (Ethics Committee Name, Approval Date and Number): Derleme çalışması olduğu için etik kurul onayı gerektirmiyor. Bilim, Eğitim, Sanat ve Teknoloji Dergisi (BEST Dergi): Bilim, Eğitim, Sanat ve Teknoloji Dergisi (BEST Dergi); bilimsel ve hakemli bir dergi olarak yılda iki kez yayınlanmaktadır. Bu dergide; bilim, eğitim, sanat veya teknoloji ile ilgili özgün kuramsal çalışmalar, literatür incelemeleri, araştırma raporları, sosyal konular, kitap incelemeleri ve araştırma makaleleri yayınlanmaktadır. Dergiye yayınlanmak üzere gönderilen makalelerin daha önce yayınlanmamış veya yayınlanmak üzere herhangi bir yere gönderilmemiş olması gerekmektedir. Bu makale araştırma, öğretim ve özel çalışma amaçları için kullanılabilir. Makalelerinin içeriğinden sadece yazarlar sorumludur. Kullanılan fikir ve sanat eserleri için telif hakları düzenlemelerine riayet edilmesi gerekmektedir. Yazarlar, araştırma ve yayın etiğine uyduklarını beyan ederler. Dergi, makalelerin telif hakkına sahiptir. Yayıncı, araştırma materyalinin kullanımı ile ilgili olarak doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan herhangi bir kayıp, eylem, talep, işlem, maliyet veya zarardan sorumlu değildir.
İlköğretim Bilgisayar Programlarına Eleştirel Bir Bakış
Günümüzde hem bilginin kapsamı, hem de teknolojik gelişmeler büyük bir hızla değişmekte ve yayılmaktadır. Bu oluşumlar, doğal olarak öğrenme-öğretme biçimlerini de etkilemektedir. Öğretim materyallerinin hazırlanmasından sunuş ve değerlendirme sürecine kadar teknolojinin, özellikle bilgisayara dayalı teknolojilerinin vazgeçilmezliği eğitimcileri yeni kuramlar ve uygulama yollarının arayışına itmektedir. Bilişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler öğretim programlarında da bir takım değişiklikler yapma gereğini doğurmaktadır. Bu bağlamda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, yeni bir "İlköğretim Bilgisayar Programı" hazırlamıştır. Öte yandan YÖK, bilgisayar öğretmeni yetiştiren Bölümler için yeni bir program hazırlayarak uygulamaya başlamıştır. Bu çalışmada yeni ilköğretim bilgisayar öğretim programı değişik yönleriyle incelenmiştir. Bu inceleme yapılırken programın uygulamasında yaşanan/yaşanabilecek sorunlar ele alınmış ve ayrıca BÖTE öğretim programı incelenerek bu programla yetişen bilgisayar öğretmenlerinin yeni İlköğretim Bilgisayar Programının gerektirdiği becerilere ne ölçüde sahip oldukları tartışılmıştır. Yapılan değerlendirmelere göre, yeni İlköğretim Bilgisayar Programının "kazanımlar, performans göstergeleri, yaparak yaşayarak öğrenme ve proje tabanlı etkinlikleri, etkinlik örnekleri ve değerlendirme" bölümleriyle alana katkı getirdiği anlaşılmaktadır. Öte yandan programın uygulamasında güçlüklere yol açan birçok unsurun varlığı da göze çarpmaktadır.
Hacettepe University Journal of Education, 2018
Bu araştırmada özel eğitim alanında görev yapan öğretim üyelerinin birleştirilmiş özel eğitim programına ilişkin görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada kullanılan yarı yapılandırılmış veri toplama aracı araştırmacılar tarafından ilgili alanyazın incelenerek geliştirilmiş ve araca ilişkin alanında uzman 3 öğretim üyesinden görüş alınmıştır. Görüşme formu kullanılarak 12 öğretim üyesiyle birebir görüşme yapılmıştır. Elde edilen verilerin analizi, nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi ile yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda, öğretim üyeleri engel gruplarına göre ayrıştırılmış lisans programlarının eksikliklerine yönelik en fazla; uygulamalı dersler, atama, müfredat ve nitelik konularına değinmiştir. Birleştirilmiş özel eğitim lisans programının atama ve müfredat konularında bazı eksiklikleri giderdiği ancak, bu programın da öğretim elemanı yetersizliği, içeriğin belirsiz olması, nitelik kaygısı ve alt yapı konularında eksikliklerinin olduğu üzerinde durulmuştur. Öğretim üyelerinin birleştirilmiş programa ilişkin en fazla öneride bulundukları konuların öğretim elemanı yetiştirme, işbirliği yapma, alt yapıyı geliştirme ve uzmanlaşmaya ilişkin olduğu görülmüştür. Elde edilen bulgular, ilgili alanyazın ve ülkemizdeki özel eğitim öğretmeni yetiştirme sistemi kapsamında tartışılmış ve öneriler sunulmuştur.
The Journal of International Educational Sciences, 2022
Bu araştırmada beden eğitimi öğretmen adaylarının eğitim programı okuryazarlık düzeylerini etkileyen yordayıcıların incelenmesi amaçlanmıştır. Nicel araştırma desenlerinden ilişkisel tarama modelinde desenlenen bu araştırmanın çalışma grubunu; 2021-2022 eğitim öğretim yılı güz döneminde üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları ile Spor Bilimleri ve Eğitim Fakültelerinin “Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği” programının son sınıflarında öğrenim gören 651 beden eğitimi öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri “Kişisel Bilgi Formu” ve “Eğitim Programı Okuryazarlığı Ölçeği” ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda; beden eğitimi öğretmen adaylarının eğitim programı okuryazarlık düzeylerinin yeterli olduğu, program okuryazarlıklarının daha çok okuma boyutunda yoğunlaştığı görülmüştür. Beden eğitimi öğretmen adaylarının eğitim programı okuryazarlık düzeylerini; mezun oldukları lise ve öğrenim gördükleri fakülte/yüksekokul türü anlamlı bir şekilde yordarken, cinsiyet anlamlı olarak yordamamaktadır. Fen Lisesi mezunu olan öğretmen adayları ile Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adaylarının eğitim programı okuryazarlık düzeyleri daha yüksektir.
Hacettepe University Journal of Education, 2020
Bu çalışmada, duyuşsal öğrenme üzerinde durulmakta, hayat bilgisi öğretim programına ait duyuşsal alan kazanımlarının, kuramsal çerçevede yer alan sınıflamalardaki düzeyleri tartışılmaktadır. Amacı var olan durumu ortaya çıkarmak olan bu çalışmanın yöntemi tür bakımından nitel ve amaç bakımından betimsel olup, doküman incelemesi yoluna gidilmiştir. Çalışmanın kapsamını birinci, ikinci ve üçüncü sınıf hayat bilgisi öğretim programı oluşturmaktadır. Bu nedenle 2018-2019 öğretim yılında güncellenen Hayat Bilgisi Öğretim Programı incelenecek doküman olarak belirlenmiştir. Duyuşsal alana yönelik kavramsal model olarak Reigeluth ve Martin (1999) tarafından geliştirilen taksonomi ile Krathwohl, Bloom ve Masia (1964) tarafından geliştirilen taksonomi alınmıştır. Programda yer alan duyuşsal alan kazanımlarının sınıflamalar kapsamında ele alınarak incelenmesi kazanımların yoğunlaştığı ve seyrekleştiği alanların belirlenmesini sağlamıştır. Yapılan inceleme sonucunda duyuşsal alan kazanımlarının yeterli miktarda olmadığı, taksonomik bir sarmallık içermediği ve gelişim alanlarından ruhsal ve ahlaki gelişimin ihmal edildiği söylenebilir. Mevcut programların kazanımlarının taksonomik alan ve düzeyler açısından incelenmesi, öğretmenlerin bu alanlardaki farkındalığını artırabileceği gibi program geliştirme merkezlerine de veri kaynağı oluşturabilir.