Çeviribilimde Yerelleştirme Paradigmasına Doğru (original) (raw)
Related papers
Yerelleştirme Olgusu ve Sürecinde Çevirinin Anthony Pym Açısından İşleyişi ve Yeri 1
2021
Öz 1970'li yıllarda özerk bir disiplin olarak kabul edilen çeviribilim, geçmişten günümüze edebiyat, psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve tarih gibi pek çok sosyal bilim dalları ile etkileşime girdiği gibi başka alanları da etkilemiştir. Bu alanlardan biri de hiç kuşkusuz teknoloji olmuştur. 1980'li yıllarda teknolojinin gelişip değişmesi ile çeviribilim, yerelleştirme sektörünün ortaya çıkmasına aracılık etmiştir. 1990'lı yıllarda sektörün gelişmesinin sonucunda çevirmenler büyük projelerde bilgisayar destekli çeviri araçlarından daha fazla faydalanmaya başlamıştır. Sektörün ilk ortaya çıktığı zamanlardan bu yana yerelleştirmenin çeviribilimin alt dalı olup olmadığına ilişkin tartışmalar devam etmektedir. Bazı kuramcılar, çeviri ve yerelleştirmenin benzer nitelikler taşıdığını savunmasına karşın, bazı kuramcılar iki alanın da çok farklı sürece ve işleyişe sahip olduğunu dile getirmektedir. Bu çalışmada, farklı kuramcıları görüşlerinden yola çıkarak yerelleştirme sürecini oluşturan küreselleştirme, uluslararasılaştırma, yerelleştirme aşamaları tanımlanıp çeviribilim ve yerelleştirme arasındaki ilişki ele alınmıştır. Bu bağlamda, bu ilişkiden yola çıkılarak ürünlerin hedef kitleye ulaştırılması için çağdaş çeviri kuramcısı Anthony Pym tarafından kullanılan aktarım ve dağıtım kavramlarının yerelleştirme sürecinde hangi açılardan ele alındığı ve bu kavramların nasıl nitelendirildiği tartışılmıştır. Makalede aynı zamanda Pym'in yaklaşımına dayanarak yerelleştirme olgusunda ve sürecinde çevirinin işleyişi ve yeri de irdelenmiştir.
Çeviride Yerlileştirme ve Yabancı Dil Öğretiminde Yeri
Söylem Filoloji Dergisi, 2019
DOMESTICATION IN TRANSLATION AND ITS PLACE IN FOREIGN LANGUAGE TEACHING Translation requires consideration of cultural differences as well as linguistic differences, and preservation of the language-culture relationship in translation. However, this is not always possible because of the linguistic and cultural differences between the two languages. “Domestication” is a prominent translation strategy in overcoming cultural barriers in translation. In domestication, the linguistic and cultural elements of the source text, which are foreign to the target language reader, are modified in accordance with the culture of the target language in order to ensure intelligibility. Therefore, the culture of both languages needs to be well known in order to make domestication. In foreign language teaching, not only the language but also the culture of that language is taught. Translation courses are important in this sense. There are objectives such as awareness of linguistic and cultural differences and the use of translation methods according to text types in the translation courses. The prominent issue of “domestication” in Turkish translation entitled “21. Yüzyıl İçin 21 Ders” of a popular current work entitled “21 Lessons for the 21st Century” was focused on, and it was intended to highlight that domestication is a translation phenomenon that needs to be acknowledged in translation courses of foreign language teaching in this study. Domestication, which was applied in the chosen samples from the translation of the work, was evaluated within the scope of translation studies. “Foreignization” and “domestication” translation strategies, emphasized importantly in works of translation scientist, Venuti, were followed in the theoretical framework of the study.
Journal of International Social Research, 2017
Bu çalışmada, günümüzde Çeviribilim içerisinde en önemli ve en yeni kavramlardan biri olan yerelleştirme kavramının ne olduğu ve Türkiye'de lisans seviyesinde çeviri eğitimi veren üniversitelerdeki genel müfredat içerindeki ağırlığını belirlemek, bu ağırlığının yeterli olup olmadığına dair yorumlar yapmak amaçlanmıştır. Araştırma süreci şu şekilde gerçekleşmiştir: Yerelleştirme kavramının ne olduğu, önemi ve kullanım yerlerini belirlemek için belge taraması yapılmıştır. Daha sonra ise Türkiye'de lisans düzeyinde çeviri eğitimi veren üniversitelerin belirlenmesi amacıyla ÖSYM 1 veri kitapçıkları incelenmiştir. Bu inceleme ve tarama sonucunda yerelleştirme kavramı, önemi ve kullanım yerlerini belirlenmiş, veri kitapçıklarının incelenmesi sonucunda ise Türkiye genelinde lisans düzeyinde aktif olarak çeviri eğitimi veren 15 devlet üniversitesinin çeşitli dillerde eğitim veren 28 bölümünün olduğu ve 14 vakıf üniversitesinin çeşitli dillerde eğitim veren 20 bölümünün bulunduğu saptanmıştır. Fakat bu üniversiteler içerisinde yerelleştirme dersini veren toplam 9 üniversite bulunduğu belirlenmiştir. Bu 9 üniversite içerisinde de 5'ininin devlet üniversitesi ve 4'ünün de vakıf üniversitesi olduğu saptanmıştır.
Çeviribilim İçinde Söylem ve Çeviribilimsel Gerçeklik
Journal of Translation Studies (Issue: 20), 2010
Çeviri ile ilgili araştırma evreni içinde, alanın dizgeli bir şekilde ilerleyerek gelişmesini engelleyen bir tartışma tutumu olarak "geviş getirm e" (Zybatow, 2004) anlayışını irdeleyen bu makaledeki belirleyici amaç, söz konusu tartışma tutumunu bir örnek savlama doğrultusunda saydamlaştırmaktır. Örneklendirme, çeviribilim'le bağlantılı olarak sıkça dile getirilen "çeviri kuramları ile çeviri uygulaması arasındaki ilişkisizlik" savlaması ve şikâyeti üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ör neklendirme içeriğine göre ortaya atılan çeşitli savlamalar arasında, çeviribilim içindeki kuramsallaştırma eğilim lerinin uygulama üzerinde düzenleyici ve yönlendirici bir yükümlülük ve işlevi olacağına dair yanılgının temelleri sorgulanarak irdelenecek, böyle bir işlev beklentisinin bilim kuramsal düzlemde kalınarak karşılanmasının olanaksızlığı bulgulanacaktır. Buna karşın, çeviri kuramsallaştırma eğiliminin bilim kuramsal düzlemde nasıl karşılanabileceği sorusuna bağlı olarak bunun koşulları üzerinde bir tartışma yürütülecektir. Çeviri olgusunun betimi ile çeviriyi oluşturan alt etmenlerin gözlemlenmeden birer koordinat aktarımı yoluyla çeviri alanına taşınması arasındaki çelişme noktası belirginleştirilecektir. Bu anlamda çeviribilimin kuramsallaştırma koşullarının çeviri süreci ve çeviri uygulaması odaklılığı ve normlaştırıcı tutumdan soyutlanılması yoluyla ancak sağlanabileceği vurgulanacak, somutlaştırılacaktır.
Çeviribilimde Çevrilemezlik Ya Da Çevirinin Olanaksızlığı
Turkish Studies - Language and Literature, 2021
One of the most complicated issues in the history of translation is, undoubtedly, the concept of untranslatability. These debates have remained up to date, from studies of very early translation to modern translation studies today and have produced many products in theoretical terms. The untranslatability or the impossibility of translation from the past to the present has preserved its polymorphism and impure structure. Based on the nature of these concepts in the historical process, it has been observed that the sources have two different meanings and that the untranslatability reflects the interface between these two meanings and these two structures, and it has been attempted to understand how this reality is formed. Untranslatability is primarily a translation phenomenon that has been a key word in the debate on the impossibility of translation from ancient times to the present. The ongoing discussion of untranslatability has been conducted on the platforms of equivalence-seeking attempts regarding the sound image-concept relationship, the nature of meaning and philosophy of language in its historical course since eighteen century. Untranslatability has been handled within the framework of western dualistic approaches such as Universalist and Monadist, as well as the twentieth-century postmodern approaches, i.e. Deconstructive. The dualistic nature of the concept or its being an ambiguous phenomenon makes it possible to make more than one definition of untranslatability. Untranslatability also has an intricate structure that is by no means considered separate from the concept of translatability. Therefore, throughout the article, the role of "untranslatability", which incorporates the term "translatability" in the symbolic nature of language, in other words, in translation per se, is questioned based on this ascertainment. Also the discussions on "everything can be translated" or "nothing can be translated" at the two extremes and the opinions in between were included in the analysis within the framework of this connection. One of the important results is that the phenomenon of untranslatability can actually be used as a translation strategy that makes translation possible. In addition, it has been observed that translation is a process of completion and interpretation, and in order to understand the concept of untranslatability, its linguistic, cognitive and philosophical layers must be understood and addressed.
Localization can be defined as the process of modifying a website or software in order to facilitate its use for target receivers. The proliferation of e-commerce has contributed to the development of a major professional industry in the field of website localization. Still, there is not any agreed definition or use for the concept of localization either in the scholarly literature or in the industry’s discourse. The aim of this study is to question how the concept is perceived and defined in the field of social sciences, as well as in the translation and localization industry, particularly in Turkey, and to investigate and describe the projections on its relationship with translation. Afterwards, the position of the translator as an agent in website localization processes in Turkey is explored. Two methods were used to collect data in this qualitative study: document review and interview. The former is used in the investigation of the concept of localization and its relationship with translation. The corpus includes literature from various fields, including translation studies, marketing, business administration and international trade, as well as websites of translation and localization companies, publications of the Localization Industry Standards Association (LISA), an organization which no longer exists, and books and publications by various industry agents. The interview method has provided data both for conceptual discussion and for the investigation of the translator’s position in website localization processes in Turkey. The interview method was applied through completion of interview forms. In determining the corpus of interviews, maximum variation sampling was used as the purposeful sampling method. As a common attribute, all of the interviewees took part in website localization processes as agents in various positions. Since the research approach was qualitative and the aim was to analyze the data in depth, the number of interviewees in the corpus was limited to nine. The interviews were held in Istanbul between September 2011 and February 2012. The conceptual and theoretical framework of the study comprises functional translation approaches, particularly the theories offered by Justa Holz-Mänttäri and Hans Vermeer, while the agency theory is used as a complementary approach. Key words: Agent, Conceptual Analysis, Localization, Qualitative Research, Translator’s Position, Website Localization Yerelleştirme web sitelerinin ve yazılımlarının hedef kitlenin kullanımına hazır hale getirilmesi olarak tanımlanabilir. E-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte, yerelleştirme işine dayalı büyük bir endüstri kolu gelişmiştir. Bununla birlikte, gerek literatürde gerekse endüstri söyleminde yerelleştirme kavramının içeriği ve kullanım biçimi konusunda henüz bir görüş birliğine varılamadığı gözlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, sosyal bilimler literatüründe ve daha çok Türkiye özeline inerek çeviri ve yerelleştirme endüstrisinde kavramın nasıl algılandığını, içeriğinin nasıl doldurulduğunu sorgulamak ve çeviri ile ilişkisinin nasıl tasarlandığını araştırıp durumu betimlemektir. Buradan hareketle, Türkiye’de web sitesi yerelleştirmelerinde bir eyleyen olarak çevirmenin nasıl bir konumda olduğu sorgulanmıştır. Nitel araştırma yaklaşımının benimsendiği bu çalışmada, veri toplamak için iki yönteme başvurulmuştur. Bunlardan biri doküman inceleme diğeri ise görüşmedir. Doküman inceleme yöntemine yerelleştirme kavramı ve çeviri ile ilişkisi konusundaki araştırmada başvurulmuştur. Bütünceyi çeviribilim, pazarlama, işletme ve uluslararası ticaret literatürleri, çeviri ve yerelleştirme işletmelerinin web siteleri, artık faaliyet göstermeyen Yerelleştirme Endüstrisi Standartları Birliği’nin yayınları ile endüstri eyleyenlerinin yazdığı kitaplar ve makaleler oluşturmuştur. Görüşme yöntemi ise hem kavramsal tartışmaya hem de Türkiye’de web sitesi yerelleştirmelerinde çevirmenin konumu hakkında araştırmaya veri sağlamıştır. Yöntemin uygulanmasında görüşme formu yaklaşımı benimsenmiştir. Bütüncenin belirlenmesinde amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklemesine başvurulmuştur. Görüşmecilerin ortak özelliği web sitesi yerelleştirme süreçlerinde farklı şekillerde eyleyen olarak bulunmuş olmalarıdır. Araştırma yaklaşımı nitel olduğundan ve elde edilen verilerin derinlemesine incelenmesi amaçlandığından bütüncedeki görüşmeci sayısı dokuz ile sınırlandırılmıştır. Görüşmeler Eylül 2011-Şubat 2012 döneminde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın kavramsal ve kuramsal çerçevesi için başta Justa Holz-Mänttäri ve Hans Vermeer’in kuramları olmak üzere işlevsel çeviri yaklaşımlarına ve bunların tamamlayıcısı olarak vekâlet kuramına başvurulmuştur. Anahtar sözcükler: Çevirmenin Konumu, Eyleyen, Kavram İncelemesi, Nitel Araştırma, Web Sitesi Yerelleştirme, Yerelleştirme
Devletin Sınırlandırılmasına Yerelleşme Üzerinden Bakmak
Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, 2019
Atıf için: Övgün, Barış ve Taşcıer, Ali Mert. Devletin Sınırlandırılmasına Yerelleşme Üzerinden Bakmak. Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 28, Sayı 3, Temmuz 2019, s.21-42. Öz: Devlet, tarih sahnesine çıktığı ilk günden itibaren değişen gereksinimlere uygun olarak reforma tabi tutulmuş ve tutulmaya da devam etmektedir. Liberalizm düşüncesinde devlet, kapitalizmin sürekliliğini, sermayenin hareketliliğini ve kâr oranlarını artırma amacıyla yapısal ve işlevsel olarak reforme edilmiş ve bu süreçte en önemli söylemlerden biri devletin sınırlandırılması olmuştur. Liberalizmin temel amaçlarından birinin devleti sınırlamak olduğu iddia edilmektedir. Peki devletin sınırlandırılması ne anlama gelmektedir ve devlet nasıl sınırlandırılabilir? Ve belki de bir ön kabul olmuş haliyle yerelleşme politikaları devletin sınırlandırılmasını mı yoksa konum ve işlev değiştirmesini mi anlatmaktadır? İşte, bu çalışma Türkiye örneği özelinde bu sorulara yanıt aramaktadır. Anahtar Kelimeler: Liberalizm, devlet, merkezi yönetim, yerel yönetim, yerelleşme. Looking at the Limitation of the State through Localization Abstract: The state has been reformed in accordance with the changing requirements from the first day and this situation continues. In the idea of liberalism, the state has been reformed structurally and functionally in order to increase the continuity of capitalism, the mobility of capital and the rate of profit one of the most important discourses in this process is the limitation of the state. It is claimed that one of the main aims of liberalism is to limit the state. What does it mean to limit the state and how can the state be limited? Do localization policies explain the restriction of the state-that thought is a pre-admission-or change of position and function? Here, this study seeks to answer these questions in the special case of Turkey. Keywords: Liberalism, state, central administration, local administration, decentralization