FOTOĞRAFÇININ TEKNOLOJİ İLE İMTİHANI, PİKSEL SAYISI YARATICILIĞI ÖLDÜRÜR MÜ ? (original) (raw)

YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ TOPOGRAFİK VERİ ELDE ETMEDE FOTOGRAMETRİK ÜRETİM SÜRECİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ

Anahtar Kelimeler: fotogrametrik harita üretimi, topoğrafik harita, coğrafi veri, kıymetlendirme, bütünleme ÖZET: Temel ölçekli topoğrafik harita, kullanıcı sayısı ve yelpazesi oldukça geniş olan ve birçok büyük veya küçük çaplı projede altlık olarak kullanılan haritalardır. Topoğrafik haritalar, geçmişten günümüze bilimsel ve teknolojik yöntemlere paralel olarak yersel, analog ve sayısal fotogrametrik yöntemlerle üretilmiştir. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hepsi harita veya coğrafi verinin üretiminde kaliteyi arttırmak ve aynı zamanda veri üretim maliyetinin azaltılmasına yönelik olmuştur. Söz konusu gelişmelerle birlikte harita, coğrafi veri ve veritabanı kavramları ve bunların birbirleri ile olan ilişkileri önem kazanmıştır. Ancak bilim ve teknolojinin gelişme hızı ile paralel olarak var olan üretim süreçlerinin bunlara uyarlanması ekonomik nedenlerden dolayı aniden yapılamamakta ve bu uyum süreci aşamalı olarak gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmada; üretim süreci iyileştirmeye ilişkin olarak; topoğrafik veri üretim sürecinin verimliliğinin ve veri kalitesinin artırılması için süreç iyileştirme ve yeniden düzenleme (re-engineering) çalışmasında elde edilen ön sonuçlar sunulmaktadır. Bu çerçevede, fotogrametrik kıymetlendirme ve topoğrafik bütünleme süreçleri bütüncül bir biçimde ele alınarak veri formatı, standardı ve veri kalitesi açısından incelenmektedir. Ayrıca, tüm sürecin alt işlem adımları ayrıntılı olarak değerlendirilmekte, güncellenecek işlemler belirlenerek süreç iyileştirme için optimum çözüm araştırılmaktadır.

ORYANTALİZM VE GERÇEKLİK: OSMANLI İMPARATORLUĞU'NUN FOTOĞRAFLA İLİŞKİSİ

Akademik ORTA DOĞU, 2015

Özet Oryantalizm Doğu'yu Batılı bir bakış açısı ile yeniden üretmektedir. Bu yeniden üretimde görsel öğelerin önemli bir yeri vardır. Batılı ressamların oryantalist tabloları ve çizimleri bu öğeler arasındadır. XIX. Yüzyılda Batı'da başlayan sanayileşme ve modernleşmenin yarattığı dönüşüm Batı'nın Doğu'ya yönelmesinde etkili olmuştur. Fakat Doğu da bu dönemde modernleşme çabası içindedir. Dahası, Batı'nın hayal ettiği gibi durağan, egzotik, saf ve el değmemiş görünmeyi istememektedir. Doğu'yu ve onun modernleşme çabalarını gerçekte olduğu gibi gösterebilecek olan araç ise XIX. yüzyılın en büyük icatlarından birisi olan fotoğraftır. Fotoğraf sayesinde Doğu kendini Batı'ya anlatma olanağı bulmuştur. Fotoğrafın gücünü kısa sürede keşfeden Osmanlı padişahı Sultan II. Abdülhamid, fotoğrafı bir tanıtım aracı olarak kullanmak istemiş ve hazırlattığı fotoğraf albümlerini Batılı devletlerin liderlerine hediye etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nu olduğu gibi gösteren bu albümlerdeki fotoğraflar, bir yandan Osmanlı İmparatorluğu'nu modern Batı'ya yaklaştırırken, diğer yandan da oryantalizmin ürettiği durağan, egzotik ve el değmemiş Doğu imajının değişmesinde etkili olmaktadırlar. Bu bağlamda, bu çalışmada dönemin oryantalist bakış açısı, Osmanlı İmparatorluğu'nun bu bakış açısına fotoğraflar üzerinden tepkisi ve sözü edilen albümlerden seçilen fotoğraflar incelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Oryantalizm, Fotoğraf, XIX. Yüzyıl, Modernleşme, Doğu-Batı ORIENTALISM AND REALITY: OTTOMAN EMPIRE'S RELATION WITH PHOTOGRAPHY Abstract Orientalism reproduces the East with a Western point of view. Visual elements have an important place in this reproduction process. Orientalist paintings and drawings of Western painters are among those visual elements. The transformation created by industrialization and modernization in the 19 th century onwards affected the inclination of the West towards the East. But, the East also took upon a modernization effort of its

FOTOĞRAF SAHTECİLİĞİ VE TARİHİ GERÇEKLERİN İTİBARSIZLAŞTIRILMASI ÇABASINA BİR ÖRNEK DAHA - Hazel ÇAĞAN ELBİR

Sahte belgelerin doğru gibi sunulması günümüzde çok sık rastlanılan bir durumdur. Sahte veya yanıltıcı haberlerin sayısız örneğine pek çok alanda şahit olunmaktadır. Konu tarihi belgeler üzerinde yapılan tahrifatlar ve gerçek olayların çarpıtılması, abartılması olduğunda da durum değişmemektedir. Gerçeğin çarpıtılmasına günümüzde “post-truth” denilmektedir, ki bu kavram, Oxford Dictionaries tarafından 2016 yılında İngilizce’de yılın sözcüğü olarak seçilmiştir. Post-Truth, “gerçek ötesi” ya da “gerçek sonrası” olarak çevrilse de esasen göreceli gerçeklerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumuna verilen addır.

DİJİTAL DÖNEMDE FOTOĞRAF HABERCİLİĞİ

DİJİTAL DÖNEMDE FOTOĞRAF HABERCİLİĞİ, 2018

Özet Dijital teknoloji yalnızca çağımıza damga vurmakla kalmamış aynı zamanda, fotoğraf haberciliğini dönüşüme uğratmıştır. Fotomuhabirlerinin fotoğraf gönderme, çekme, saklama vb. alanda yaşadığı birçok problem bu dönemde ortadan kalkmıştır. Dijital teknolojinin sağladığı yeni medya ortamları, fotoğrafların anlık ve küresel dolaşımını da mümkün kılmıştır. Instagram, Facebook, Flickr vb. sosyal ağlarda, uluslararası ve ulusal medya kuruluşlarının internet sitelerinde amatör fotoğrafçıların fotoğrafları da haberciliğe eklemlenmiş durumdadır. Bu durum haber alma özgürlüğü açısından büyük avantajlar sağlarken etik, telif hakları, temsil, manipülasyon, dezenformasyon vb. konularda yaşanan sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu sorunlarsa, fotoğraf haberciliğinin başlangıcından itibaren şekil ve mecra değiştirerek günümüze intikal eden yapısal sorunlardır. Yukarıdaki çerçeveden yola çıkarak çalışmanın amacı, dijital çağda fotoğraf haberciliğini, fotomuhabirliği ve yurttaş fotomuhabirliği açısından tartışmaya açmaktır. Çalışmada yeni haberciğin her iki konumdaki avantaj ve dezavantajları irdelenmiştir. Çalışmanın yöntemi literatür taramasıdır. Bunun yanı sıra çalışma, söz konusu literatürden yola çıkarak günümüzdeki toplumsal olaylara ve savaşlara dair yeni medyada yer alan fotoğraf örnekleri üzerinden serbest bir okumayı içermektedir. Çalışmanın sonuç bölümünde, fotoğraf haberciliğinin bugünü konusundaki tespitlerin yanı sıra yarını konusundaki öngörülere de yer verilmiştir. Buna göre profesyonellik ve amatörlük; foto muhabirliği ve yurttaş fotomuhabirliği arasındaki çizgi mesleki anlamda silikleşmiştir. Söz konusu gelişmeler, gelecekte de sürecek olan, mesleki bir dönüşümü de beraberinde getirmiştir.

DİJİTALİN DÖNÜŞTÜRDÜKLERİ: ANALOGDAN DİJİTAL FOTOĞRAFA SÜREKLİLİK VE KOPUŞ

Moment Dergi, 2022

1989’da analog fotoğrafın icadından yaklaşık 150 yıl sonra dijital fotoğraf ortaya çıkmış ve fotoğraf ile ilgili geleneksel algıları dönüşüme uğratmıştır. Analog fotoğrafın yaygın olduğu dönemde, fotoğraf ile dış gerçeklik ve hakikat arasında doğrudan ve aracısız bir ilişki olduğu varsayılıyordu. Dijital ile beraber bu ilişkinin yitimiyle ortaya çıkan tedirginlik, fotoğrafın sona erdiği iddialarına sebep olmuştur. Dijital fotoğrafla birlikte yaşanan dönüşüm ile beraber, fotoğrafın hakikatle arasında olduğu varsayılan organik ilişkinin yerine, hakikatin inşa edildiği farklı potansiyel ilişkiler gündeme geldi. Bu dönemdeki tartışmalarda analog-dijital ikiliğine sıkışmış teknolojik belirlenimci yaklaşımların ötesinde, toplumsal-kültürel alandaki dönüşümler ve fotoğraf pratiklerindeki değişimler, analog ve dijital arasında bir ikilikten ziyade, karşılıklı bir süreklilik ve kopuş ilişkisi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu makalede, analogdan dijitale gelişen süreçte sadece teknolojinin değil, toplumsal ve kültürel dönüşüm ile fotoğrafın kullanımı arasında karşılıklı bir ilişkinin de belirleyici olduğu açıklanmaya çalışılacaktır.

FOTOĞRAF SANATININ TEKNOLOJİK GELİŞMELERLE KAZANDIĞI YENİ BAKIŞ AÇILARI

Pearson Journal Of Social Sciences & Humanities, 2020

Fotoğraf makinesinin icadıyla birlikte insanlar yaşadıkları güzel anları, gördükleri güzellikleri, hayatlarındaki önemli olan olayları fotoğraflamışlardır. İnsanlar bu fotoğrafları aslında bir iletişim aracı olarak kullanmışlardır. Bir haber fotoğrafı ya da o anki mutluluklarını ifade eden fotoğraf hem bir sanat dalı hem de bir iletişim biçimidir. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren günlük yaşamın içinde vazgeçilmez bir kavram olarak nitelendirilen teknoloji kültürden sanata hayatımızın her alanında gelişime katkı sağlayan bir araçtır. Günlük yaşam dinamiğimizin oluşumunda etkili olan teknolojik gelişmeler bilim ve sanat alanında değişimlerin yaşanmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda, sanat ve teknoloji birbirleriyle sürekli etkileşim ve gelişim durumda olan ayrılmaz iki kavramdır. Diğer sanat dallarının aksine fotoğraf sanatı teknolojik gelişmelere çok daha açıktır. Fotoğraf sanatının tarihine bakıldığı zaman gelişen teknolojiyle birlikte toplumlar içinde büyük bir ivme kazandığı açıkça görülmektedir. Özellikle son 20 yılda üretim ve gösterim alanında gösterdiği gelişim ve değişim fotoğraf alanında yeni kavramların ve yeni üretim biçimlerinin oluşmasına katkı sağlamıştır. Fotoğraf sanatına dijital teknoloji kavramının gelmesiyle birlikte geleneksel sanat anlayışına karşı bir duruş olurken, yeni biçimsel üretim ve sunumların oluşumuyla birlikte fotoğrafta yeni bir dil anlayışı doğmuştur. Günümüzde bilgisayarın, internetin ve yeni medyanın hayatımızın her alanına nüfuz ettiği bir ortamda fotoğraf üretiminde yeni görsel içerik üretimi kaçınılmaz bir teknolojik gelişimdir. Bu teknolojik gelişimle birlikte üreticinin veya sanatçının zorlukla oluşturabildiği anlatım dilinin daha kolay bir şekilde oluşturmasına olanak sağlamıştır. SLR (değiştirebilen objektife sahip filmli fotoğraf makinesi) makinelerin yerini dijital kavramı ile DSLR (değiştirilebilen objektife sahip dijital özellikli fotoğraf makinesi) makinelerin gelmesiyle birlikte tek bir cihazda hem fotoğraf hem de video çekim imkânı kullanıcıların daha fazla görsel içerik oluşturmasını sağlamıştır. Fotoğraf makinelerinin geçirdiği büyük değişimlerden sonra bugün makinelerin geldiği son nokta ise ceplerimizde taşıdığımız cep telefonları olmuştur. Bu gelişimle birlikte mobil görsel üretimi ve tüketimi (paylaşımı) anlık iletişimi kolaylaştırdığı gibi yeni bir görsel anlatım dili ve tekniklerinin oluşmasına katkı sunmuştur. Bu çalışmada dijital teknolojiyle yeni görsel üretimi olarak nitelendirilen timelapse-hyperlapse (belirli zaman aralıklarında çekilmiş fotoğrafların birleştirilip video haline dönüşümü), selfie (özçekim) ve drone (insansız hava aracı) çekimlerinin üretim tekniklerinin neler olduğu ve bu görsel üretimin hangi alanlarda kullanıldığı örnekler üzerinden sunumu yapılacaktır.

MEZAR TAŞLARINDA FOTOĞRAF KULLANIMI ÜZERİNE SOSYOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME

ÖZET Türkiye'de özellikle modern dönemde bazı mezar taşlarında, medfûn ile ilgili geleneksel olarak taşa işlenen bilgiler dışında, teknolojinin sağladığı birtakım tekniklerle medfûnun fotoğrafının da mezar taşına işlendiği ve bu uygulamanın yavaş yavaş yaygınlık kazanmaya başladığı görülmektedir. Görüntü üretimi, kullanımı ve kamuyla paylaşımı, teknolojik alanda meydana gelen gelişmeler kadar, toplumsal değişme ile de doğrudan ilgilidir. Bu bildirinin amacı, bu bağlamda modern dönem mezar taşlarında fotoğraf kullanımının arkasında yatan sosyolojik nedenleri çözümlemeye çalışmaktır. Çalışmada deskriptif bir yöntemle betimleme yapılarak, görüntü üretimi ve paylaşımına ilişkin sosyolojik teoriler çerçevesinde konu analiz edilecektir. Modernleşme süreci, bir taraftan bireyselleşmeyi ortaya çıkarırken, diğer taraftan Georg Simmel'in " kültürün trajedisi " adını verdiği, öznel kültürün gerilemesini beraberinde getirmiştir. Sosyolojik teoriler, bu süreçte bireyin hem görüntü üretimiyle bir yandan metalaştığını ileri sürerlerken, diğer yandan bireyin bu trajedik kalabalıktan sıyrılma çabasından da söz etmektedirler. Medfûnun yakınlarının, ona duydukları özlemle ilişkisi ise üçüncü başlığı oluşturacaktır. Bu çalışmada, mezar taşlarında fotoğraf kullanımı bu üç açıdan ele alınarak, bu konuda sosyolojik bir değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. ABSTRACT Especially in the modern period in Turkey it is observed that photograph of the person buried there have been processed to gravestones with some techniques provided by technologists, in addition to the information traditionally handled on stone and this practice is gradually becoming widespread. Production, using and sharing of image with the public are directly related to social change as well as developments that take place in technological space. The purpose of this study is to try to solve the sociological reasons behind the use of

SANAL GERÇEKLİK GEZGİNİNİN FOTOĞRAFİK KEŞİFLERİ

2019

Günümüz teknolojilerinin gelişmesi, yaşadığımız dünyada farklı tür gezintiler ile keşifler yapmaya olanaklar sağlamaktadır. Yazılımlar ve bunların oluşturduğu algoritmalar ile yeni sanal dünyalar yaratılmaktadır. Bu dünyalarda sanal gezginler kendi deneyimlerini gerçek (real) dünyadan sanal (virtual) dünyaya aktarırlar. Sanal dünyanın yaratımı ve oluşumu yeni medyanın ana yapısından beslenir. İnternet ve anlık iletişim ile birey buradaydı, şimdi burada konumunun izlerini görmek mümkün olmaktadır. Anlık iletişim ve hız sanal dünyalar için önemlidir. Bir birey bilgisayar başındayken sanal turlara çıkabilir veya tamamen soyut yaratılmış bir dijital platformu gezebilir. Bu anlamda tezimin çerçevesinde biz sanal gezginliğimizi popülaritesi ve harita olasılıkları zenginliği ile günümüzde en geniş alana sahip olan Grand Theft Auto (GTA) oyunu üzerinden keşiflerde bulunduk. Gelişen teknolojiler ile sanal gezginlikler bir bilgisayar başından, telefonlara indirgenmiştir. Yeni medyanın yakınsama ilkesi ile de bir araç birden çok işlev kazanmaya başlamıştır. Sanal dünyalarda ve oraya ulaşım araçlarında bu çok net gözükmektedir. Artık bu yapılara Virtual Reality (VR) ve Augmented Reality (AR) teknolojileri ile daha gerçekçi ve dış dünyadan soyutlanmış biçimde içerisinde bulunulur. Gelişen VR ve AR teknolojileri sanal gerçekliğin gerçeklini bizlere sunar. Gerçeklik ile sanallık artık bir bütün oluşturmaya başlar. Gerçek ve sanallığın birleşimiyle Mixed Reality dediğimiz iki dünyanın birleştiği görüntüler oluşur. Gerçek ile sanallığın gün geçtikçe birbirine daha fazla yaklaştığı ve iç içe geçtiği günümüz koşullarında, gerçekliği İzmir çevresinde sanallığı ise GTA oyunun Los Santos şehrinde gezginliğimiz gerçekleşir. Los Santos şehrindeki gezintiler sırasında İzmir’deki yapıların uyabileceği yerler araştırılır. Burada kültürel farklılıkların olması ve oyunun sanal karaktere bakış açısı, gerçek dünyadaki bakış açımızdan farklıdır. Oyunda çektiğimiz mekan açıları ile uyabilecek yapıları İzmir’de sanal gezginin açısına uygun real bir göz ile çekilir. Oluşan sanal ve real fotoğraf birleştirilerek Mixed bir fotoğrafa dönüşür. Oluşan görseller yapısına da uygun olarak hem gerçekte hem de sanal olarak yaratılmış sergi mekanında izleyicilere VR teknoloji ile sunulur.