Turkiye Haricinde Bulunan Osmanli Kadi Sicilleri Mustafa Birol Ulker (original) (raw)

Osmanli Imparatorlugu'nda Telkih i Guderi (Cicek Asisi)

It is seen that the Ottoman Empire in the nineteenth century, spent the intensive effort for her vassal despite the political, military and economic troubles. One of the most important health problems in the period smallpox was a great danger, especially for children. The Empire has taken a series of measures against smallpox in order to raise a healthy generation and also to abolish the lack of population. The most important application of these measures was vaccinated against the disease. The smallpox vaccine was conveyed from Europe to extinguish smallpox. Later on founded the house vaccination in the different regions of the country, it was tried to regain the health of those afflicted with the disease. On the other hand, the vaccination especially in public schools and prisons in the living areas where more attention is understood that. Sometimes the school holidays to be taken as measures. By the end of the nineteenth century, especially in the early twentieth century, the four regulations were prepared to eliminate smallpox. Any defects in after each regulation, which will be issued a new regulation, by eliminating all the legal ways to eliminate smallpox is used. To avoid any omissions in the vaccine, particularly the region's administrator responsible for the afflicted families, even families who do not take the smallpox vaccine administered with a fine and punishment. In the Ottoman Empire at that time showed itself in the economic difficulties during the implementation of the smallpox vaccine, and sometimes doctors and also vaccinators could not take any payments due to these economic distress. All these information were reflected in the documents.

Osmanli tasrasinda bir patriklik

Avrasya İncelemeleri Dergisi-Journal of Eurasian Inquires 2018; VII/2: 154-181, 2018

Yakubî Süryanilerin yaşadıkları coğrafya 16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim’in Doğu seferiyle Osmanlı hâkimiyetine girdi. Bu dönemde Yakubî Süryaniler, merkezi Mardin olan patriklik teşkilatı çevresinde tarihteki rollerinin aksine çok da etkin olmayan kapalı bir cemaat olarak yaşıyorlardı. Süryanilerin yaşadığı coğrafyanın Osmanlı sınırlarına katılması aynı zamanda Yakubî Süryani Patrikliği’nin Osmanlı sistemine dâhil olması anlamına geliyordu. Osmanlı hâkimiyetinde geleneksel yapılarını merkezden uzakta bir taşra patrikliği olarak muhafaza eden Yakubi Süryanilerin statüleri 18. yüzyılın sonlarında değişti. 1782’de İstanbul Ermeni Patrikliğine bağlanan, Yakubî Süryaniler 19. yüzyılda bu bağımlılıktan kurtulma çabasına giriştiler. Bu çalışmada 19. yüzyıldaki bu çabalar merkeze alınarak, Osmanlı yönetiminde Yakubî Süryani Patrikliği’nin nasıl örgütlendiği, devletçe nasıl tanındığı/tanımlandığı ve Osmanlı bürokratik işleyişi incelenecektir. Çalışmanın temel kaynakları Osmanlı arşivi ve Süryani Kilisesi kayıtlarıdır. Anahtar Kelimeler: Yakubî Süryani, Ermeni, Patrik(lik), Mardin.

Şeriye Sicillerinde Bulunan Terekeler Işığında Osmanlı Döneminde Göynükte (Bolu) Aile.pdf

Osmanh Devleti'nde temel idari birim kazadir. Bu birimin ba §mda kadi bulunmaktadir. Kadi'nin gorev yaptigi her kaza mlistakil bir mahkemedir. Sancakta veya vilayette bagli bulundugu bir makam yoktur.' Kadi, dogrudan merkezle muhatap, mahalli otoriteden bagimsiz ancak 90k geni? mahalli yetki idaresi bulunan kijidir.^ Kaza kadilan " kaza dairesi i9inde, kaynagini §er' 1 ve 5rfi hukuktan alarak, padijah adina yargi gUcUntl kazada uygulayan ve her tlirlu vesikayi, karara baglanan konulan kadi sicili olarak adlandirdigimiz defterlere kaydeden ki?ilerdir.'' Kadi sicilleri igerisinde bulunan tereke Iistelerinde yer alan e §yalar, fiyatlan ile ekonomi tarihi i9in Onemli veriler" olu?turdugu gibi isimleriyle de bOlgenin folklorik yapisini ortaya koymasi a9isindan bilyllk Onem arz etmektedir. ' Halkin gUnlUk hayati, 9ar §ilar, evler, Orf ve adetler, mobilya ve mutfak takimlari, tajmmazlar, hayvan cins ve miktarlan, ambarlarda ve tarlalarda mevcut gida maddeleri, ticari mallar ve bUtun bu mallarin tahmini veya fiili olarak tahakkuk etmi § fiyatlan,* yiyecek ve giyecek fiyatlanni'' sicillerden Ogrenebiliriz. Bu 9ali5mada ara §tirma konumuza daha objektif yaklajabilmek i9in 1741-1889 ( H. 1154 -1307 ) yillan arasini kapsayan GOynUk kadi sicillerinde bulunan tereke kayitlan aynntih olarak incelenmi §, degerlendirilmeye 9alillmijtir. GOynuk kentine ait analiz etmeye 9ah §tigimiz 249 tereke kaydinm 247'si Muslim, 2' si ise gayri MUslimlere aittir. Bunlardan 9'u GOynuk' te misafir olarak bulunmaktadir. Tereke sahiplednin 90gunlugu ( 190 ki?i ) kOylerde ya^amaktaSir.^Ana kaynaklar di §inda arajtirmamiza temel tejkil eden ve konunun verimliligini artiracak bazi incelemeler de bulunmaktadir. Bu 9ali5malar' ki?ilerin veya sosyal gruplann yajam duzeylerini degerlendirmede bize Omek tejkil edecek somut veriler sunmasi a9isindan bilyUk Onem arz etmektedir.

Klasi̇k Dönem Sonrasi Osmanlida Bi̇li̇m

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019

Similar to other Islamic states, in the Ottoman Empire, there were noneducational institutions where people were trained in science. Masjids, mosques, outdoor prayer spaces, zawiyas, lodges, and convents and other religious institutions were used for this purpose. Other spaces such as mansions and libraries could be preferred by those who wanted to be trained in sciences. With the introduction of the modern scientific age in the Ottoman Empire is generally associated with the establishment of the Imperial School of Naval Engineering (Mühendishane-i Bahrı-i Hümayun).

Osmanli Sarayindaki̇ Dulkadi̇rli̇ Hatunlar

the Journal of Academic Social Sciences, 2016

Emrah NAKİ  Öz İspanya, Venedik ve Papalık Devletleri'nden mürekkep Haçlı Donanması'nın 1571'de İnebahtı'da Osmanlı Donanması'na karşı kazandığı zaferden sonra Akdeniz'deki dengeler İspanya lehine değişti. İspanya için bundan sonraki hedef, Katolik güçler arasındaki ittifakı muhafaza ederek ertesi yıl Osmanlı Payitahtına uzanan bir deniz seferi düzenlemekti. Fakat Venedik'in 7 Mart 1573'de ittifaktan ayrılması, Alçak Ülkeler meselesi ve artan borçlar sebebiyle sürdürülemez vaziyetteki iktisadi yapı, ayrıca 1574'deki Tunus zaferi sonrasında Osmanlıların Akdeniz'de tekrar hâkimiyet kurması, İnebahtı galibiyetini gölgeledi. Devletin iç meselelerini çözmek adına Akdeniz'deki iktisadi ve askeri bu tüketici rekabete bir mola verilmesi gerektiğini anlayan İspanya, belirli bir süreliğine ateşkes yapılması ihtimalini araştırmaları için İstanbul'a gayri resmi müzakereciler gönderdi. Uzun soluklu görüşmelerden sonra eski dünyanın temsilcileri Osmanlı ve İspanya imparatorlukları, 7 Şubat 1578'de ateşkes antlaşmasını imzalayarak Akdeniz'deki mücadeleye geçici süreliğine ara verdiler. Bu andan itibaren İspanya Atlantik'e yönelirken, Osmanlı İmparatorluğu da İran seferine girişiyordu. İspanya-Osmanlı ilişkileri ekseninde incelediğimiz, Osmanlıların elindeki esirlerin kurtarılması maksadıyla 1575'de İspanya'nın Sicilya kral naibi Terranova Dükü tarafından İstanbul'a gönderilen ve gayri resmi müzakereci rolü üstlenen Jaime de Losada'nın bu raporu, tarihin bir kesitine tanıklık eden yabancı bir gözlemcinin kayıtları olması bakımından önemli bir kaynaktır.

Osmanl%c4%b1%20D%c3%b6nemi%20Bodrum%20Cami%20ve%20Mescitleri

History Studies International Journal of History, 2018

Kastamonu Üniversitesi-Kastamonu Öz: Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı hâkimiyeti altına alınan Bodrum, İstanköy sancağına bağlı bir kale idi. Osmanlı fethinin ardından, kalede bulunan kilise camiye çevrildi. XVI. yüzyıl boyunca kale konumunu devam ettiren Bodrum, 1671 yılında da kale dışında varoşun, han, cami ve çarşının bulunmadığı bir yerleşim yeriydi. Kent XVIII. yüzyılda gelişme kaydedip, burada kale dışında yerleşim oluşmaya başladı. Bu süreçte 1723'te Bodrum'da görevli bulunan Kızılhisarlı Mustafa Paşa tarafından kentte kale dışında ilk cami yaptırıldı. Daha sonra liman kıyısında 1740 yılında Mustafa Paşa'nın kâhyası tarafından da bir cami inşa ettirilip Tepecik Mahallesi ortaya çıktı. Böylece kentte yaptırılan yeni camilerle birlikte yeni mahalleler de şekillendi. Bununla birlikte Bodrum'daki cami ve mescitlerin pek çoğunun XVIII. yüzyılda inşa edildiği anlaşılmaktadır. Eski

Osmanli Devleti̇ Öncesi̇nde Vezi̇rli̇k

İSTEM, 2018

Özet: Vezirlik, devlet teşkilâtında hükümdarlıktan sonra yer alan ikinci önemli icra makamıdır. Buna göre vezir hükümdarın bütün işlerini yüklenen, birçok yetkiyi elinde bulunduran kişidir. Hz. Peygamber (sas) devrinden itibaren Abbâsîler dönemine kadar istişare geleneği olmakla beraber, vezir unvanlı görevliler devlet teşkilâtında yer almamıştır. Emevîler döneminde halifenin sırdaşı olarak bu görevi kâtipler yerine getirmiştir. Abbâsîler, ilk devirlerinde Bizanslılardan ve Sâsânîlerden etkilenerek vezirlik makamını ihdas etmişlerdir. Vezirlik makamı, Hârûn Reşîd’in Yahya bin Hâlid’i geniş yetkilerle vezir tayin etmesiyle en güçlü dönemine ulaşmıştır. Daha sonra Türk devlet teşkilâtında da görülen vezirlik kurumu, önceki dönemlerin etkisini taşır. Nitekim Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devlet teşkilatlarında Abbâsîler, Sâmânoğulları ve Gazneliler örnek alınarak vezirlik kurumu oluşturulmuştur. Devlet işleri vezirin başkanlık yaptığı Divan tarafından yürütülmüştür. Harizmşahlar v...