Halife Ömer’in Liderlik ve Yönetim Anlayışı (original) (raw)
Related papers
Liderlik Teorilerine Göre Hz. Ömer’in Liderliği
İki güçlü imparatorluk -Sâsâni ve Bizans-topraklarının kesişme noktasında ortaya çıkan İslam dininin, fetihlerle dünya coğrafyasında önemli bir yer edinmesi ve asli unsurlarıyla beraber kurumlaşmasında en büyük pay Hz. Ömer'indir. Kurucu bir lider olarak Halife Ömer, Müslümanları kurumsal devlet gücüne kavuşturmuş, medeniyetin temelini oluşturan etmenlerin ortaya çıkmasını sağlayan kurumlaşma için önemli icraatlarda bulunmuş ve bu inkılâplar, sonraki zamanlar için de yol gösterici ve kalıcı olmuştur. Bu çalışmada; siyasi ve sosyal alanda, kısa zaman diliminde önemli işler başaran Hz. Ömer'in liderlik vasıfları, günümüz liderlik teorileri ışığında ele alınmıştır.
HZ. ÖMER'İN YÖNETİM ANLAYIŞI (CALIPH UMAR'S MANAGEMENTAPPROACH)
Hz. Peygamber’in vefatını müteakip onsuz bir hayatı tecrübe etmek zorunda kalan İslâm toplumu, kısa bir bocalamanın ardından Hz. Ebû Bekir’i halife seçerek yaşamış olduğu travmayı ve yönetim krizini atlatmıştır. Ancak Hz. Ebû Bekir dönemi, bizzat Allah Rasûlünün kurmuş olduğu devletin temellerini sarsabilecek hareketleri, yani Müslüman kalmakla birlikte zekât vermeyerek merkezi otoriteyi tanımayanların, sahte peygamberlerin ve onların etrafında bir araya gelen asi grupların isyan girişimlerini bastırmakla geçmiştir. Dolayısıyla bu dönem, devletin ve toplumun birlik ve beraberliğini temin etme dışında Hz. Peygamber döneminden pek de farklı değildir. Hz. Ömer’in hilâfet yılları ise devletin kurumsal teşekkülü ve yönetim tarzında farklı bir anlayışa geçilmesi bakımından oldukça dikkat çekicidir. Çünkü Hz. Ömer, câhiliye yıllarından kalma elçilik, Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir dönemlerinden kalma müşavirlik ve kadılık görevlerinden dolayı devleti idare etme konusunda belli bir birikime sahiptir ve bu birikimini halifeliği sırasında yönetim anlayışına da yansıtmıştır. Bundan dolayı bu çalışmada Hz. Ömer’in yönetim anlayışı, kendi dönemine has uygulamalarıyla idarî, malî ve askerî açıdan ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Hz. Ömer, Devlet, İdarî, Malî, Askerî, Yönetim After the death of Prophet Muhammad, the Islamic society, which had to experience a life without it, survived the trauma and the management crisis that Abu Bakr lived after choosing a caliph after a short fooling. However, the Caliph Abu Bakr period suppressed the attempts of the rebellion of those who did not know the central authority, the false prophets, and the rebellious groups that gathered around them, not by their actions, which would shake the foundations of the state. Therefore, this period is not much different from the period of Prophet Muhammad except for ensuring unity and solidarity of state and society. The years of the caliphate of Umar are very striking in terms of the transition of the state to a different understanding in the institutional organization and management style. Because Caliph Umar has a certain accumulation in the administration of the state because of his ambassadorship from the years of the internal affairs, from the periods of Prophet Muhammad and Caliph Abu Bakr, and his counselor and judge, and he reflected this accumulation to his understanding of the administration during his calumny. Therefore, in this study, Caliph Umar’s understanding of management will be handled from the standpoint of administrative, financial and military aspects with its own applications. Keywords: Caliph Umar, State, Administrative, Financial, Military, Governance
Muvahhidî Halifesi Abdulmümin’in Yönetim Anlayışı
DergiPark (Istanbul University), 2011
Muvahhidler Hareketi, Muhammed b. Tûmert liderliğinde XII. yüzyıl başlarında bir ıslahat hareketi olarak ortaya çıkmış ve 1121'de İbn Tûmert'in Sûs bölgesindeki halkın desteğini alarak Muvahhidler Devleti olarak varlık kazanmıştır. Muvahhidler Devleti'nin İbn Tûmert'ten sonraki lideri Abdulmümin, devletin güçlü bir şekilde yerleşmesi ve geniş bir coğrafyada hâkim olmasını sağlamıştır. Abdulmümin b. Ali, Ağustos 1148'de (16 Rebîülevvel 543) Endülüs'teki Muvahhidlere bağlı şehirlerin yöneticilerine bir mektup göndermiştir. Bu mektupta onlara, çeşitli konulardaki yanlış uygulamalarını hatırlatmış, düzeltilmesine ilişkin uyarı ve tavsiyelerde bulunmuştur. Bu çerçevede bütün vatandaşlarının can ve mal güvenliğinin sağlanması, engellerin ve yanlış uygulamaların ortadan kaldırılması, idam cezasının devlet başkanının onayına bağlanması, yöneticilerin halka karşı şiddetten uzak durması, onlara insanca, hoşgörülü ve kol kanat gererek yaklaşması gibi konular ele alınmıştır. Bu mektup aynı zamanda, Abdulmümin'in yönetim anlayışı, insana verdiği değer ve hakların korunması ve haksızlıkların giderilmesi konusundaki hassasiyetini gösteren önemli bir belgedir.
The Journal of Turk-Islam World Social Studies
Hz. Peygamber'in vefatından sonra halife olan Hz. Ebû Bekir, yaklaşık iki buçuk yıllık hilafeti döneminde dâhili ve harici problemlerle meşgul olmuş, dinden dönen kabilelerle mücadele etmiş, Irak ve Suriye cephesine ordular göndermiştir. Onun bu süreçteki en büyük destekçisi ise Hz. Ömer olmuştur. Hz. Ebû Bekir'in vefatından sonra halife olan Hz. Ömer, Bizans ve Sâsânîlerle olan mücadeleye devam etmiş, fetih hareketlerini sistemli hale getirmek için yeni kararlara imza atmıştır. Askerlik hizmetinin yeniden düzenlenmesi, askerlerin ailelerine maddi destek sağlanması ve ordugâh şehirlerinin kurulması ile başlayan bu süreç diğer alanlarda da devam etmiştir. Hz. Ömer'in sosyal hayatı ilgilendiren ve halkın refahını arttıran birtakım kararlar alması, ekonomi, devlet idaresi, dinî ve hukuki alanlara yönelik yeni uygulamalara başvurması onun hilafeti dönemindeki başarısının altında yatan en önemli etkenlerdendir. Bu çalışmada temel kaynaklardan hareketle Hz. Ömer'in sistem kurucu olarak addedilmesine vesile olan uygulamaları beş bölümde incelenecek, bu uygulamaların neden ve sonuçlarına değinilecek ve Hz. Ömer'in başarısındaki rolü araştırılacaktır.
Sultan Alp Arslan’ın Liderlik Vasıfları
Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alp Arslan, Türk ve Dünya tarihinin önde gelen hükümdarlarından biridir. Saltanat sürdüğü 1063-1072 yılları arasındaki dönemde çok büyük başarılar elde etmiştir. Hiç şüphe yok ki bu başarılar arasında en önemlisi 1071 yılında kazandığı Malazgirt Savaşı’dır. Zaferin kazanılmasında sultana yardımcı pek çok etken olmakla birlikte, Alp Arslan siyasî ve askeri lider olma vasıflarını en belirgin bir şekilde burada göstermiştir. Bu üstün özelliklerin savaşın kazanılmasında oynadığı rol büyüktür. İşte bu nedenle Alp Arslan'ı büyük bir hükümdar ve kumandan yapan liderlik özelliklerini bu çalışma ile ilgililere ve ilim alemine kaynaklara dayalı bir şekilde sunmaya çalışacağız.
Bir Lider Olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün Algı Yönetimi
Tarih Okulu Dergisi (Journal of History School), 2022
lk olarak ABD Savunma Bakanlığı tarafından bilinçli ve sistematik olarak kullanılan ve de 20. yüzyıl içerisinde kavramsallaştırılan algı yönetimi, teknoloji çağı ve bilgi toplumu olarak adlandırılan 21. yüzyılda daha da ön plandadır. Günümüzde insanların bilgiye kolay ve hızlı erişimi aynı oranda bilgi kirliğine neden olmakta, bu durum ise, birçok faktörün etkilediği algıları dış müdahalelere açık hale getirmektedir. Bunun sonucunda ise algılar rahatlıkla yönlendirilebilmekte, kitle hareketleri meydana getirilebilmekte ve toplumsal olaylar rahatlıkla kontrol edilebilmektedir. Mustafa Kemal Atatürk yeni kavramsallaştırılan algı yönetimini Milli Mücadele döneminde sık sık kullanmıştır. Bireysel, ulusal ve uluslararası seviyelerde algılar yaratarak bireyi, ulusu, ulusları hedeflediği istikamette yol almaya teşvik etmiştir. Atatürk, ülkesini ve milletini medeni milletler seviyesine çıkarmak için önce bir asker, sonrasında devrimci bir devlet adamı olarak bütün imkanları zorlamıştır. Bu çalışmada; algı kavramının tanımı yapılarak, algı süreci, algıyı etkileyen faktörler ve algı yönetimi ekseninde Mustafa Kemal Atatürk’ün bireysel, toplumsal ve uluslararası algı yönetimini gerçekleştirmesinin tarihsel arka planına yer verilmiştir.
Muaviye b. Ebî Süfyan’ın Yönetim Anlayışı
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2021
Muâviye b. Ebi Süfyan, Hz. Peygamber’e kâtiplik, râşid halifelerden Hz. Ebu Bekir döneminde komutan yardımcılığı, Hz. Ömer ve Hz. Osman dönemlerinde valilik yapmış birikimi oldukça yüksek bir bürokrat olarak tanınmıştır. Mekke’nin fethinden sonra müslüman olan Muâviye, dördüncü halife Hz. Ali’ye karşı başlattığı mücadelesinde nispeten başarılı olmuştur. Ancak hilafet makamına oturmayı Hz. Ali’nin yerine geçen oğlu Hz. Hasan döneminde başarmıştır. Araştırmamızda öncelikle “Muâviye b. Ebi Süfyan’ın Yönetim Becerilerinin Oluşmasını Sağlayan Unsurlar” başlığı altında yönetim alanındaki başarılarının arka planındaki unsurları ortaya koymaya çalıştık. Akabinde, Muâviye b. Ebi Süfyan’ın yönetim dehasını dört başlık altında ele aldık, bunlar; “Bürokrasi Politikası”, Reel Politiği Esas Alması”, Hâkimiyet Politikaları” ve “Meşrûiyet Politikaları”. Bu çalışmanın hedefi, Muâviye b. Ebi Süfyan’ın yönetim anlayışının ana hatlarını belirlemeye çalışmaktır. Bu arada, cahiliye döneminde dahi başvur...
Türklerde Yönetim Sanatı, Lider Hükümdarlar
Türklerde Yönetim Sanatı, Lider Hükümdarlar, 2019
Şu bir gerçektir ki; tarihte kurulan ve üstün başarıyla yönetilen bütün Türk devletleri ve imparatorluklar dehâ sahibi, olağanüstü yetenekli karizmatik liderlerin eseridir. Türkiye Cumhuriyeti devleti de, dâhi bir lider olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mucizevî bir şaheseridir. Bu yüzdendir ki, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri bütün İslam ülkelerine, Türk Cumhuriyetlerine ve mazlum milletlere örnek ve önder olmuştur. Bu Kitap’ta; Mete (Oğuz) Han’dan itibaren kurulan büyük Türk devletlerinin teşkilat ve yönetim yapıları ile tarihte imparatorluklar kuran ve bu imparatorlukları üstün başarıyla yöneten karizmatik mareşal lider olan Türk hükümdarlarının üstün kişilik özellikleri ve yaşam biçimleri ile üstün liderlik nitelik ve yetenekleri, başarılı hizmetleri, eserleri ve zaferleri ele alınmış ve anlatılmıştır.
Emir Timur ve Yönetim İlkeleri
Yüzyıllar önce yaşamış büyük bir komutan ve hükümdar olan Timur hayatı boyunca hiç savaş kaybetmemiş ve büyük bir imparatorluk kurmuştur. Fakat Timur’u tarihteki diğer başarılı şahsiyetlerden ayıran en önemli nokta, izlediği yöntemler ve devlet idaresinde hâkim kıldığı yönetim prensipleridir. Bizzat kaleme aldırdığı temel yönetim ilkeleri ve devlet yönetimine ilişkin düzenlemelerinden bugün bile çıkarılacak pek çok ders bulunmaktadır. Bu çalışma; Timur’un yaşamı, kişilik özellikleri ve yönetim yaklaşımlarına ilişkin genel bir değerlendirme sunmaktadır.