DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ) ANLAŞMALARININ İÇ HUKUKTA UYGULANMASI ABD, AB ve Türkiye Örnekleri (original) (raw)

GÖÇ-TİCARET İLİŞKİSİ: TÜRKİYE'NİN TÜKETİM MALI İHRACATI ÜZERİNE BİR UYGULAMA

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER …, 2011

Özet: Son yıllarda küreselleşmeyle birlikte göçmen hareketliliği de artış göstermiştir. Buna bağlı olarak göçün, özellikle ikili ticaret üzerindeki etkilerini ortaya koymaya yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Literatürde uluslararası göçün, çeşitli kanallar aracılığıyla uluslararası ticareti olumlu yönde etkilediğine dair bulgulara rastlanılmıştır. Bu çalışmada, Türkiye'den diğer ülkelere giden göçmen sayısının, Türkiye'nin söz konusu ülkelere yaptığı ihracatı etkileyip etkilemediği, etkiliyorsa bu etkinin yönünü belirlemek amaçlanmaktadır. Bu amaçla, 2009 yılı için, 500'den fazla T.C vatandaşına sahip ülkeler ve o ülkelere yapılan tüketim malı ihracatı verileri kullanılarak yatay kesit analizinden yararlanılmaktadır. Sonuçlar, Türkiye'den diğer ülkelere giden göçmen sayısındaki artışın, tercih etkisi kanalıyla, söz konusu ülkelere yapılan tüketim malı ihracatını artırdığını göstermektedir.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE REEL DÖVİZ KURU VE DIŞ TİCARET HADLERİ İLİŞKİSİNE AİT AMPİRİK BİR UYGULAMA

1980'li yıllardan itibaren dünya ekonomisinde liberalleşme eğilimleri artarak, ithal ikameci politikalardan ihracata dayalı ekonomik kalkınma politikalarına geçilmiştir. Politikacıların ihracatı artırmak için makroekonomik değişkenleri kontrol etmeye çalıştıkları değişkenlerden biri döviz kurlarıdır. Çünkü döviz kurları cari işlemler dengesini doğrudan etkilemektedir. Kur sistemi temelde reel ve esnek döviz kuru sistemi şeklinde ikiye ayrılır. Özellikle politikacılar, esnek sistemde döviz kurunu ihracatı artırmada kritik bir politika aracı olarak kullanmaktadır. Bu nedenle esnek kur sisteminde döviz kurlarını etkileyen faktörlerin önemi artmaktadır. Bu çalışma, gelişmekte olan ülkelerde reel döviz kuru ile makroekonomik değişkenler arasındaki, özellikle de dış ticaret hadleri ile olan ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Teorik çerçevenin ardından değişkenler arasındaki ilişkiyi incelemek amacı ile bir model oluşturulacak ve yer alacak değişkenlere ait veriler toplanarak ekonometrik çözümleme yapılacaktır.

ULUSLARARASI TİCARETTE TEKNİK DÜZENLEMELER BAĞLAMINDA ULUSLARARASI STANDARTLARIN DTÖ YARGILAMASINDA UYGULANACAK HUKUK STATÜSÜ (THE APPLICABLE LAW STATUS OF INTERNATIONAL STANDARDS IN WTO ADJUDICATION WITHIN THE CONTEXT OF TECHNICAL REGULATIONS IN INTERNATIONAL TRADE)

Hacettepe Law Review, 2022

WTO law, which deals with trade between states at the highest level, is mainly composed of multilateral and plurilateral trade agreements and rules established within the WTO based on those agreements. WTO agreements integrate some external rules into WTO law, as well. One of the methods adopted by the Agreement on Technical Barriers to Trade (TBT Agreement), which is one of the multilateral agreements annexed to the Marrakesh Treaty establishing the WTO, for eliminating the technical barriers in international trade and preventing the national measures of the Member States from creating unnecessary obstacles to trade is harmonization. TBT Agreement makes the relevant international standards, which are the tool of harmonization, part of WTO rights and obligations. It requires the use of relevant international standards as a basis for the preparation of national measures to achieve legitimate objectives. Besides, it provides a presumption that national technical regulations in accordance with international standards do not create unnecessary obstacles to international trade. This presumption affects the burden of proof in WTO disputes. The WTO jurisdiction, which has long preferred to resolve disputes regarding technical obstacles according to the general provisions of GATT, has started to apply the provisions of the TBT Agreement in such cases in the last decade. However, there are still some issues waiting for legal analysis.

İŞLETMELERDE DÖVİZ KURU TAHMİNİ VE BİR UYGULAMA

As a result of globalization, increasing international trade and investment activities bring currency risk as a thread to firms. Both profitability and lifetime of corporations are affected from currency risk to a great extent. In this respect,importance of executing accurate forecasting grows in mportance. In this work, to execute above mentioned forecasting examples of applications for Autoregressive Integrated Moving Averages (ARIMA) and Artificial Neural Network (ANN) methods are presented by using the data of 2745 observations for American Dollar Turkish Lira exchange rate (USDTRY) between the dates of May 3rd 2005 and of March 23rd 2016.

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ TARIM ANLAŞMASININ TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNE ETKİLERİ: BİR HESAPLANABİLİR GENEL DENGE MODELİ ÇALIŞMASI

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009

Bu çalışma, çok yanlı bir ticaret serbestleşmesi girişimi olan Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması’nın hükümleri gereği, anlaşmaya taraf ülkelerin, ticaretin önündeki engelleri belli kurallar doğrultusunda azaltmaları sonucunda oluşması beklenen yeni durumu ve bu yeni durumun Türkiye üzerindeki kısa dönemli etkilerinin bir genel denge analizi çerçevesinde incelendiği bir çalışmadır. Bu amaç için kurulan TRCGE Modeli; tek ülkeli, çok sektörlü, statik bir hesaplanabilir genel denge çerçevesinde kurgulanmıştır. Model; dördü tarımsal, üçü tarım dışı olmak üzere toplam yedi üretici sektör, üç üretim faktörü, bir hanehalkı, devlet ve firmalar ile bir dış dünya arasındaki üretim, bölüşüm, tüketim, tasarruf, yatırım ve dış ticaret ilişkilerini eşanlı denklemler sistemi ile tanımlanmaktadır. Modelin politika deneyleri, Anlaşma hükümleri doğrultusunda Türkiye’nin ulusal yükümlülükleri esas alınarak ve dünya tarımsal ürün fiyatlarındaki en düşük ve en yüksek öngörümleme değerleriyle, hem toplam hem de kısmi etkiler bakımından altı farklı senaryo altında kurgulanmıştır. Bu politika deneyleri sonucunda üretim, bölüşüm, tüketim, tasarruf, yatırım ve dış ticarete ilişkin olarak ulaşılan sektörel düzeydeki bazı temel bulgular, ayrıntılı olarak tablolar halinde verilmektedir.

TÜRKİYE’ DE OTOMOTİV ÜRETİMİNİN DIŞ TİCARET AÇIĞINA ETKİLERİ: EŞİK DEĞERLİ HATA DÜZELTME MODELİ

Bu çalışmada Türkiye’nin dış ticaret açığı sorununun çözümü için otomotiv üretiminin etkin olarak kullanılıp kullanılamayacağı Ocak 1992 ve Ağustos 2011 dönemi arasındaki veriler kullanılarak araştırılmaktadır. Çalışmada Hansen ve Seo(2002) tarafından geliştirilen eşik değerli hata düzeltme modeli ve Li(2006) tarafından geliştirilen eşik değerli Granger nedensellik yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgular ışığında otomotiv üretimini arttırarak dış ticaret açığını kapatmak kısmen mümkün olacaktır. Otomotiv sektörü Türkiye açısından büyük önem taşısa da, dış ticaret açığını şuanki konumuyla tek başına kapatması mümkün değildir.

TAŞERONLAŞMA VE TAŞERON UYGULAMALARI BAĞLAMINDA ‘HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ’ İDEALİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Bu çalışma, esas olarak piyasa ideolojisinin kurumsal yapısının yeniden üretiminde piyasaya içkin olan bazı kavram ve sorun alanlarının meşrulaştırılmasında kullanılan araçlardan birisinin hukuk olduğunu ileri sürmektedir. Piyasanın işleyiş mantığından kaynaklı bir sorun olarak ortaya çıkan taşeronlaşmanın toplum nezdinde belirli ölçülerde meşrulaşmasında etkili olan hukukun meşrulaştırma sürecindeki rolü ve işlevi tespit edilmektedir. Taşeronlaşma sorununa ‘hukukun rolü ve işlevi’ temelli bir yaklaşım, ilk bakışta sorunu hukuk aracılığıyla açıklama çabası gibi gözükse de; hukuk bu yaklaşım içerisinde ‘açıklayan’ değil, ‘açıklanan’ pozisyonunda hegemonik bir ideoloji olarak sorunsallaştırılmaktadır.