ÖĞRETMENLERİN BEDEN DİLİNİN ÖĞRENCİLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ.docx (original) (raw)
Related papers
BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ ADAYLARININ DEĞERLER SİSTEMİ
ÖZET Bu araştırmanın amacı, Beden Eğitimi Öğretmeni adaylarının değerler sistemini belirlemektir. Araştırmada Rokeach Değerler Sistemi Ölçeği (1973) kullanılmıştır. Çalışma, üç farklı üniversiteden 153 kız ve 183 erkek olmak üzere toplam 336 Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizi; medyan testi, varyans analizi, t ve Tukey-B testleri ile yapılmıştır. Araştırma bulguları temel değerlerde yaşa, sınıflara ve spor branşlarına göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olmadığını; buna karşın kimi değerlerde üniversitelere ve cinsiyete göre anlamlı biçimde farklılaştığını ortaya koymuştur. Aracı değerler açısından ise, bazı değerler üniversitelere, cinsiyete, yaşa, sınıflara ve spor branşlarına göre değişmektedir. Anahtar Sözcükler: Beden Eğitimi öğretmeni adayı, değerler, temel değerler, aracı değerler. THE VALUE SYSTEMS OF PROSPECTIVE PE TEACHERS ABSTRACT The aim of this study is to examine the value systems of the prospective physical education teachers. In the research, the Rokeach Value Survey (1973) was administered to 153 female and 183 male, as total 336. The data were analysed by median, ANOVA, t and Tukey-B tests. The research findings yield that there is no considerable difference between age, grades and sport branches, and some of the terminal values, but there are significant differences with respect to universities and gender. Some of the instrumental values differ in terms of universities, sex, age, grades and sport branches.
Bu çalışmada, beden eğitimi öğretmen adaylarının dans becerisini geliştirmede, Dalcroze ve Orff öğretim yaklaşımlarının uygulanmasının, Sunuş Yoluyla Öğretim (Gösterip Yaptırma) yaklaşımına göre Temel Dans Eğitimine olan etkisi araştırılmıştır. Ayrıca, katılımcıların içinde bulundukları öğrenme etkinliklerine ilişkin düşünceleri ve hangi öğretim yöntemiyle daha kolay öğrenme sağladıkları yönündeki görüşleri ve gelecekte mesleki hayatlarında hangi öğretim yaklaşımı kullanmayı düşündükleri belirlenmeye çalışılmıştır. Belirlenmiş bu amaçlar doğrultusunda, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu Öğretmenlik Bölümünün 2. sınıfında öğrenime devam eden toplamda 67 öğrenci arasından 22 deney, 22 kontrol olmak üzere toplam 44 denek ile çalışma yürütülmüştür. Çalışmada, Nicel veri toplama tekniklerinden öntest-sontest kontrol gruplu desen kullanılmıştır. Çalışma sonunda elde edilen veriler, Shapiro-Wilk testi ile analiz edilmiş ve verilerin normal dağılım göstermediği gözlenmiştir (p<0,05). Verilerin analizinde “İlişkisiz Örneklem Mann Whitney U-testi” ve “Wilcoxon İşaretli Sıralar testi” kullanılmıştır. Çalışmada ayrıca, Nitel veri toplama tekniklerinden Odak Grup Tekniği ile Yarı Yapılandırılmış Görüşme soruları kullanılmıştır. Elde edilen veriler betimsel analiz yoluyla analiz edilmiştir. Çalışma 3 haftalık uyum aşamasından sonra, 10 hafta süreyle haftada iki gün birer ders saati olarak uygulanmıştır. On haftalık uygulama sürecince deney grubuna dans temel hareket becerileri, Dalcroze ve Orff öğretim yaklaşımları ile öğretilmiştir. Kontrol grubuna ise aynı dans temel hareket becerileri, sunuşa dayalı gösterip yaptırma yöntemi ile öğretilmiştir. Nicel verilerin analizinin yapılabilmesi amacıyla, Türkiye Halk Oyunları Federasyonu, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Halk Oyunları Değerlendirme Formu ve Türkiye Dans Federasyonunun yarışma değerlendirme kriterleri esas alınarak, gözlemci grubu ile bir ön çalışma yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda uygulamaya katılan gruplarda oluşacak farklılıkların değerlendirilmesi için “Temel Hareket Becerilerini Değerlendirme Formu” oluşturulmuştur. Nitel verileri ise çalışma sonunda iv gönüllü öğrenciler ile Odak Grup Görüşmesi yapılmış (60 dk), görüşme sonunda nitel veriler elde edilmiştir. Deney ve kontrol gruplarının öntest puanlarının toplam ortalamalarına göre (p= ,318), çalışmaya katılan tüm beden eğitimi öğretmen adaylarının, temel hareket performans değerlerinin benzer olduğu görülmektedir. Her iki grubunda birbirine yakın bulunan değerlerinin, araştırmaya katılan grupların ritimle hareket becerilerinin eşit düzeyde olduğu ve oluşturulan grupların, çalışmanın güvenirliği ve geçerliğini artırdığı söylenebilir. Bu sonuçların alınmasında, test uygulamasından önceki dönemde öğrencilerin aynı okulda aynı dersleri alması, benzer aktivitelere katılması ve okul ortamlarının benzer olmasının etkili olduğu düşünülmektedir. Deney ve kontrol gruplarının sontest verilerine göre (p= ,001), beden eğitimi öğretmen adaylarının dans becerilerini geliştirmede, Dalcroze ve Orff öğretim yaklaşımlarının uygulanması, Sunuş Yoluyla Öğretim (Gösterip Yaptırma) yaklaşımına göre temel dans eğitiminde, istatistiksel bakımdan deney grubu lehine anlamlı bir farklılık göstermiştir. Araştırmada elde edilen nitel bulgulara göre, görüşmeye katılan beden eğitimi öğretmen adayları dans öğrenmede ritim, müzik ve temel hareket eğitiminin etkili olduğunu, dans serisinde kullanılan müzikleri daha sonra dinleyerek hareketleri tekrar hatırladıkları konusunda ortak fikir belirtmişlerdir. Dans eğitiminde müziğin, hatırlamada kolaylık sağlayıcı özelliğinin yanında, müziği dinlerken, çalışmalarda uyguladıkları hareketleri zihinlerinde yeniden canlandırma yoluyla zihinsel tekrar edebilmenin, kalıcı öğrenmeyi de etkileyebileceği sonucuna varılmıştır. Görüşmeye katılan deney ve kontrol grubu üyeleri, Dalcroze ve Orff öğretim yaklaşımlarıyla hazırlanan öğretim programını, kendi öğrenme deneyimleri açısından daha kolay öğrenme ortamı sağladığı yönünde ortak görüş bildirmişlerdir. Ayrıca, Dalcroze ve Orff öğretim yaklaşımlarıyla hazırlanan öğretim programının, performansı arttırıcı etkisi, motivasyonu sağlayıcı, yaratıcılığı geliştirici, hatırlamaya olumlu etkisi ve dans öğrenmede kolaylık sağlaması açısından, gelecekte mesleki hayatlarında kullanacakları yönünde ortak görüş bildirmişlerdir. v Sonuç olarak, beden eğitimi öğretmen adaylarının dans becerilerini geliştirmede, Dalcroze ve Orff öğretim yaklaşımları, Sunuş Yoluyla Öğretim (Gösterip Yaptırma) yaklaşımına göre temel dans eğitiminde daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır.
BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ ADAYLARININ ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE İLİŞKİN TUTUMLARININ İNCELENMESİ
Journal of Social and Humanities Sciences Research, 2020
Öğretmenlik mesleğini yerine getirmede öğretmenlerin mesleklerine karşı olan tutumları büyük önem taşınmaktadır. Bu kapsamda yapılan çalışma, beden eğitimi öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlarını çeşitli değişkenler (cinsiyet, yaş aralığı, bölüm, sınıf düzeyi, anne-baba öğrenim durumu, aylık gelir düzeyi ve akademik başarı durumu) açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada tarama modeli kullanılmış olup, örneklemi Düzce Üniversitesi, Fırat Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi’nde spor bilimleri alanında öğrenim görmekte olan 411 beden eğitimi öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Katılımcılara, araştırmacılar tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu ve Erkuş (2000) tarafından geliştirilen ‘Öğretmenliğe İlişkin Tutum Ölçeği’ uygulanmıştır. Ölçekten elde edilen veriler SPSS 25 paket programına aktarılmış ve betimleyici analizleri yapılmıştır. İstatistiksel yöntem olarak standart sapma, frekans-yüzde dağılımları ve aritmetik ortalama; parametrik özellik göstermeyen testlerden ise Man Whitney U ve Kruskal Wallis testlerinden yararlanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, cinsiyet, yaş ve sınıf düzeyleri açısından öğretmenlik mesleği tutum puanlarında farklılık görülmemiştir. Anne –baba öğrenim düzeyi açısından öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlarının anne-baba öğrenim düzeyindeki düşüşe paralel olarak arttığı tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının mesleki tutumlarında bölümlere göre farklılıklar bulunmuştur. Okuldaki başarısı yüksek veya orta olarak değerlendirilen katılımcıların öğretmenlik mesleğine ilişkin daha olumlu tutum gösterdikleri tespit edilmiştir. Aylık geliri düşük olan katılımcıların tutumlarının diğerlerine göre daha olumlu olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, bu araştırma beden eğitimi öğretmeni adaylarının mesleğe karşı tutumlarının çoğunlukla “pozitif” seviyede olduğunu ortaya çıkarmıştır.
dergiler.ankara.edu.tr
Bu araştırmanın amacı; 2007-2008 öğretim yılında, ilk ve ortaöğretim okullarında görevli beden eğitimi (BE) öğretmenlerinin öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme (KBY) sistemine ilişkin görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Araştırma survey (tarama) yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. BE öğretmenlerinin kariyer basamaklarında yükselme sistemiyle ilgili görüşlerini belirleyebilmek için, Laçin (2006) tarafından geliştirilen anket formu kullanılmıştır. Veri toplama aracı, internet üzerinden e-posta yöntemiyle çalışan, sadece BE öğretmenlerinin üye olabildiği bedenegitimiogretmenleri@yahoogroups.com adresinde kayıtlı olan ileti grubu üzerinden, e-anket uygulaması şeklinde yapılmıştır. 81 ilden toplam 416 BE öğretmeninden geri dönen anketler değerlendirmeye alınmıştır. Veriler çözümlenirken tanımlayıcı istatistiklerden frekans ve yüzde değerleri kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, BE öğretmenlerinin mevzuat hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen değerleme sonuçlarının kullanım alanları hakkında bilgiye sahip olmadıkları belirlenmiştir. Ayrıca öğretmenlerin sınavın içeriği ve yönetmelikte yer alan performans değerleme sürecini oluşturan unsurların öğretmenlerin performansını değerlemeye uygun olduğu görüşüne katılmadıkları görülmüştür. Öğretmenler yönetmeliğe göre oluşturulan değerlendirme komisyonunun görev ve yetkilerini objektif olarak yerine getireceğini belirtirken, mevzuatın sık sık değiştirilmesinin olumsuz bir durum olduğunu ve aday-uzman-başöğretmenlik basamaklarında ilerlemek için sınavın kullanılabilir düzeyde olmadığını belirtmişlerdir. Bununla beraber öğretmenler uzman-başöğretmenlik sınavının öğretmen performansını değerlendirmek için güvenilir-geçerli ve kullanılabilir bir araç olduğu hakkında da olumsuz görüş belirtmişlerdir. BE öğretmenleri bilimsel ve sosyal etkinliklere katılımın performanslarını arttırıcı kriter olduğunu düşünmekte ancak bilimsel yayın üretmenin performans değerlendirme için kullanılmaması görüşündedirler. Öğretmenler, sicil raporlarıyla değerlendirmenin öğretmenlerin performansının değerlendirilmesi için vazgeçilmez bir kriter olduğu görüşünde birleşirken, müfettişlerin yaptığı teftiş raporlarıyla değerlendirmenin vazgeçilmez bir kriter olduğuna katılmamaktadırlar. Ayrıca BE öğretmenleri eğitim düzeylerinin performanslarının değerlendirilmesi için vazgeçilmez bir kriter olduğuna ve değerlendirme sonuçlarının hizmet içi eğitim almalarında kullanılması görüşüne de büyük çoğunlukla katılmamaktadır.
2011
Özet Bu araştırmada, 2006-2007 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konulan beden eğitimi kılavuz kitabının beden eğitimi öğretmelerinin görüşleri doğrultusunda değerlendirilmesi yapılarak eğitim ve öğretimdeki yeterlik düzeyi araştırılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu ilköğretim okullarında görev yapan 451 beden eğitimi öğretmeni oluşturmaktadır. Katılımcıların görüşlerini belirlemek amacıyla Survey-tarama modeli kullanılmıştır.
BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNİN POLİTİK BECERİ DÜZEYLERİNİN FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
In this study, it is aimed to examine the political skill levels of physical education and sports teachers in terms of different variables. The population of the research consists of 265 physical education and sports teachers working in the central district of Antakya in the province of Hatay in the 2020-2021 academic year; The sample consists of 161 physical education and sports teachers selected by random sampling method from this population. As a data collection tool in the study, Political Skills Inventory (PSI) which was developed by Ferris et al. (2005) and adapted into Turkish by Özdemir and Gören (2015) was used. The statistical data obtained as a result of the research were analyzed using the SPSS 26.0 program. Since the result of the normality test performed on the Kolmogorov-Smirnov test for Political Skills Scale (PSS) and its sub-dimensions was found as p<.05, it was determined that the data did not show normal distribution, and therefore nonparametric statistical techniques were used in the study. Mann-Whitney U test was applied in paired groups and Kruskal-Wallis H test was applied in groups of more than two in order to examine the significance of political skills according to demographic variables in nonparametric tests. Regression analysis was applied to examine the effect of age factor on political skill. As a result of the research, it was found that the political skill levels of physical education teachers were high; according to the gender variable, there is no statistically significant relationship between political skill levels, but men's political skill levels are higher than women's. It is seen that there is a statistically significant relationship between political skill levels according to age variable and political skill levels increase as age increases.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE BEDEN ALGISI VE BEDEN KİTLE ENDİSİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ
DTCF Dergisi, 2019
Keywords Öz Beden algısı, bireyin kendini zihninde canlandırması olarak tanımlanabilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde obezite ve fazla kiloluluk prevelansı gençlerde de hızlı bir artış göstermektedir. Kilo artışı erkeklerin ve kadınların beden algısını negatif olarak etkilemekte ve bu durum medyada zayıığın idealleştirilmesiyle ilişkilendirilmektedir. Araştırmanın temel amacı, üniversite öğrencilerin kendi zihinlerinde canlandırdıkları beden algı düzeyleri ile boy, ağırlık ve beden kitle endisleri (BKE) arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. Araştırmanın örneklemini Ankara ve Sivas'ta öğrenim gören, 17-30 yaş arası 617 (304 erkek ve 313 kadın) üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda BKE değerlerine göre erkeklerin % 0.3'ü ve kadınların % 6.1'i zayıf, erkeklerin % 9.9'u ve kadınların % 6.4'ü obez olarak saptanmıştır. Beden ağırlığı algısı durumuna göre erkeklerin % 6.1'i ve kadınların % 29.6'sı kendilerini zayıf, erkeklerin % 47.7'si ve kadınların % 20.3'ü kendilerini fazla kilolu kabul etmektedir.Vücut algısı ölçeği ortalama puanı her iki cinsiyet arasında istatistiki açıdan anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Her iki kentte eğitim gören erkeklerin kendilerini daha zayıf, kadınların daha kilolu algıladıkları belirlenmiştir.Kadınların görsel kaygılarla, erkeklerin ise sağlıklı olmak için kilo vermek istedikleri ve son bir ayda diyet yapan bireylerde kadınların daha yüksek oranda olduğu saptanmıştır. Araştırma sonuçları bireylerin ziksel durumunun değerlendirilmesi ve beden hoşnutsuzluğunun rolü açısından da tartışılmıştır.
BEYİN TEMELLİ ÖĞRENMENİN YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE YERİ
ÖZET Eğitim için zengin olanaklar sunan beyin temelli öğrenme ile ilgili çalışmalar son zamanlarda ön plana çıkmaktadır. Beyin temelli öğrenme insan beyninin işlev ve yapısına dayanan, nörobilim, nörodilbilim ve bilişsel psikoloji ile bağlantı kuran bir öğrenme yaklaşımıdır. Beyin temelli öğrenme stratejilerini kullanarak bireyler tam öğrenme düzeyinde anlamlı öğrenir ve kendi bilgilerini yapılandırırlar. Beyin temelli öğrenmenin yabancı dil öğretimindeki yerini belirlemek bu çalışmanın temel amacıdır. Çalışma kapsamına 2001-2002 öğretim yılı ilköğretim 4. Sınıf öğrencilerinden birbirine denk bir deney grubu ve bir kontrol grubu alınmıştır. Deney grubu için beyin temelli öğrenme yaklaşımının temel ilkelerine dayalı olarak geliştirilen öğrenme yaşantıları düzenlenirken, kontrol grubu geleneksel öğretime devam etmektedir. Veriler nitel ve nicel araştırma yöntemleri ile toplanarak istatistiksel analizler yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak öğrenciler için gözlem formu ve başarı testi kullanılmıştır. Çalışma sonunda kalıcı izli öğrenmelerin sağlanması için öneriler sunulmuştur GİRİŞ
BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞ DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ
ÖZET: Bu çalışma, beden eğitimi öğretmenlerinin sağlıklı yaşam biçimi davranış düzeylerinin belirlenmesini amaçlamaktadır. Bu amaçla, 2010-2011 eğitim öğretim yılında Malatya il milli eğitim müdürlüklerine bağlı tüm merkez ve ilçelerdeki ilköğretim ve lise okullarında görev yapan 81’i kadın, 127’si erkek toplam 208 beden eğitimi öğretmeni gönüllü olarak çalışmaya katılmıştır. Çalışmada istatistiksel analiz olarak Mann Whitney U ve Kruskall Whallis H testi, anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Çalışmada beden eğitimi öğretmenlerinin sağlıklı yaşam biçimi davranış düzeyleri üzerinde cinsiyet, mesleki kıdem ve görev yaptığı okul türü değişkenin (p<0.05) anlamlı farklılık oluşturduğu ancak medeni durum değişkeni açısından (p>0.05) anlamlı farklılık oluşturmadığı saptanmıştır.