ÖZBEKİSTAN’DAKİ BİR KAYA RESİM ALANININ YENİDEN YORUMLANMASI (original) (raw)
Related papers
BAĞIMSIZLIK DÖNEMİ AZERBAYCAN RESİM SANATINDA YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLARA DAİR: ZAKİR HÜSEYNOV ÖRNEĞİ
Uluslararası Sant ve Estetik Dergisi, 2024
Azerbaycan’ın zengin resim sanatı köklerini, geçmişi tarih öncesi dönemlere dayanan Gobustan kaya resimlerinden alarak zaman içinde evrilerek günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Gobustan’daki bu eski sanat eserleri, insan figürleri, av sahneleri, ritüel danslar, denizcilikle ilgili tasvirler ve hatta gök cisimleriyle ilgili astronomik bilgileri içermektedir. Bu resimler, Azerbaycan’ın kültürel ve sanatsal mirasının köklü bir parçası olarak kabul edilmektedir. Genel olarak Gobustan kaya resimleri, Azerbaycan’ın sanat tarihindeki bu uzun yolculuğun sadece bir başlangıcıdır. Sanatçılar 1991 yılında Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte, ulusal kimlik ve sanatın gelişiminde yeni bir dönem başlatmışlardır. Sanatçılar, ulusal kimliklerini daha da güçlendirmek ve dünya sanat sahnesinde Azerbaycan’ı temsil etmek için kendi kültürel köklerinden beslenerek yeni ve çağdaş eserler yaratmışlardır. Bu süreçte, yaşamın çeşitli yönlerini ele alan sanatçı Zakir Hüseyinov, ürettiği kompozisyonlarla Sovyetler Birliği döneminin zorluklarına meydan okuyarak ve kendi sanatsal ifadesini geliştirerek Azerbaycan'ın kültürel mirasını yansıtan özgün eserler yaratmıştır. Hüseyinov’un sanatının özgünlüğü ve derinliği, onun eserlerinde Azerbaycan'ın ruhunu ve renklerini canlı bir şekilde sergilemesinden kaynaklanmaktadır. Sanatçı otuz yıl süren kariyeri boyunca, kişisel üslubu ve teknikleriyle, Azerbaycan sanat dünyasında kalıcı izler bırakmıştır. Bu makalede Hüseynov’un çalışmaları ve sanatsal vizyonu tartışılmakta olup, ifade yöntemleri incelenerek değerlendirilmektedir.
ÖZBEKİSTAN’DAKİ SÖZLÜK ÇALIŞMALARI HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME
2011
Özbek dilinin çeşitli dönemlerinde hazırlanan çeviri, açıklamalı ve terminolojik sözlükler güncel bir araştırma alanı olarak her zaman dil bilimcilerin dikkat merkezindedir. Bu yazıda Özbek sözlükçülüğünün geçmişi ve bugünü, Sovyet öncesi, Sovyet dönemi ve Milli Bağımsızlıktan sonra bu alandaki çalışmalar hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır. Bunun yanında Özbekistan’daki sözlükbilimle ilgili bilimsel araştırmalara da genel olarak değinilmiştir. A n a h t a r k e l i m e l e r : Sözlük, sözlükbilim, Özbek leksikografisi.
SUUDİ ARABİSTAN'DAKİ KAYA RESİMLERİ
SİYER ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2018
Suudi Arabistan sadece petrol yönünden zengin değildir, aynı zamanda kaya resimlerini barındırmasıyla da dünyanın en zengin dört bölgesinden birisidir. Ülkenin her yerinde neolitik çağdan2 yakın geçmişe kadarki değişik kültürel evreleri gösteren yüzbinlerce petroglif (Taş üzerine yapılan oyma), kaya resmi ve eski Arap kitabesi bulunmaktadır. Kayalar üzerinde belirli iklimsel ve çevresel koşullara göre değişen metafizik dünya, dini inançlar, ekonomi, çevre, insan aktiviteleri ve hayvan çeşitliliğiyle ilgili eski ideoloji ve düşünceleri yansıtan natüralist, şematik, soyut, efsanevi ve mistik resimler görülür. Suudi Arabistan’ın kaya resimleri, 4000 arkeolojik alan ve 1500 den fazla kaya sanatıyla dünyayı şaşırtan sözde bedevî veya çöl sakinleri bilinen insanların zengin kültürel mirasını yansıtmaktadır.
ÖZBEK MİLLİ MÜZİK SANATININ DOĞU MİNYATÜRLERİNDE YORUMLANMASI
ÖZBEK MİLLİ MÜZİK SANATININ DOĞU MİNYATÜRLERİNDE YORUMLANMASI, 2023
Özbekistan topraklarında ilk müzik türlerinin ortaya çıkışı binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Özbek halkının müzik mirasının araştırılmasında güzel sanatların örnekleri olan minyatürler büyük yer tutmaktadır. En eski örnekleri Neolitik ve Tunç Çağı'na (V-II bin yıl) ait petrogliflerdir. Özbekistan’dan bulunmuş birkaç petrogliflerde avlanma ile ilgili büyü dansları yapan bir grup insanı hareket halinde tasvir ediyorlar.
ÖZBEKISTAN’DA TÜRKLÜK MESELESI
Gerçek Hayat Dergisi, 2020
Batı dünyasında Avrupa Birliği fikri, çok eski zamanlardan beri filozofların, bilginlerin rüyalarına girerdi. Victor Hugo, birbirine kan kusturan Avrupa devletlerinin bir gün barış içinde “Avrupa Birliği” altında birleşmelerini hayal etmişti. Gün geldi, bu rüya gerçekleşti. Bugün bir avuç aydının rüyası olarak görünen Türk birliği de gün gelecek, gerçek olacak. Bunu görmek inşallah bize de nasip olur. Böylece mahrum bırakıldığımız Türklüğümüze kavuşmuş oluruz.
TÜRKİYE-ÖZBEKİSTAN İLİŞKİLERİ: YENİ BİR SAYFA AÇILACAK MI
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev, 25-27 Ekim 2017 tarihlerinde Türkiye’ye gelmiş ve üst düzey temaslarda bulunmuştur. Mirziyoyev’in 18 yıl aradan sonra Türkiye'yi ziyaret eden ilk Özbekistan Cumhurbaşkanı olması iki ülke arasındaki ilişkilerin önümüzdeki dönemde daha da pekiştirileceğini göstermektedir. Son bir yıldır aktif bir dış politika izleyen Mirziyoyev’in, Türkiye-Özbekistan ilişkilerine önem verdiğini söyleyebiliriz. Keza Türkiye ve Özbekistan arasında birçok alanda girişimler yapılacağı hem yetkililer hem de uzmanlar tarafından dile getirilmiştir.
YAZI RESIM SUSLEMESINE BIR ORNEK AMENTU GEMISI
Yazı ile resim birlikte kullanılarak yazı-resim sanatı ortaya çıkmıştır. Kur'an'da tasvir yasağı olmamasına rağmen bu sanatın ortaya çıkmasında İslam inancı etkili olmuştur. Yazı ve resmin gelişiminde Hurufilik anlayışı ve Mevlevi-Bektaşilerin de etkisi olmuştur. Halk sanatı olan yazı-resim, usta-çırak ilişkisi çerçevesinde yapılmaktadır. Dinî içerikli ve tasavvufi içerikli yazı-resimler olarak gruplandırılmaktadır. Besmele şeklinde ele alınan leylek, Hz. Ali'nin devesi, Hz. Ali yazısıyla insan sureti, ibrik, kandil, Ashab-ı Kehf, Amentü duasının gemi formunda yapılan örnekleri bulunmaktadır. Amentü gemi süslemesinde vav harfleri, kürek çeken insanları yansıtmaktadır. Amentü gemisinin köşklü-köşksüz olarak tasvir edilen örnekleri vardır. Burada vav harfleri "ve" anlamında kullanılıp müminin Allah'a inanması, onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayra ve şerre inanmayı ifade etmektedir. Vav harflerinin arasına Yedi Uyurların isimleri yazılmaktadır. Bazı yazı-resim süslemelerine anlamlar yüklenmektedir. Bereket, şans getireceğine, yangından, vebadan koruyacağına dair inançlar vardır. Bu sebeple cami ev, kahvehane, dükkânlarda Ashab-ı Kehf ve Amentü gemi süslemeleri ile karşılaşılmaktadır. Araştırmamızda Amentü duasının gemi formunda ele alındığı süsleme örnekleri tespit edilip ele alınmıştır. Kalem işi, taş, kâğıt, ahşap malzemelere uygulanan süsleme formu Türk İslam süsleme sanatında çeşitli şekillerde yer bulmuştur. Form, özellikle süsleme sanatları ve Sanat Tarihi alanı kapsamında değerlendirilmiş ve XIX. yüzyıl süslemesine katkısı ele alınmıştır.
ÖZBEKİSTAN’DA SÜRELİ YAYIN HAYATININ GELİŞİM SÜRECİ (1870-1940)
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2022
Matbaanın yaygınlaşarak kullanım amaçlarının çeşitlenmesi kitap basımı dışında gazete ve dergi gibi süreli yayınların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Dünyanın her bölgesinde kendi şartları dahilinde gelişim gösteren yayın hayatı, Türkistan coğrafyasında da kendine özgü şartlar içinde gelişmiştir. Yayın hayatının toplum üzerindeki etkisinin anlaşılması, yönetenler ile yönetilenler arasında bir denklemin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu denklemde her iki taraf da siyasi amaçlı yayınlar yaparak kamuoyunu kendi amaçları doğrultusunda etkileme faaliyetlerine girişmişlerdir. Çalışmamız bu denklem içerisinde Türkistan coğrafyasındaki (Özbekistan) süreli yayın hayatının gelişim sürecini ele almaktadır. Türkistan coğrafyasının Ruslar tarafından işgal edilmesi, bu coğrafyadaki süreli yayın hayatını Rus merkezli gelişmesine sebep olmuştur. Türkistan bölgesi biri Çarlık diğeri ise Sovyet döneminde olmak üzere iki defa işgal edilmiştir. Türkistan coğrafyasındaki süreli yayın hayatının, Ruslar sayesinde başlasa da, bir süre sonra kendi milli yayın hayatını kurmayı başarmıştır. Fakat Sovyet döneminde yaşanan ikinci işgal döneminde milli matbuat diyebileceğimiz süreli yayın hayatı sonlandırılmış ve Sovyet propagandası yapılan bir mecraya dönüştürülmüştür.
KAYA RESİMLERİ ÖRNEĞİNDE BORLUK VADİSİ EKOLOJİSİNİN YANSIMASI BİR ESKİ ÇAĞ KESİTİ
Ekoloji canlıların birbirleri ve çevreleriyle ilişkilerini inceleyen bilimdir. Ekoloji, Yunanca oiko ve logia yani “çevre” ve “bilim” kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Canlı ve cansız bu çevrenin tamamına ise ekosistem denmektedir. Güney Kafkasya stratejik konumu ve bir geçiş güzergâhı olması sebebiyle birçok ekosistemi içinde barındırmaktadır. Bunlardan en önemlilerinden birisi de Borluk Vadisi’dir. Borluk Vadisi, Kars merkeze 5 km. mesafede bulunan bir yerleşim yeridir. Borluk Deresi’nin açtığı vadinin bitiminde bulunan ve Azat Höyük olarak bilinen yerleşim yeri, su kaynakları açısından son derece zengindir. Vadinin uzunluğu 11 km. olup, Kars’a doğru uzanan ucunun batı kısmında Azat Köyü ile Azat Höyük ve doğu ucunda ise Mağaracık Köyü ile Harman Tepe Höyük bulunmaktadır. Borluk Vadisi içinde akan derenin özellikle Güney cephesindeki bazalt kayalıklar üzerinde bulunan kaya resimleri oldukça önemlidir. Çeşitli hayvanların ve av sahnelerinin betimlendiği bu kaya resimleri Türkiye’de bir şehir merkezine en yakın olan kaya resimleridir. Bu bölge tam bir ekosistem özelliği göstermektedir. Burada canlı ve cansız varlıkların birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkileri rahat bir biçimde gözlemlenmektedir. Bununla birlikte bu doğal coğrafi üniteye verilen zararları da fark etmek mümkündür. Bu tebliğde burada bulunan kaya resimleri üzerinden Borluk Vadisi’nin ekosistemdeki yeri ve önemi üzerinde durularak tarihi ve arkeolojik yönüne dikkat çekilecektir. Ecology is the science which studies the relationships of living beings with each other and with their environment. Either living or non-living, this environment as a whole is called an ecosystem. The term ecology is client by the combination of the Greek words oiko and logia which mean environment and science, respectively. Because of its strategic position and of the fact that it is a frequently used route, Southern Caucasia hosts numerous ecosystems. One of the most important of those is Borluk Valley. This valley is a settlement at a distance of 5 km to the central Kars, situated at the south of that part of the 4th km of the Kars-Erzurum highway which curves like a bow. A mound which is located at the end of the valley carved by Borluk Stream is very rich in terms of water resources. The length of the valley is 11 km and it is surrounded by Azat Village and Azat Mound to its west and Mağaracık Village and Harman Tepe Mound to its south. And the stream which runs between these two newer and older settlements is called Borluk Stream. On the basalt rocks particularly at the southern front of the stream that flows through Borluk Valley, there are diverse and important rock paintings. Depicting various animals and hunting scenes, these paintings are known to be the ones which are located closest to a city centre in Turkey. This region is a complete ecosystem. Here, the relationships of living and non-living entities with each other and with their environment can be observed very easily. It is also possible, however, to notice the damages inflicted on this natural geographical unit. The basalt rocks here were destroyed during the construction of an airport additional building. In order for a region with specific boundaries in the nature to display ecosystem features, a network of relationships based on the interactions of living and non-living beings is needed. Therefore, the localities where humans, animals and the nature intertwine and interact gain importance in this sense. Borluk Valley is one of those localities
ORHAN SEYFİ ORHON’UN GAZETECİLİĞİNDE MİZAHİ BİR YÖN: YENİ EĞLENCE
VII. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Kongresi (İstanbul Kültür Üniversitesi), 2024
Arap harfli Türkçe süreli yayınlar, Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı çalışma sahasının zengin temel kaynaklarındandır. Üzerine akademik bir çalışma yapılmayan her gazete ve dergi, edebiyat tarihine katkı sunacak yeni edebiyatçıların, metinlerin ve görüşlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Türk edebiyatının tanınmış şairlerinden Orhan Seyfi [Orhon], Meclis-i Mebusan’daki memuriyetinin sonlandığı zamandan Erken Cumhuriyet Dönemi’ne dek mizahi eleştiri faaliyetlerinde bulunan bir kalem sahibidir. Güleryüz, Akbaba, Papağan, Yeni Kalem gibi süreli yayınlarda “Fiske” müstearı ile kaleme aldığı metinlerine rastlamak mümkündür. 1921’de yayım hayatına başlayan ancak uzun bir ömre sahip olmayan haftalık bir mizah gazetesi Yeni Eğlence, Orhan Seyfi’nin yönetiminde çıkmış ve dönemin siyasi-sosyal yapısına dair eleştirel yazılar, şiirler ve karikatürler içermektedir. Dört sayıdan ibaret bu gazetede, eleştirilerin genellikle mizah yoluyla yöneltildiği görülmektedir. Bu çalışmada, gazetenin şekil özelliklerinden, yazar kadrosundan ve içeriğinden bahsedilmiş; edebî ve kültürel yazılar, türlerine göre ayrı ayrı incelenmiştir. Ayrıca gazetede hayli yer tutan ve eleştirel yazıları desteklemek amacıyla kullanıldığı anlaşılan görsel malzemeler, ayrı bir başlık altında değerlendirilmiştir. Ardından bütün yazıların listelendiği kronolojik bir tahlilî fihrist verilmiştir. Gazetenin, Millî Mücadele’ye muhalif isimlerden Ali Kemal’i siyasi duruşu; Yahya Kemal [Beyatlı], Mithat Cemal [Kuntay] ve Rıza Tevfik [Bölükbaşı]’i ise kalem faaliyetlerinin mahiyeti sebebiyle hedef aldığı görülmektedir. Millî Mücadele’yi destekleyen tutumuyla öne çıkan Yeni Eğlence’nin, kısa süren yayın hayatına nazaran dikkate değer bir içeriğe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Millî Mücadele Dönemi, Süreli Yayın, Yeni Eğlence, Orhan Seyfi Orhon, Mizah.