Hısım Ali Çelebî'nin Ebussuûd'a Ait Bedîiyye Şerhi.pdf (original) (raw)
Related papers
Beşir Çelebi ve Eseri Mecmutü'l-fevâid
Giriş Fatih’in Hekimlerinden Beşir Çelebi Beşir Çelebi Nerelidir? Osmanlı / Karamanoğlu Akrabalığı ve Hekimin Edirne’ye Gidişi Mecmûatü’l-Fevâid Mecmûatü’l-Fevâid’in elde edilişi Mecmûatü’l-Fevâid Selanik Nüshası Mecmûatü’l-Fevâid’in içeriği Mecmûatü’l-Fevâid’in çevirisi Mecmûatü’l-Fevâid’in Muhtevası Hakkında Mecmûatü’l-Fevâid Çevirisi Nasıl Yapıldı? Sonuç
2018
Özet Ortaçağ İslam dünyası ve milletleri, pozitif bilimlerde de beşerî bilimlerde de oldukça ileri seviyede bulunuyordu. Beşerî bilimlerdeki ilerleme zamana bağlı olarak devam etti; ancak pozitif bilimlerdeki ilerleme yavaşladı ve İslam devletleri, bugün Batı diye tabir ettiğimiz milletlerin gerisinde kaldı. Görünen kadarıyla çeşitli alanlarda gerilemenin temel sebepleri; kitaba verilen önemin azalması, İslam devletlerinin bünyesinde olan kitap ve kütüphanelerin yağmalanması, ilme ve kitaba önem vermeyen yöneticilerin işbaşına getirilmesidir. İslam devletleri bünyesinde milyonlarca kitabı muhtevî kütüphanelerin kurulduğu, çeşitli seyahatnamelerde ve tarih kaynaklarında bildirilmiştir. Ne acı ki devletler yıkılıp yenisi kurulurken bu kütüphaneler ve kitapların çoğu yağmalanmış, imha ya da ihmal edilmiştir. Çalışmamızda, Sünbülzâde Vehbî'nin kitap adlarına telmihte bulunduğu bir kasidesinden yola çıkılarak İslam dünyasında kitap ve kütüphaneler hakkında özet bilgi aktarılmıştır. Ardından da Vehbî'nin şiiri incelenmiş ve şiirde geçen elli civarında kitap hakkında malumat verilmiştir. Adlarını bile çoğumuzun duymadığı bu kitaplar, Osmanlı medreselerinde okutulan temel ders kitaplarıdır. Muhtemeldir ki Sünbülzâde Vehbî de bu şiiri yazarken adı geçen kitapların o dönemdeki genç nesiller tarafından bilinmesini amaçlamıştı. Yüzlerce yıllık eğitim sistemini sırtlayan temel eserler unutulmasın istemişti. Biz de Vehbî gibi, kültür birikimini aktarmak adına adı geçen kitapların bilinmesi gerektiğini düşünüyoruz. Abstract Medieval Islamic world and nations had an advanced level of success in both positive sciences and humanities. The progress made in humanities kept going on depending upon time; but the progress in positive sciences decelerated and the Islamic states fell behind the nations which we call as West today. The main reasons for the regression in various areas are that decreasing in attaching importance for books, plundering of the books and libraries within the body of Islamic states, appointing the governors who don't give importance for books and education. It is indicated in different travel books and historical sources that libraries which consist of millions of books had been founded within the body of Islamic states. In our study, a summary information about the books and libraries in Islamic world is given on the basis of an ode of Sunbulzâde Vehbî where he made references to the names of books. Then the poem of Vehbî is analyzed and information about nearly fifty books mentioned in poem is supplied. These books which we have never heard of are the basic coursebooks taught in Ottoman madrasas. It is likely that when Sunbulzâde Vehbî wrote this poem, he aimed informing the young generations about the books mentioned. He desired these basic works which supported centuries old education system not to be forgotten. And we, like Vehbi, are of the opinion that these mentioned books should be known and recognized on behalf of cultural knowledge transfer.
BUHÂRÎ’NİN, EBÛ HÂTİM TARAFINDAN ‘SÂLİHU’L-HADÎS LÂ Be'se bih diye vasıflanan Şebîb b. Saîd
BUHÂRÎ’NİN, EBÛ HÂTİM TARAFINDAN ‘SÂLİHU’L-HADÎS LÂ Be'se bih diye vasıflanan Şebîb b. Saîd, 2022
Buhârî (ö. 256/870), sahih hadisleri bir araya getirme niyetiyle kitap telif eden ilk muhaddistir. Dolayısıyla hakkında en çok çalışma yapılan şahısların başında gelmektedir. Teoride koştuğu şartları yerine getirip getirmemesi, rivâyetlerinin senet ve metinlerinin incelenmesi bu çalışmaların bir kaçıdır. Bununla beraber genel anlamda ricâl araştırmaları da hadis ilminin omurgasını oluşturmaktadır. Hadis ricâli araştırmacılarının ilklerinden ve en önemlilerinden biri olan Ebû Hâtim (ö. 277/890), birçok râviyi değerlendirmiştir. Doğal olarak bu değerlendirmelerden Buhârî’nin râvileri de nasibini almıştır. İşte bu çalışmada genel olarak münekkitlerin, özel manada Ebû Hâtim’in değerlendirdiği Buhârî’nin, el-Câmi’u’s-sahih eserinin râvilerinden olan Şebîb b. Saîd hakkındaki görüşler ele alınacaktır. Bu râvinin seçilmesinin sebebi ise bu görüşlerle beraber onu sika mertebesinden düşüren ve Ebû Hâtim tarafından kullanılan “sâlihu’l hadîs lâ be’se bih” değerlendirmesinin olmasıdır. Zira bu değerlendirme, Buhârî’nin şartlarına uymadığı anlamına gelecektir. İlgili râvinin el-Câmi’u’s-sahih’te yer alan rivâyetlerini ve Buhârî’nin onun naklettiği hadisleri tahric ederken takip ettiği metodu açıklamak da konunun anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Anahtar Kelimeler: Hadis, Buhârî, Ebû Hâtim, Şebîb b. Saʿîd, Râvi.
Vusûlî Mehmed Çelebi’nin Nesâyih-i Cündiyye'si
Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, 2022
Bu çalışmada XVI. asrın tanınmış âlim ve şairlerinden Vusûlî Mehmed Çelebi’nin askerler başta olmak üzere padişah, komutan ve halka yönelik nasihatleri içeren Nesâyih-i Cündiyye adlı eseri ele alınacaktır. Bu eser, müellifi bilinmeyen Risâle-i Cündiyye adlı bir risalenin “nesayihi cündiyye” başlıklı ilk faslına mukaddime ve hâtime eklenerek vücuda getirilmiştir. Tür bakımından nasihatname ve siyasetname özelliklerini gösteren Nesâyih-i Cündiyye, uzun manzum mensur bir mukaddime, asıl konunun işlendiği bölüm ve kısa bir hâtimeden müteşekkildir. Mukaddimede; besmele, hamdele, münacat, tevhid ve na‘t bölümlerinin ardından Sultan II. Selim’in övüldüğü methiyeler yer almaktadır. Asıl konunun işlendiği bölümde sebebi telif, nasihatler ve konuya uygun hikâyeler bulunmaktadır. Nasihatlerin “nesâyih-i cündiyye” başlıkları ile ayrı ayrı işlendiği bu bölümde; sır saklamak, padişaha itaat etmek, ihsan ve lütuf, takva ve taat, komutanın kararında sebatkâr olması ve askerlerini tanıyıp onları tehlikelerden koruması, akıllı ve olgun kimselerle bir arada bulunmak ve sabır hakkında nasihatler ile konulara uygun hikâyeler yer almaktadır. Metnin hâtime bölümünde ise kısa bir hitam cümlesi ile mesnevi şeklinde dört beyitlik bir dua manzumesi bulunmaktadır. Makalede, Vusûlî Mehmed Çelebi’nin hayatı ve eserlerine kısaca değinilerek Nesâyih-i Cündiyye’nin incelemesine geçilmiştir. Nesâyih-i Cündiyye’nin kısaca tanıtıldığı bu bölümde sırasıyla; Risâle-i Cündiyye ile benzer ve farklı yönleri üzerinde durulmakta, eserin nüshası tanıtılarak tür, şekil ve üslup özelliklerine değinilmekte ve son olarak muhteva bakımından ele alınarak eserin özetine yer verilmektedir. İnceleme, genel bir değerlendirmenin yapıldığı sonuç kısmıyla tamamlanmaktadır. İkinci bölümde ise Nesâyih-i Cündiyye’nin transkripsiyonlu metni ile metinde geçen ayet, hadis, şiir ve kelam-ı kibar gibi Arapça-Farsça kısımların tercüme ve kaynakları sunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Edebiyatı, Vusûlî Çelebi, Nesâyih-i Cündiyye, II. Selim, nasihatname, siyasetname.
Saltanata Giden Yolda MUAVİYE BİN EBÎ SÜFYAN, 2018
İrfan AYCAN, doktora tezi olan bu eserinde; ilk dönem İslam tarihinde önemli bir yer işgal eden Emeviler’in en önemli şahsiyetlerinden, özellikle de icraatları sebebiyle döneme damgasını vuran Muaviye b. Ebi Süfyan’ın hayatını geniş ve çok yönlü bir şekilde ele alarak, Onunla ilgili genel kabul edilen rivayetlerle birlikte adeta ezber bozan bilgiler sunmaktadır.
Şeyhülislâm Ebussuud Efendi’nin Şiir ve Edebiyatla İlgili Fetvâları
RESEARCHER SOCIAL SCIENCE STUDIES, 2019
Ebussuud Efendi, Osmanlı'nın zirve yüzyılına damga vurmuş, devlet işlerinin tanzim ve tertibi, çeşitli iç ve dış siyasi olaylar ve hayatın her alanı ile ilgili verdiği binlerce fetvâ ile birçok müşkül meseleyi çözmüş, devleti ve toplumu yönlendirici konumda bulunmuş önemli bir şeyhülislâmdır. Osmanlı-Safevi çekişmesinin kıyasıya yaşandığı bir yüzyılda otuz yıl kaldığı makamda verdiği sert fetvalarla bu çekişmenin mezhebî/siyasî mahiyet kazanmasında da önemli bir rol oynamıştır. O, kendisinden önceki Şeyhülislâm Kemalpaşazade ile birlikte İran Şiiliğinin Anadolu'da algılanma şeklini de büyük ölçüde belirleyen kişi olmuştur. Aynı zamanda şair olan Ebussuud Efendi'nin binlerce fetvâsı arasında şiir ve edebiyatla ilgili pek çok fetvâ bulunmakta olup, bunların bir kısmı direkt manzum fetvâ, bir kısmı da şiir, şair, dil ve edebiyata dair konularda sorulmuş suallere verilmiş cevaplardır. Onun manzum fetvâlarına ait çalışmalarımız hâlen devam etmekte olup bir kısmını daha önce tanıtmıştık. Bu çalışmada ise, fetvâları arasında şiir ve edebiyatla ilgili olarak geçen fetvâlardan seçilenler tanıtılmaktadır.
Yahyâ B. Abdullâh’In Kasîde-İ Bürde Şerhi̇: Tercümetü’L-Esrâr Fî Medhi̇ Seyyi̇di̇’L-Ebrâr'I
Eski türk edebiyatı araştırmaları dergisi, 2024
İslam toplumlarının edebiyatlarında Hz. Peygamber etrafında şekillenen çeşitli edebî türler ortaya çıkmıştır. Bu türler içinde şairlerin en fazla rağbet gösterdiği türlerden biri na'ttır. Bu türün de en meşhur örneklerinden biri Kasîde-i Bürde'dir. Edebiyat tarihinde Ka'b b. Züheyr ve Bûsîrî'ye ait olan iki farklı Kasîde-i Bürde manzumesi vardır. Bunlardan ilki Ka'b b. Züheyr'in doğrudan Hz. Peygamber'e okuduğu Bânet Su'âd adıyla da bilinen manzume, diğeri ise Bûsîrî'nin yakalandığı felçten kurtulmasına vesile olan ve el-Kevâkibü'd-Dürriye fî Medhi Hayri'l-Berriye olarak adlandırılan manzumedir. Her iki kaside de hırka hadisesinden dolayı Kasîde-i Bürde adıyla meşhur olmuştur. Bu manzumeler üzerine diğer İslam toplumlarının edebiyatlarında olduğu gibi Türk edebiyatında da çeşitli tercüme, tahmis ve şerh çalışmaları yapılmıştır. Bûsîrî'nin Kasîde-i Bürde'sini Le'âlî, Sa'dullâh Halvetî, Bosnevî, Mekkî gibi birçok şârih şerh etmişlerdir. Bu çalışmanın konusu Bûsîrî'nin Kasîde-i Bürde'sine yapılan şerhlerden biri olan Yahyâ b. Abdullâh'ın Tercümetü'l-Esrâr fî Medhi Seyyidi'l-Ebrâr isimli şerhidir. 17. yüzyıl, I. Ahmed döneminde yazılan şerhin elimizde üç nüshası mevcuttur. Bunlardan birincisi Süleymaniye Yazma Eser 1 Bu makale, Doç. Dr. Serkan Türkoğlu danışmanlığında tarafımızca hazırlanmakta olan "Yahyâ bin Abdullâh'ın Tercümetü'l-Esrâr fî Medhi Seyyidi'l-Ebrâr'ı (Şerh-i Kasîde-i Bürde) (İnceleme-Tenkitli Metin)" adlı doktora tezinden üretilmiştir.