Buhârî’nin Meğâzî Rivâyetlerinde Tesâhülünün Olup Olmadığı ile İlgili Değerlendirmeler (original) (raw)

Metnin mi Yorumun mu Tahrifi -Buhârî’nin Tahrif Meselesine Yaklaşımı Üzerine-

Buhârî’nin, el-Câmiu’s-Sahîh adlı eserinde yer alan “Hiç kimse Allah’ın kitaplarından birinin lafzını silip yok edemez; fakat onu tahrif edebilir yani hakiki anlamı dışında te’vil edebilir” biçimindeki ibare, hem aidiyeti hem de anlam içeriği açısından tartışılmıştır. İbareyi İbn Abbas’a nispet edenler olduğu gibi, Buhârî’nin kendisine nispet edenler de vardır. Çoğu Buhârî şârihinin de belirttiği üzere ibare Buhârî’ye aittir ve Buhârî bununla önceki semavi kitapların metin olarak değil yorum olarak tahrif edildiğini, yani bu kitapların asıl anlamları dışında farklı te’villere maruz kaldıklarını ifade etmektedir. Geç dönemde İbn Haldûn, Makrîzî gibi âlimlerce taraftar bulacak olan bu görüş, erken dönemde Buhârî tarafından gündeme getirilmiştir. Bu makale bahse konu ifadenin aidiyeti, delaleti ve tarihi arka planını araştırmak amacıyla kaleme alınmıştır.

Sahîh-i Buhârî’de temrîz sîgasıyla aktarılan mu’allak rivâyetlerin değerlendirilmesi

2017

Buhârî’nin es-Sahîh’inde yer alan mu‘allak rivâyetlerin temrîz sîgasıyla nakledilmesi hususu bu araştırmanın ana konusu olarak belirlenmiştir. İlgili bağlamda Buhârî’nin sahîh hadisleri toplamak amacıyla yazdığı bu eserinde temrîz sîgası kullanmasının ne tür bir arka plana sahip olduğunun belirlenmesi adına söz konusu rivâyetlerin tümünün incelenmesi ve değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Buhârî’nin es-Sahîh’inde bulunan ve sayıları 1392 olarak tespit edilen merfû‘ mu‘allak rivâyetler arasında temrîz sîgasıyla aktarılan hadisler, toplamın %3’üne karşılık gelmektedir. Bu noktada ilgili sîganın kullanımına, es-Sahîh’teki toplam mu‘allak hadis sayısına göre oldukça az oranda yer verilmesi ve birçoğunun isnâdında hafif kusur bulunması hadis âlimlerinin belirttiği gibi bu hususta zayıflığın etkili olduğu ihtimalini gündeme getirmektedir. Öte yandan söz konusu hadislerin yarıdan fazlasına gerek klasik dönem gerekse günümüz âlimleri tarafından sahîh hükmü verilmesi, muhaddisler tarafından ortaya koyulan, Buhârî’nin ilgili hadislerde zayıflığa işaret etmek üzere temrîz sîgası kullandığı ilkesine aykırılık arz etmektedir. Bununla birlikte bu iki durum arasındaki tenâkuzun spesifik bir inceleme neticesinde giderilmesi mümkün görünmektedir.

Buhârî Şâri̇hleri̇ni̇n Mezhepçi̇ Yorumlari

Journal of International Social Research

Öz Buhârî'nin(ö. 256) el-Camiu's-sahîh'inin çok sayıda şerhi vardır. Bu makalede farklı fıkhî mezhebe mensup İbn Battâl (ö. 449), İbn Hübeyre (ö. 560), Kirmânî (ö. 786), İbn Hacer (ö. 852), Aynî (ö. 855), Molla Gürânî (ö. 893), Süyûtî (ö. 911), Kastallânî (ö. 923) gibi Buhârî şârihlerinin fıkhî mezheplerine aykırı/muvâfık olan usûl ve fürû meselelerindeki (bazı örneklem) yorumlamaları incelenmiştir. Bu bağlamda "Haber-i Vâhid'in Bilgi Değeri", "Amel-i Ehli Medine", "Abdest Alırken Başın (Ne Kadarının) Meshi", "Kıble Tayini" ve "Cünüb/Hayızlının Kur'an Okuması" başlıkları açılmış, şârihlerin mezkûr hususlardaki (paradoksal) yorumları mukayeseli biçimde verilerek, değerlendirmeler yapılmıştır.

Sahîh-İ Buhârî’De Temrîz Sîgasiyla Aktarilan Muʿallak Ri̇vâyetleri̇n Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Dokuz Eylül Ünivesitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2018

al-Bukhari's al-Sahih, which had earned reputation, sometimes used the unknown form of alleged violence in narrations. As a natural consequence of the fact that the concerned regime has come to an end with such a claim, the state of health of these reports has been discussed by hadith scholars for centuries. While some argue that such reports are preferred to emphasize the weakness, others have suggested that this phenomenon is also used in sahih hadiths, suggesting that this situation is not a matter of weakness. Although these views point to the point of indicating the sanctity or weakness of the unknown movement, the fact that the provisions about the sanitary conditions stated in the view of the classical and modern hadith scholars about them are different and the way that al-Bukhari observes the way in the hadiths. This is because the provisions laid down about the said narratives show that al-Bukhari's views on the weakness of the authentic indicate weakness and that they are accepted mostly by the past and present-day hadith scholars.

Musarrât Hadisi Özelinde Şevkânî’nin Görüşleri Üzerine Bir Değerlendirme

Bilimname, 2020

Bu çalışmada görüşlerini inceleyeceğimiz Muhammed b. Ali eş-Şevkânî, ikinci grupta yer almaktadır. O, geçmiş fıkhî birikimi nassa dayanmayan akıl yürütme faaliyeti olarak niteleyen, mezheplerin tamamının Musarrâh Hadisi Özelinde Şevkânî'nin Görüşleri Üzerine Bir Değerlendirme |203| bilimname XLI, 2020/1 CC BY-NC-ND 4.0 1 Şevkânî hicrî yedinci asırdan itibaren kendi zamanına kadar gelmiş geçmiş müctehidleri tanıtmak amacıyla kaleme aldığı el-Berdü't-tâliʻ isimli eserde kendi biyografisine yer vermiştir. Dolayısıyla Şevkânî'nin hayatı ile ilgili temel kaynak bu eserdir. Bk. Ebû Abdillâh Muhammed b. Alî b. Muhammed es-Sanʻânî el-Yemenî eş-Şevkânî, el-Bedrü't-tâliʻ bi-mehâsini men baʻde'l-karni's-sâbiʻ (Kahire: Dâru'l-Kitâbi'l-İslâmî, ts.), 2/215-225.

Râvînin Adâleti Bağlamında Buhârî’nin Kullandığı Taʿdil Istılahları

Mütefekkir, 2021

Öz Hadisin sıhhati senet ve metin incelemesiyle gerçekleşir. Sahih hadisin tanımında da görüldüğü gibi muhaddisler senedin muttasıl olup ve rivayetin şaz ve muallel olmamasını râvinin adâlet ve zabt sıfatlarından sonra araştırmışlardır. Diğer bir tabirle muhaddisler, hadisin sıhhatini tespitte önceliği râvilerin durumlarını araştırmaya vermişlerdir. Hadisin senedindeki râvilerin durumları da yine muhaddisler tarafından geliştirilen cerh ve taʿdil lafızlarıyla ifade edilmiştir. Bu lafızların da bir gelişim süreci vardır. Cerh ve taʿdil lafızlarının gelişim sürecinde Buhârî'nin yeri ise yadsınamayacak derecede önemlidir. Buhârî, tasnif dönemi ve hadisin altın çağı olarak nitelendirilen üçüncü asırda yaşamış bir muhaddistir. Döneminde rical ve tarih bilgisiyle daha sonra da el-Câmiu's-sahîh'i ile meşhur olmuştur. Yazdığı hadis ve rical kitaplarında birçok cerh-taʿdil lafzı ve hadis ıstılahı kullanmıştır. İlk mustakil hadis usûlü kitabının kendisinden yaklaşık bir asır sonra yazıldığı düşünülürse Buhârî'nin kullandığı hadis ıstılahları bu anlamda önemlidir. Buhârî'nin kullandığı bütün hadis ıstılahları makale boyutunu aşacağından bu çalışmada sadece onun eserlerinde kullandığı taʿdil lafızları tespit edilmiştir.

Fuzûlî’nin Leylâ vü Mecnûn Mesnevisinin Dibacesi Hakkında Bazı Mülahazalar

Leylâ vü Mecnûn mesnevisiyle ilgili çalışmalarda, Fuzuli'nin bu eseri "Mecnun'un mecazi aşktan ilahi aşka geçişi" düşüncesini ispatlamak amacıyla yazdığı söylenmekte ve bu iddia "Leyla'dan Mevla'ya ulaşmak" şeklinde ifade edilmektedir. Oysa eserin dibace ve hikâye kısımları birlikte değerlendirildiğinde, bu eserin "ilahi aşkı arayan insanın macerası"nı ele aldığı, aslında Mecnun'un Leyla'ya layık olmak için bir tür olgunlaşma sürecinden geçtiği görülür. Nitekim Fuzuli eserinin dibace kısmında, hikâyedeki unsurların birer sembol olarak kullanıldığını, hikâye anlatmanın bir bahane olduğunu, aslında mecaz yoluyla ilahi aşkın sırları ile gizli hakikatlerini anlatmak istediğini söylemekte ve eserinde kullanacağı sembollerin gerçekte neye tekabül ettiklerini belirtmektedir.

Buhârî’nin Sahîh’inde Hocası Abdullah b. Sâlih el-Mısrî’den (ö. 223/838) Rivâyette Bulunup Bulunmamasının Araştırılması - Investigating Whether al-Bukhârî Narrated From His Teacher 'Abdullah b. Salih al-Misrî in (d. 223/838) 'al-Sahîh

Tasavvur / Tekirdağ İlahiyat Dergisi, 2023

The quality of the narrations of 'Abdullah b. Salih al-Misrî (d. 223/838), one of al-Bukhârî's famous teachers, in al-Jâmi al-Sahîh has been a matter of debate among hadîth scholars. Abdullah b. Salih, whose narrations are narrated by Abu Dâwûd, al-Tirmidhî and Ibn Mâjah, is an important figure whom al-Bukhârî interviewed and also narrated from him in his works such as al-Adab al-mufred, al-Kirâʾa Khalfa al-imâm and al-Târîkh al-kabîr. However, whether he narrated directly from him in al-Jâmi al-Sahîh has been a matter of debate among the scholars of Hadith. Ismâ'îlî (d. 371/982) and al-Hâkim (d. 405/1014) claim that al-Bukhârî did not narrate any hadîth from him in his Sahîh, while al-Zaḥebî (d. 748/1347) and al-'Aynî (d. 855/1451) argue that he did. It is possible to say that this disagreement is due to two reasons. The first is that there are differences between the copies of the Sahîh, and the second is that al-Bukhârî mentioned some of the narrators in an incomplete form. In this study, we will investigate various copies of the Sahîh and focus on whether the person whose identity is mentioned as "Abdullah b. Sâlih", "Abdullah" and "Abû Sâlih" in them is really Abdullah b. Sâlih al-Misrî. In addition, we will touch upon the evidences relied upon by the muhaddithis who express an opinion on this issue in terms of narration and dirāyah, and we will also draw attention to how the sîgas of tahammul and âdâ used in the narrations should be understood. Finally, we will try to determine whether al-Bukhârî has made any tahrīj from 'Abdullah b. Salih in his Sahīh, and if so, for what purpose, i.e., for ihtijâj or istishhâd.

Musarrâh Hadisi Özelinde Şevkânî’nin Görüşleri Üzerine Bir Değerlendirme

Bilimname, 2020

Hz. Peygamber’den (sallallâhu aleyhi ve sellem) rivayet edilen bir hadiste, deve ya da koyunlarin oldugundan daha fazla sutlu gosterilerek satisa arz edilmesi yasaklanmis; boyle bir hayvani satin alan kisinin muhayyer oldugunu hukme baglamistir. Soz konusu hadis “musarrâh hadisi” adiyla anilir. Musarrâh kelimesi, musterinin ragbetini artirmak icin bir sure sutu sagilmayan ve bu sekilde sutlu gosterilen hayvan anlamindadir. Mâliki, Şâfii ve Hanbeli fakihler bu hadisle amel ederek musterinin “tedlis muhayyerligi”ne sahip oldugunu kabul etmektedirler. Tedlis, alisveriste satilik malin kusurunun musteriden gizlenmesi demektir. Hanefi fakihlerin cogu ise musarrâh hadisiyle amel etmemekte ve bunun gerekcesi olarak nakli ve akli bircok izah yapmaktadirlar. Bazilarina gore mensuh oldugu icin, bazilarina gore de âmir bir hadis olmadigi, anlasmazliga dusenlere tavsiye anlami icerdigi icin musarrâh hadisi delil alinmamistir. Hanefiler’e gore musarrâh bir hayvan satin alindiginda muhayyerlikten bahsedebilmek icin saticinin musteriyi aldatarak hayvani yuksek fiyattan satmasi gerekmektedir. Bu calismada musarrâh hadisi ile ilgili meseleler, gunumuzden yaklasik iki asir once yasamis Muhammed b. Ali es-Şevkâni’nin (v. 1250/1834) dort mezhep fakihlerinden yaptigi nakiller ve kendi gorusleri uzerinden incelenmeye calisilacaktir. Mezhep taklidini reddederek ictihadin surekliligini savunan ve kendisini mutlak muctehid addeden Şevkâni, Neylu’l-evtâr isimli eserinde musarrâh hadisi ile ilgili mezhep goruslerini, ihtilaflari detayli bir sekilde incelemis, kendi tercihlerini belirtmis, Hanefi fakihlerin musarrâh hadisiyle amel etmeme gerekcelerini elestirmistir. Bu calismayla Şevkâni’nin nakilleri, gorus ve tenkitleri incelenecek, isabet edip etmedigi hususlar belirtilmeye ugrasilacaktir.