Vom Singular zum Plural (original) (raw)

Die Gegenwart im Plural

2005

Bu araştırmanın genel amacı, İHL meslek dersleri öğretmenlerinin Kur'an meallerine ilişkin görüş ve algılarını tespit etmektir. Araştırmanın örneklemini 2016-2017 eğitim öğretim yılında Kahramanmaraş Merkez ilçelerindeki İmam Hatip Liselerinde görev yapan 20 İHL Meslek Dersleri öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada nitel veri toplama yöntemlerinden görüşme yöntemi kullanılmış ve veriler yarı yapılandırılmış görüşme formuna bire bir not tutularak toplanmıştır. Katılımcıların görüşleri genel olarak incelendiğinde öğretmenlerin meallerin gerekliliğine ve katkısına inandıkları, meal okudukları ve meal farklılıklarını ciddi boyutta görmedikleri görülmektedir. Bu genel kanaatin yanında bazı katılımcılar ise mealler arasında önemli farklılıklar bulunduğunu ve meal okumanın tek başına yeterli olmadığını belirtmiştir.

BİREYSEL SORUMLULUKTAN TOPLUMSAL SORUMLULUĞA

‘Bireysel Sorumluluktan Toplumsal Sorumluluğa’ projesinde İletişim Fakültesi Öğrencileriyle beraber eğitim ve öğretim süreciyle beraber kişisel gelişim, gelecek planlamanın yanı sıra insan merkezli, topluma hizmet odaklı felsefesi doğrultusunda, yaşamla ve toplumla iç içe, yaratıcı ve girişimci geleceklere ilk adımlarını atması amaçlanmıştır. Bu bakış açısıyla bu sene 4. sünü gerçekleştireceğimiz 'Bireysel Sorumluluktan Toplumsal Sorumluluğa' çalışmalarımızın 150. Projelerini gerçekleştirmesinde öğrencilerimizle yerel yönetimlerimizin, Sivil Toplum örgütlerimizin, çok seçkin firmaların işbirliğine gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Tüm bu dayanışma ile Türkiye'de öğrenci-toplum dayanışma köprüsü oluşturulmuş ve her biri örnek projeler halini almıştır. Dört senedir basından büyük destek ve ilgi görmesinin yanı sıra, çalışmalarımızın diğer üniversitelere örnek olması da bizi ayrıca çok mutlu etmiştir.

Çokkültürlülük

çev. Tuba Akıncılar OnmuĢ, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2014, 2009

Tekilliğe Doğru

İnsanlık tarihi, fizikten kimyaya, kimyadan biyolojiye doğru ilerleme gösteren bir sürece sahiptir. İnsanlar, tüm yaşayan diğer canlılarla aynı fiziksel güçlere, kimyasal reaksiyonlara ve doğal seçilim süreçlerine tabidir. Doğal seçilim, insanı diğer tüm organizmalardan daha farklı ve muazzam kılmış olsa da bu alanın da kendine has sınırları mevcuttur. Çabaları ve başarıları ne olursa olsun insan, biyolojik olarak sınırlarının dışına çıkamaz. Tekilliğin şafağında bu sınırlar artık geçerli olmayacaktır. İnsan, bu sınırlarını aşmaya başladı ve doğal seçilim yasalarını geride bırakarak bunun yerine kendi tasarımını ortaya koymayı hedefliyor. Tekillik, teknolojide görülen büyük ivmelenmenin ve geometrik gelişimin, insanın hayal dahi edemeyeceği bir dönüşüme uğradığı dönemi ifade eder. Örneğin, bir bilgisayarın hem insan beyninin elektrik sinyallerini okumasını sağlayan, hem de aynı anda beyne okuyabileceği elektrik sinyalleri aktaran bir beyin-bilgisayar arayüzü çalışmalarının istenilen düzeye ulaştığını düşünün. Bu tür arayüzler beyni doğrudan internetteki bilgi okyanusuna bağlayabileceği gibi pek çok beyni birbirine bağlayıp bir çeşit beyin ağı kurulmasını da sağlayabilir. Peki bu durumda neler olabilir? Beynin kolektif bir hafıza bankasına doğrudan erişimi olursa insan bilincine ve kimliğine ne olur? Zihinler kolektif hale geldiğinde kişinin kendisi veya toplumsal cinsiyet kimliği gibi kavramlar nasıl dönüşür? İnsan zihnine eş değer bir yapay zeka geliştirilmesi durumunda bunlar kendilerini geliştirmeye yönelir ve sürekli olarak gelişim gösterirlerse bu durum nasıl sonuçlanır? Bu gibi durumların felsefi, psikolojik veya siyasi etkilerini şu an anlamamız, tahmin etmemiz mümkün değildir. Bu gibi sorulara şu anki bilgimizle cevap veremiyor olsak dahi tekilliğin ne olduğunu kavrayabilmek mühim bir meseledir. O yüzden bu yazıda ana hatlarıyla tekilliğin ne olduğu tartışılacaktır. Yazının ikinci bölümünde tekillik kavramının farklı yorumları incelenecek ve bir tanım denemesi yapılacaktır. Üçüncü bölümde tekilliğin neden mümkün olduğu ivmelenen getiriler yasası üzerinden temellendirilip sonrasında argümanlar üzerinden genel yapay zekanın geliştirilebileceği açıklanacaktır. Bu bölümde aynı zamanda argümanın karşılaşabileceği itirazlar da kısa ve öz bir şekilde ele alınacaktır. Son bölümde ise konu ile ilgili sonuçlar aktarılacaktır.

Çokkültürlülük Üzerine

Göç, Kültür ve Yazın, 2019

Toplum ve ülkeler üzerinde etkileri sürekli artan bir olgu olarak göçler, farklı gerekçelerle farklı coğrafyalara sürükledikleri etnik ve kültürel topluluklarla durmadan artan sorunlara neden olmaktadırlar. Bu sorunlardan biri de farklı özelliklere ve değerlere sahip olan bu toplulukları aynı yerde uyumlu, barış ve eşitlik içinde yaşatmak sorunudur. Gerek aynı uzamdaki birden çok kültürün var olması, gerekse farklı kültürel grupları siyasi bir yapı altında örgütleyerek uyumlu yaşatmayı hedefleyen anlayışla çokkültürlülük diye adlandırılan ve göç olgusunun temeline oturan bu sorun, tüm dünya ülkelerinde tartışılmakta ve kimi ülkelerde uygulanmaktadır. Sorunun ortaya koyduğu sonuçlar ülkelerin kültürel, ekonomik gibi daha birçok alanında olumlu etkilerinden çok, olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu nedenle, özellikle homojen bir yapıya sahip ülkeler bu sorundan uzak durmak için ya sınırlarını göç dalgalarına kapatmak ya da içlerindeki farklı grupları kültürel eritmeye tabi tutarak sorunun üstesinden gelmeye çalışmaktadırlar. Ancak, bilhassa dinsel değerler söz konusu olduğunda kültürel erimeye karşı duruş sertleşmektedir. Böyle bir karşı duruş hem egemen kültür bireylerinde, hem de azınlık durumundaki kültürel topluluk bireylerinde dinsel bir fanatizmi ve tutuculuğu ortaya çıkarmaktadır. Çalışmamız, çokkültürlülüğün bu çerçevede tanımlarına, uygulama alanlarına, yapılan itirazlara, olumlu ve olumsuz yanlarına, doğurduğu sorunlara yer verdikten sonra, bu sonuçlardan en önemlisi konumundaki dinsel fanatizmi ele almaktadır.

Monomerler

Polimer endüstrisinin geçmişi 1839 yılında Goodyear'ın vulkanizasyon işlemiyle Hevea kauçuğunu bulmasına kadar uzanmaktadır. Hevea ağaçlarından elde edilmeye çalışılan kauçuk, sentetik kauçuğun eldesi ve ardından otomobil endüstrisinin gelişmesine neden olmuştur. Sanayi uygulamalarında özellikle dört polimerizasyon yöntemi kullanılır. Bunlar; kütle, çözelti, süspansiyon ve emülsiyondur. Polimerizasyon temelde reaksiyon mekanizmalarına göre; basamaklı ve katılma polimerizasyonu olarak 2 temel bölüme ayrılır.

Kimlik ve Çokkültürcülük Sorunu

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2011

Modernlik bir öz-inşa olan soyut birey üzerinde yükselmiş ve ulus-devlet bireyin siyasal yönetim şekli olmuştur. Fakat homojen bir ırk, dil ve kültüre dayanma iddiasındaki ulus-devlet ötekiler yaratmış ve onulmaz acılara yol açmıştır. Yirminci asrın ikinci yarısıyla birlikte özne ve ulus-devlet aşınma sürecine girmiştir. Öznenin tarihe, kültüre, bir bağlama yerleştirilmesi onu çevresinin ürünü olarak algılamayı doğurmuştur. Dolayısıyla öznenin kuşatıldığı dil, kültür, din gibi bağlılıklarının kimliğinin oluşumunda etkili unsurlar olduğu benimsenmiştir. Bu kabulün mantıksal sonucu bağlılıklarından mahrum edilen bireylerin varoluşsal bir eksiklik ve parçalanma hissetmeleridir. Bu nedenle ulus-devletin algılamak yerine çoğunlukla bastırdığı farklılıklara saygı ve hak talep eden kimlik, tanınma ve çokkültürcülük siyaseti, postmodern dünyada siyasal teorinin gündemine yerleşmiştir.

Sel Sonuc Oneri Formu

Lütfen bu taslak hakkındaki her türlü eleştiri, görüş ve önerinizi aşağıdaki e-posta adresine gönderiniz: kadioglu@itu.edu.tr Doğu Karadeniz Bölgesi Heyelan ve Taşkınları Sempozyumu 10-11 Şubat, 2011 Trabzon Sel: Suların bulunduğu yerde yükselerek veya başka bir yerden gelip genellikle kuru olan yüzeyleri kaplamasına denir.

+AnlAr Komitatif Çokluk Eki (+AnlAr Commutative Plurality Suffix)

Current Debates on Social Sciences 2 (Educational Sciences, linguistic Sciences and Philosophy), 2019

There are many controversial issues in the history of Turcology studies. Plurality and association categories are one of these gray areas. The experts of the field usually include these categories in their own work, and often include the +An suffix. They have defined this suffix according to their conception of science. In this study, the place of +An suffix in literature was tried to be put forward. Text analysis technique, which is one of the qualitative research methods, was used in the study. In the acquisition of information, fourteen works reflecting their period were used. These works can be listed as Story of Kalyanamkara and Papamkara on behalf of old Uyghur Turkic; Kutadgu Bilig, Dıwān Luġāt at-Turk and Rylands manuscript on behalf of Karakhanid Turkic; Nahj al-Farādis, Ḫusrav u Shīrīn, Muqaddimat al-Adab and Qiṣaṣ al-Anbiyā' (Khorezmian field) on behalf of Khorezmian Turkic; Gulistān translation and Irshād al-mulūk on behalf of Mamlūk-Qipchaq fields; Dede Qorqut, Qiṣaṣ al-Anbiyā' (Anatolia field) and Kitāb-ı Ġunya on behalf of old Anatolian Turkish; and finally Mecalisü’n-nefais on behalf of Chagatai Turkic. In this study, it was determined in detail that there are phonetic and semantic similarity between the word Turkish er and Persian yār. From the findings, in the process starting with the Karakhanid Turkic, since Khorezmian Turkic it was tried to determine that the morphological plural of er and yâr words are erenler and yârânlar regularly. In the study, it has been tried to be stated that Khorezm, Mamlūk-Qipchaq, Anatolia and Chagatai fields have a limited plural suffix in the form of commutative plurality suffix +AnlAr.

BİREYSEL ZENGİNLİK

Bireysel hakimiyet dönemi başladı. Devletler değil, fertler öne çıkmaktadır. Medya fertlerin önünü açtı. Artık herkes evden yayın yapmakta radyoyu televizyonu YouTube Facebook Twitter WhatsApp'ı bütün Medya kuruluşlarının sosyal medyaları çok kullanabilmekte ve kendisini öne çıkartıp dünya hitap etmektedir. Bir de konuşulan ve yazılan şeylerin farklı dillere çevrilmiş olması Böylece kişinin top dünyadaki hakimiyetini ve etkisini daha fazlası ile göstermektedir.