Post-Truth Zamanlarda Eğitim - Eğitime Alternatif Arayışlar (original) (raw)
Related papers
Post-Truth Çağda Doğrulama Platformları
Dijital Kültür ve Fragmanları, 2022
İnternetin gelişmesiyle birlikte dezenformasyonun yayılımı günden güne artmaktadır. Hakikatin değersizleştiği post-truth çağda sosyal medya aracılığıyla yanlış bilgiler ve yalan haberler hızla yayılmaktadır. İçinde bulunduğumuz post-truth dönemde enformasyon bombardımanına ve dezenformasyonla mücadeleye bir yanıt olarak doğrulama platformları öne çıkmıştır. Bu çalışma, post-truth kavramının tarihsel arka planını, sosyal medyadaki dezenformasyonu ve dezenformasyonla mücadelede panzehir işlevini gören doğrulama platformlarını ele almayı amaçlamaktadır. Çalışmada doğruluk kontrolü alanı dünyadan ve Türkiye’den örneklerle aktarılmıştır. Alanın gelişimi ve tarihsel süreci detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Dezenformasyonun aktörlerine ve dezenformasyonla mücadelede ulusal ve uluslararası platformlara değinilmiştir. Türkiye’de yeni bir alan olan doğruluk kontrolüne içinde bulunduğumuz hakikat ötesi dönemde ihtiyaç artmıştır. Bu sebeple dijitalleşen ve öte yandan enformasyon çağı haline gelmiş olan bu dönem için doğrulama platformları ve bu platformlara dair yapılan çalışmalar oldukça önemlidir.
Post-Truth Çağinda Medya Okuryazarliği
DergiPark (Istanbul University), 2022
Çalışma, bilişim teknolojilerindeki değişim ve gelişmelere paralel olarak, 2016 yılında "Post-Truth" ya da "Hakikat Sonrası" şeklinde ifade edilen ve gerçekliğin yeniden inşasını mümkün kılan yeni medyanın dönüşümü ve bu dönüşümün kişisel bağlamda yansıması üzerine bir analizdir. Günümüz dünyasında bilgi ve habere anlık olarak ulaşabilmek büyük öneme sahiptir. Bu anlamda medyadaki içeriklerin hızlı bir şekilde oluşması ve akıcı bir üsluba sahip olması gerekmektedir. Medyada oluşturulan tüm içerikler kurgu sürecinden geçmekte ve belli bir çerçevede hazırlanarak hikâye şeklinde servis edilmektedir. Bu servis edilen içeriklerin bir kısmı yanlışlıkla, bir kısmı bilerek ve isteyerek değiştirilmekte ya da tamamen bağlamında koparılıp sahte içerikler şeklinde kitleye ulaşmaktadır. İzler okur kitle gelen bilgi ve haberlerle üretilen yeni gerçekliklere maruz kalmakta ve gerçeğin farklı bir versiyonuna inanmaktadır. Hakiki gerçekten güç alarak yola çıkılan bilgi ve haber yolculuğu üretilen yeni gerçekliklerle yeni bir evren oluşturmaktadır. Bu bağlamda oluşturulan çalışmamızda ilk olarak "Post-Truth" kavramını açıklarken, aslında "Post-Truth" kavramının köklerini aldığı tarihsel alandan da söz edilmektedir. Çalışmamızın "Post-Truth Çağında Dünya ve Yeni Medya" başlığında yeni medyanın güvenilirliği tartışılmış ve yapılan anket çalışmasına yer verilmiştir. Çalışmamızın son başlığı "Hakikat Sonrası Medyayı Okumak ve Yazmak" şeklinde hazırlanmıştır. Çalışmanın amacı yeni medyanın bireysel ve toplumsal hayat üzerindeki olumsuzluklarını tespit etmeye yöneliktir. Bu anlamda çalışmamız, medya okuryazarlığı kavramsalından hareketle bilinçli ve sorgulayan bir izler okur kitlenin oluşumunu önemsemektedir. Çalışmada kaynak tarama yöntemi kullanılmış ve anket araştırmasına yer verilmiştir. Kaynak tarama yönteminde uzman ve akademisyenlerin çalışmalarına başvurulmuştur. Anket araştırması İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Lisansüstü öğrencileri ile sınırlandırılmıştır.
Post-Truth Kavramına Semantik, Felsefi ve Tarihsel Temelleri Bağlamında Türkçe Karşılık Bulmak
Yeni medya, 2023
Kökleri tarihsel olarak eskiye dayanan fakat 2016 yılında Oxford Sözlük tarafından yılın kelimesi seçilen post-truth sözcüğü çalışmada, öncelikli olarak hakikat, gerçek, doğru, gibi kavramların felsefi ve semantik dayanakları üzerinden incelemeye alınmıştır. Bu inceleme, Antik Yunan’dan başlayıp modern ve post modern dönemin normları ışığında yapılmıştır. Sözcük özellikle, post-modern dönemde, hakikatin var olmadığı, göreli olduğu yönünde görüşlerin etkisiyle ortaya çıkan derin kırılmayla ilişkilidir. Çünkü bu kırılma, post-truth kavramının bilginin doğruluğunu sarsması, muğlak hale getirmesiyle sonuçlanmıştır. Bahsi geçen kırılmada bir diğer faktör de sosyal medyadır. Sosyal medya iletilerinde paylaşılan bilgiler artık geleneksel medya tarafından bir haber kaynağı olarak kullanılmaktadır. Sosyal medyada dolaşıma sokulan anonim bilgilerin geleneksel medyada haber kaynağı olarak kullanılması, bilginin doğruluğunun teyit edilmeden haberleştirilmesinin önünü açmıştır. Ayrıca, anonim bilgilerde yer alan sahte, yalan, komplo teorisi barındıran içerikler sosyal medyanın etkileşimli olma özelliği nedeniyle daha geniş kitlelere ulaşarak doğruluğun önemsizleşmesine neden olmaktadır. Doğruluğun önemsizleşmesi ve ona ulaşma umudunu körelten tüm etmenler nedeniyle post-truth sözcüğünün hem geleneksel hem yeni medya etiğiyle doğrudan ilişkisi vardır. Bunun yanında, post-truth kavramı, içinde yaşanılan coğrafi kültüre özgü dil ve anlam yapısı dikkate alınarak incelenmelidir. Tüm bu gerekçeler ışığında, akademik araştırmalarda “post-hakikat”, “hakikat-sonrası”, “gerçek-ötesi” gibi Türkçe karşılıklara sahip post-truth kavramının “doğruluk-ötesi” olarak karşılanmasının daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır. Bir diğer gerekçe ise kavrama yönelik Türkçe akademik çalışmalarda kavram bütünlüğünü sağlamaktır.
Post-Truth Çağında Pazarlama ve Tüketim
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Post-Truth Çağında Pazarlama ve Tüketim Özet Dijital çağın getirdiği değişimler yaşamın her alanında "post-truth" kavramının irdelenmesini gerektirmiştir. Teknoloji ve internet aracılığıyla hızla yaygınlaşan kişisel inanç ve duygulara gerçeğin kendisinden daha fazla önem verilmesi bu yeni çağda farklı bir sorunsalı karşımıza çıkarmaktadır. Sosyal medya ile birlikte bireylerin bilgiyi alan olmaktan bilgiyi üretenlere dönüşmesi de doğrunun değil "benim doğrumun" daha önemli olduğu düşüncesini öne koymaktadır. Post-truth çağı olarak nitelendirilen bu yeni dönemin sosyal, politik, teknolojik değişimlerin yanında doğal olarak tüketiciler ve tüketim kültürüne de etkileri görülmektedir. Bu çalışmada, tüketicinin bir aktör olarak pazarlamaya dair aldığı tüketim kararlarında post-truth çağına uygun bir hareket biçimi benimseyip benimsemediği ve kendisi gibi düşünen kişilerin geri bildirimleri ile yankı odalarını mümkün kılan bir tüketim deneyimini nasıl elde ettiği tartışılmıştır. Bu bağlamda tüketicinin Postnormal Zamanlar Teorisine uyumlu olarak normali aşan veya önemsizleştiren kararlarının teorik tartışması yapılmıştır. Tüketicilerin içerisinde bulunduğu bu dönemin tüketici özelliklerinde ne gibi değişikliklere yol açtığı vurgulanmış ve değişimin olası zararlarını önlemek için öneriler sunulmuştur.
COVID 19 - Eğitimde Yeni Arayışlar
COVID 19 - Eğitimde Yeni Arayışlar, 2021
Küreselleşme ile bilginin hızlı yayılması ve yaşanan teknolojik gelişmeler, bireysel ve toplumsal yaşantıyı farklı boyutlarda etkilemektedir. Dünyada ve ülkemizde yaşanan Covid-19 (Korona virüs) salgını bireysel ve sosyal hayatı önemli ölçüde sınırlandırmaktadır. Korona virüs, diğer alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da birtakım değişikliklere ve olumsuzluklara neden olmuştur. Covid-19 salgını, başta ekonomi olmak üzere eğitim sistemleri ile toplumsal ve bireysel hayatı derinden etkilemektedir. Salgının hem yaygınlığı hem de etkilerinin derinliği göz önünde bulundurulduğunda, yaşanan salgının insanlığın yakın tarihte karşılaştığı en büyük kriz olduğu söylenebilir. Salgının ne zaman sona ereceği ile ilgili farklı kestirimler olmasına rağmen bittikten sonra da etkilerinin başta eğitim olmak üzere tüm yaşam alanlarında devam edeceği öngörülmektedir. Covid-19 salgını öncesinde ve sonrasında öğrenme ortamlarında dijitalleşmeye yönelik pek çok gelişme yaşanmıştır. Bu gelişmeler ile eğitim öğretim sürecinde yaşanan zorunlu değişimler öğrenci, öğretmen ve bütün eğitim paydaşlarını etkilemiştir. Bu süreçte başta merkezi hükümet olmak üzere tüm karar vericiler yaşanacak olumsuzlukların önüne geçmek, salgının etkisini ve yayılımını azaltmak için birçok önlem almıştır. Eğitim alanında ise alınan önlemlerden birisi de yüz yüze eğitime ara vermek ve mümkün olan şekliyle tüm eğitim süreçlerini uzaktan eğitim şeklinde gerçekleştirmek olmuştur. Bu çalışma eğitimdeki pandemi risklerine karşı yapılabilecekler konusunda oldukça önem arz etmektedir. Çalışmada, doküman inceleme yöntemi ile pandemi sürecinde Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzaktan eğitime yönelik stratejileri incelenmiştir. Çok yakın gelecekte sürekli öğrenme bağlamında uzaktan eğitim, Korona virüs gibi zorunlu durumlar dışında da yüz yüze öğrenme gibi asıl eğitim platformu olacağı öngörülebilir.
Alternatif Eğitim Arayışları: Başka Bir Okul Mümkün (BBOM) Örneği ve Topluma Olası Etkileri
the Journal of Academic Social Sciences, 2017
Mevcut eğitim modellerinden hoşnutsuzluk yaşayan kişi ve grupların alternatif eğitim modelleri arayışına odaklanan bu çalışma, Türkiye özelinde Başka Bir Okul Mümkün (BBOM) okullarını örneklem olarak almaktadır. Veriye ulaşılmasında döküman analizi yapılmıştır. Çalışmada öncelikle Türkiye’de eğitimin geleneksel sorunları irdelenmektedir; daha sonra ise dünya genelinde gündeme gelen güncel eğitim eleştirilerinden özellikle Pierre Bourdieu, Paulo Freire ve John Dewey’in fikirleri ve önerdikleri eğitim modelleri tanıtılmaya çalışılmaktadır. Bulguların sunulması esnasında BBOM okulundaki uygulamalar çeşitli ülkelerde ortaya çıkmış olan alternatif okul deneyimleriyle verilmektedir. Türkiye’de en yaygın şekilde kendini gösteren bir alternatif okul modeliyle BBOM okulları, edindiği ilkelerle bireysel ve toplumsal refaha önem vermekte olduğu görülmektedir; birey olmayı, toplumu ve doğayı merkezine alan bu okulların temel felsefesi postmodernizm etkisi altındaki varoluşçuluk olduğu tespit edilmiştir. Topluma etkisi ise henüz yetişkin mezunlarına sahip olmadığı için olasılıklar üzerinden değerlendirilebilmektedir.
Post Truth / Hakikat Ötesi Çağda Yeni Medya Okuryazarlığı
2024
Son yıllarda önemli bir tartışma konusu haline gelen, kökenleri ilk çağ filozoflarının gerçeklik algısı hakkındaki tartışmalarına kadar uzanan posttruth kavramı, farklı alanlarla olduğu gibi medya ve iletişim alanıyla da ilişkilendirilmektedir. Hakikatin ötesi olarak da dilimize çevrilebilen posttruth kavramının medya ile ilişkilendirilmesinin en temel nedeni, özellikle günümüzde medyanın zihnimizdeki gerçekliği inşa eden en temel araç haline gelmesidir. Medyanın zihnimizdeki gerçekliği inşa etme süreci ise inşa edilen gerçekliğin hakikati ne kadar yansıtabildiği ya da insanların söz konusu hakikati ne kadar benimsedikleri gibi soruları beraberinde getirmektedir. Günümüzde hakikatin adeta bir üretim mecrası haline gelen internet ve sosyal medya, sunduğu içeriklerle post truth dönemin ortaya çıkmasında en önemli kilometre taşlarından birini oluşturmaktadır. Bununla birlikte, inşa edilen hakikatin toplum tarafından benimsenip benimsenmemesinde ise klasik anlamdaki okur-izleyicinin yerini alan kullanıcıların medya okuryazarlığı bağlamında sahip oldukları bilinç seviyesi ise çok önemli bir hale gelmektedir. Bu noktadan hareketle bu çalışmada post-truth tartışmaları bağlamında medyanın ve özellikle de yeni medya okuryazarlığının konumu tartışılmaktadır. Bu kapsamda öncelikle post-truth kavramının kökenleri ele alınarak, doğruluk, gerçeklik ve hakikat kavramları ele alınmaktadır. Ardından ilk çağda felsefe alanında sofistlerin hakikate yönelik görüşlerine değinilmektedir. İlkçağdaki tartışmalardan sonra orta çağda skolastik düşünce anlayışının hakikate yönelik yaklaşımı ve sonrasında yükselen aydınlanma ve modernizm anlayışı çerçevesinde hakikat tartışmalarına yer verilmektedir. Modernizme yönelik tartışmaların ardından postmodern dönem ve bu dönemde özellikle Jean Baudrillard’ın simülasyon yaklaşımı çerçevesinde hakikatin dönüşümü medya ile ilişkisi çerçevesinde ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmanın son kısmında ise post truth döneme zemin hazırlayan nedenler yanında medya okuryazarlığı ile post truth dönem arasındaki ilişki ele alınmaktadır. Bu kapsamda ilk olarak, bireysel bakımdan psikososyal etkenler başlığı altında bireylerin sahip oldukları ön kabullere değinilmekte, ardından sosyolojik bakımdan kapitalist dönem ve yabancılaşmanın hakikat ile ilişkisi tartışılmaktadır. Son olarak, sosyal medya ve internetin hakikat üzerindeki olumsuz etkileri özellikle dezenformasyon, yalan/sahte içerikler açısından değerlendirilmektedir. Hakikat ötesi dönemde bu soruna bir çözüm olarak ise yeni medya okuryazarlığının sahte/yalan içeriklere direnme ve hakikate ulaşma konusundaki etkisinden bahsedilmektedir.
Post-Truth Dönemde Si̇yasal İçeri̇kli̇ Bi̇lgi̇ Arayişi, İçeri̇k Teyi̇di̇ Ve Si̇ni̇zm
2020
POST-TRUTH DÖNEMDE SİYASAL İÇERİKLİ BİLGİ ARAYIŞI, İÇERİK TEYİDİ VE SİNİZM Rıdvan KORKUT Yüksek Lisans Tezi, Sosyoloji Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Doç. Dr. Serdar ÜNAL 2020, + 188 sayfa + 36 Tablo Bilgi teknolojilerinin son derece ilerlediği ve içinde yaşadığımız bu dijital çağda yurttaşlık, siyasal bilgi edinimi, siyasal katılım ve elde edilen bilgilerin doğruluğu konusunda pek çok belirsizlikler ortaya çıkmıştır. Yeni internet teknolojileri sayesinde, diğer toplumsal alanlarda olduğu gibi, siyasal alanda da enformasyon üretimi ve paylaşımı ile başkalarınca üretilmiş bilgilere erişim çok kolay bir hale gelmiştir. Yurttaşlar olarak bireylerin böyle bir olanağa sahip olması demokrasi için olumlu bir olgu olarak görülmekle birlikte, erişimi çok kolay olan bu kadar fazla “doğru” ve “yanlış” bilginin aynı mecrada aynı anda ve bazen de yan yana var olması, onların gerçekliği ve doğruluğu konusunda dikkatli olunması gerekliliğini beraberinden getirmektedir. Bu araştırmada, böyle bir ort...