SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAĞLAMINDA YEŞİL KENT YÖNETİMİ: AVRUPA YEŞİL BAŞKENTLERİ ÜZERİNDEN BİR DEĞERLENDİRME (original) (raw)

YÖNETİM KURULU YAPISI ÇEŞİTLİLİĞİNİN ENTELEKTÜEL SERMAYE ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: BİST SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ENDEKSİ FİRMALARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020

Bilgi ekonomisinin ortaya çıkışı ile birlikte entelektüel sermaye, firmalar için hem sürdürülebilir rekabet avantajı elde etme hem de firma değerinin artırılması noktasında önemli bir unsur haline gelmiştir. Yönetim kurulları ise uyguladıkları politikalar ve izledikleri stratejilerle, firmaların entelektüel sermayesini yöneten ve geliştiren önemli yapılar olarak görülmektedir. Yabancı literatürde yönetim kurulu yapısı çeşitliliği ile entelektüel sermaye arasındaki ilişkiyi inceleyen çok sayıda çalışma olmasına rağmen, Türkiye'de konu ile ilgili yapılmış herhangi bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu yönü ile özgün olan çalışmanın literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışmanın amacı, yönetim kurulu yapısı çeşitliliğinin entelektüel sermaye üzerindeki etkisini araştırmaktır. Çalışma, günümüz itibariyle BİST Sürdürülebilirlik Endeksi'nde yer alan firmaların 2013-2017 zaman aralığındaki verilerini kapsamaktadır. Çalışmanın bağımlı değişkeni olan entelektüel sermaye, entelektüel katma değer katsayısı yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır. Çalışmanın bağımsız değişkenleri ise yönetim kurulu yapısı çeşitliliğini belirleyen alt faktörlerdir. Bunlar; yönetim kurulu büyüklüğü, CEO ikiliği, kadın üye oranı, yabancı üye oranı ve bağımsız üye oranıdır. Ayrıca çalışmada; firma büyüklüğü, aktif karlılık oranı ve özsermaye karlılık oranı olmak üzere üç adet kontrol değişkeni kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkinin belirlenmesinde, çoklu regresyon analizinden yararlanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda, kadın üye oranı ile bağımsız üye oranının entelektüel sermaye üzerinde anlamlı-negatif etkisi olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, yönetim kurulu büyüklüğü, CEO ikiliği, yabancı üye oranı, aktif karlılık oranı, firma.

SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM-TÜKETİM POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE " YEŞİL EKONOMİ " ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Öz Küresel çevre sorunlarının giderek büyüdüğü çağımızda materyal büyümeye odaklanmış, ekonomik sistemi doğa sistemlerinden ayrı varsayan ve doğal kaynaklara verilen zararları dikkate almayan neo-klasik ekonomiye alternatif yaklaşımlar ortaya çıkarken, toplumların refah düzeyinin tüketimle olan iliş-kisi de sorgulanmaktadır. Varlığımızın temeli olan çevre değerleri ile hayatı her yönüyle etkileyen enerji ihtiyacı arasındaki ilişkiler, modern çağın gün-deminde canlı tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Çevre ve ekonomi ilişkisini ekolojik faktörlerle ortaya koyan " yeşil ekonomi " kavramı, sürdürü-lebilir kalkınma anlayışı içerisinde irdelenmiş ve bu yüzden ekonomik kal-kınma temelinde çevresel korumanın sağlanması, doğal hayata verilen zarar-ların azaltılması dünyanın kaynaklarını sürdürülebilir bir şekilde kullanmanın önemi vurgulanmıştır. Yeşil ekonomi kavramı içerisinde yer alan önemli bir unsur olan " sürdürülebilir üretim ve tüketim " yaklaşımı, yaşam döngüsü zin-ciri içerisinde yapılan her bir üretimin ekonomide bıraktığı etkilerinin sosyal ve çevresel etkileri ortaya konulmuştur. Anahtar Sözcükler: Yeşil ekonomi, yeşil düşünce, sürdürülebilir üretim ve tüketim, kaynak etkinliği, yaşam döngüsü zinciri. Abstract Focused on global environmental problems increasingly raised in our age of growth material, which assumes separately from the economic system, the nature of the system and take into account the damage to natural resources emerged neo-classical economics of alternative approaches, the relationship with the consumption of society's wealth can be also questionable. Life and environmental value of our presence base, which affects every aspect of the relationship between energy needs, a lively debate on the agenda of the modern age also brings with it. Environmental

ATIK YÖNETİMİ, SERA GAZI EMİSYONLARI VE TÜRKİYE: AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI ÇERÇEVESİNDE BİR DEĞERLENDİRME

The Journal of Academic Social Science, 2021

Avrupa Birliği, küresel ölçekte yaşanan ve ciddi çevresel sorunlarla karşı karşıya kalınmasına neden olan iklim değişikliğine çözüm sunabilmeyi ve ayrıca sürdürülebilir yeşil dönüşüm hususunda küresel anlamda öncülük etmeyi hedeflemektedir. Bu hedef doğrultusunda, Avrupa Komisyonu tarafından küresel çaptaki iklim ve çevre sorunlarına çözüm getirilmesi amacıyla “Avrupa Yeşil Mutabakatı” gerçekleştirilmiştir. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile birlikte 2050 yılına kadar sıfır sera gazı emisyonunun söz konusu olduğu adil ve rekabetçi bir ortamda Avrupa Birliği ve diğer ülkelerin dönüşümü hedeflenmektedir. Söz konusu bu dönüşümün, AB üyelik sürecinde olan Türkiye için de bazı etkileri olacağı ve buna bağlı olarak çeşitli fırsatlar ortaya çıkartacağı aşikârdır. Çalışmada; Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında atık yönetimi, sera gazı emisyonu ve Türkiye’ye yönelik muhtemel etkiler değerlendirilmiş ve öneriler sunulmuştur. Ayrıca, bir eylem araştırması ile Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki atık emisyonlarının Avrupa Birliği ve Türkiye'deki etkileri analitik bir bakış açısıyla karşılaştırmalı biçimde analiz edilmiştir. Gerçekleştirilen analiz sonucunda Türkiye’nin, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında atık yönetimi hakkında detaylı ve objektif çalışmalar gerçekleştirerek olası fırsatları değerlendirmesi ve bunun yanı sıra olumsuz etkilere karşı tesirli önlemler alması gerekliliği ortaya konulmuştur. Yeni bir olgu olan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilgili olarak literatürde özellikle Türkiye’deki atık yönetimi sektörü açısından sera gazı emisyonu etkilerinin incelendiği bir çalışmaya rastlanmamıştır ve bu alanda ulusal ve uluslararası literatüre katkı yapılması amaçlanmıştır.

ENDÜSTRİYEL MİRASIN KENTLERDEKİ KÜLTÜREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

ENDÜSTRİYEL MİRASIN KENTLERDEKİ KÜLTÜREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAĞLAMINDA İNCELENMESİ, 2018

Özet Son yıllarda kentlerde yoğun nüfus artışı sonucunda kullanımsız mekanların işlevlendirilme zorunluluğu ve artan sürdürülebilirlik kavramı ile birlikte endüstriyel alanların yeniden işlevlendirilmesi üzerinde dönüşüm projeleri gerçekleştirilmektedir. Bu projelerle alanın içinde bulunan endüstriyel mirasın korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması, kent için bir sosyal-kültürel cazibe merkezi haline gelmesi, iş ve üretim olanaklarının yeniden sağlanması, rekreasyon ve turizm tesisleri ile donatılması ve konut kullanımının desteklenerek alanın canlılığının sağlanması hedeflenmektedir. Bu hedefler arasındaki en önemli noktalardan biri olan endüstriyel mirasın değerlendirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, toplumun kültürel kimliğini yaşatmada ve geleceğine yön vermede önemlidir. Geçmiş gelecek, eski ile yeni arasında bir köprü olan kültür varlığı, kültürel sürekliliğin gerçekleşmesini sağlayan bir araç, kültürel zenginliklerin gelecek kuşaklara aktarımı ise sürekliliğin amacı olarak tanımlanmaktadır. Endüstriyel alanların dönüşümü ve sürdürülebilirliği, kentlerin yaşamı ve binaların yeni kullanımlara adaptasyonunda gösterilen başarı ile ölçülebilmektedir. Yeniden işlevlendirme başarılı olduğu zaman, endüstriyel alanlar yeni işleviyle yaşamını devam ettirir. Böylece verilecek doğru işlev ile ekonomik, sosyokültürel ve çevresel anlamda sürdürülebilirlik sağlanmış olur. anahtar kelimeler: endüstri, endüstriyel miras, kültür, sürdürülebilirlik, kültürel sürdürlebilirlik. Abstract Last year in the transformation of the places in town are not used throughout the intensive population growth with increasing functionalized obligation and the concept of sustainability on a repurposed industrial projects are carried out. Industrial heritage conservation found in the area with this project , to ensure the sustainability of a social-cultural center of attraction to become for the city , re-establishing their business and production facilities to be provided with recreation and tourism facilities and aims to ensure the viability of the supporting areas of residential use. The most important point of evaluating and ensuring the sustainability of the industrial heritage , which is one between the targets is important in giving direction to the community's cultural identity in the survival and future. Future history , cultural heritage , which is a bridge between the new and old , a tool that allows the realization of cultural continuity , and the transmission to future generations of the cultural wealth is defined as the goal of sustainability. Transformation and sustainability of the industrial area of the city and the building of life can be measured by the success shown in the adaptation to new uses. When re-functionalizing a successful industrial areas of life continues with a new function. Thus, the correct function will be economic , socio-cultural and environmental sustainability is ensured sense .

SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE İÇİN YEŞİL ALTYAPI: ERMENEK ÖZELİNDE BİR DEĞERLENDİRME

Ermenek Araştırmaları-II , 2018

Kentsel alanlar politik, ekonomik, sosyal ve kültürel insan faaliyetlerinin yoğun biçimde yaşandığı mekânlardır. İnsanlığın merkezi konumundaki kentlerde, nüfus artışı, kentsel yayılma, kaynak kullanımın artması şeklinde gerçekleşen değişimler insan-doğa ilişkisini yeni bir boyuta taşımaktadır. Bu noktada kentleşme hava kirliliği, gürültü gibi yerel düzeyde çevresel sorunlarının yanı sıra küresel ısınma gibi sınırötesi çevre sorunlarına da neden olmaktadır. Açık bir sistem olarak kent metabolizması devamlılığın sağlanması açısından doğaya bağımlıdır. Mevcut durumda küresel ekolojik değişimin temel sürükleyicisi konumunda olan kentler ekosistem hizmetlerini bulundukları bölgenin dışından sağlamakta ve diğer bölgelere çevre sorunlarını ihraç etmektedir. Yerel ve küresel düzeyde yaşanan çevresel tahribatın temel nedeni olan bu durumun önüne geçmek kentlerin çevresel sürdürülebilirliğini sağlamak ile mümkündür. Çevresel sürdürülebilirlik doğanın korunması ve insan yaşamı için hayati öneme sahip ekosistem hizmetlerinin devamlılığının sağlanmasıdır. Bunu gerçekleştirebilmek ise gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak amacıyla uzun vadeli kararlar almakla mümkündür. Kent bünyesinde doğayı ve doğal süreçleri koruyarak sürdürülebilirliği sağlamanın araçlarından biri yeşil altyapıdır. Yeşil alanlar, koridorlar, çatılar, duvarlar, kent bahçeleri ve ormanları gibi doğal unsurların oluşturduğu yeşil altyapı kentleri doğa ile uyumlu biçimde yaşanabilir kılmanın aracıdır. Kent içerisinde hava kalitesini arttırma, canlı türlerine yaşam alanı sağlama gibi yerel düzeyde faydalarının yanı sıra yeşil altyapı, iklim değişikliği gibi küresel değişimlerin etkilerine karşı kentsel alanları dirençli kılmaktadır. Çalışmada ilk olarak kentlerin çevresel olarak meydana getirdiği değişimler ve çevresel sürdürülebilirlik bağlamında yeşil altyapı kavramı incelenmektedir. Ardından yeşil altyapının temel unsurları, işlevleri ve kent bünyesindeki yararları ele alınmaktadır. Son olarak yeşil altyapının teorik çerçevesi üzerinden Ermenek özelinde değerlendirmeler yapılarak öneriler sunulmaktadır.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞE VE ÇEVRESEL YÖNETİŞİME GÖRE YEŞİL YÖNETİM: AVRUPA VE TÜRKİYE PERSPEKTİFİ 1

Teori ve Uygulamada Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Analizleri, 2023

Günümüzde sürdürülebilirlik kavramı küresel ölçekte önem kazanmış ve toplumların geleceği üzerinde etkili bir faktör haline gelmiştir. Çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla sürdürülebilirlik, kaynakların etkili bir şekilde kullanılmasını ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayacak bir şekilde kalkınmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, yeşil kalkınma perspektifi, sürdürülebilirlik temelinde çevresel duyarlılık ve yeşil ekonomi uygulamalarını bir araya getirerek, çevre ve ekonomi arasındaki dengeyi sağlamayı amaçlamaktadır. Çalışma, sürdürülebilir kalkınma ve yeşil ekonomi kavramlarını anlamayı, uluslararası düzeyde çevre yönetimi ve iş birliği mekanizmalarını incelemeyi, ardından Avrupa şehirlerindeki yeşil uygulamaları Türkiye üzerinden karşılaştırmalı olarak analiz etmeyi amaçlamaktadır. Literatür incelemesi tümdengelim metoduna dayalı olarak gerçekleştirilen bu çalışma kapsamında şu araştırma sorularına yanıt aranmaktadır: - Yeşil kalkınma sürdürülebilir ekonomi üzerinde etkin bir araç mıdır? - Dünya genelinde yeşil işler ve yeşil ekonominin gidişatı ne yöndedir? - Çevre yönetişimi ekseninde yeşil kalkınmanın gelişim seyri nasıldır? - Türkiye’nin yeşil kalkınma perspektifi nasıl olmalıdır? - Yerel kalkınmada yeşil uygulamaların etkisi var mıdır?, Belediyeler bu konuda aktif bir rol üstlenmekte midir? Çalışmada öncelikle sürdürülebilirlik kavramı tartışılmış ve yeşil düşüncenin gelişimi incelenmiştir. Yeşil düşünce çıkış itibariyle siyasal bir hareket olsa da kendine iktisatta yer edinmiş ve yeşil ekonomi kavramıyla vücut bulmuştur. Sürdürülebilirlik kavramının bir aracı olarak yeşil ekonomi için literatürde yer alan tanımlamalar, gerekçeler ve eleştirilere değinilmiştir. Yeşil kalkınma üzerine Avrupa ülkelerinden özellikle İngiltere, Norveç ve İsveç özelinde birçok kaynağa rastlamak mümkündür. Çalışmanın devamında küresel, bölgesel ve yerel süreçleri görmek için yine tümden gelim yöntemiyle önce uluslararası çevre protokol ve anlaşmaları kronolojik olarak gösterilmiştir. Hukuki metinlerin aslını kaybetmemesi için orijinal anlaşma metinleri kaynak olarak alınmıştır. Literatürde yer alan çevre anlaşmalarına ek olarak mutabakatlar da dâhil edilmiştir. Buradaki amaç, yeşil kalkınmanın gelişimini küresel ve bölgesel açıdan bütüncül olarak görmektir.