HZ. ÖMER'İN ARAP YARIMADASI VE ÇEVRESİNDEKİ HIRİSTİYANLARLA MÜNASEBETLERİ (original) (raw)

HZ. ÖMER'İN ÂYETLERİ İSTİŞHÂD ETMESİ VE UYGULAMASI

Bringing Evidence and Application of Umar's Verses, 2017

Bu çalışmada Hz. Ömer’in günlük yaşamda âyetleri delil getirmesi ve hayata tatbik etmesi konu edilmektedir. Rivâyetlere göre o, yaşadığı, karşılaştığı olay ve durumlar ile âyetler arasında ilgi kurmuş, bu olay ve durumların doğruluğu veya yanlışlığını âyetlerle değerlendirmiş, kendisine ve başkalarına tavsiyede bulunurken âyetleri kullanmıştır. Elbette o, olaylarla ayetleri yan yana getirirken belli ilkelerden hareket etmiştir. Kur’an’ı hayata tatbik etme sürecinde ise Hz. Ömer, bazen ayetleri olduğu gibi uygulamış, bazen Kur’an’da tespit ettiği genel ilkeyi esas almış, bazen de ferasetiyle elde ettiği yorumları uygulamaya koymuştur. Çalışmada onun âyetleri delil getirmesine örnekler verilmekte, dayandığı muhtemel ilkeler üzerinde fikir yürütülmekte, âyete ilişkin yorumlarının uygulamalara yansıması iki örnek özelinde ele alınmaktadır. Anahtar Kelimeler: Hz. Ömer, âyetler, olaylar, yorum, uygulama. The study consists of two main parts. First: Associating events with verses of Umar. Second: Umar's verses apply to life. According to the narrations, Umar established an interest among the verses with the events. He evaluated the events according to the verses. Of course, in this regard he moved from certain principles. He was in favor with him and others. Besides, he interpreted the verses by foresight and put his interpretations into practice. In this work, examples are given of his proofs of verses. Also, the possible principles that this issue is based on are mentioned. In addition, examples of Umar's application of verses are given. Keywords: Umar, verses, events, comment, application.

HZ ÖMER'İN İÇTİHATLARININ FIKHİ İLKELERDEKİ KARŞILIĞINA KISA BAKIŞLAR

Brief Glances to Omar's Ijtihâds According to Jurisprudential Principles, 2014

Sınırlı olan nasslar sınırsız gelişmeleri yönlendirecek genellikte gelmiştir. Vahiy sürecinin sona ermesi ve Hz. Peygamber’in irtihalinden sonra ortaya çıkan fıkhi problemleri Hz. Ömer ve diğer fakih sahabiler, yaptıkları içtihatlarla çözmüşlerdir. Sonraki nesillere de bu yöndeki birikimleri ile öncülük etmişlerdir. Bu çalışmada Hz. Ömer döneminde yaşanan yoğun içtihat faaliyetlerine dikkat çekip bu mesainin değerini vurgulamak için somut örnekler verip bunları birtakım fıkhi ilkeler ışığında açıklayarak Hz. Ömer’in İslam hukukunun teşekkülüne katkısını vurgulayacağız. Fıkıhta bazı usuli ilkelerin oluşması ve içtihat prensiplerinin oluşmasında Hz. Ömer döneminde yapılan içtihatların etkisi vardır. Bahis mevzu uygulamalar incelenerek oluşturduğumuz ve beş bölümde incelediğimiz ilkeler Hz. Ömer döneminde bilinen fıkhi ilkeler olmayıp sonradan belirlenen prensiplerdir. Sonuç olarak şunları diyebiliriz: Hz. Ömer’in içtihat, fetva, hüküm ve maslahatı gerektirecek birçok uygulaması olmuştur. Bütün nevileriyle içtihadı tatbik etmiştir. Genellikle içtihatlarını şura yoluyla yapmıştır. İçtihatlarına dayanak yaptığı yazılı usul ve kaideleri yoktur. Hz. Ömer birtakım iddiaların aksine nasslarda belirlenmiş hukuki sınırları aşıp reform yapmamıştır. İçtihada bırakılmış sahada kanun koyucunun belirlediği ilkelere bağlı kalarak içtihat faaliyetlerini yürütmüştür. Siyasi başarısının yanında sahabilerin en fakihlerinden biri olarak fıkıh alanında da yaptıklarıyla İslam hukukunun teşekkülüne katkıda bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Sahabe, Fıkıh, İçtihat, Maslahat, Hz. Ömer. Limited doctrines covers unlimited improvements. After the end of the process of revelation and Hz. Muhammad's death many problems happened in the field of the fıqh. Hz. Ömer and the other companions makes the case law to solve the problems so they made the lead in to the next generation. In this study we give some concrete examples to tell about the case law activities with jurisprudential principles in the term of Hz. Ömer. In this way we proved that his influence to the formative period of Islamic jurisprudence. Hz. Omar has an effect the formation of some procedural principles and case law. This procedural principles didn’t established during the Hz. Ömer, they were subsequent developments after him. As a result, we can say the following: Hz. Omar has many applications, case, verdict and sentencing to require maslaha. Hz. Ömer was applied to the case law with all varieties. He usually made through the council's case-law. There weren't any bases and written procedures and rules for the case-law that he made. Contrast to some claims he didn't exceed the legal boundaries and didn't make reform. He remained committed to the principles set by the legislator. In this way, the activities carried out case. In addition his political successes he was one of the jurists of the Companions. And we can say that his actions contributed to the formation of Islamic law. Keywords: Companions, Fiqh, Ijtihâds, Maslaha, Caliph Omar.

BİR GELİR BÖLÜŞÜM ÖRNEĞİ OLARAK HZ. ÖMER'İN DİVAN TEŞKİLATI

BİR GELİR BÖLÜŞÜM ÖRNEĞİ OLARAK HZ. ÖMER'İN DİVAN TEŞKİLATI Yrd. Doç. Dr. EYÜP KURT Afyon Kocatepe Üniversitesi, İslam Tarihi Ve Sanatları dortyollueyup@gmail.com Bir ülkede elde edilen gelirlerin paylaşımı, tarih boyunca hep sorun olmuştur. Tarihi süreç içinde adil paylaşımın sağlanması mücadeleleri olmuşsa da, toplumun bütün katmanlarını memnun edecek bir sisteme henüz ulaşılamamıştır. II. halife Hz. Ömer'in divan teşkilatı uygulaması, mezkûr problemin çözümüne ışık tutacağı düşüncesiyle tebliğimizde ele alınacaktır. İslam tarihinde Hz. Ömer dönemine kadar ganimetlerin taksimi Enfal suresinin 41. ve Haşr suresinin 7. ayeti doğrultusunda yapılmıştır. Buna göre ganimet, düşman ile savaşarak ele geçirilmişse, 1/5'i devlet bütçesine, geriye kalanlar ise savaşa katılanlara eşit olarak paylaştırılır. Ancak düşman ile sulh yapılmışsa, ele geçirilenlerin tamamı devlet bütçesine aktarılır. Peygamberimiz ve I. halife Hz. Ebu Bekir döneminde uygulama buna göre yapılmıştır. Hz. Ömer döneminde fetih hareketlerinin genişlemesiyle münbit hilal denilen verimli Mezopotamya, Suriye ve Mısır toprakları Müslümanların eline geçer. Halife bu toprakların gazilere dağıtılmasını; askerlerin cihad meydanlarından uzaklaştırılması, işin erbabı olmamaları nedeniyle devletin ekonomik kayıp yaşaması gibi nedenlerle uygun bulmaz. Toprakların mülkiyeti devletin olmakla beraber, önceki sahiplerince/kâhyalar eliyle işletilmesine ve onlardan belli miktarda vergi alınmasına karar verilir. Elde edilen gelirler, devletin ordu donatması gibi işlerinin finanse edilmesi, bu toprakların fethini sağlayan mücahitlere ve müslüman toplumun diğer unsurlarına aylık erzak ve yıllık atiyye olarak taksim edilir. Tebliğimizde yukarıdaki satırlarda ana hatlarıyla ortaya koyduğumuz Hz. Ömer'in uygulamaya soktuğu gelir paylaşım sisteminin ayrıntıları üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Adalet, gelir, paylaşım, Hz. Ömer, divan teşkilatı

HZ.ÖMER'İN UYGULAMALARI VE TARİHSELCİLİK

Hz. Ömer içtihat araçlarının bütününü kullanmıştır. İçtihatlarında ilkesel olarak genellikle şûra yönetimin kullanmıştır. Hz. Ömer, sübut ve delaleti kat'i olan nassların sınırlarını aşmamıştır. 2 Hz. Ömer'in nassları anlama ve yorumlamada kendisine özgü bir yöntemi bulunmaktadır. Hz. Ömer benimsediği yönteme göre nassların dini ve hukuki yönünü dikkate aldığı düşünülmektedir. Hz. Ömer nassların nüzul ve vüruduna şahit olması nedeniyle nassları en iyi anlayan ve yorumlayabilen sahabelerden biridir. Onun kader ve tevekkül anlayışı nassları anlamadaki farklılığını ortaya koyacaktır. Her ne kadar Hz. Ömer'in uygulamaları modern dönemde farklı yorumlamalara sebebiyet vermiş ise de; bu farklı yorumlamaların asıl kaynağının şeriat ve fıkıh kavramlarına ilişkin tanımlama hatalarından kaynaklandığını düşünmekteyiz. Şeriat ve fıkhı bir biri ile eşit anlamda mı kullanılacak yoksa ikisi de farklı anlamlara gelen ve kavramlar mıdır? Öncelikle bu soru ve sorun tespit edilmelidir. Aksi takdirde Hz. Ömer'in uygulamalarının usulî dayanaklardan yoksun mutlak olarak zaman ve mekânın değişmesi ile değişen hükümler olduğu kanısına varılacaktır. Zaman ve mekânın değişmesi ile değişebilecek hükümlerin varlığı tartışılmazdır ancak burada önemli olan Hz. Ömer'in uygulamalarının hangi alanı kapsadığının çerçevesinin çizilmesidir. Bu nedenle ilk etapta şeriat ve fıkıh kavramlarının tanımları yapılacak daha sonra Hz.

HZ. PEYGAMBER'İN SÜNNETİNDE ÇEVRE DUYARLILIĞI: AHLÂKÎ BİR ÖRNEKLİK

Öz Bugün çevre, teknolojik alandaki gelişmelere zıt olarak bozulan ahlâkî anlayış-lar nedeniyle tahrip edilmektedir. Çevre ile ilgili asıl sorun, bilimsel-teknolojik gelişme-lerin artışı değil, insanoğlunun çevreye ahlâk ölçülerinden uzak bir anlayışla muamele-sidir. Hz. Muhammed de ahlâkî anlamda tam bir örnektir. Bu makalede Hz. Muham-med'in çevre ile ilişkilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Makale hazırlanırken klasik hadis kaynaklarından Hz. Peygamber'in uygulamaları taranarak çıkarılmıştır. Makalede konular Hz. Peygamber'in insan, hayvan, bitki ve cansız varlıklarla ilgili söz ve davra-nışlarında ahlak vurgusuna göre tasnif edilmiştir. Onun, hayatı boyunca insanlar arası ilişkilerde hak, adalet, sorumluluk, saygı, sevgi, diğerkâmlık, merhamet, samimiyet vb. ahlaki erdemleri ön plana çıkardığı görülmektedir. Ona göre hayvanlar en az insanlar kadar yaşama, beslenme ve eziyet edilmeme hakkına sahiptir. İnsanlar onlara karşı so-rumlu davranmalı, ayrıca onları sevmeli ve onlara merhamet etmelidir. O, bitkilere ve cansız varlıklara yaklaşmada da korumacı üslubu tercih ve tavsiye etmiştir. Zira ona gö-re tüm varlık âlemi Allah tarafından yaratılmıştır ve hepsi de sevgi ve saygıyı hak et-mektedir. Makalede ulaşılan bazı sonuçlar şunlardır: Hz. Peygamber'in öğretisinde do-ğal çevreyi kullanmada tüm canlıların hakkı bulunmaktadır ve bu hakka saygı gösteril-melidir. Hz. Peygamberin çevre ile ilgili söz ve uygulamalarında, bugünün çevre sorun-larına ahlâkî boyutuyla çözüm sunabilecek pek çok örnekler bulunmaktadır. Abstract Today, the environment is getting demolished in contrast with technological developments because of disrupted moral conceptions. In this regard, the real problem is not increase of scientific and technological developments, but it is immoral treatments of mankind on the environment. Hz. Muhammad is a perfect example in moral sense. In

HZ. ÖMER'İN MÜSLÜMAN OLUŞU

Bu çalışma, ashabın en meşhur simalarından biri olan Hz. Ömer'in Müslüman oluşuyla ilgili haberler hakkındadır. Hz. Ömer, Müslümanların çok büyük eziyet, sıkıntı ve işkence altında oldukları bir dönemde Müslümanlzğı kabul etmiştir. İhtidasıyla ilgili birden fazla rivayet bulunmasına rağmen, bu rivayetlerden tarihf ortama uygun düşen ve fakat onun kahraman ve yiğit kişiliğiyle ôzdeşleştirilen bir rivayet öne çıkarak benimsenmiştir. Halbuki hem şartlar ve diğer tüm rivayet/er, hem de Hz. Ömer'in kişiliği hakkında bize ulaşan tüm bilgiler bir araya getiri/ince, onun ihtidası hakkında öne çıkan rivayetin daha az kabule şayan olduğu görülmektedir. Onun kişilik yapısına uygun olduğu için yayılan bu türlü rivayet/er, diğer büyük sahabenin çoğu hakkında da yoktur. İslt1m'ın Mekke döneminde, Hz. Ömer de, diğer İslam'ı kabul edenler gibi doğrudan Kur'an'ın tesiriyle Müslüman olmuştur. Bu durum, hem rivayetlerin bir arada düşünül mesi, hem de her tiirlü bilginin sözlü gelenek yoluyla aktanldığı bir sosyal yapı göz önüne alındığında, daha iyi açığa çıkmaktadır.

HZ ÖMER'İN BİD'ATLERE KARŞI TUTUMU 1

HZ. ÖMER'S ATTİTUDE TOWARDS BİD'ATS Özet Hükmü naslarda açıkça ifade edilmiş meselelerde ictihada yer olmadığı hususunda islam âlimleri ittifak etmişler ve nasın hükmünü beyan ettiği bir konuda hiçbir şekilde yeni/alternatif bir hüküm belirleme söz konusu olamayacağı için bu alanda reformdan bahsedilemeyeceğini vurgulamışlardır. Bunun yanında âlimler, hükmü nasla belirlenmiş meselelerin hükmünün, hangi şartlarda uygulanacağı naslarda belirtilmemiş ise, söz konusu hükmün en güzel bir şekilde uygulanabilmesi konusunda ictihada başvurulabileceği görüşünü savunmuşlardır. Raşit Halifeler-özellikle Hz. Ömer-dönemindeki uygulamalar (müellefe-i kulûba zekât verilmemesi, gayri müslim kadınlarla evliliğin yasaklanması, teravih namazının cemaatle kılınması ve bid'i talakın geçerli sayılması vs.), bu konuyu net bir şekilde açıklar mahiyettedir. Esasen zikri geçen uygulamalar, Hz. Peygamber'in getirdiği mesajın, sahabe tarafından doğru ve de gerektiği gibi anlaşıldığının en bariz göstergelerindendir. Zira Hz. Ömer'in de tıpkı selefi Hz. Ebu Bekir gibi hutbesinde ictihadlarının Kitap ve Sünnet'e uygunluk açısından denetlenmesini ilan ve taahhüt etmesi, sahabenin bu konudaki hassasiyetinin bir tezahürüdür. Özellikle aldığı kararlar ve yaptığı ictihadlar noktasında mezheplerin teşekkülünde merkez olmuş Hz. Ömer'in uygulamalarında gayeci yaklaşımı, bid'at/sünnet ve makasıd/vesail gibi hususlarda şer'i konulara bakış açısı kazandıracağı, ayrıca harama helal, helale haram demenin nasıl bir dînî sorumluluk olduğunu en iyi bilen sahabilerden olan Hz. Ömer'in bid'at/sünnet ve haram/helal hükmü konusundaki yaklaşımları ve bid'atlere karşı tutumu ile ilgili bilgilerin, ictihadın alanını belirlemesi bakımından günümüz fıkıh problemlerine ışık tutacağı kanaatindeyiz.

ŞÎÎ LİTERATÜRDE HZ. ÖMER’İN BAZI HADİSELERDEKİ ROLÜ.pdf

Özet Şîa'ya göre sahabe, Hz. Peygamber henüz hayattayken ona eziyet etmiş ve Hz. Ömer başta olmak üzere pek çok isim onun emirlerini sorgulayacak kadar saygı sınırlarını zorlamıştır. Bu durum O'nun vefatının ardından da devam etmiştir. Çeşitli olaylar vesilesiyle Hz. Peygamber tarafından Hz. Ali hilafet/imamet için tayin edilmesine rağmen Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir'in de aralarında bulunduğu isimler yönetimi Hz. Ali'ye bırakmamak adına gizli bir anlaşma içerisine girmiş ve böylece Haşimoğulları yönetimden uzaklaştırılmışlardır. İşte bu çalışmada Hz. Peygamber'in vefatına yakın ve vefatından kısa bir süre sonra meydana gelen bazı olaylarda Hz. Ömer'in rolü ele alınacaktır.

İSLÂM ÖNCESİ DÖNEMDEN HZ. PEYGAMBER’İN VEFATINA KADAR ARAP YARIMADASI’NDA KERVANCILIK

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020

Caravans have been one of the oldest means of transportation of people throughout history. Caravan trips were made for different reasons such as trade, worship and migration. Very important historical roads like Silk Road, Fur Road and Royal Road were used by caravans. In this study, the subject of caravan activities carried out in the Arabian Peninsula from the Pre-İslâmic period until the death of the Prophet was discussed. In consequence of the study, it was seemed that Arabs living in Arabian Peninsula and in the historical process stated above, were very active in caravan organization and observed that political events encountered in the peninsula effect the caravan organization positively or negatively.

BİR DEVLET POLİTİKASI OLARAK HZ. ÖMER'İN HADİS RİVAYETLERİYLE İLGİLİ TUTUMU

Devlet Politikası Açısından Hz. Ömer’in Hadis Rivayetleri Karşısındaki Tutumu, 2017

'in Medine'ye hicreti ile teşekkül etmeye başlamış, Mekke'nin fethiyle varlığını ortaya koymuştur. Bu süreçte devleti yapılandıran iki temel unsur; devam eden vahiy Kur'an-ı Kerim ve yaşayan peygamber Hz. Muhammed'dir. Hz. Peygamber Kur'an'ı tebliğ, tebyin eden gerektiğinde teşrii kaynağı dini bir önder iken aynı zamanda devlet reisidir. Bu durumda vefatının ardından Hz. Peygamber'in yerine geçecek kimsenin iki temel misyonu vardır. Bunların ilki İslam dinini korumakla mükellef olmak ikincisi ise devlet başkanlığı görevini yüklenmektir. İslam devleti vahyin tamamlanmasının üzerinden çok süre geçmeden peygamberlik iddiasında bulunanlar kimseler ve dinden dönme (ridde) hareketleri gibi hem devleti hem dini tehdit eden eylemlerle karşı karşıya kalmıştır. Hz. Ebu Bekir devletin bekası ve kuruluş amaçları açısından bu gibi eylemlerin doğuracağı tehlikeyi ileri görüşlülüğü ile bertaraf etmiştir. Hz. Ebu Bekir'in istihlafı ile İslam Devleti'nin başına geçen Hz. Ömer de selefi gibi devleti ve dini koruma misyonunu yüklenmiştir. Zira onun döneminde İslam coğrafyası on yıl gibi kısa bir sürede Hz. Peygamber dönemine oranla üç katı genişlemiştir. İslam toplumu ise bu genişlemeyle birlikte farklı din, kültür ve etnik kimlikleri de içerisine almıştır. Her devlet bekasını tesis etmek ve kuruluş amaçlarını gerçekleştirebilmek için birtakım politikalar takip etmek durumundadır. Hz. Ömer de Hz. Peygamber'in çekirdek yapısını oluşturduğu İslam Devleti'nin bekası için bazı tedbirler almıştır. Bu tebliğde Hz. Ömer'in hilafeti esnasında hadis rivayetleriyle ilgili tutumu incelenmiştir. Çıkarılan sonuçlarda Hz. Ömer'in devlet için ümmetin birliğini tesis etme ve hukuk devleti oluşturma gibi makro hedefleri olduğu görülmüştür. Hadis rivayetleri söz konusu olduğunda ise bu iki hedef hadislerin yazımının yasaklanması, rivayetlerin azaltılması ve ravilerden şahit istenmesi politikalarıyla desteklenmiştir.