ÖRGÜTSEL YENİLİK ÜZERİNE KAVRAMSALBİR İNCELEME (original) (raw)
Related papers
ÖRGÜTSEL YIPRANMA ÜZERİNE KURAMSAL BİR İNCELEME
Bu çalışmada, uluslararası literatürde farklı teori ve metodolojik yaklaşımlar kullanılarak tartışılmış olan yıpranma olgusunun örgüt düzeyinde ele alınarak kuramsal bir değerlendirmesinin yapılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda araştırmada ‘yıpranma örgütler için bir sorun mudur?’ sorusuna cevap aranmaya çalışılmıştır. Çalışmada örgütsel yıpranmanın Türkiye’de ve dünyada örgütler için artarak devam eden önemli bir sorun olduğu ve bu olgunun mikro ve makro düzeyde kuramsal olarak bütünleşik bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiği vurgulanarak literatüre katkıda bulunulmaya çalışılmıştır.
KENTSEL YENİLEMENİN UNUTULAN ÖĞESİ: TOPLUMSAL YENİLENME
Özet: Ülkemizde son yıllarda gündemdeki yeri ve önemi giderek artan, hazırlanan yasal zemin ile yeri daha da sağlamlaştırılan kentsel yenileme, toplumsal ve akademik tepkilere maruz kalmaya ise devam etmektedir. Bu karşı duruşun iki temel dayanağı söz konusudur: Bunlardan biri, kentsel yenilemenin, siyaseti mekana indirgemenin ve bu yol üzerinden bir rant yaratmanın en önemli unsuru ve temel aracı haline gelmiş olması ve buna bağlı olarak kamu hizmeti anlayışının içerik değiştirmesi, bir diğeri ise toplum ayağının eksik kalmasıdır. Üretilen projeler, toplumsal yenilenme üzerine kurgulanmış bir altyapıya sahip değillerdir. Bu iki temel konunun her biri, hiç kuşkusuz ayrınıtılı tartışmaları ve değerlendirmeleri hak etmektedir. Bu çalışmada, bu konulardan ikincisi ele alınacak ve birkaç soru üzerinden tartışılacaktır. Bu çerçevede, kentsel yenileme, yoksulluk ve yoksunluk ilişkisi yeniden nasıl kurgulanabilir; toplumsal dışlanma dönüşümün kaçınılmaz sonucu olmaktan kurtulabilir mi; toplumsal bütünleşme yenileme alanlarında nasıl sağlanabilir; tüm bunları içeren toplumsal yenilenme, kentsel yenileme uygulamalarını başarılı kılmada bir araç olabilir mi sorularına yanıt aranacaktır. Anahtar kelimeler: Kentsel yenileme, yoksunluk, toplumsal yenilenme, toplumsal dışlanma ve bütünleşme Giriş Kentsel yenileme son yılların gündeminde önemini korumaya devam ederken, içinde barındırdığı unsurlar ve farklı boyutlar, giderek daha etraflıca tartışılmaya başlanır olmuştur. Bu içerik derinleşmesinde, kentsel yenileme uygulamalarının sonuçlarının, geçen yıllar içinde daha gözlemlenebilir hale gelmesinin kuşkusuz önemli bir rolü vardır. Yapılan hatalar, çıkartılan dersler, uygulamaların gerek fizik mekan, gerekse yerel toplum üzerindeki yansımaları, kentsel yenilemenin her bir boyutunun tek tek ve derinlemesine tartışılmasının önemini ortaya koymaktadır. Geçen yılların kentsel yenileme gündemi, neredeyse tümüyle, kentsel yenilemede yasal açıdan eksikler, boşluklar bulunduğu, belediyelerin yenileme uygulamaları esnasında yetkilerinin sınırlı olduğu ve daha fazla yetkiyle donatılmaları gerektiği gibi konularla doldurulmuştur. Aslında bu süre içinde, bu eleştirilerin hemen hepsi karşılık bulmuş, önce 2004 tarihli 5226 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını
I. Uluslararası Akdeniz Sempozyumu Bildiri Tam Metinler Kitabı Cilt 5 , 2018
Bu çalışmada yenilikçi girişimcilik oranlarının düşük olmasının kurumsal nedenlerinden yolsuzluk ve yetersiz hükümet politikaları değerlendirilecektir. Literatür araştırması sonucu bu çıkarımı destekleyen birçok çalışma olduğu gözlenmiştir. Literatürdeki çalışmaların çoğu araştırmamızı destekler nitelikte yolsuzluk ve zayıf hükümet programlarının yenilikçi girişimcilikte bulunma üzerine olumsuz etkisi olduğu varsayımını doğrulamaktadır. Çalışmamızda kurumsal faktörlerin yenilikçi girişimcilik başlatma motivasyonu sağlamada bir girişimci üzerinde ne kadar etkili olduğu hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Yenilikçi girişimcilerin çevresinin girişimcileri destekleyen çeşitli hükümet politikaları ile düzenlenmesiyle ve yolsuzluğun ortadan kaldırılmasıyla; girişimde bulunmak isteyen bireylerin yenilikçi girişimcilik başlatma kararı almalarının kolaylaşacağı ve yenilikçi girişimcilik oranlarının artacağı gözlenmiştir.
ÖRGÜTSEL DUYARSIZLAŞMA SARMALI: KURAMSAL BİR MODEL
2021
Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Gazi Kitabevi Tic. Ltd. Şti'ne aittir, tüm hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre, kitabı yayınlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemiyle çoğaltılamaz, yayınlanamaz, depolanamaz.
ÖRGÜTSEL BİÇİMSELLİK VE YENİLİKÇİLİK: KAMU VE TEKNOPARK FİRMA ÇALIŞANLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
ÖZET Biçimsellik ile yenileşim yeteneği üzerine yapılan araştırmalarda biçimsellik seviyesi ile örgüt yenilikçiliği arasında negatif bir ilişki olduğu, birçok ampirik araştırma tarafından ortaya konulmuştur. Bu öncül tespit ile ülkemizde sayıları her geçen gün artan teknopark firmalarının biçimsellik seviyesinin onların yenilikçiliği üzerinde negatif etkisi olacağı değerlendirilmiş ve " teknopark firmalarının biçimsellik seviyesi nedir? " sorusuna cevap aranmıştır. Teknoparkların birçok genel ve özel amacı bulunmakla birlikte tümünün nihai birleşim noktası, yenilişim ortamı tesis ederek, bünyesinde faaliyet gösteren firmaların yeni ürünler ve hizmetler sunmasını sağlamaktır. Bu bağlamda teknopark firmalarının, yüksek biçimsellik seviyesinden uzak durmaları ve yenilikçiliği destekler bir örgüt yapısı oluşturmaları gerektiği değerlendirilmiştir. Çalışmada teknopark firmalarının biçimsellik seviyesini karşılaştırmak için ikinci bir grup olarak bir kamu kurumu seçilmiş ve iki grup arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı sınanmıştır. Araştırma sonucunda örgütsel biçimsellik derecesinin teknopark firmalarında düşük, karşılaştırılan kamu kurumunda ise yüksek olduğu, ayrıca iki örgütün biçimsellik seviyeleri arasında anlamlı bir farkın olduğu tespit edilmiştir.
‘KENTSEL AKUPUNKTUR’ YEŞİL TASARIM ARACILIĞI İLE KENTSEL YENİLEME
1. Uluslararası Mimarlık ve Tasarım Sempozyumu, International Symposium On Architecture and Design, 01-02 Aralık 2017, 2017
Öz: Giriş: Kentsel mekanda belli noktalara küçük ölçekli müdahaleler yapılarak, akupunkturun hastaların tüm organizmasını etkilediği gibi tüm kentin de enerjisini etkileyen yeniden canlandırma vb. işlemler yapılabilir. Bu kapsamda kentsel akupunktur; kentsel tasarım –planlama bağlamının bir parçası olarak, kentsel çevreyi iyileştirmeye yönelik süreçleri yönetmektedir. Şehri tüm potansiyeller içerisinde revize ederek, işlevselcilik üzerine odaklanmakta ve sosyal-çevresel sürdürülebilirliği savunmaktadır (Hoogduyn, 2014; Fort, 2015). Özellikle 1980 sonrası küresel ilgi, planlama disiplini içerisinde kamusal mekanlar ve kentsel yenilemeyle ilişkilidir. Bir çok uzman (Jane Jacops, Jeime Lerner, Donald Appleyard, Cristopher Alenander vb.) kentsel yaşamın niteliği açısından kamusal mekanlarında dahil olduğu bütünsel yenileme ve sağlıklaştırma projelerine ağırlık vermektedir. Yeni Şehircilik (New Urbanism) akımı ile başlayan son 30 yıllık süreç içerisinde metropoliten bölge içerisinde kent merkezlerinin yeniden ele alınmasını gerektiren, bu amaçla kamusal politika ve kentsel yenileme uygulamalarına başvuran, dünya kentlerinin ortak sorunlarına yönelik bir çözüm olarak ‘insan için olma’ kavramını taşıyan planlama ve tasarım çalışmalarını başlatmıştır (Özdemir ve Gülersoy, 2006: 209-221). Habitat III konferansında da 2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun neredeyse %70’e yakınının şehirlerde yaşayacağı bilgisi paylaşılmış, şehirlerde yaşayan nüfusun bugünün toplam dünya nüfusunun üzerinde olacağı, buna karşılık konut, altyapı vb. temel hizmetlerde sürdürülebilir paradigması dikkati alınmaz ise ciddi sorunların yaşanacağının sinyali verilmiştir (Habitat III Birleşmiş Milletler Konut ve Sürdürülebilir Gelişme Konferansı, 2016). Bu noktada, sürdürülebilir olma anlayışı, çevre ile ekonomi politikaları arasında bağlantısallığı esas alan, toplumsal yapıdaki iyileşmedir. Dolayısıyla çevresel yaşam kalitesi, sosyal yaşam kalitesi ve ekonomik gelişmenin dengesi sürdürülebilir kent ile sağlanabilir. İlk defa 1972 Stockholm BM İnsan ve Çevresi Konferansı’nda ele alınan Sürdürülebilir Kent kavramı, Stockholm Bildirgesi’nin 15 ve 16. maddeleri ile desteklenmiş olup, 15. Madde ile, “Çevreye olan olumsuz etkileri önlemek, maksimum sosyal, ekonomik ve çevre faydaları sağlamak için yerleşmelere ve kentlere planlama uygulanmalıdır”, 16. Madde “Temel insan haklarına ön yargısız olarak, ilgili hükümetlerce uygun bulunan demografi politikaları; çevre ve 10 kalkınma üzerinde olumsuz etkileri olan nüfus artış hızı veya aşırı nüfus yığılmaları ile düşük nüfus yoğunluğunun insan çevresinin gelişmesini veya kalkınmayı engelleyebileceği bölgelerde uygulanmalıdır” kararı alınmıştır (Tosun, 2009). Alınan kararların bütünü, kentsel planlama ve mimarlık hafızasına bütünsel çevresel, ekonomik ve sosyal düzen kazandıracak uzun dönemli bir bakış açısı ile bakmayı gerektirir. Yeni şehircilik (New Urbanism) ile de bölge, şehir, komşuluk, yapı adası vb. farklı ölçekler ve ulaşım, arazi kullanımı, barınma, çevresel planlama gibi farklı disiplinlerin işbirliği ile sağlanır (Wheeler, 2000). Bu kapsamda, yaşanabilir kent olma, insan yaşamı için, çevresel tehditler dahil, potansiyel tehdit oluşturabilecek her türlü detayın çözümünü gerektirir. Yani sadece doğal, bölgesel, yerel unsurlar değil, mevcut servis ve kaynakların kullanılabilirliği dahil bir çok etken burada önem kazanır (Türkoğlu, 2014). Kentin sistemlerinin, kentlinin ihtiyaç ve gereksinimlerine cevap verebilmesi adına değişim ve dönüşüm geçirmesi, kentlinin ‘keşke gerçekleşse’ şeklindeki talepleri, yaşadığı kentin çevresel niteliğini sorgulamaya teşvik etmektedir. Bu durum mimaride çokça telaffuz edilen ‘Kayıp ve Kullanımsız Mekan’ olgusuna eğilmeyi gerektirir. İngilizce karşılığı ‘Lost Space’ olan kayıp mekan, günümüzde kentlerin önemli bir sorunu haline gelmiştir. Bu çalışmadaki Amaç: Çağdaş tasarım anlayışı, kentlinin yer ile bütünleşmesi, fiziksel ve mental olarak iyileşmesine yardımcı olan ‘Kentsel Akupunktur’ kavramına değinmek ve yeşil örüntü ile bütünleşik sistemlerin, kentsel yenileme çalışmalarının, şehir yoğunluğunun etkisini azaltmadaki önemine vurgu yapmaktır. Çalışmanın Kapsamı: Kentsel yaşamın niteliğini doğrudan etkileyen mekansal dokunuşlar: ‘Kentsel Akupunktur’un yeşil örüntü ile ilişkisini, ilgili literatür araştırmalarından yola çıkarak, dünya çapında ve ülkemizde gerçekleşen projeler üzerinden incelemek ve kentsel tasarım-planlama anlamında kattığı mekansal etkiyi değişen dijital görünümler (önceki- sonraki) eşliğinde değerlendirerek, şehir yapılanmasındaki önemine vurgu yapmaktır. Çalışma Kapsamındaki Sınırlılıklar: Altyapı ve yeşil örüntüye dayalı kentsel akupunktur örneklerine ülkemizde az rastlanır olması ve örnek verilen projelerde yerinde gözlem yapma fırsatı olmamasıdır. Çalışmada Newyork High Line Park, Madrid Rio Park, Seul Cheonggyecheon Nehri ve Newyork Paley Park ve 2017 yılında Dünya Mimarlık Festivalinde (WAF) ülkemizi temsil eden Eskişehir Hamamyolu Projesi hakkında bilgi verilecektir. Yöntem: Literatür taraması (bilgi, belge, fotoğraf, vb.), gözlem ve durum tespitine dayalı araştırma yapılmıştır. Kentsel değişimi anlamak için haritalar ve fotoğraflardan yararlanılmıştır. Bulgular: Newyork High Line Park Projesi, Madrid Rio Park Projesi ve Cheonggyecheon Nehri Restorasyon projesinde, ulaşım altyapısının getirdiği avantajları kullanarak yeşil örüntü sistemi ile sürdürülebilirliğin sağlanmış olması, Paley Parkta ise, kentin içinde küçük bir mahalleye hizmet edebilecek nitelikte bir yeşil alan örneği oluşturmasıdır. Ülkemizdeki Eskişehir Hamamyolu Caddesi projesi de kentsel dokuya entegre olarak yeşil örüntünün, kentsel mekanın kullanılabilirliğini artıran örnek bir projedir. Dolayısıyla kentsel akupunktur; kent ölçeğinde etkiler bırakabildiği gibi yalnızca bir mahalle ve yakın çevresine de hizmet verecek bütünsel yaklaşım aracıdır. Sonuç: Kentsel akupunktur uygulamaları dünyada yenileme projelerinde, yeşil sistemlerin kullanılabilirliğini ve uygulanabilirliğini yaygınlaştırma açısından oldukça önemlidir. Anahtar Kelimeler: Kentsel Akupunktur, Yeşil Tasarım, Kentsel Yenileme, Kentsel Yaşam Niteliği
ÖRGÜTSEL YENİLİKÇİLİK İLE ÖRGÜTSEL SADAKAT İLİŞKİSİNDE ÖRGÜT KÜLTÜRÜNÜN ARACI ROLÜ
16. Uluslararası Güncel Araştırmalarla Sosyal Bilimler Kongresi, 2022
Çalışmanın amacı; örgütsel sadakat ve örgütlerde yenilikçilik arasında bir ilişki ve etkinin olup olmadığını araştırmak, eğer herhangi bir ilişki ve etki var ise hangi yönde ve ne düzeyde olduğunu belirlemek, örgüt kültürü değişkeninin bu etki üzerinde aracı rol üstlenip üstlenmediğini ortaya koymak ve böyle bir aracılık söz konusu ise düzeyini tespit etmektir. Araştırma kapsamında, ilişki ve etki düzeylerinin belirlenmesi ve ölçülmesi maksadıyla, nicel araştırma tekniklerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Ankara ili hizmet sektöründe faaliyet gösteren örgütlerdeki işgörenler oluşturmaktadır. Nicel veri toplama yöntemlerinden anket tekniği ile veriler elde edilmiştir ve 389 temiz anket formu ile veri seti oluşturulmuştur. Örgütsel yenilikçiliğin örgütsel sadakate etkisinde örgüt kültürünün %22,6 oranında aracı rol etkisi gösterdiği görülmektedir (R2 Change=,226). Ortaya çıkan bulgu kapsamında çalışmanın ana hipotezi (H7 “Örgütsel yenilikçiliğin örgütsel sadakate etkisinde örgüt kültürünün aracı rolü vardır”) desteklenmiştir. Örgüt kültürünün örgütsel sadakat ile örgütsel yenilik etkileşimini önemli düzeyde şekillendirdiği belirlenmiştir. Örgüt yöneticileri veya hissedarların, üyelerinin sadakatini yüksek düzeyde tutmalarının ve işgörenlere yenilik anlayışını benimsetmek için örgüt kültürünü güçlendirmelerinin gerekli olduğu düşünülmektedir. Güçlü örgüt kültürü düzeyine ulaşmış örgütler, hem işgörenlerin örgüte sadakatlerini hem de işgörenlerin yenilik anlayışını benimsemelerini sağlayabilirler. Bu bağlamda örgüt kültürünü besleyen kaynaklar geliştirilmeli, kararlar, stratejiler, politikalar ve amaçlar belirlenirken kültür gerçekliği göz önünde bulundurulmalıdır.
ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞIN YENİLİKÇİ İŞ DAVRANIŞINA ETKİSİ
BUSINESS & MANAGEMENT STUDIES: AN INTERNATIONAL JOURNAL , 2019
ÖZ Örgütsel bağlılık, çalışanlar tarafından sergilenmesi istenilen bir davranış olmasından dolayı son yıllardaki akademik çalışmalarda pek çok değişken ile ilişkisi incelenmiş bir kavramdır. Ancak yazında, örgütsel bağlılık ve yenilikçi iş davranışı ilişkisini ele alan çalışmaların oldukça az olduğu görülmüştür. Bilindiği gibi bütün örgütler, örgütsel bağlılığı yüksek çalışanlarla çalışmayı istemektedirler. Yenilikçi iş davranışı ise günümüz iş dünyasında örgütlerin rekabet avantajı elde etmelerinin anahtarı olarak görülmektedir. Bu çalışmanın konusu, çalışanların sahip olduğu örgütsel bağlılık ile ilgili algıların, çalışanların yenilikçi iş davranışlarına etkisinin olup olmadığını araştırmaktır. Araştırma, Türkiye'de üretimi yapılan otomotiv firmalarının, çeşitli birimlerinde görev yapan beyaz yakalı çalışanlara uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, analize uygun 406 adet anket verisi elde edilmiştir. Elde edilen verilere, SPSS ve Amos istatistik programları ile gerekli analizler yapılmıştır. Çalışma sonunda, örgütsel bağlılığın yenilikçi iş davranışı etkileyen önemli bir değişken olduğu sonucuna ulaşılmıştır. ABSTRACT Organizational commitment is a behavior that is desired to be exhibited by theemployees, so its relationship with many variables has been examined in recent academic studies. However, in the literature, it is seen that there are very few studies dealing with the relationship between organizational commitment and innovative work behavior. As it is known, allorganizations want to work with employees with high organizational commitment. Innovative business behavior is seen as the key for organizations to gain competitive advantage in today's business world. The subject of this study is to investigate whether perceptions of employees' organizational commitment have an effect on the irinnovative work behaviors.
YENİ TOPLUMSAL HAREKETLERE ALTERNATİF BİR BAKIŞ
İKİNCİ BÖLÜM ALTERNATİF MEDYA DÜŞÜNCESİNİN KÖKLERİ, TOPLUMSAL HAREKETLER VE ALTERNATİF MEDYA BİÇİMLERİ 2.1. SİVİL TOPLUM DÜŞÜNCESİNİN ve SİVİL TOPLUM HAREKETLERİNİN GELİŞİMİ…………………………………53 2.1.1. Ülkemizde Sivil Toplumun Tarihsel Gelişimi…………...56 2.1.2. Cumhuriyet Öncesi………………………………………..56 2.1.3. Cumhuriyet Sonrası………………………………………57 2.2. LİBERAL KAPİTALİST İLETİŞİM DÜZENİNE TEPKİ...58 2.3. YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER ve ALTERNATİF MEDYA DÜŞÜNCESİ……………………………………………..61 2.3.1. Kadın Hareketleri ve Alternatif Medya…………………65 2.3.2.Çevreci Hareketler ve Alternatif Medya…………………69 2.3.3.Savaş Karşıtı Hareketler ve Alternatif Medya…………..73 2.3.4.Tüketim Karşıtı Hareketler ve Alternatif Medya……….76 2.3.5.Küreselleşme Karşıtı Hareketler ve Alternatif Medya….47 2.3.6.İnsan Hakları Hareketleri ve Alternatif Medya…………50 2.4. ANA-AKIM MEDYANIN DIŞINDA KALANLAR………...52 2.4.1.Hak ve Barış Haberciliği………………………………….53 2.4.2.Yeni Medya Biçimlerinin Sunduğu Alternatif Olanaklar………………………………………..………………..54 2.4.3.Yurttaş Gazeteciliği………………………………………..58 2.4.4.Yerel ve Sivil Toplum Medyaları………………………....60 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM