İklim Değişikliği Bağlamında Buenos Aires (original) (raw)
Related papers
Sosyal Politika Disiplini Bağlamında Küresel İklim Değişikliği
2019
Cok boyutlu bir sorun alani olarak kuresel iklim degisikligini insan baglamiyla degerlendirme cabasinin bir sonucu olan bu calisma, kuresel gelismeler cercevesinde insanlara bir yasam alani sunma gayesiyle uretilen sosyal politikalarin, sosyal politikanin var olus amacina uygun olarak gunumuzde de ayni gorevi ustlenmesi gerekliliginden hareketle olusturulmustur. Iklim degisikligini sosyal politika baglaminda inceleyen calisma, bes bolumden olusmaktadir. Birinci bolumde kuresel iklim degisikligi kavrami ve sinirlari incelenmistir. Ikinci bolumde kuresel iklim degisikligi ile sosyal politika iliskisi ayni tarihsel zeminin sonuclari olmalari uzerinden ortaya koyulmustur. Kuresel iklim degisikliginin sosyal politikanin ilgi ve etki alanina girme mecburiyeti, sosyal politika bilimi yaklasimindan hareketle ucuncu bolumde irdelenmistir. Ardindan sosyal politika tedbirlerine ihtiyac hissettiren bir gerceklik olarak kuresel iklim degisikligi ele alinmistir. Genis anlamiyla sosyal politika t...
İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar Bağlamında Çok Kriterli Bir Değerlendirme
İnsan ve İnsan Dergisi, 2022
Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde çevresel, ekonomik ve sosyal unsurlar başta olmak üzere çok katmanlı bir kalkınma anlayışı yer almaktadır. Bununla birlikte, sürdürülebilir kalkınma amaçları dünyadaki tüm ülkelerin uygulayabileceği sürekli ve gelişen bir kalkınma amacına odaklanmaktadır. Çalışma, ülkelerin “sürdürülebilir şehirler ve topluluklar” ve “iklim eylemi” amaçları bağlamında değerlendirilmesi ve karşılaştırılmasını hedeflemektedir. Bu çalışmada, şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılma ile iklim değişikliğiyle mücadelede bulunma arasındaki ilişki çok kriterli karar analizi yoluyla değerlendirilmektedir. Bu kapsamda çalışmada DEMATEL yöntemi kriterlerin etkileşimlerinin ve ağırlıklarının belirlenmesi, PIV yöntemi ise ülkelerin sıralanması amacıyla kullanılmıştır. DEMATEL sonuçlarına göre karbon ayakizi en önemli kriter olarak öne çıkmıştır. Toplam enerji tüketimi içindeki yenilebilir enerji miktarı ve atık yönetimi sırasıyla diğer önemli kriterlerdir. PIV ile gerçekleştirilen sıralamada İsveç, Uruguay, Kolombiya, Norveç ve Brezilya önde gelen ülkeler olmuşlardır. Araştırma bulguları, iklim değişikliği ile sürdürülebilir şehirler ve topluluk arasındaki ilişkiyi desteklemektedir.
İklim Değişikliği Eylem Planı, 2020
İklim Değişikliği Eylem Planı en başta bir şehir ve bölge planlama konusudur. Ancak planlama koordinasyonunda da disiplinler arası bir yaklaşım gerektirmektedir. İklim değişikliği sorunsalı üzerine sadece sera gazı emisyonu hesaplaması ve klişe haline gelmiş olan azaltım eylem listesi ile gitmek yetersizdir. İklim Değişikliği Eylem Planı uluslararası normlara uygun olarak hazırlanmalıdır. ECOBUILD, İklim Değişikliği Eylem Planı konusunda ülkemizde gerçek anlamda danışmanlık hizmeti veren tek firmadır. Tüm şehir planlamarında ve yerel yönetim alanlarında eş zamanlı temel bir amaç olarak iklim değişikliği ile mücadele edilmelidir. ECOBUILD, İklim Değişikliği Eylem Planını, emisyon raporlaması ve azaltım politikasına ilave olarak, şehir genelindeki tüm planlarda yer alan konu başlıklarında yapılması gerekli uygulamaları, tarih hedefleri ile birlikte belirleyen bir plan olarak değerlendirmektedir. Eylem planında iklim değişikliği senaryoları ve şehirde beklenen iklim değişikliği etkileri ortaya konulmaktadır. Şehrin karbon emisyon projeksiyonu, azaltım ve uyum politikaları tüm sektörler için oluşturulmaktadır. İl genelinde ortaya çıkabilecek olan risk ve kırılganlıklar analiz edilmekte, iklimsel kırılganlık yanında, sektörel kırılganlıklar; Halk Sağlığı Arazi Kullanımı ve Yutak Potansiyeli Ormancılık, Bio-Çeşitlilik, Tarım Katı ve Sıvı Atıklar Enerji Üretim ve Dağıtımı Ulaştırma ve Lojistik Su Kaynakları Kamu Altyapı Hizmetleri Binalar Ticaret, Turizm ve Sosyal Yapı Sanayi Bazında ele alınmaktadır.
İklim Değişikliği ile Mücadelede Uluslararası İşbirliğinin Önemi
2010
Karbondioksit ve diğer sera gazlarının atmosferde birikmesiyle oluşan; küresel ısınma ve iklim değişikliklerine neden olan sera gazı etkisi, uzunca bir süredir bilim adamlarının en fazla çalışma verdikleri konuların başında gelmektedir. Sera gazları emisyonu dışsallıklar kapsamında değerlendirilebilir ve küresel ölçekte karşılaşılan en büyük piyasa başarısızlığı olma niteliğini taşımaktadır. Bu bağlamda küresel bir dışsallığın yarattığı sorunların çözümü için küresel işbirliği de zaruridir. Bu işbirliğinin bir parçası olarak, uluslararası emisyon ticareti tüm ülkeler için maliyetleri düşürücü bir çabayken, emisyon fiyatlandırması iklim dostu teknolojilerin gelişmesinde anahtar rol oynar. Gerek Kyoto Protokolü gerekse Kopenhag Mutabakatı bu düşüncelerle geliştirilmiştir. Bu çalışma, küresel ısınma probleminin büyüklüğünü belirterek, bu problemi çözmek için gösterilen uluslararası çabaları karşılaştırmayı amaçlamaktadır.
Kömür ve İklim Değişikliği -2017
Rapor: Kömür ve İklim Değişikliği -2017, 2017
Kömür ve İklim Değişikliği 2017 raporu Türkiye’nin kömür ve fosil yakıt politikalarını inceliyor. Rapor Paris Anlaşmasını onaylamayacağını ifade eden Türkiye’nin 2010’dan sonra ithal yakıtların her üçüne tam bağımlı hale geldiğini ortaya koyuyor. İklim olaylarını da inceleyen rapor 2016 yılının Türkiye’de ölçülmüş en sıcak dördüncü yıl, iklim felaketleri açısından da ikinci yıl olduğunu gösteriyor
İklim Mültecileri Bağlamında Yeşil Sosyal Hizmet Üzerine Bir Tartışma
Journal of Current Research on Social Sciences (JoCReSS), 2017
Küresel iklim değişikliği ve insanlar üzerindeki etkileri bilim çevreleri tarafından uzun yıllardır tartışılmaktadır. İklim değişikliği; kuraklaşma, çölleşme, sel, tsunami, deniz seviyelerinin yükselmesi, kasırga gibi doğa olaylarının sıklığını ve şiddetini artırmaktadır. İklim değişikliği ve çevresel bozulma nedeniyle temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar göç etmeye mecbur kalmaktadır. Bu durumu ifade eden “iklim mültecileri” kavramı, insan kaynaklı–kapitalist/neo-liberal politikalar-iklim değişikliğinin insanlar ve çevre üzerindeki etkilerinin farklı bir boyutu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşadıkları yerleri ve kültürel özelliklerini terk etmeye mecbur kalan iklim mültecileri; ekonomik, sosyal, çevresel sorunlar nedeniyle, sosyal hizmet uzmanlarının mesleki çalışmalar yapması gereken bir konuyu oluşturmaktadır. Bunun yanında göç daha başlamadan sosyal hizmetin, koruyucu -fiziksel ve toplumsal çevreyi- ve önleyici çalışmalar yapması gerekir. İnsan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle göç eden insanlarla yapılan sosyal hizmet uygulamalarında fiziksel ve doğal çevreye -flora ve fauna- gerekli önemin verilmesi gerektiğini ileri süren “yeşil sosyal hizmet” bakış açısı kullanılabilir. Yeşil sosyal hizmet, sosyal hizmet uzmanlarının çevresel adaletsizliğin engellenmesinde; sürdürülebilir sosyal ve çevresel gelişmedeki rolünü ifade etmek için kullanılan ve son yıllarda kullanımı artan bir kavramdır. Ancak sosyal hizmet literatürüne bakıldığında yeşil sosyal hizmet kavramının, sosyal hizmete konu olan iklim mültecileri bağlamında değerlendirildiği kaynakların yetersiz olduğu görülmektedir. Bu yazın taramasında, iklim mültecileri bağlamında yeşil sosyal hizmet üzerine bir tartışma yürütülecektir.
Tablo 8-Sanayi Sektörü Enerji ve Proses Emisyonları (Mton CO 2-eşd) [1] Tablo 9'da sanayi sektörü yanma emisyonlarına ilişkin veriler yıllara sari olarak verilmektedir.