DİSİPLİN TEMELLİ SANAT EĞİTİMİ VE GÖRSEL KÜLTÜR KURAMI (original) (raw)

İMAM HATİPLERDE SANAT ÇALIŞTAYI - İMAM HATİP LİSELERİNDE OKUTULAN GÖRSEL SANATLAR DERS KİTAPLARININ İNCELENMESİ

MAİV Yayınları, 2023

Bu çalışmada İmam Hatip Liseleri’nde A Grubu seçmeli dersler altında ve program çeşitliliği uygulayan Anadolu İmam Hatip Liseleri’nde B Grubu seçmeli dersler altında okutulan hüsn-i hat, tezhib ve ebru ders materyalleri; • Hazırlanan materyalin müfredat oluşturma aşamasında belirlenen hedef ve kazanımlarla uyumu, • İlgili sanatın eğitimi noktasında içerik ve yöntem bakımından yeterliliği, • Formasyon açısından hitap ettiği öğrenim düzeyine uygunluğu, • Dil ve imlâ kurallarının doğru kullanımı dikkate alınarak incelenmiştir.

SANAT EĞİTİMİ KAPSAMINDA “GÖRSEL ALGI” VE GESTALT

Yaşamımız boyunca, içinde bulunduğumuz çevre ile uyum içinde olmayı sağlayan duyumlara gereksinimiz vardır. Sanatsal ifade ve anlamayı gerçekleştirebilmek için de herkesin duyumsadıklarından farklı şeyler yapması gerekir. İçinde bulunulan ortamdan, cisimlerden, kişilerden, sembollerden gelen uyaranların görülerek tanınması ve hatırlanması görsel bilgi oluşturma sürecidir. Bu algı biçimi kişilere ve kişilerin deneyimlerine göre değişik-likler göstermektedir. Plastik sanatlar kapsamında görsel algılama becerisini sanat eğitimi süreciyle geliştirmek mümkündür. Tüm eğitim sürecinde müfredatın, pek çok parçaya ayrılmış farklı dersler ile “Görsel Algı”nın desteklendiği görülür. Motor becerileri ve belleğin, yani el-göz-beyin koordinasyonunun doğru şekilde güçlendirilmesi plastik sanatlar içinde önemli bir yere sahiptir. Cisimlerin biçimsel olarak anlamlandırılması için bu doğrul-tuda gelişmiş bir göze ihtiyaç duyulmaktadır. Bir nesneye belli bir süre bakıp daha sonra akılda kalanı çizmeye çalışmak bir görme biçimidir. Bu yöntem zamanla çevremize daha dikkatli bakmamızı sağlayıp alışkanlık haline getirmektedir. Görsel sanatlara karşı duyarlı olmak ender olarak doğuştan gelen yetilerle ilgilidir. Bu duyarlılığı, sadece bakmakla değil, görmenin öğrenilmesi ile geliştirmek mümkündür. Görme öğrenildiğinde sanatçıların es-tetik deneyiminin kaynağını oluşturan fikir ve görsel biçim birlikteliği daha iyi anlaşılır. Birey gözünü açtığı an-dan itibaren kendisini, mesaj bombardımanının içinde bulur. Çünkü görme olgusunun başlaması ile beyinde bu görüntülerin algılanması ve sinir hücrelerinin denetiminin sağlanıp, gereksiz görüntü ve bilgileri ayrıştırması söz konusu olur. İnsanın fizyolojik özelliği göz önüne alındığında, sanatın mağara duvarlarında ilk kez ortaya çıkma-sıyla “Görsel Algı” arasında bir bağlantı olduğundan söz edilebilir. Bu ilişki tarihsel süreç içerisinde pek çok sanatçı üzerinde farklı etkiler yaratmıştır. Bu etkilerin psikologlar tarafından incelenmesi sonucunda “Gestalt Psi-kolojisi”nin temelleri atılmıştır. “Gestalt Psikolojisi” alanında çalışan bilim insanları; “Bütünün, kendisini oluş-turan parçaların toplamından farklı ve büyük” olduğunu savunurlar. Burada anlatılmak istenen, algı mekanizmasının aslında bir örgütleme işi olduğudur. Gestalt ekolü, psikolojide tümdengelim yöntemini kullanarak algı ve bellek üzerine çalışmaları ile bilime katkıda bulunmuştur. Örgütlemenin sonucu olarak karşımıza; “Gestalt İlke-leri” çıkmaktadır. “Görsel Algı”nın yeri bu ilkeler sayesinde netleşir. Bu yöntemlerin, sanat eğitimini destekleyici özelliğini kullanarak; öğrencilerin algılarını geliştirmek mümkün olmuştur. Sanat eğitimi alan öğrencilerin görsel algılarını güçlendirecek çalışmalar yapmak, gördükleri nesneleri akılda uzun süre ve doğru olarak tutma-larını sağlamaktadır. Dokunsal algılarını bu yönde kullanmalarını sağlamanın, görsel belleklerini güçlendirdiği yapılan çalışmalarla saptanmıştır. Bellekten çizim yapma, gördüğü nesnenin formunu hatırlama, gösterilen fo-toğraf ile kendi deneyimleri arasında köprü kurarak yazın dilini zenginleştirme çalışmalarının güçlenmesi saye-sinde, yaratıcı bakışın da geliştiği gözlenmiştir. Yaratıcılığın güçlendiği alanlardan biri de “Görsel Algı”nın kişilere göre farklı yorumlanmasıyla oluşan “Yanılsama”dır. Yanılsama olgusunun “Görsel Algı” içindeki yeri yadsınamaz. Sanatçılara böylesi ilham veren bilim-sel nitelikli ilkeler sayesinde çağdaş sanat beslenmiş, bilim ve sanat arasındaki ilişki çok sıkı bir dostluğa dönüşmüştür. Sonuçta; plastik sanatların genel olarak “görme olgusu” ile temellendirildiği düşünüldüğünde “Görsel Algı”nın geliştirilmesinin ne kadar önemli olduğu bilinmektedir. Etkilenim ve iletişim sayesinde hem sanat öğrencisi ve sanatçı hem de sanat kendini yükseltmiş olur. Güncel Sanat içinde de “Görsel Algı”nın özelliklerinin görülüyor olması aslında önemli bir olgu üzerinde araştırma yapıldığını göstermektedir. Kendini devamlı tekrar etme riski içerisinde olan sanatta, “Görsel Algı”nın geliştirilmesi sayesinde hayal gücüne bir kapı açılır. Yaratıcılığın des-teklenmesinde önemli bir yere sahip olan algı farklılıklarının geliştirilmesi, öğrencilerle yapılan çeşitli egzersiz-lerle mümkün olmaktadır. Amaç, bu tür çalışmaları ve sonuçlarını alanın uzmanlarıyla paylaşmaktır.

SANAT EĞİTİMİ ÜZERİNE BİR KİTAP TASARISI: TEMEL ÇİZİM VE TEKNİKLER

2021

Sanatın ve sanat eğitiminin insan yaşamına etkisi, sosyal olarak bir düzenleyici, zihinsel algılamaya uyum getiren ve hayatta karşılaşılan durumlara karşı daha anlayışlı ve daha esnek bakabilmenin imkanını veren bir olgu olarak nitelenebilmektedir. İnsanlık tarihinin içerisinde ve gelecekte varlığını devam ettireceğini işaret eden sanat ve eğitim kavramlarının, birlikte değerlendirildiğinde insanın eğitimi ile birlikte gelişmeler ve dönüşümler yaşadığı görülmektedir. Güzel sanatların tüm disiplinlerinde olduğu kadar yaşanılan çağın ve uygulanan tekniklerin de gelişim göstermesi ile birlikte bireylere erken dönemlerden itibaren kazandırılan sanat eğitimi ve içerikleri öncelikle bireysel bir artı sonrasında topluma etki edecek olan bir pozitif atmosfere fayda sağlamaktadır. Bu tez, çocukların ve gelecekte toplumu oluşturacak olan bireylerin yaşamlarında sanatın ve sanat eğitiminin bulunmasının önemini, gerekliliklerini ele almakta ve uygulama yönü ile ilköğretim düzeyinde öğretim gören öğrenciler ve öğretmenler için kaynak olarak kullanılabilecek bir “Temel Çizim ve Teknikler” kitabından oluşmaktadır.

GÜZEL SANATLAR LİSELERİNDEKİ BİLİŞİM DESTEKLİ MÜZİK DERSİ ÖĞRETMENLERİNİN DERSE YÖNELİK İÇERİK VE TEKNİK ALTYAPIYA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Cognition is defined as the processing of information which is the backbone of science that people use in most fields with computers and other devices in a regular and reasonable manner. As a result of the processing of information in this way, it is started to be needed information technologies in every kind of fields. Along with the developing technology, music has also become a scientific discipline that needs this system and tries to keep up with it. . In this context, information assisted music lesson which was taken in the curriculum by the ministry of education has been taught in Fine Arts High School since 2006.In recent years, within the scope of Fatih Project,with the formation of information infrastructures aroused curiosity about how the course is taught. In this way, 51 Fine Arts High School Teachers were interviewed about the processing and physical conditions of the B.I.D.E.M. In the study the encountered problems in the application of the course were researched and it was aimed to find out solutions. The study is important in terms of contributing to the more efficient and effective processing of the B.I.D.E.M. course. According to the findings of the research, the majority of the teachers stated that there is no technical infrastructure required for the computer aided music lesson in their institutions. In addition, they pointed out that the notes and writing programs in the content of computer aided music lessons couldn’t be taken due to economical reasons. For this reason they stated that they have been using the demo versions of the programs.

ÜNİVERSİTELERDE GRAFİK TASARIM EĞİTİMİ VE ÖĞRENME-ÖĞRETME SÜRECİ İÇİNDE "DENEYSEL TİPOGRAFİ" DERSİ

Günümüz tasarım algısı içinde yeni eğilimler ve stiller, daha düzenli ve kontrollü olarak çeşitlenmektedirler. Bu bakımdan günümüz çağdaş tasarımı içinde yer alan sınırsız teknikler, üniversitelerdeki grafik tasarım eğitiminin uygulama modellerini de şekillendirirler. Aynı zamanda tasarım öğrencileri için bu teknikler, yaratıcı ve özgün üretimleri ortaya çıkarılabilme becerisini, teknolojinin sağladığı imkânları doğru kullanabilmeyi, farklı disiplinlerden yararlanmayı, deneysel ve araştırmacı bir tavrın benimsenmesini sağlamakta, hedeflenen bilgiye ulaşmada etkili bir uygulama modeline dönüşmektedirler. Araştırmada, deneysel tipografide kullanılan uygulama, yöntem ve metotların, grafik tasarım alanına ve görsel iletişime sağladığı katkılardan bahsedilerek, deneysel tipografi derslerinin grafik eğitimi içindeki önemi vurgulanmıştır. Araştırmanın genel aktarımında konuyla ilgili pek çok görsel ve yazılı bilgiye yer verilirken, deneysel tipografinin grafik eğitimi içindeki önemi de araştırılmıştır. Deneysel tipografinin yapısal, içeriksel ve oluşuma dayalı verilerinin tam olarak kavranması, bununla birlikte varlığının da bir deneyin sonucunda ortaya çıktığının anlaşılması vurgulanmıştır. Deneysel tasarımın araştırmacı yöntemleri içermesinin yanı sıra bir tasarım oyunu olduğu, ancak bu oyunun belli bir amaç ve kurallar çerçevesinde üretildiğinin de altı çizilmeye çalışılmıştır. Tipografi konusu, deneysel tipografi yöntemlerine yönelik ilke ve hedefler bağlamında değerlendirilmiş ve durum belirleyici özellikleri içinde ele alınmıştır. Sonuç olarak; araştırmanın genel hatlarını oluşturan tipografi eğitiminin doğru ve güçlü bir yapıya ulaşması ancak yeni düşünce biçimlerinin ortaya konulması, problemlerin tespiti ve tipografinin gelişimi için alternatif yaklaşımların gerekliliği ile mümkündür.

DİSİPLİNLERARASI SÜREÇ KAPSAMINDA HEYKEL SANATININ PLASTİK BİR DİL OLARAK

DİSİPLİNLERARASI SÜREÇ KAPSAMINDA HEYKEL SANATININ PLASTİK BİR DİL OLARAK KULLANILMASI KULLANILMASI, 2019

Öz: İnsanlık tarihinde ve onun tüm kültürel dinamikleri kapsamında öncül bir etkiye sahip olan sanat ve sanat üretimleri, zaman içinde değişen çağın koşullarına ve toplumsal dinamiklere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde çağlar ve dönemler boyunca hakkında farklı tanımlar yapılan sanatsal üretimlere dair katı sınırlar özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortadan kalkmaya başlamıştır. Plastik sanatların alanları içerisinde yer alan tüm disiplinlerin kendi içinde ve diğer fen ve sosyal bilimler dahil olmak üzere teknolojiyi de kucaklayan disiplinlerin birbirleri ile etkileşimi içinde disiplinlerarası süreci barındırır. Plastik sanatların bir dalı olan ve en yalın tanımlamayla hacim sanatı olarak değerlendirilen heykel sanatı ve bu alanın özgün üretimleri çağın getirdiği değişken dinamikler bağlamında diğer disiplinler ile malzeme, teknik, anlam, biçim, imge vb. birçok alanda karşılıklı etkileşim içerisindedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde temelleri özellikle 1960-70'lere tarihlenen genel sanat anlayışının yanı sıra özelde heykel sanatı yeni bir ifade olanağı kazanmıştır. Heykel sanatında geleneksel malzeme, konu ve sergileme alanlarının dışında yeni ifade olanakları ve arayışları söz konusu olmuştur. Çağdaş heykel sanatında disiplinlerarası süreç kapsamında alternatif malzemelerin plastik bir dil oluşturması süreci ve sonucu bağlamında, hem sanatçı hem de izleyicinin aşina olduğu düşünce kalıplarını değiştirmek ve yeni ifade olanaklarına izin vermek ana itki olarak değerlendirilmektedir. Bu araştırma kapsamında; plastik sanatlardaki disiplinlerarası etkileşimin bir sonucu olarak çağdaş heykel sanatına yansıyan değişim süreci genel olarak Tomas Saraceno, Yayoi Kusama, Jean Dubuffet ve Server Demirtaş'a ait olan üretimler üzerinden değerlendirilmesi yapılacaktır. Abstract: Art and art productions have a priori influence in the history of humanity and all of its cultural dynamics, evident in their reflection on the changing age and social dynamics. In this context, strict boundaries regarding artistic production began to disappear, especially since the second half of the 20th century. It contains the interdisciplinary process in all disciplines within the fields of plastic arts and in the interaction of disciplines embracing technology including other physical and social sciences. Sculpture, as art of volume in its simplest definition have mutual interaction in many areas with other art disciplines and materials, techniques, meanings, forms, images within the context of the changing dynamics brought about by the era. From this perspective, in addition to the general understanding of art whose foundations date back to 1960-70s, sculpture gained a new expression. In addition to traditional materials, subjects and exhibition areas, new expression opportunities and quests were introduced in the field of sculpture. Within the context of the interdisciplinary process in contemporary sculpture the main impulse can be considered as changing the thought patterns familiar to both the artist and the audience and allowing new expression opportunities.

TEMEL TASAR VE PLASTİK SANATLAR DERSİ KAPSAMINDA ÇALIŞTAYI

The Tenth International Congress of Educational Research, 2018

Basic Design and Plastic Arts courses are of special importance as the first step in the education of architecture. Basic design courses are given in the world Many architectural and planning schools. Basic Design is an important reference for all disciplines dealing with design. This course is concerned with many parts of architecture or fine arts faculties such as architecture, industrial design, interior architecture, urban area and planning, graphic design. In this course, students are aimed to acquire the values, knowledge and skills that will be fundamental to the further stages of vocational training. Basic design course students are taught 2 and 3 dimensional abstract representation methods. In Selçuk University Faculty of Architecture Department of Architecture first year students are given Basic Design and Plastic Arts courses in fall semester. Topics in the course content are design elements, design methods and basic design rules. After the lecture topics have been explained, It was decided that the workshops should be held by the instructors for students to understand this information better at the end of the semester. In this workshop, 4 different topics were determined and workshops were established. These workshops are Factory Design Workshop, ADA (Architectural Design Atolye) Design Workshop, Dream Design Workshop and Vitruvius Design Workshop. The design method of the Vitruvius workshop has been "to design with the golden ratio". In this study, In the Vitruvius Design Workshop, faculty building student toilet doors designed according to the golden ratio rules and Modulor Men panel work designed by Le Corbusier, one of the architects identified with the golden ratio have been examined and analyzed.

İLKOKUL SINIF ÖĞRETMENLERİNİN DİSİPLİN PROBLEMLERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ

Bu araştırmanın amacı, ilkokul sınıf öğretmenlerinin sınıflarında en sık karşılaştıkları disiplin problemleri, nedenleri, baş etme yöntemleri ve etkililiği hakkındaki görüş ve önerilerini incelemektir. Nitel araştırma desenlerinden olgubilim deseninde olan araştırmanın çalışma grubunu, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında Elazığ ili Karakoçan ilçesinde görev yapan 29 ilkokul sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında açık-uçlu sorulardan oluşan Yazılı Görüş Alma Formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde ise betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenler; sınıflarında en çok izin almadan konuşma, derse karşı ilgisizlik ve sınıfta dolaşma davranışlarıyla karşılaşmakta, disiplin problemlerinin daha çok aile ve öğrenci özelliklerinden kaynaklandığını düşünmektedir. Öğretmenlerin disiplin problemleriyle baş etmede en çok kullandıkları yöntemler, çoğunlukla etkisiz buldukları uyarma ve ceza verme yöntemleri olmuştur. Sorunun nedenini araştırma ve öğrenciyi ödüllendirme uyarma disiplin problemleriyle baş etmede kısmen etkili; derste değişiklik yapma, kuralları öğrencilerle birlikte belirleme ve öğrenciye sevgi gösterme ise etkili bulunan yöntemler olmuştur. Öğretmenlerin disiplin problemlerini önlemeye yönelik öneriler arasında aile ve rehber öğretmenlerle işbirliği yapılması ilk sırada yer almıştır. Araştırmanın sonuçlarına dayalı olarak; öğretmenlere öğrenciyi tanıma, öğrenci merkezli öğretim yöntem ve teknikleri, sınıfta motivasyon sağlama, aileyle işbirliği yapma, önleyici disiplin ve öğrenciyi davranışının sorumluluğunu almaya teşvik eden disiplin stratejileri hakkında uygulama ağırlıklı hizmet içi eğitimler yapılması gibi öneriler geliştirilmiştir.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TEMEL TASARIM EĞİTİMİ VE BU EĞİTİMDE DİJİTALLEŞMEYE YÖNELİK GÖRÜŞ VE BEKLENTİLER

ULUSLARARASI SANAT VE SANAT EĞİTİMİ DERGİSİ /JIA JOURNAL, 2019

Hangi disiplinde olursa olsun eğitim her dönem üzerinde çokça durulan konular arasında olmuştur. İç mimarlık/Mimarlık gibi tasarım disiplinlerinde ilk yıl hazırlık başlangıç eğitimi olarak verilen temel tasarım eğitimi de sanat/tasarım eğitimi alanında her dönem önemini korumuştur. Bu çalışma da sürekli gündemde olan bu eğitime dijitalliğin ya da teknoloji çağının getirilerini entegre etmek adına görüş ve beklentileri belirlemeye çalışmaktadır. Çalışmanın amacı; içerisinde bulunduğumuz mevcut koşullar ve çağın getirilerine uygun olacak şekilde, geleneksel temel tasarım eğitimi tekniklerinden farklı olacak bir uygulama ya da gelenekselden dijitale geçişte başlangıç olarak yer alabilecek yaklaşıma sahip bir işleyiş önerisi sunabilmek için öğrenci ve uzman görüşü almaktır. Çalışma nitel yöntem ile oluşturulmuş olup veri toplama aracı olarak anket ve görüşme tekniğinden faydalanılmıştır. Temel tasarım eğitiminde dijitalliğin gerekliliğini ortaya koymak amacıyla oluşturulan çalışmada öğrencilerin büyük çoğunluğunun dijitallikten yana olduğu fakat el becerisinin geliştirilmesini de önemli buldukları, ders yürütücülerinin de dijitalliği gerekli bulduğu fakat ilk yarıyıl geleneksel eğitim metodundan faydalanılması gerektiği görüşünde olduğu görülmektedir. Bu sebeple önerilecek programda teknolojiden/dijitalleşmeden yöntem olarak faydalanacak bir kurgunun yer alması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: İç Mimarlık, Eğitim, Temel Tasarım Eğitimi, Dijitallik, Teknoloji Çağı.