DEVE GÜREŞLERİNİN KÜLTÜREL MİRAS TURİZMİ AÇISINDAN POTANSİYELİ ve ÖNEMİ (original) (raw)

DEVE GÜREŞLERİNDE RİTÜELİSTİK BİR UYGULAMA NAZAR

Prof. Dr. Metin Ekici Armağanı , 2022

Eski Türk kültüründe temel ekonomik faaliyetin hayvancılık olması ve göçebe yaşamda yük taşımanın son derece önemli bir iş olması, develerin vazgeçilmez hayvanlar olarak Türk hayvancılık tarihi içerisinde önemini korumasını sağlamıştır. Zaman içerisinde develerin kendi doğalarında olan güreş olgusu sosyal dünyaya taşınmış ve yeni bir form kazanmıştır. Böylece devecilik, güreşler sayesinde kendisini sosyo-kültürel ve ekonomik işlevleriyle yeniden üretebilmiştir (Çalışkan, 2016). Geleneksel yaşam içerisinde yük taşıma işlevi ile ön plana çıkan develer, deve güreşleri ile geleneksel eğlence hayatının içinde de yer almış ve toplumsal hayattaki sürekliliği devam etmiştir. Deve sadece gündelik hayatta bir taşıma aracı değil aynı zamanda etinden sütünden faydalanılan bir hayvandır. Deve; sevgisiyle, kutsanmışlığına olan inanç ile Türk kültüründe aynı zamanda yaşam biçimidir. Fransa'nın İslam Tarihi ve Selçuklu Türk Tarihi alanında yetiştirdiği İslam tarihçilerinden bir uzman olan Claude Cahen, Asya devesinin Türkler için önemini şu sözlerle şöyle vurgulamaktadır: “Türkler, Orhun kıyıları yakınlarında uzun yazıtlar yazmışlardır. Bu yazıtlar, söz konusu dönemde Türklerin yaşadığı bütün ülkelerin ortak coğrafi durumunu, Türklerin çeşitli yönlere niçin yayılmış olduklarını, aynı zamanda da, soğuğa dayanıklı Asya devesine bağlı kırsal ekonomilerini ve oymaklardan oluşan toplumsal yapılarını açıklamaktadır (Cahen, 1987; Yakut, 2009: 15).Bu çalışmada Türk kültüründe ve geçmişte ve günümüzde önemli yere sahip olan devenin, gündelik hayat içinde yaşadığı dönüşümün izleri halk inanışlarda aranacaktır. Halk inanışları arasında önemli yere sahip olan nazar, göz değmesiyle ilgili ritüellerin develere ve güreşlere etkisinin toplumsal hayattaki sürekliliğini, kültürel aktarımını halkbilimsel bir bakış açısıyla ele alacaktır. Kutsiyet atfedilen bir hayvan olan deve ile ilgili çok sayıda inanç, toplumsal hayatta kültürü şekillendirmiştir. Bu inançlar arasında nazar ile ilgili ritüeller oldukça dikkat çekicidir.

KÜÇÜLME (DEGROWTH) YAKLAŞIMININ TARIM SEKTÖRÜ AÇISINDAN DEĞERİ VE POTANSİYELİ

Gıda Paradoksları: Sürdürülebilirliğin Zorlukları ve Alternatif Perspektifler, 2021

Bu kitabÕn Türkiye'deki her türlü yayÕn hakkÕ Gazi Kitabevi Tic. Ltd. ti'ne aittir, tüm haklarÕ saklÕdÕr. KitabÕn tamamÕ veya bir kÕsmÕ 5846 sayÕlÕ yasanÕn hükümlerine göre, kitabÕ yayÕnlayan firmanÕn ve yazarlarÕnÕn önceden izni olmadan elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayÕt sistemiyle ço altÕlamaz, yayÕnlanamaz, depolanamaz.

ANADOLU DEVECİLİK KÜLTÜRÜ VE DEVE GÜREŞİ ŞENLİKLERİNİN KÜLTÜREL MİRAS OLARAK ÖNEMİ

12. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, Kazan, Tatariastan, 2014

Develer, ulaşım ve taşıma işlerindeki rolleri nedeniyle yakın geçmişe değin Anadolu’da büyük değer taşıyor ve yaygın olarak besleniyordu. Günümüzde ise Anadolu’da deve yetiştiriciliği neredeyse tamamen kaybolmak üzeredir. Buna rağmen Anadolu deveciliği ve devecilik kültürü, deve güreşleri ile bağlantıları sayesinde varoluş mücadelesini sürdürmektedir. Deve güreşleri, Türk Kültürünün Orta Asya çevresinde şekillenen tarihsel geçmişinden günümüze kadar ulaşmayı başaran geleneksel bir şenliktir. Türklerin Anadolu’ya göçü (1071) ile bu kültürel değer ve gelenek de taşınmıştır. Günümüzde deve güreşleri yüzyıllar öncesine uzanan geçmişi, içerdiği değerleri, müzikleri, ritüelleri ve yeme-içme kültürü ile batı Anadolu’da yaşayan bir kültürdür. Geleneksel deve güreşi şenlikleri sosyal, toplumsal, kültürel, coğraϔi, tarihsel bağlantıları olan; çeşitli ekonomik yönleri bulunan, oldukça karmaşık ilişki ve etkileşimlerin kıymetli bir kültürel değeridir. Ancak bu kültürel değerin geleceğe taşınabilmesi, öncelikle onun yakından tanınmasını ve korunmasını gerektirmektedir. Çalışma ile Türkiye’nin kültürel miras değerleri arasında çok önemli bir yeri olmasına karşın, bugüne değin ihmal edilmiş görünen “geleneksel deve güreşi şenlikleri”nin Yörük kültürünün yaşatılmasına katkısı ele alınmakta; Anadolu devecilik kültürü ve deve güreşlerinin somut olmayan kültürel miras değeri olarak önemine dikkat çekilmektedir.

GELENEKSEL DEVE GÜREŞLERİNDEKİ DEVE DONANIMLARININ TÜRK HALK KÜLTÜRÜ AÇISINDAN İNCELENMESİ

Malinowski’ye (1992) göre kültür; insana özgü düşünce ve becerilerden, inanç ve törelerden oluşan bir toplamdır. Malinowski, kültürü bütünsel bir yaklaşım ile ele almaktadır. Bu nedenle hayata dair olan hemen her şey kültü‐ rün bir parçasıdır. Bu çerçeveden bakıldığında develere ve güreşlere ait olan tüm uygulamalar, inanç ve ritüeller kültürün parçası olmasını sağlamıştır. Türk kültür dünyasında deve yetiştiriciliği yaşanan hayat biçimi ile doğ‐ ru orantılı (Çalışkan, 2010: 31) olarak gelişim göstermiştir. Geçmişten günü‐ müze ticari ve binek hayvanı olarak kullanılmasının yanı sıra etinden ve sü‐ tünden faydalanılarak gündelik hayatın temel ihtiyaçları için kullanılmıştır. Eti ve sütü besin olarak değerlendirilmesine rağmen deve, genelde eti ve sütü için yetiştirilmemiş, tarihin ilk devirlerinden günümüze daha çok binek hayvanı, yük taşımacılığı ve ticaret gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında kullanılmış‐ tır (Akar, 1996: 41, Acaloğlu, 2016: 30). Günümüz taşıtları gibi gündelik hayat‐ ta önemli yere sahip develer, geçmişten günümüze pek çok medeniyetin geliş‐ mesinde önemli rol oynamıştır. Deve, eski dünyada kıtalar arası ticarette oynadığı rolden dolayı mede‐ niyetin gelişmesine büyük katkıda bulunmuş özel bir hayvandır (Önkal ve Bozkurt, 1994: 223). Orta Asya Türk kültüründe devenin önemli bir hayvan olduğu Göktürkler (552–744) zamanından kalma kaya resimlerinde, atların yanı sıra develerin de resmedilmiş olması (Ögel, 2000: 334) ile belgelenmiştir. Erken dönemlerden itibaren evcilleştirilen develer sayesinde pek çok toplulu‐ ğun hareket kabiliyeti artmıştır. Bu durum medeniyetlerin yer değiştirmesini kolaylaştırdığı gibi kültürlerin yer değiştirmesine ve taşınmasına da olanak sağlamıştır.

VAKFİYELERDE MİMARİ TASVİR TANIMLAMALARI VE BAZI DİSİPLİNLER AÇISINDAN ÖNEMİ

2020

Arşiv belgeleri bir milletin hafızasını oluşturan yazılı kayıtlardır. Bunlardan önemli bir grubu da vakfiyeler oluşturur. Kendileri de birer kültür varlığı niteliğinde olan bu belgeler, diğer birçok taşınır ve taşınmaz kültür varlığının geçmişi ile ilgili oldukça kıymetli bilgiler verirler. Özellikle Sanat Tarihi, Mimarlık, Kent Tarihi açısından ele alındığında hemen hemen her yapı türü ile ilgili oldukça ayrıntılı tasvirlerinin yapıldığı görülür. Bu anlatımlarda yapıların bulunduğu coğrafi yer ve konum, yapının planı, malzemesi, içinde ve dışında yer alan mekânlar, mimari öğeler, süslemeleri hakkında da bilgiler verildiğine şahit olunur. Yapıların geçirdiği onarımlar, onarımlardaki işlemler, harap olanlar yapıların harabiyet sebepleri anlatılır. Yıkılıp yeniden inşa edilen veya yeniden yapılması düşünülen yapılarla, başka bir yapıdan dönüştürülenlerle ilgili tasvirlere yer verilir. Yine binalarda yapılan değişiklikler genişletme veya ilaveler bazen yapılan yer değiştirmelere değinilir. Yapıların bânileri ve yapı hakkındaki tasarrufları, tefrişleri için vakfedilen taşınır eşyalar ve bu eşyaların bakımı onarımı hakkında da ilk elden bilgiler verirler.

TURİZME MİNİMALİST BİR YAKLAŞIM ÖRNEĞİ: TÜRKİYE’NİN KARAVAN TURİZMİ POTANSİYELİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Çağlar öncesinde insanlar, barınma için korunaklı yerler bulmak ve yiyecek içecek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla seyahatler gerçekleştirmişlerdir. Bu seyahatlerin genel itibariyle eğlence , merak veya gezme amacı taşımadığı, yaşamı devam ettirebilmek adına zorunlu olarak gerçekleştirildiği ifade edilebilir. İlkçağda başta ticaret olmak üzere kültür , seyahat ve eğlence amaçlı seyahatlerin yapılmaya başlandığı görülmektedir. Yunan, Roma ve Mısır gibi büyük uygarlıklarda yaşanan gelişmelerle boş zaman kavramı ortaya çıkmıştır. Bunun sonucu olarak spor, festival , sanat , eğlence ve sağlık amaçlı turizm gelişmiştir. Roma döneminde yolların güvenilirliği seyahatleri arttırmıştır.

KÜLTÜR TURİZMİ KAPSAMINDA DESTEKLEYİCİ TURİSTİK ÜRÜN OLARAK DEVE GÜREŞİ FESTİVALLERİ ÜZERİNE BİR ALAN ÇALIŞMASI

Journal of Yasar University

ÖZET Turizm endüstrisinde deniz, kum, güneş üçlüsü ile rekabet etmenin yetersiz kaldığı günümüz rekabet koşullarında turistlerin daha fazla eğlenmesi, daha fazla geceleme yapması ve nihai temel amaç olan daha fazla harcama yapılmasının sağlanması turistik ürün çeşitlendirmesiyle mümkün olmaktadır. Özellikle ülkemizde turizmin on iki aya yayılamaması gibi sorunun çözülmesinde turistik ürün çeşitlerinden biri olan kültür turizmi ayrı bir öneme sahiptir. Yapılan bu alan çalışmasında amaç; kültür turizmi kapsamında yer alan deve güreşi festivallerinin uluslararası nitelik kazanmasını sağlayarak kış aylarında Ege Bölgesinin kurtarıcısı haline getirmektir. Araştırmanın ana kitlesini İzmir'in Selçuk, Pınarbaşı, Torbalı, Tire ve Bergama ilçelerinde düzenlenen organizasyonlar oluşturmaktadır. Yapılan araştırma sonucuna göre deve güreşi festivalleri son zamanlarda eski canlılığına ulaşmaya başlasa da istenilen seviyede olmadığı, devletimizin turizm politikası ve turizm yatırımları içerisinde gerçek yerini aldığı takdirde çok önemli yararlar sağlayacağı sonucuna ulaşılmıştır.