Cins- Cinsiyet ve Toplumsal/Hegemonik Söylem ve Şiddetin Anadili (original) (raw)
Related papers
Toplumsal Cinsiyet Baglaminda Kadin Girisimcilik
Toplumun en küçük birimi ailedir, ailenin en büyük yükünü taşıyan ise kadındır. Ne yazık ki toplumda yıllarca “öteki” olarak gölgede kalan kadın, zamanla kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmiştir. Toplumsal cinsiyetin gölgesinde kendine yer edinmeyi öğrenen kadın, elini attığı her işte başarıyı yakalamayı da bilmiştir. Bu anlamda kadının ekonomide de adı olmaya başlamıştır. Son dönemlerde etkin şekilde ekonomide varlığını göstermeye başlayan kadın, girişimcilik alanında da kendinden söz ettirmeyi başarmıştır. Böylelikle geçmişte evinde çocuk büyüten, evinin kadını olan kadın, günümüzde istihdama olanak sağlayarak, ekonomiye katkı sağlar konuma gelmiştir. Bu çalışmada toplumsal cinsiyet bağlamında kadın girişimcilerin durumunu gösterir bilgilere ulaşmak amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşabilmek için girişimcilik alanında adından çokça söz ettiren TEB KOBİ TV’de kadın girişimciler için yer alan bilgilerin tematik analizi yapılmıştır. Buna göre; TEB KOBİ TV’nin resmi web sitesi olan http://www.tebkobitv.com/ sitesinin ana sayfasında yer alan “Keşfet” başlığı altında bulunan “Girişimcilik” alt kategorisinde bulunan “Kadın Girişimciler” başlığı ile verilen bilgilerin tek tek analizi gerçekleştirilmiştir. Söz konusu başlık altında 6 Kasım 2007 - 25 Mayıs 2016 tarihleri arasında toplam 50 haber verildiği tespit edilmiştir. Söz konusu tarihlerden günümüze kadar ise kadın girişimciler ile ilgili herhangi başka bir habere yer verilmediği görülmüştür. İlgili tarihler arasında verilen haberlerin 25’inin doğrudan kadın girişimcilerin başarı hikâyelerinden, 21’sinin kadın girişimleri ilgilendiren kredi, istihdam, araştırma, destek vb. içeriklerden oluşan bilgilendirme amaçlı haberlerden, 4’ünün de bir kadın girişimcinin özel hayatını ele alan haberlerden oluştuğu sonucu ortaya çıkmıştır. Elde edilen bulgulara göre Türkiye’de kadın girişimci sayısında henüz istenilen düzeye ulaşılamadığı, toplumsal cinsiyetin uzantısı olarak kadın girişimcilerin erkek girişimcilerin gölgesinde kaldığı anlaşılmıştır.
Toplumsal Cinsiyet: Kavramsal Çerçeve
Türkiye'de Kadın: Tarihi ve Talihi, 2021
Önce insan vardı. Dişi ve eril olarak. Tür aynı, ama biyolojik işlevleri farklı. Sonra bunların dişisine kadın ve eriline de erkek dendi. Böylelikle başlayan ayrım, günümüze kadar evirilerek ayrımcılığa dönüştü. İnsanlık tarihinin başlarında, ayrımcılığın hangisi lehine ayrıcalık oluşturduğu pek bilinmese de uzun süredir erkeklerin üstünlüğüne dayalı bir yapının hüküm sürdüğü gözlemlenmektedir. Erkeklerin daha ayrıcalıklı konumda yer almasının birbirinden farklı nedenleri ise hâlâ tartışılmaktadır.2 Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlikleri yaratan faktörler, onların doğal özelliklerinden mi, yoksa içinde yaşadıkları toplumun özelliklerinden mi kaynaklanmaktadır? Cevabı kendi içinde saklı gibi görünen bu iki sorunun karşıladığı problem alanları biyologlar, fizyologlar, antropologlar, psikologlar, tarihçiler, sosyologlar, felsefeciler ve siyaset bilimciler için birbirinden farklı düzeylerde ve içeriklerde ele alınmaktadır. Farklılığın kaynağını birinci sorunun cevabında arayanlar için üzerinde fikir yürütmeye değer bir sorun yoktur. Çünkü insanlar ya erkek ya da kadın olarak dünyaya gelmektedir. Biyolojik özellikleriyle geldikleri dünyanın fiziki koşulları da onların talihini belirlemektedir. Doğumda erkek ya da kadın olmaya kendileri karar veremedikleri için rıza ile koşullara uyum sağlayarak yaşamlarını sürdürmelidirler. İkinci sorunun kendisi gibi, cevap alanları da tartışılmalıdır. Çözümü, olası görülmeyen bir problem yumağıdır. İnsanların doğuştan getirdikleri özellikler gibi içine doğdukları toplum ve toplumdaki etkileşim süreçleri de hem ne oldukları hem de nasıl olacaklarını önemli ölçüde belirlemektedir. Üstelik bu durum bile değişmektedir. Toplum içinde yaşam, toplumun değişen özelliklerinin etkisinde sürmektedir. Erkek veya kadın olarak dünyaya gelmek belirlenmiş bir özellik olmasına karşın, tümüyle bu ayrıma bağlı bir toplumsal yaşam mümkün değildir. Bireyin yaşamı, içine doğduğu toplumsal koşullarla birlikte kendisinin potansiyeli ve edimlerine bağlı olarak değişmektedir. Yani, insanın talihi içine doğduğu toplumun anlayışıyla birlikte kendi elindedir.
Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Kadının Özneliği ve Din
2015
Toplumsal cinsiyet, bireyin fiziksel cinsiyetinden ote icinde yasadigi toplumda sosyo-kulturel olarak var edilmis ozel kimligidir. Bu kavramin olusmasinda temel onculler kulturun temel yapi taslari olan aile ve yasanilan dini hayattir. Toplumsal cinsiyet tanimi tartismalari sosyolojik perspektifte makro ve mikro teoriler etrafinda tartisilmis, biyolojik cinsiyet ile toplumun ongordugu toplumsal cinsiyet sinirlari netlestirilmeye calisilmistir. Dini hayat ve aile bireyin sosyallesmesinde, kimliginin olusmasinda kuskusuz en onemli toplumsal kurumlardir. Bu baglamda toplumsal cinsiyetin sinirlari toplumdan topluma ve kulturden kulture gore degisiklik gostermektedir. Genelde her iki cinsiyet icin bir yaptirima donusen toplumsal cinsiyet anlayisi, spesifik olarak kadinlarin kendi varliklarini ispat etme yolunda engellerin ortaya cikmasina neden olmustur. Modernizmin ve sekulerlesmenin etkisi ile degisen toplumsal cinsiyet algisi kadini kamusal alana davet etmistir. Turk- Musluman toplumu...