Yeşil Yakalıların İstihdamda Değerlendirilebilirliği Üzerine Bir Araştırma (original) (raw)
Related papers
Potansiyel Yeşil Yakalıların Yeşil Farkındalıklarına Yönelik Bir Araştırma
Business & Management Studies: An International Journal , 2020
Sanayi toplumu ve sonrasında mavi yakalı ve beyaz yakalı meslekler ağırlıkta iken, günümüzde bu mesleklerin yanında yeşil yakalı olarak adlandırılan meslekler istihdamda önem kazanmaktadır. Yeşil işler ya da yeşil yakalı meslekler, “Gelecekte dünya ekosistemine zararlı olabilecek faaliyetlerden kaçınarak, çevre kalitesini koruyan ve yükselten işler” olarak tanımlanmaktadır. Yeşil işler aynı zamanda, “İşgücüne verimli çalışma ortamları sunan, haklarına duyarlı, kararlara katılım ile yeterli gelir olanakları sağlayan, sosyal koruma sağlayan işler”dir. Yeşil yakalı çalışanlar endüstrinin tüm sektörlerinde hizmet vermektedir. Bu bağlamda gerçekleştirilen çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinden oluşan gelecekteki potansiyel yeşil yakalı çalışanların ve liderlerin çevresel duyarlılık ve farkındalık düzeylerinin tespiti olarak belirlenmiştir. Çalışmanın sonunda katılımcıların genel çevre bilinç oranı ortalaması %65,3±%11,7 olarak elde edilmiştir. Bununla birlikte, “yeşil kampus (%23,8)”, “karbon ayak izi (%19,9)” ve “gri sular (%17,2)” konuları hakkında katılımcıların çok az farkındalığa sahip olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
Yeşil İşler ve İstihdam Olanakları Üzerine Bir Tartışma
AKSARAY ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ ve İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2016
Yeşil işlerin tanımı, kapsamı ve istihdam etkileri konusunda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Ortak bir yeşil iş tanımlaması ile ilgili olarak henüz bir fikir birliğine varılamamıştır. Genel olarak yeşil işlerin; ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği korumaya yardım etmesi, verimli stratejiler yoluyla enerji, malzeme ve su tüketimini azaltması, sera gazı emisyonunu düşürmesi, her türden atık ve kirlilik üretimini en aza indirmesi ve önlemesi olmak üzere dört temel özelliği bulunmalıdır. Yeşil işlerin en önemli özelliklerinden biri de sadece çevreci olmakla kalmaması, aynı zamanda düzgün işler olmasıdır. Yeşil işlerin istihdam etkisinin pozitif, negatif ya da nötr olacağını savunan görüşler bulunmaktadır. Brüt ve net istihdam etkileri de ele alınan diğer konular arasındadır. Bu çalışmada farklı yaklaşımlara göre yeşil işler ortaya konmakta ve yeşil işlerin istihdama olası etkileri tartışılmaktadır.
Yeşil Yıkamanın Sürdürülebilirlik Temelinde Değerlendirilmesi: Eleştirel Bir Bakış
JASS, 2022
1970’li yıllardan itibaren doğal kaynakların akılcı kullanımına dikkat çeken ve kalkınma ve çevre arasındaki etkileşime odaklanan sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma kavramlarının son dönemlerde şirketlerin stratejilerine, vizyonlarına ve misyonlarına entegre edildiği görülmüştür. İş dünyası bir yandan ekonomik büyüme hedeflerini sürdürülebilirlik üzerine inşa etmiş, diğer yandan da çevre koruma bilincinin kamuoyunda artmasıyla yeşil ve çevre dostu pazarlama uygulamalarına ağırlık vermiştir. Bununla birlikte şirketlerin maliyetten kaçınmak için çevre dostu üretim yapması yerine yanlış, yanıltıcı, aldatıcı veya hileli içerik ve reklamlarla bu durumu manipüle etmesi yeşil yıkama kavramını gündeme getirmiştir. Söylemlerinde sürdürülebilirliği benimsediğini söyleyen şirketler uygulamalarında aksi yönde hareket ederek yeşil yıkama uygulamalarına başvurmaktadır. Özellikle son yıllarda hukuki düzenlemelerin esnek ve belirsiz olması nedeniyle şirketlerin daha kolaylıkla ve sıklıkla yeşil yıkama yaptığı görülmektedir. Genellikle şirketlerin ve bazen de kamu kurumlarının başvurdukları yeşil yıkama uygulamaları sürdürülebilirliğin bütün boyutları üzerinde olumsuz etkiye neden olmaktadır. Çalışmanın amacı bu bağlamda yeşil yıkama uygulamalarının olası etkilerini sürdürülebilirliğin üç sacayağı olan çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik üzerinden ayrı ayrı değerlendirerek ve bunu örnekler üzerinde somutlaştırarak ortaya koymaktır. Çalışmanın sonucunda yeşil yıkamanın sürdürülebilirliğin tüm boyutlarına olumsuz etkilerinin olduğu öngörülmüş ve tüketiciler, sivil toplum kuruluşları, medya, çevreci kuruluşların kendi çabaları ve bağlayıcı kamu politikaları ve hukuki düzenlemelerle yeşil yıkamanın önüne geçilebileceği sonucuna varılmıştır.
Yeni Fikir Dergisi, 2023
Öz Bu araştırma, sürdürülebilirlik faaliyetlerinin temelini oluşturan farkındalıkla ilgili olarak yapılmıştır.Sürdürülebilirlik farkındalığını bireysel düzeyde ele alan bu çalışma, yeşil işlerde çalışan mavi yakalı çalışanların konu ileilgili farkındalıklarını değerlendirmek üzere yapılmıştır. Yeşil işlerden biri olan ve geri dönüşüm süreçlerini etkin kullanarak atık malzemenin üretime yeniden katılmasını sağlayan işletmelerin mavi yakalı olarak tabir edilen, üretim işçileri araştırmanın örneklemi oluşturmuştur. Nicel veriye dayalı olarak yapılan araştırmada yüz yüze uygulanan ölçek ile toplanan veriler SPSS24 programı ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda örneklem içinde yer alan katılımcıların sürdürülebilirlik farkındalıklarına yönelik genel algılarının orta derecede olduğu görülmüştür. Sürdürülebilirlik farkındalığının incelendiği üç alt boyuttan en düşük eğilim davranış boyutunda ortaya çıkmıştır. Bilgi boyutu ise en yüksek eğilime sahip değişken olmuştur. Sürdürülebilirlik farkındalığının diğer alt boyutu olan çevresel farkındalık ise orta dereceli bir eğilimin olduğu değişkendir. Araştırmaya katılanların gelirine, eğitim seviyesine, medeni durumuna, çocuk sahibi olma durumuna ve yaşına göre de sürdürülebilirlik farkındalıkları farklılık göstermektedir. Genel olarak değerlendirildiğinde, araştırmaya katılanların sürdürülebilirlik ile ilgili orta dereceli bilgi ve farkındalıkları bulunmakla birlikte, bunun davranışa yansıması noktasında düşük bir eğilim söz konusudur. Abstract This research was carried out in relation to the awareness that forms the basis of sustainability activities.. This study, which deals with sustainability awareness at an individual level, was conducted to evaluate the awareness of blue-collar employees working in green jobs. The sample of the research consists of production workers, which are called blue-collar workers. These employees work in enterprises that are one of the green jobs and where recycling works are carried out. These enterprises ensure that the waste material is included in the re-production by using the recycling processes effectively In the research based on quantitative data, the data collected with the face-to-face scale were analyzed with the SPSS24 program. As a result of the research, it was seen that the general perceptions of the participants towards sustainability awareness were moderate. The lowest tendency among the three sub-dimensions of sustainability awareness was found in the behavior dimension. The knowledge dimension was the variable with the highest tendency. Environmental awareness, which is the other sub-dimension of sustainability awareness, is a variable with a moderate tendency. Sustainability awareness differs according to the income, education level, marital status, having a child and age of the participants. When evaluated in general, the participants of the study have moderate knowledge and awareness about sustainability, but there is a low tendency to reflect this on behavior.
Büyük Öğrenci Proje si’nin İstihdam Bağlamında Değerlendirilme si (Azerbaycan Örneği)
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Türkiye ile bağımsızlıklarını ilan eden Türk Cumhuriyetleri ve özerk yönetime kavuşan akraba topluluklar arasında eğitim ve kültür işbirliğini geliştirmek ve dostluk köprüleri kurmak amacıyla “Büyük Öğrenci Projesi”olarak isimlendirilenbir çalışma başlatılarak Türkiye’de on bin öğrencinin yüksek öğrenim görmesi planlanmıştır. Bu kapsamda Azerbaycan’dan Türkiye’ye ilk büyük öğrenci grubu 1991 yılında gönderilmeye başlanmıştır. Bu dönemde Türkiye’ye gönderilen öğrencilerin büyük bir bölümü 1990’lı yılların sonlarından itibaren tahsillerini başarıyla tamamlayarak Azerbaycan’a geri dönmüş ve iş hayatına başlamışlardır. Bu konuda mezunlar arasında yapmış olduğumuz geniş kapsamlı alan araştırmasında bireylerin bir işte çalışma durumları ile ilgili veriler değerlendirildiğinde %91.2’sinin halen bir işte çalıştıkları görülmüş, mezunların Türkiye’de toplamış oldukları bilgi birikimlerini çalıştıkları kurumlara başarıyla aktardıkları tespit edilmiştir. Lakin bu yönde olumlu gelişmelerle paralel bir dizi aksaklıklar da yapılan araştırmayla ortaya çıkmıştır. Nitekim sağlanan koşulların yetersiz olması ve diğer farklı etmenlerden dolayı kamu sektöründe istihdam edilen mezun sayının az olması, özellikle kamuda çalışan nitelikli insan kaynakları bağlamında önemli bir kayıp olarak nitelendirilebilir. The Evaluation of “Grand Student Project” in Terms Of Employment Abstract After the Soviet Union’s disintegration, a Project named “Grand Student Project” was launched to enhance cooperation of education and culture and build a bridge of friendship between Turkey and Turkish republics that declared their independence, relative communities gained self-government. By this Project it was aimed to provide ten thousand students to study in graduate programs in Turkey. In this context, the first large group of students from Azerbaijan to Turkey began to be sent in 1991. A large proportion of students sent to Turkey during this period, by successfully completing their education since the end of 1990, returned to Azerbaijan and began their career. According to our field work among graduated students, 91.2% of graduated individuals have still been working in a job and they use their knowledge gained in Turkey in their works successfully. Beside these positive improvements, some negative sides have been emerged in the scope of this Project. Because of lack of provided conditions and other different factors, lack of individual who is employed in the public sector is a loss in terms of eligible human resource in the public sector.
Çalışanların " Yeşil " Tutum ve Davranışları ile Yaşam Değerleri İlişkisi
Değerli İnsana "Değer"Li Çalışmalar: Yaşam ve Çalışma Değerleri Üzerine Araştırmalar, 2017
Giriş Çevre konuları günümüz dünyasında güncel pek çok sorunla beraber anılmaktadır. Eko-sistem sorunları olarak adlandırılan bu sorunlar küresel ısınma, ormansızlaşma, türlerin yok olması, su kaynaklarının kirlenmesi gibi konularla gündemi oluşturmaktadır. Bu konular iklim değişikliği hakkındaki yeni akımlar çerçevesinde ele alınmakta, kapsamlı bakış açıları olarak çevre sorunlarının neden ve sonuçlarını anlamada yardımcı olmaktadır. Öte yandan, iş dünyasının doğa üzerindeki olumsuz etkileri 70'li yıllardan bu yana bilinmekte ancak hükümetler ve organizasyonlar gereken düzeyde iyileştirmeleri hayata bir türlü geçirememektedirler. Sürdürülebilir bir dünyaya giden dönüşüm süreci bugün dünyanın üretici gücü olarak kabul edilen iş dünyası olmadan tamamlanamaz (Doğru, 2012). Fisk (2010), dünyadaki hiçbir gücün iş dünyasının bu süreçte ortaya koyacağı etkiye sahip olamayacağını belirtmektedir. Belli bir şirketin çalışanları hem şirketlerinin çevreye verdiği zarara aracı olmakta hem de bu zararlardan doğrudan etkilenebilmektedirler. Bu anlamda, işletmelerde çalışanların çevreyi korumaya yönelik tutum ve davranışlarının olması, işletmelerin dönüşümü ve sürdürülebilmesi açısından kritiktir. Bu tutum ve davranışlar organizasyonların çevre yararına başlattıkları girişimleri, işletmenin çevresel sürdürülebilirlik için yaptıklarıyla çevreye olan etkilerini yani işletmenin ekolojik ayak izini içermektedir (Ones & Dilchert, 2012). Genelde çevre sorunları, özelde de iş dünyasının çevre üzerindeki dönüştürücü gücünü ele alma bakış açısından yola çıkarak, çalışmamızın kapsamını, Türkiye'deki çalışan bireylerin çevre sorunlarına yönelik tutumları, çevre yararına olan davranışları ve tüm bunların yaşam değerleri ile ilişkisini araştırmak oluşturmaktadır. Çevre yararına olan davranışlar, bugün yazında sürdürülebilirlik yaklaşımıyla ele alınmakta ve " yeşil " tanımlamasıyla adlandırılmaktadır. Bu kavramların birbiriyle ilişkileri, bir başka deyişle