GÜNÜMÜZDEKİ İŞ İLANLARINDA YÖNETİCİLİK ROLLERİ (original) (raw)

YÖNETİMDE ROL KAVRAMI ve YÖNETSEL ROLLER

Özet Genel olarak organizasyonlar içerisinde her yönetim kademesi için uygun olan bir rol kalıbı söz konusu olmasına rağmen, ülkemiz yönetim anlayışında ise, otorite, güç, ve yetki ilişkisi karışıktır. Herkes kendisinin belli konularla ilgili olarak otorite, güç ve yetkiyle donatılmış olduğuna inanır ya da kendisini böyle görmek ister. Bunun belki de temel sebebi bireylerin toplumdaki statü ya da statülerine göre kesin bir rol tanımlamasının olmayışıdır. Bu da şüphesiz kurumların başarısını ve verimliliğini uzun ve kısa vadede olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu çalışmanın amacı da organizasyon içerisindeki yönetim kademelerine göre yöneticilerin değişen fonksiyonlarının ve rollerinin neler olduğunu ortaya koymaktır. Bu bağlamda çalışmada yönetim, yönetici, yönetimde rol olgusu ve yönetsel roller gibi konulara değinilmektedir. Anahtar kelimeler: Yönetici, yönetim düzeyleri, yönetsel rol, yönetimde rol kavramı, rol çatışması, alt-orta ve üst kademe yönetici. Abstract Although there is generally a suitable role pattern for every management level in the organizations, the relationship between the authority and power is complicated in the management understanding of our country. Everybody believes to be equipped with authority and power in some specific subjects or wants to see themselves as if they have these. Perhaps the main cause of this is the absence of certain role definitions of the individuals according to their status.This situation may affect the success and the productivity of the organizations negatively both in long and short run.

MODERN VE GELENEKSEL DÖNEM YÖNETİM YAZINLARINDA YÖNETİCİ BECERİLERİ

Anderws ve Farris (1967) tarafından yürütülen çalışmanın bulguları, bireyin organizasyon içerisindeki rolü önem kazandıkça ya da birey örgütsel hiyerarşide daha üst sıralara tırmandıkça teknik becerilerinin daha az önemsiz olduğunu kanıtlar niteliktedir. Eşyanın tabiatına uygun bir biçimde, bireyin sahip olduğu teknik beceriler üstlendikleri görevlerde bireylere kolaylık sağlamaktadır. Hatta çoğu insan bilgisayar programcılığı, muhasebe veya iş makinesi operatörlüğü gibi işlerde istihdam edilmek için başvurduğunda bu teknik işler hakkındaki bilgi düzeylerine göre işe alınmakta veya alınmamaktadır. Tek başına teknik bilgi ya da teknik beceriler, bireyi icra ettiği işte başarılı kılsa da yöneticilik hususunda teknik beceriler tek başına yeterli olmayabilmektedir. Nitekim Koen ve Crow’a (1995) göre teknik bir pozisyondan yönetsel pozisyona geçmek zordur çünkü kişinin sadece teknik bilgi ve yeterliliğinin olması değil, aynı zamanda yeni yönetsel bilgi ve becerilerini de geliştirmesi gerekmektedir. Bireyin etkin bir yönetici olabilmesi için hangi yönetsel meziyetlere haiz olması gerektiği üzerine son yıllarda hem uluslararası hem de ulusal literatürde çok sayıda teorik ve ampirik çalışma bulunmaktadır (Kanungo ve Misra, 1992; Peterson ve Van Fleet, 2004; Yurdasever ve Fidan, 2020). Yönetici becerileri geleneksel dönemde Gazali ve Sühreverdi gibi isimler tarafından çerçevelenmekte iken modern dönemde ise Katz ve Mintzberg gibi isimlerin çeşitli sınıflandırmaları mevcuttur. Bu araştırmada ise modern yönetim literatüründe yaygın kabul görmüş Katz (1955, 1974) tarafından ortaya konan yönetici becerileri ile Türk-İslam dünyasının önde gelen ilim adamları olan Gazali, Farabi, Sühreverdi ve Nizamül Mülk’ün ortaya koyduğu yönetici becerileri arasındaki benzerlik ve farklılıkları araştırılmaktadır. Araştırmada Katz (1955, 1974) tarafından ileri sürülen kavramlar ile yukarıda isimleri geçen ilim adamlarının yaklaşık 10. yüzyılda yazmış oldukları eserler içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Yapılan incelemelerde gerek modern gerekse geleneksel yazında, yöneticilerin benzer becerilere sahip olmaları gerektiği vurgulandığı görülmüştür. Bununla birlikte İslami literatürde bazı ahlaki ve manevi becerilere ayrıca önem verildiği tespit edilmiştir.

GİRİŞİMSEL ORYANTASYONUN FİRMA PERFORMANSI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNDE İŞ TATMİNİN ARACILIK ROLÜ

ÖZET: Günümüz küreselleşen dünyasında yaşanan değişimler işletmelerin farklı arayışlar içerisine girmesine neden olmuştur. Değişen dünyaya ayak uydurmaya çalışan işletmelerin bu arayışları, onların girişim faaliyetlerini arttırmasını, yapılan bu girişimler ise müşterilerin farklı istek ve ihtiyaçlarını doğru zamanda, doğru yerde ve doğru şekilde karşılanmasını sağlamıştır. Böylece hem işletmeler hem de müşteriler açısından memnuniyet ve tatmin de beraberinde gelmiştir. Bu nedenle yapılan çalışmanın amacı, girişimsel oryantasyon, firma performansı ve iş tatmini arasındaki ilişkileri incelemektir. Çalışma, Tekirdağ ilindeki 363 KOBİ üzerinde yapılmış, verilere açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi ile yapısal eşitlik modeli uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, girişimsel oryantasyonun iş tatmini ve firma performansı üzerinde, iş tatminin de firma performansı üzerinde doğrudan etkilerinin olduğu gözlenmiştir. Ayrıca girişimsel oryantasyonun iş tatmini üzerinden firma performansı üzerinde dolaylı etkilerinin olduğu tespit edilmiştir. ABSTRACT: Changes in today's globalizing world causing businesses to engage in different pursuits. These searches of businesses trying to keep pace with the changing world increased their venture activity, these activities are ensured different needs and desire of customers at the right time, in the right place and in the right way. Thus satisfaction have come along with respect to both the business and the customers. For this reason, the aim of the study is to examine the relationship between entrepreneurial orientation, firm performance and job satisfaction. The study was conducted on 363 SMEs in the province of Tekirdağ, explanatory and confirmatory factor analysis, structural equation model was applied. According to the obtained results, it has been observed that entrepreneurial orientation has direct effects on job satisfaction and firm performance, and job satisfaction has direct effects on firm performance. It was also found that the entrepreneurial orientation has indirect effects on firm performance through job satisfaction.

GİRİŞİMCİLİK YÖNELİMİNİN İŞE BAĞLANMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİNDE ALGILANAN ÖRGÜTSEL DESTEĞİN ROLÜ

Öz Bireyin işine duygusal-motivasyonel yaklaşımını ifade eden işe bağlanmanın, performans farklılıkları oluşturmak suretiyle beşeri sermayeyi geliştirerek ve yenilikçiliğe zemin hazırlayarak sürdürülebilir rekabet avantajı sağladığı bilinmektedir. Bu çalışmada işe bağlanmayı doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen çok sayıda değişkenden ikisi; girişimcilik yönelimi ve algılanan örgütsel destek ele alınmıştır. Çalışmada, bir örgütün risk almasının, yenilikçi ve proaktif davranmasının bir ölçütü olan girişimcilik yöneliminin, işe bağlanma üzerindeki etkisinde; örgütlerin çalışanların katkılarına değer vermesi ve onların iyilik halini önemsemesi olarak ifade edilen örgütsel desteğin algılanan rolünün ne olduğu araştırılmıştır. 246 çalışanı ile mobilya sektöründe üretim yapan bir firmada anket çalışması yapılmış; 134 adet anket değerlendirmeye alınmış ve veriler üzerinde faktör analizleri ile korelasyon ve hiyerarşik regresyon analizleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda girişimcilik yöneliminin, işe bağlanmanın alt boyutlarından adanma üzerindeki etkisinde algılanan örgütsel desteğin tam aracılık, enerjik hissetme ve özümseme alt boyutları üzerinde ise kısmi aracılık rolü bulunduğu tespit edilmiştir.

YÖNETİMİN GELİŞTİRİLMESİNDE YÖNETİCİ EĞİTİMİN ROLÜ VE TÜRKİYE UYGULAMALARI

• Özet • Yirmi birinci yüzyılın belirgin özelliklerinden biri, sürekli ve baş döndürücü bir değişim hızı içerisinde olmasıdır. Bilgi, bilgi insani, bilgi toplumu(knowledge society), bilgi çağı ve küreselleşme gibi kavramlar, 1980' li yıllarda yerleşmeye başlamiş ve neticede bilgi " stratejik bir unsur " olarak maddi olmayan sermayeye dönüşmüştür.Yusuf Has Hacip, bilgiyi " değeri yok olmayan bir servet " olarak tanımlar .J.JRousseau da, gerek bireysel gerekse toplumsal gelişmenin bilgi ile gerçekleşeceğini vurgulamıştır. • Çoğu örgütlerde yöneticiler, kendine özgü kazanılmış yeteneklerin bileşimini ifade eden insan sermayesi yerine;soyut üretim faktörlerine dikkatlerini yöneltiyorlar.İnsan sermayesi yönetimi stratejik bir konu olarak üst yönetim tarafından ele alınmalıdır.Zira insana yapılan yatırım, yapısal sermayeye dönüşüm ile eşdeğer bir çıktı yaratır. Gelişmeler;kamu ve özel kesimde faaliyet gösteren örgütlerin temel sermayelerinin entelektüel ve yetişmiş insan gücünün sermayeleri olacağı yönündedir.Say Yasas'nın özünü oluşturan " her arz kendi talebini yaratır " kuralı, yönetim bilimi için de geçerlidir. Gelişmiş toplumlar ve onların yarattıkları organizasyonlar yönetimi geliştirmeye ve yönetici eğitimine giderek daha fazla önem vermektedirler. Sahip oldukları ise, şüphesiz arz ettikleri ile orantılıdır.Giderek daha fazla sayıda şirket ve organizasyonlar kazançlarının önemli bir bölümünü hareket eden kale direkleri karşısında oynayan üst düzey yöneticiler için ayırmaktadır. Türkiye'de ise bu anlamda çabalar yetersizdir.Kurum ve kuruluşlarda hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimden öteye geçememektedir. Oysa öğrenen birey, öğrenen örgüt ve neticede öğrenen toplum ve toplumların gelişmesinde önemli rol oynayan yöneticilerin kendilerini geliştirmeleri yönetimin tamamı için " çoğaltan etkisi " yaratacaktır. • Anahtar Kelimeler: bilgi toplumu, insan sermayesi, öğrenen birey, öğrenen örgüt, öğrenen toplum, kendini geliştirme Alan Tanımı: işletme ve yönetim (Liderlik, İşletme bilgisi)

KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİNDE YER ALAN İŞLETMELERİN PERFORMANSINA ETKİ EDEN FİNANSAL ORANLARIN İNCELENMESİ

MODAV, 2016

ÖZ Kurumsal yönetim, bir şirketin değerini uzun vadede arttırabilmek amacıyla, şirketle ilişkisi olan tüm kişi ve kurumlar arasındaki çıkar çatışmalarını, şirketin sürekliliğine darbe vurmadan uzlaşımcı bir politika ile çözümünü sağlayacak bir yönetim anlayışıdır. Bu nedenle kurumsal yönetimin işletme performansı üzerindeki etkisinin incelenmesi, işletmeler açısından önem arz eden bir konudur (Dağlı ve diğerleri 2010, 19). Bu çalışmada BİST'de işlem gören ve kurumsal yönetim endeksinde yer alan işletmelerin, belirlenen dönemler kapsamında işletme performansları ile kurumsal yönetim endeks puanı ve çeşitli finansal oranlar arasındaki ilişki düzeyinin panel veri analizi ile tespit edilmesi amaçlanmaktadır. ABSTRACT * Makale gönderim tarihi: 18.11.2015; kabul tarihi:18.12.2015 Bu çalışma, 23-25 Ekim 2015 tarihlerinde MODAV tarafından Ankara'da düzenlenen 12. Uluslararası Muhasebe Konferansı'nda bildiri olarak sunulmuş ve alınan eleştiriler dikkate alınarak yeniden hazırlanmıştır. Corporate governance is a management concept which can provide solutions to the conflicts of interests between all company-related individuals and corporations through an agreeable policy without affecting the company’s continuity in an effort to increase the value of a company in the long run. Therefore, analyzing the effect of corporate governance on the company’s performance is a subject of great importance for the companies (Dağlı and all 2010, 19). In this study, it is aimed to determine the level of relationship between the performances of the companies, which are included in the corporate governance index and whose shares are traded in Istanbul Stock Exchange (BIST), and corporate governance index score as well as various financial ratios within the given periods through the panel data analysis.