ZORBALIĞI ÖNLEMEYE YARDIMCI OLABİLECEK KİTAPLARIN SEÇİMİNDE KULLANILACAK ÖLÇÜTLERİN BELİRLENMESİ (original) (raw)
Related papers
SÖZ VARLIĞI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARDA KULLANILACAK ÖLÇÜTLER
Bu çalışma, söz varlığı araştırmalarında karşılaşılan temel güçlüklere kısaca değinmek, bunlara çözüm yolları getirmek ve aynı yönde ortak bir yöntem önermek amacıyla hazırlanmıştır. Araştırma, konuşma dili ve yazılı dil üzerine yapılan söz varlığı araştırmalarında hedef kitlenin ve hedef kaynakların belirlenmesi, kelime kavramının sınırlandırılması, diğer söz varlığı unsurlarının belirlenmesi, yaygınlık ve kullanım sırası kavramlarının işlevleri çerçevesinde yapılandırılmıştır. Her bir bölüm değerlendirilirken, yapılmış ilgili araştırmalarda bulunan verilerden yararlanılmış, bunun yanında söz varlığı alanındaki çalışma modelini somutlaştırmak için örnek uygulamalar da yapılmıştır. Ayrıca, ülkemizde yapılmış söz varlığı araştırmalarında kullanılan yöntemler de kısaca değerlendirilmiş ve çalışma verilerinin karşılaştırılamamasındaki temel sebepler üzerinde de durulmuştur. Çalışma bir bütün hâlinde düşünüldüğünde, söz varlığı unsurlardan kelime, deyim, atasözü, ikileme, kalıp sözler, kalıplaşmış ifadeler vd. üzerine araştırma yapacak kişilere rehberlik edecek, kılavuz özelliği de göstermektedir. This study has been aimed to state the primary difficulties faced in word property researches and look for a solution suggesting a possible common methodology. The research has been constructed as stating target group and target resources in the word property researches on speaking language and written language, delimitating the concept of word, stating the other elements of word property, and the functions of the concept of prevalence and usage order. When each section has been evaluated, it has been utilized from the data seen in related works, and sample applications have been used in order to concrete the study model in word property field. Besides the methods used, first in word property researches in Turkey were evaluated briefly and the primary reasons of why on the working data could not be compared has been pointed out. By considering the study as a whole, it will provide valuable information for the researchers who will study on the elements of word property like word, idiom, proverb, repetition, pattern words, inflexible expressions etc.
AKRAN ZORBALIĞINI ÖNLEMEDE BİBLİYOTERAPİ YÖNTEMİNİN KULLANIMI
Bir kişinin, diğer bir kişi veya kişiler tarafından kasıtlı, olarak bir süre olumsuz davranışlarla maruz kalması olarak tanımlanan akran zorbalığı, dünyada ve Türkiye’de ilkokul öğrencileri arasında giderek artan bir sorun halini almıştır. Araştırmalar zorbalığının erken yaşlarda önleyici programlar yardımıyla azaltılabileceğine işaret etmektedir. Hikâyelerin eğitim ve farkındalık amaçlı kullanımı anlamına gelen bibliyoterapi, akran zorbalığını önlemede son yıllarda sıkça başvurulan yöntemlerden biridir. Alan yazında Türkiye’de bibliyoterapinin akran zorbalığını önleme amacıyla kullanımını içeren sınırlı sayıda çalışmaya rastlanmıştır. Bu araştırmanın amacı bibliyoterapi yöntemini tanıtmak, bibliyoterapi uygulamaları sırasında dikkat edilmesi gereken noktaları vurgulamak, bu konuyla ilgili çalışmaları gözden geçirmek ve örnek bir bibliyoterapi uygulaması sunmaktır. Çalışmanın bibliyoterapinin akran zorbalığını önleme amacıyla kullanımı konusunda bir model oluşturmasının yanı sıra, bu konuda farkındalık yaratması umulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Akran zorbalığı, zorbalığı önleyici programlar, bibliyoterapi, çatışma çözümü, eleştirel analiz.
WEB TABANLI CBS VE İMAR DÜZENİNİ ETKİLEYEN HEYELAN RİSK ALANLARI: ZONGULDAK-KOZLU BÖLGESİ
WEB TABANLI CBS VE İMAR DÜZENİNİ ETKİLEYEN HEYELAN RİSK ALANLARI: ZONGULDAK-KOZLU BÖLGESİ, 2018
Türkiye'de heyelanların en sık yaşandığı bölge Karadeniz Bölgesi'dir. Bölgenin topoğrafik yapısı ve ortalama yağış miktarının fazla olması heyelan riskini arttırmaktadır. Bir bölgenin imar planının yapılmasında, bölgenin iklim şartları, jeolojik yapısı, topoğrafyası gibi faktörler göz önünde bulundurulmaktadır. WEB tabanlı CBS'nin gelişmesi ve yaygın kullanılabilir hale gelmesiyle birlikte deprem, heyelan gibi imar yapısını etkileyecek risk faktörlerinin hangi bölgelerde ne derece yoğun olduğu bilgisine daha kolay ulaşılabilmektedir. Bu çalışmada Zonguldak-Kozlu bölgesine ait heyelan risk alanlarının WEB tabanlı CBS kullanımıyla nasıl incelenebileceği üzerinde durulmuştur.
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ İSLAM TETKİKLERİ MERKEZİ DERGİSİ, 2019
Tecvid ilmi, Kur’an-ı Kerîm’i okurken harflerin düzgün bir şekilde telaffuz edilmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu hedefi gerçekleştirmek üzere harfler, mahreçleri ve sıfatları itibariyle incelemeye tabi tutulmuştur. Harflerin sıfatlarının teorik öğretiminin yanı sıra uygulamalı eğitim bu sahada önem arz etmektedir. Aksi takdirde Kur’ân tilâveti esnasında harflerin sıfatları bilgisi tek başına yeterli olmamaktadır. Bu nedenle kıraat ve tecvid âlimleri eserlerinde ele aldıkları konuların uygulamalarının mutlaka bir hocadan (fem-i muhsin) talim edilmesi gerektiğini sık sık vurgulamışlardır. Zira kitaplardan öğrenilen bilgilerin Kur’ân tilâvetinde hem pratik olarak kullanılması hem de bunların doğru uygulamalarının mutlaka bir fem-i muhsinden öğrenilmesi gerekmektedir. Sıfatlar konusunun pratiğinin, harflerin doğru telaffuzu konusunda öğrenciler meleke kazanana kadar dersin hocası tarafından yaptırılması, bu eğitimde takip edilen önemli bir yöntemdir. Bu doğrultuda Kur’ân öğretiminde görsel materyallerden istifade edilmesinin, mezkûr eğitime önemli katkı sağladığı gözlemlenmektedir. Sınıfta çalışılacak sûrelerin veya ayetlerin, harflerin zıt sıfatlarına göre renklendirilip toplu/koro okuma esnasında tahtaya yansıtılarak okunmasının, Kur’ân eğitimini kolaylaştırdığı müşahede edilmektedir. Makalede, önce Kur’ân tilâvetine katkısı bağlamında harflerin zıt sıfatları anlatılacak, ardından Kur’ân eğitiminde kullanılabilecek yeni bir metot önerisi seçilen birkaç sûre üzerinden sunulacaktır.
SÖZCÜKLERİN SINIFLANDIRILMASINDA KULLANILAN ÖLÇÜTLER ve SINIFLANDIRMAYA HERMENUETİK YAKLAŞIM
2021
Antik Yunan’dan itibaren yapilan dil calismalarinin temelinde yer alan sozcuk turlerinin tasnif calismalari devam etmektedir. Calismamizda oncelikle, simdiye kadar yapilmis calismalara deginilecektir. Bu calismalarda ortaya konan bulgular degerlendirilecektir. Ancak yapilan calismalarda ortak noktalarda bulusulamamistir. Bu calismada hermeneutik felsefeden ve dil felesefesinin sorularindan, onerilerinden yararlanilacaktir. Buna gore Wittgenstein’in da vurguladigi gibi dilin kullanimi uzerinde durulacaktir. Felsefi sorular ve tartismalar belki onumuzu acacak, belki daha fazla karisikliga sebep olacaktir. Yine de bu sorularin sorulmasi, cevap alinmasa bile onem arz etmektedir. Neticede bu calismada bu konuya genel giris yapilip yapilan calismalar hakkinda bilgi verilecek, hermeneutik felsefe aciklanacak, dil uzerine dusunmus pek cok dusunurun fikirlerinden yararlanilacak, ozellikle de Wittgenstein’in Felsefi Sorusturmalari bu calismada onemli yer tutacak, sonuc olarak ise genel bir de...
TÜRKÇE VE SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARINDA YER ALAN DESTANLARIN SÖZ VARLIĞI AÇISINDAN İNCELENMESİ
The epics that played an important role in the transfer of cultural heritage, the awakening of national consciousness, the formation of national unity and solidarity, the promotion and maintenance of nations, are among the literary text sthat should be used teaching Turkish and Social Science. This study focuses on the importance of the use of the epics in Turkish and Social Science lessons and examines epics in Turkish and Social Science textbooks. Between 2016 and 2017, thetype of epics texts that are in the Turkish and Social Science textbooks, verbal items that they carry are identified and evaluated, such as idioms, compound verbs, doublings, metaphors, terms, proverbs, reflection words, pattern words and special names. Qualitative research method document review technique was used in the study.
turkoloji.cukurova.edu.tr
Dil öğretimi ne kadar çok uyaranlı bir ortamda sürdürülürse o oranda hedefe ulaşılabilir ve öğrenen durumundaki bireyler temel dil becerilerini istenilen seviyede edinebilirler. Bu bakımından öğretmenlerin, çevre imkanlarını, öğrenen özelliklerini iyi bilmesi ve öğrenme ortamını değişik materyallerle zenginleştirerek etkinliklerini gerçekleştirmesi gerekir. Öğrenme -öğretme sürecinin etkili kılınmasında önemli bir materyal olan ders kitaplarının niteliğini artıran temel özelliklerinden biri, ölçme ve değerlendirme bölümlerinin yeterli ve zengin olmasıdır. Ölçme ve değerlendirmeyi sürecin her aşamasında dinamik tutan, yapılan değerlendirme sonuçlarından hareketle sürece yön veren bir değerlendirme anlayışı ders kitabının değerini artırır. Bu çalışmada, Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan Yabancılar İçin Türkçe (Ankara Üniversitesi TÖMER, Hitit Yay.), Yabancılar İçin Türkçe (Gazi Üniversitesi TÖMER Yay.) ve Gökkuşağı Türkçe Öğretim Seti (Dilset Yay.) adlı kitaplar konu/etkinlik içi ve ünite/tema sonu ölçme ve değerlendirme bölümleri incelenmiştir. İncelemede gerek etkinlik içi, gerekse ünite/tema sonu ölçme ve değerlendirme uygulamalarında kullanılan soruların çeşitliliği, temel dil becerilerine yönelik olup olmadığı ve öğrencilerin edindikleri dil becerilerini geliştirebilecekleri uygulama alanları, çalışma yaprakları, yönerge, yönlendirme vb. bulunup bulunmadığına bakılmıştır. Anahtar Sözcükler: Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi, ders kitabı, ölçme ve değerlendirme. * Bu çalışma Gazi Üniversitesinde 22-23 Kasım 2007 tarihleri arasında düzenlenen Türkiye'de Yabancı Dil Eğitimi Ulusal Kongresinde sunulan bildiri temel alınarak geliştirilmiştir.
Üniversitelerin önlisans programlarından mezun olan öğrenciler meslek elemanı olarak çeşitli kurum veya kuruluşlarda tam zamanlı ve yarı zamanlı olarak istihdam edilmektedir. Sektörde personele ihtiyaç duyulan mesleğin belirlenmesi ve mezunların istihdam sorunu yaşamaması günümüzde oldukça önemli bir konu olmuştur. Bu önemli konuda katkı sağlayabilmek maksadıyla Başkent Üniversitesi Kazan Meslek Yüksekokulu bünyesinde bu çalışma planlanmıştır. Öğrencilerin gelecek kaygılarının, üniversite eğitiminin öneminin ve okuldaki başarı durumunun cinsiyet, lise türü ve sınıf gibi demografik değişkenlere göre farklılık göstermediği çalışmanın hipotezleri olarak belirlenmiştir. Bu hipotezlere ek olarak da çalışmada demografik özelliklere göre geleceğin mesleği belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma Ankara ili Kazan ilçesindeki 2 genel lise ve 5 meslek lisesi olmak üzere Lise 3 ve 4. sınıfa giden öğrencilerle gerçekleştirilmiştir. 2014 yılı Mayıs ayında yapılan bu çalışmaya toplam 382 lise 3 ve 4. sınıf öğrencisi katılmıştır. Veri toplama yöntemi olarak anket çalışması yapılmıştır. Anket formunda demografik bilgilerin bulunduğu bölümün yanı sıra öğrencilerin gelecek beklentilerini ve meslek seçimi yaparken gösterdikleri davranışlarını belirlemeye yönelik ölçekler bulunmaktadır. Bu ölçekler 5’li Likert Ölçeğine göre hazırlanmıştır. Çalışmanın sonucunda, erkek öğrencilerin mühendislik ve teknik alanları geleceğin mesleği olarak gördükleri, kız öğrencilerin ise daha çok eğitim-öğretim alanlarını geleceğin mesleği olarak gördükleri belirlenmiştir. Kurulan hipotezler doğrultusunda, meslek sahibi olmak için üniversite eğitiminin öneminin lise türlerine göre farklılık gösterdiği (p=0,029), okuldaki başarı durumunun lise türüne göre farklılık gösterdiği (p=0,015) ve katılımcıların gelecek kaygısının cinsiyete (p=0,000), lise türüne (p=0,005) ve sınıf düzeyine göre (p=0,035) farklılık gösterdiği sonucuna varılmıştır.
ÖZET Sosyal bilgiler öğretmenlerinin etkin bir öğretim gerçekleştirebilmeleri için coğrafya alanında da kendilerini yeterli görmeleri yani bu alana yönelik öz-yeterlik inançlarının yüksek olması gerekmektedir. Bu çalışmada Rize il merkezinde görev yapan 54 sosyal bilgiler öğretmeninin coğrafya dersine yönelik öz-yeterlik algıları çeşitli değişkenler açısından analiz edilmiştir. Veri toplama aracı olarak Karadeniz (2005) tarafından geliştirilen “coğrafya alanına ilişkin öz yeterlik inancı ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek üç alt boyuttan ve 19 maddeden oluşmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre, sosyal bilgiler öğretmenlerinin coğrafya alanına yönelik öz-yeterlik puanlarının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin cinsiyet ve mesleki kıdemlerinin coğrafya alanına ilişkin öz-yeterlik seviyelerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılaşmaya yol açmadığı ancak coğrafya bölümü mezunlarının sosyal bilgiler ve tarih bölümü mezunlarına göre coğrafyayı yaşam becerilerine dönüştürebilme alt boyutunda daha yüksek bir öz-yeterlik seviyesine sahip oldukları istatistiksel olarak ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Coğrafya, Öz-Yeterlik, Sosyal Bilgiler, Eğitim, Sosyal Bilgiler Öğretmenleri AN EVALUATION OF SOCIAL STUDIES TEACHERS’ SELF-EFFICACY LEVELS RELATED TO THE FIELD OF GEOGRAPHY ACCORDING TO SOME VARIABLES (RİZE SAMPLE) ABSTRACT Social studies teachers are expected to have high level self-efficacy in the field of geography for effective teaching. In this study 54 social studies teachers’ perception about their self-efficacy in the field of geography were analyzed in the context of some variables. To collect data, Karadeniz’s (2005) “self-efficacy beliefs concerning the field of geography scale” was used. The scale includes 19 items in 3 sub-categories. According to the results, social studies teachers’ self-efficacy level in the field of geography is at a moderate level. Seniority and gender have no statistically meaningful effect on the teachers’ perception about the field of geography, but the teachers with undergraduate education in the field of geography enjoy a higher level of ability to use the knowledge of geography in daily life compared to the teachers with educational background in social study and history. Keywords: Geography, Self-Efficacy, Social Studies, Education, Social Studies Teachers