İHMAL SURETİYLE KASTEN ÖLDÜRME SUÇU (original) (raw)
Related papers
İHMAL SURETİYLE KASTEN ADAM ÖLDÜRME SUÇU
Ceza hukukunun odak noktasında -diğer birçok hukuk disiplininde olduğu gibi-insan yer alır. Ceza hukuku, insanların bireysel olarak değil de toplum halinde yaşamalarından kaynaklanan sorunları çözmeyi amaçlayan en eski hukuk disiplinlerinden biridir. Bu anlamda ceza hukukunun en önemli işlevi, genel olarak hukuk düzenince meşru kabul edilen insan menfaatlerini korumak, bu suretle fertlerde huzuru ve toplumda düzeni sağlamaktır.
İsmail Zühdü Efendi (?-1806) is one of the calligraphers who contributed to calligraphy in the Ottoman period, or if considered within a wider context, can be said to have contributed to the formation of Ottoman civilisation with his gifted pen. He can be considered to be one of the true geniuses of the history of calligraphy through his calligraphic skill, artistic talent and his extraordinary works that have survived to today. In addition to the magnificent works of Zühdü which were born from the fusion of his solid penmanship and excellent handwriting, the fact that he trained his brother Mustafa Râkım (1757-1826) a monumental art figure, further eternalises his personage in art history. It is an honour within itself for Zühdü to have cul-tivated such a unique artist such as Râkım to his own outstanding stan-dards. Zühdü rendered service to calligraphy and was the second of four namesa-kes whose works have survived to today. One of his namesakes preceded him, whilst two came after him. With absolute certainty, Zühdü can not only be considered to be the greatest of his four namesakes but can be con-sidered to be in possession of some of the best calligrapic skill of not only Ottoman art history but globally also.
Ebû Hamid Muhammed-i Gazzalî, 450/1058 yılında Tus’ta dünyaya geldi. Dergahı; medresenin yanında “tarikat” ile “şeriat”ın birleştirilmesini simgeleyen özellikleriyle Horasan’daydı ve bu yüzden etkisi de daha çok Horasan’da görülmekteydi. Bir sufî ve bir vaiz olarak Cibal, Irak gibi bölgelere seyahatlerde bulunmasına rağmen kardeşi Ahmed, tasavvufu Horasan şeyhlerinden almıştı ve o bölgenin sufî şeyhlerinin gelenekleriyle yakın ilgileri vardı. Her halükarda İmam Gazzalî ve kardeşi Şeyh Ahmed’in tasavvuf anlayışları Horasanın iki farklı tasavvuf anlayışı ile Bayezid, Ebû Said ile İmam Kuşeyrî ve benzerleri gibi büyük önderlerin miraslarını sunmaktadır.
KAMU İHALE REHBERİ, 2023
KAMU İHALE REHBERİ Bu çalışmayla kamu ihaleleri ile ilgilenen gerek idare gerekse istekliler için Kamu İhale Rehberi oluşturulmak istenmiştir. Çalışmanın 1. Bölümde Temel kamu ihale mevzuatı olan; 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa yer verilmiştir. Çalışmanın 2. Bölümde kamu ihaleleri ile ilgili temel kavramlara yer verilmiştir. Çalışmanın 3. Bölümde Kamu ihale Kurumu tarafından yayımlanan güncel ve geçici nitelikte olmayan 53 adet Düzenleyici Kamu İhale Kurul Kararlarına yer verilmiştir. Çalışmanın 4. Bölümde ise Emsal nitelinde olan 100 adet Kamu İhale Kurulu Uyuşmazlık Kararlarına yer verilmiştir. e-kitap olarak; https://lnkd.in/davPU2pm Basılı olarak; https://lnkd.in/dFi\_zfDW akademisyen ayayınevi : 0533 765 2374 Toplu siparişler için: 0 312 963 13 63
İSMAİL DEDE EKOLÜNDE İLAHİ BESTECİLİĞİ ÜSLUBU
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020
Geleneksel Türk müziğinin tarih boyunca karşılaştığımız önemli şahsiyetlerinden olan Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi, bir zirve olarak kabul görmüş, zamanına ve ötesine hitap eden eserler üretmiş, geleneği yaşatan ve geleceğe aktaran öğrenciler yetiştirmiştir. Birçok araştırmacının klasik dönem olarak benimsediği sürecin son perdesinin önde gelen Dellalzade İsmail, Mutafzade Ahmed Efendi, Eyyubi Mehmet Bey ve Zekai Dede gibi isimleri İsmâil Dede'nin eğitiminden geçmiş bestecilerdir. Eğitimci kimliği de besteciliği ve sanatkârlığı kadar önemli olan Dede, yetiştirdiği öğrencileriyle birlikte çalışmamızda İsmâil Dede Ekolü olarak tanımladığımız müzik ekolünü oluşturmuştur. Bu ekolün Türk müzik tarihine etkisi oldukça fazladır. Öyle ki, günümüzde hoca-öğrenci silsilesi bilinen herhangi bir icrâcı-bestecinin meşk zinciri araştırıldığında silsilenin İsmâil Dede'ye varması kuvvetle muhtemeldir. Bu sebeple günümüz geleneksel Türk müziğinde bestecilik eğitimlerine katkıda bulunabilecek veriler, yöntemler ve uygulamalar keşfetmek amacıyla İsmâil Dede ekolü, ilâhî besteciliği kapsamında araştırılmıştır. Çalışmada prosopografi yöntemiyle ekolün meşk uygulamaları, bestecilik eğitimleri gibi unsurlar detaylandırılarak ortaya konulmuştur. İlâhî türü üzerinden ekol mensubu bestecilerin besteleme davranışları ve ilâhî türünün biçimsel özellikleri, müzik cümlelerinin yapı birimlerine ayrılarak değerlendirilmesi, usul-ezgi-vezin katmanlarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi yöntemleriyle açığa çıkarılmıştır. Biçimsel yöntemle incelediğimiz eserlerden ve edisyon kritik uygulamalarından edinilen veriler, eserlerin yeni nüshalarının oluşturulmasını gerektirmiş, özellikle ilâhî repertuvarımızdaki usûl v problemlerini ortaya koymuş, bu konuda çözümler üretilmesine imkân sağlamıştır. Tezin tamamlanmasında ve eğitimimde emeği geçen, başta danışmanım Doç. Dr. Sıtkı Bahadır TUTU olmak üzere tüm hocalarıma; hâsıl-ı kelâm Âdemi mânâ-yı âlîye, söze ve zamâna sığması muhâl-ender-muhâl olan teşekkürlerimi saygıyla sunar, gözden kaçan kusurlar için af dilerim.