KÜLTÜREL SERMAYE VE KÜLTÜREL KORUMACILIK BAĞLAMINDA TÜRK SANAT MÜZİĞİNDE ŞEFLİK: İZMİR AMATÖR TÜRK SANAT MÜZİĞİ KORO ŞEFLERİ ÖRNEĞİ (original) (raw)

HABİTUS VE BEDENSELLEŞMİŞ KÜLTÜREL SERMAYE BAĞLAMINDA GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDE ŞEFLİK: İZMİR AMATÖR GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİ KORO ŞEFLERİ ÖRNEĞİ

Journal of International Social Research 10 (51), 2017

Öz Bourdieu’nün literatüre kazandırdığı kültürel sermaye kavramı “kişinin elde ettiği bilgi, yetenek, beğeni, eğitim biçimleri ve bunların sağladığı avantajlardır” (Misci Kip, 2010: 28). Yaptığımız çalışmada sahip olunan kültürel sermayenin, geleneksel Türk sanat müziğinde şeflik alanına girişte, güç, statü elde etmede, var olan statüyü korumada, alana yeni girişleri kısıtlamada, şeflik pratiğinin başarılı bir şekilde icra edilmesinde etkin bir rol oynadığı gözlemlendi. Bu makale öncelikle hem şeflerin kendilerini hem de izler kitlenin şefleri toplumsal yapı içerisinde nasıl konumlandırdıklarını, şeflerin kendi aralarındaki ayrımları nasıl yaptıklarını kültürel sermaye ve habitus kavramlarını kullanarak anlamaya çalışır. Aynı zamanda makalede toplumsal güzergâh, illusio ve doxa kavramlarından da yararlanılır. Ayrıca, şeflerin alanda kazandıkları tutum ve eğilimlerin nasıl oluştuğu ve bedende cisimleşen eğilimlerinin neler olduğunu anlamak için habitus kavramından yararlandık. Son olarak bu makalede şeflerin, sahip oldukları bedenselleşmiş kültürel sermaye ve habituslarının, kullandıkları dili (jargonu), eser yorumlama ve öğretimini, koro yönetimi esnasındaki kullandıkları yöntem ve teknikleri nasıl etkilediğini göstermeye çalıştık. Çalışma kapsamında 2016 yılı itibariyle İzmir’de 208 amatör koro tespit edildi ve 20 kadar koro örnek olarak ele alındı. Bu makalede değerlendirilen etnografik veri söz konusu korolarla yapılan alan araştırmasında gerçekleştirilen gözlem ve görüşmelere dayanır. Anahtar Kelimeler: Kültürel Sermaye, Şeflik, Geleneksel Türk Sanat Müziği, Bedenselleşmiş Kültürel Sermaye, Habitus. Abstract Cultural capital, introduced by Bourdieu, consists of ‘’personal knowledge, talent, taste, educational forms and their advantages.’’ (Misci Kip, 2010: 28). It is observed in this study that cultural capital plays a central role in appointment of a conductor for a choir of traditional Turkish art music fort he candidate, acquiring power, status and maintenance of status, eliminating new candidates and successfull performance of conducting the choir. Firstly, we try to understand how conductors are positioned by both themselves and audiences using the concepts of cultural capital and habitus. We also use concepts such as social trajectory, illusio and doxa. Furthermore, we try to explain how conductors acquire various behaviours and trends within the field and what kind of trends are somatified by using the concept of habitus. Finally, we try to show how somatified cultural capital and habitus of conductors shape their discourse, musical interpretation and education, and their method and techniques of conducting. The ethnographic data of this study is based on our field work, consist of observations and interviews for 20 amateur choirs among 208 detected by the time, 2016.

TÜRKİYE İMALAT SANAYİİNDE BÖLGESEL VE SEKTÖREL ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ

ÖZET Bu çalışma 1992-2010 döneminde Türkiye'de bölgeler ve sektörler arası ücret eşitsizliğini Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) istihdam ve ücret verilerinden hareketle hesaplanan Theil T istatistikleri yardımıyla incele-mektedir. Çalışmada Theil T istatistiğinin gruplar arası bileşeni kullanılarak, bölgeler (12 ve 26 alt bölge), sektörler, doğu-batı ve kalkınmada öncelikli yöreler düzeylerinde ücret eşitsizliğinin zaman içindeki seyri ortaya konarak kazanan ve kaybeden grupların belirlenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmanın bulgularına göre, özellikle kriz yıllarında (1994, 2001 ve 2008) sektörler arası ücret eşitsizliği artmaktadır. Bölgeler arası eşitsizlik 90'ların ortalarından itibaren düşüş trendine girmiş olsa da bu dönemde Türkiye'nin Batı ve Doğu bölgeleri arasındaki eşitsizlik azalmamış aksine artmıştır. ABSTRACT In this paper we examine industrial pay inequality in Turkey using Theil's T statistic calculated from TURKSTAT's (Turkish Statistical Institute) employment and wage data for the 1992-2010 period. This paper analyzes the evolution of the wage inequality between regions (12 and 26 sub-regions), sectors, East-West and developed-underdeveloped divisions using the between-group component of the Theil T statistic. Results indicate that pay inequality between sectors increases during crisis and recession periods (1994, 2001 and 2008). Although regional wage inequality tends to decrease beginning in the mid-1990s, inequality between East and West does not display any sign of improvement.

KÜLTÜREL VE YARATICI ENDÜSTRİLER ÇAĞINDA SANAT EMEĞİ

Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi, 2024

Sanat emeği kavramı günümüzde sanatın ve sanat üretiminin gittikçe ticarileşmesi, piyasalaşması ve güvencesizleşmesi ile beraber daha önemli hâle gelmeye başlamıştır. Bu makalede çağdaş sanat emeği süreçlerinin iki üretim alanına bölündüğü iddia edilmektedir. Bu üretim alanlarından ilki sanat dünyalarını kapsamaktadır, diğeri ise kültürel ve yaratıcı endüstrileri içermektedir. Günümüzde sanat emeğinin bu ikiye bölünmüşlüğü bazı farklı sonuçlara yol açmaktadır. Sanat emeğinin, sanat dünyası ile ilişki içerisindeki süreçleri yaratıcılık ve özgünlük temelli olarak yaratıcı emeğe yakınlaşırken; kültürel ve yaratıcı endüstriler kapsamında kalan sanat emeği süreçleri zanaat emeği ile ilişkilenmektedir. Bu makale bağlamında kültürel ve yaratıcı endüstriler kapsamında kalan sanat emeği süreçlerine daha fazla odaklanılmıştır. Following these theoretical themes, the data obtained from the doctoral thesis prepared by the author of the article will be re-evaluated within the framework of artistic labor, which is the problematic of the article. In this article, the problems of artistic labor in the cultural and creative industries, such as insecurity, low wages, inability to make ends meet, and time organization, will be discussed.

KÜLTÜR MİRASININ TURİZM ARACILIĞI İLE DEĞERLENDİRİLMESİ: KÜLTÜREL TURİZM ve İZMİR

Çok boyutlu olmakla birlikte miras, çoğunlukla nesilden nesile aktarılan “geçmişin çağdaş kullanımı” olarak tanımlanabilir. Miras turistleri çeken önemli bir kaynak olurken, kültür mirası (kaynakları) son yıllarda turizmin odak noktalarından biri haline gelmiştir. Miras sadece tarihsel kaynakları değil aynı zamanda doğal değerleri manzaraları, sanatı, kültürü de içine alır ve bir bütündür. Turizm bu bütünlükten yararlanmaktadır. Genel olarak miras doğal ve kültürel olarak ikiye ayrılır ve turizmin temelini oluşturur (Doğaner, 2003, 5). Tarih ve kültüre dayalı olan kültürel miras ise kendi içinde somut olan kültürel miras ve somut olmayan kültürel miras şeklinde sınıflandırılır. Turizm ile kültürel miras arasındaki ilişki günümüzde modernlik ve geleneksellik arasında yaşanan tartışmalarla paralellik göstermektedir. Kültürel turizmi, yerel kültüre saygılı; entelektüel ve nitelikli bir etkinlik biçimi olarak ele almak mümkündür. Kültürel turizm; kültürel faaliyetleri temel alan turizm deneyimlerini kapsayan turizmin kültürle değişik bağlantılı açılımlarını birleştiren genel bir kavram olarak kullanılmaktadır. Anonimleşen, her yerde olabilen standart kimliksiz ürünler ve yerler itici bulunmakta, insanlar eski medeniyetlerin ya da kültürlerin izlerini görmenin yanı sıra kendi kültürleri dışındaki yerel kültürlere de ilgi duymaya başlamaktadırlar. Literatürde kültürel miras turizmi ile ilgili çok sayıda çalışma olmakla beraber, kültürel miras turizminin tam olarak ne olduğu konusunda bir fikir birliği yoktur. Farklı tanımlar veya görüşler ve hatta tartışmalar söz konusudur. Nasıl tanımlanırsa tanımlasın, kültürel miras turizmi, en fazla tercih edilen türlerden biridir ve pazarı giderek gelişmektedir. Ryan (2002), kültürel miras turizmini, yerel kültür ve değerlere saygılı; entelektüel ve nitelikli bir etkinlik biçimi olarak ele almaktadır Kültürel turizm, doğal ve tarihsel kültür varlıklarını, kültürel etkinlikleri ve güncel sanat eserlerini bazı sosyo-ekonomik olguları turistik bir ürün biçiminde gezginlerin hizmetine sunan bir turizm anlayışıdır. Yalnızca tarihsel olanı değil, günceli kapsayan bir terimdir (Richard, 2001, 5-13). Geçmiş kültürün izlerini yerinde görme, kültürel temaslar, değişik alış- veriş ortamları, eğlence biçimleri eski ve yeni uygarlık ürünleri, mimari, kültürel ilişkiler, tarihi kalıntılar, gidilen ülkenin yaşam tarzı, inanç sistemleri, el sanatları doğal güzelliklerle birlikte ilgi çekmektedir.

TÜRK SERAMİK SANATININ KÜLTÜR TURİZMİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİNE YÖNELİK ALTERNATİF BİR TUR PROGRAMI ÖNERİSİ

Sosyal Bilimler Alanında Araştırma Makaleleri - 1, 2019

Çalışmanın ana konusunu kültür turizmi ve geleneksel el sanatlarının en önemli temsilcilerinden olan Türk seramik sanatı oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında Türk seramik sanatının kültür turizmi açısından önemi ve potansiyeline dikkat çekmek ve alternatif bir tur programı oluşturmak amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda kültür turizmi ile ön plana çıkan, aynı zamanda seramik sanatının turistik ürün olarak değerlendirildiği destinasyonlardan biri olan İzmir ili Selçuk ilçesi çalışmanın örneklemi olarak belirlenmiştir.İlçede çalışmanın ana konusunu oluşturan üç adet seramik atölyesi bulunmaktadır. Çalışma kapsamında Selçuk’ta yer alan seramik atölyeleri ziyaret edilmiş ve Türk seramik sanatı ve üretim aşamaları ile ilgili detaylı bilgilerin alındığı görüşmeler yapılmıştır. Seramik ustaları ile gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda alternatif bir tur programı önerilmiştir. Tur programı bölgede yer alan dört adet A sınıfı seyahat acentasının görüşüne sunulmuş ve yapılan değerlendirmeler doğrultusunda son şeklini almıştır. On günlük bir organizasyonu kapsayan tur programı ile turistler, Türk seramik sanatının tarihçesi ve üretim aşamalarına ilişkin detaylı bilgiler elde edebilmenin yanı sıra, seramik bir objenin üretimine katılacak bölge ve çevresinde yer alan kültür varlıklarını ziyaret edebilecektir. Tur programına katılan kişilerin bölgede on gün süreyle konaklayacak olmaları ve tur programının on iki ay uygulanabilir olması ise bölge turizmine sağlayacağı en önemli avantajlar olarak değerlendirilmektedir. Hazırlanan tur programının bölgedeki seyahat acentaları tarafından uygulanabilir ve yararlı olarak değerlendirilmesi ise çalışmanın önemini desteklemektedir.

TÜRKİYE'DE BELEDİYELERİN KÜLTÜR SANAT İLİŞKİLERİ

Doktora Tezi, 2021

Sosyoloji bilimi empirik araştırmalarda olduğu gibi kültür ve sanatı birer olgu olarak görerek bu olguları farklı öğelerden teşekkül etmiş bir bütün olarak kabul etmektedir. Çalışmanın özünde var olan çözümleyici ve bireşimci yöntemler sanat ve kültür olguları ile kent ve belediyeleri genel sosyolojinin kabul ettiği disiplinler temelinde ele almaktadır. Bu bakımdan yönetsel bir birim olan belediyeler ile kültür-sanat faaliyetleri arasındaki ilişkinin niceliği ve niteliği klasik ve çağdaş tartışmalara kültürel bir bağlamda zemin teşkil eden ve onları bir noktada birleştiren kent olgusu üzerinden araştırılmıştır. Ekonomik, politik, bilimsel, sanatsal ve entelektüel alanlardaki uygulama ve projeler yine kent adı verilen sosyal mekân üzerinden işlem görmekte ve sonuçları bakımından da bu mekân üzerinden değerlendirilmektedir. Çalışmanın tamamında Türkiye’deki belediyelerin kültür-sanat alanındaki etkinliklerine ulaşmak için tümevarımsal bir araştırma sistematiği benimsenmiştir. Yönetim bilimi açısından daha nesnel bir yer tutan sosyal politikaların oluşturulması ve ilgili alana karşı benimsenen yaklaşımların tarihi, ideolojik ve kültürel art alanları araştırılmıştır. Belediyelerin yereldeki görevlerinin toplumsal ve ulusal bakımdan nasıl bir değişime uğradığı, bu değişim üzerinde hangi etkenlerin rol oynadığı cevap aranan soruların başlıcalarıdır. Bu amaçla, Türkiye’de toplumsal siyasi tercihleri temsil eden siyasi partiler ile onlara bağlı belediyelerin içerisinde belirli koşulları sağlayanlar arasından seçilen belediyelerin ilgili alandaki etkinliklerine daha yakından bakılmıştır. 2000’li yıllardan sonra yönetsel uygulama ve politikaların tıpkı dünya gündemini belirleyen temel ayrımlar gibi Türkiye için de geçerli referans noktaları oluşturarak değişimlerde etkin olduğu görülmüştür. Hızlı bir tüketim döngüsünün yaşandığı bu dönemde endüstriyel, dijital ve kültürel nihai ürünlerin klasik bağlamlarından çıkarak gündelik işlevlerinde ömürlerinin kısalmış olduğu tespit edilmiştir. Önemli yerel yönetim birimleri olan belediyelerin; seçimlerle dönemler halinde göreve gelmenin yarattığı zaman baskısından, yerleşik bir kurumsal kültür-sanat algısına sahip olmamalarına kadar bir dizi soruna rağmen yerelde sağlıklı bir kültür sanat iklimi tesis edilebilmek için rasyonel yaklaşımlar benimsemesi gerektiği anlaşılmaktadır. Anahtar Sözcükler: Kültür, Sanat, Kent, Belediye, Yerel, Yönetim Bilimi

ONLİNE TÜKETİMİ TEŞVİK: SANAL ORTAMDA TÜKETİCİ İKNA SÜRECİ ve BELİRLEYİCİLERİ

Öneri Dergisi

However the advantages provided by internet to businesses are clear, it still remains the matter of persuading consumers for virtual markets rather than physical/traditional frame. This context it can be stated that the success of virtual marketing is closely related to creating a persuasion process towards virtual stores. It should be focused on the possible factors consisting of the attitude towards online shopping in order to build an effective persuasion process. Because these factors can serve as fundamental constructs for the process. This study analyses the question on which factors virtual stores should emphasize to persuade consumers for virtual markets. The data were collected through a structured questionnaire from 219 individual consumers in "forum pages" of various websites. Hypotheses of this study were tested through factor and regression analyses.

TÜRK İSLÂM EDEBİYATINDAKİ İSTİÂRE SANATINA KUR'ÂN TEMELLİ YAKLAŞIM

TÜRK İSLAM KÜLTÜRÜ VE AKTARIMI, 2021

Türk-İslâm edebiyatında kullanılan edebî sanatların menşeinin Arap edebiyatı olduğu konusunda şüphe yoktur. Nitekim bu alanın temsilcilerinin şiir ve nesirlerinde istifade ettikleri muhteva kaynakları da büyük oranda Arap edebiyatıdır. Çünkü Türk-İslâm edebiyatı, İslâm itikad sisteminin de tesiri altında inkişaf etmiş ve söz konusu medeniyet havzasının değerlerine bağlı kalmıştır. Dolayısıyla klasik olarak adlandırılabilecek edebî bir eserin muhtevası doğrudan ya da dolaylı olarak dini literatürle ilişkili olacaktır. Zira edebiyatımız için kullanılan "Türk-İslâm Edebiyatı" adlandırması başta olmak üzere toplumun kullandığı iletişim sistemini değerlerinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Hâkka, 69/44-46.