Bir Kamu Hizmeti Olarak Okul Yönetimi: Eğitim Yöneticilerinin Toplumsal Katılıma İlişkin (original) (raw)

Bir Kamu Hizmeti Olarak Okul Yönetimi: Eğitim Yöneticilerinin Toplumsal Katılıma İlişkin Tutumlarının İncelenmesi

Bir kamu hizmeti olan okul yönetimine toplumsal katılımı sağlamak ve böylece okulun işleyişinde okul yakın çevresinin beklentilerini de dikkate almak okul yöneticilerinin temel görevlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu araştırmanın temel amacı okul yöneticilerinin, okulun yönetimine ilişkin süreçlerde toplumsal katılıma ilişkin tutumlarının ortaya çıkarılmasıdır. Araştırmanın çalışma grubunu İstanbul’daki özel ve resmi ilköğretim ve ortaöğretim kurumunda görev yapmakta olan yedi okul müdürü oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda okul yöneticilerinin okulun yönetim süreçlerine toplumsal katılıma ilişkin görüşleri beş alt başlık altında değerlendirilmiştir. Okul yöneticilerinin okulun yönetimine toplumsal katılıma temkinli bir tutum geliştirdikleri gözlemlenmiştir

Bir Kamu Hizmeti Olarak Okul Yönetimi: Eğitim Yöneticilerinin Toplumsal Katılıma İlişkin Tutumlarının İncelenmesi School Administration as a Public Service: Examining School Principals' Attitudes towards Community Participation

Özet: Bir kamu hizmeti olan okul yönetimine toplumsal katılımı sağlamak ve böylece okulun işleyişinde okul yakın çevresinin beklentilerini de dikkate almak okul yöneticilerinin temel görevlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu araştırmanın temel amacı okul yöneticilerinin, okulun yönetimine ilişkin süreçlerde toplumsal katılıma ilişkin tutumlarının ortaya çıkarılmasıdır. Araştırmanın çalışma grubunu İstanbul'daki özel ve resmi ilköğretim ve ortaöğretim kurumunda görev yapmakta olan yedi okul müdürü oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda okul yöneticilerinin okulun yönetim süreçlerine toplumsal katılıma ilişkin görüşleri beş alt başlık altında değerlendirilmiştir. Okul yöneticilerinin okulun yönetimine toplumsal katılıma temkinli bir tutum geliştirdikleri gözlemlenmiştir. Abstract: To provide community participation in school administration as a public service, and thus take into account the expectations of the school surroundings in school's functioning is considered to be one of the main tasks of school administrators. The main aim of this research is to reveal the school administrators' attitudes on community participation in the processes for the administration of the school. The study group consists of seven school principals who are already working in public and private elementary and secondary schools in İstanbul. In this research content analysis of qualitative research methods were used. As a result of the research the views of school administrators on community participation in school administration processes were evaluated under five themes. It is revealed that school administrators have developed an attitude of cautious about community participation in school management. Anahtar Kelimeler: Okul yönetimi, kamu hizmeti, toplumsal katılım

Türk Eğitim Sisteminde Toplumsal Katılımı Sağlamak İçin Bir Model Önerisi: Yerel Eğitim Şûrâları

Katı merkeziyetçi bir anlayışla yönetilen Türk eğitim siteminin daha az merkeziyetçi bir yapıya kavuşması, eğitimde toplumsal katılımın sağlanması ve yerel imkanların daha etkin bir biçimde kullanılması son 20 yıldır yoğun bir biçimde tartışılmaktadır. Küresel gelişmelerin ve Türk eğitim sisteminde karşı karşıya kalınan sorunların bir sonucu olan bu arayışlara ilişkin birçok bilimsel araştırma yapılmış ve Milli Eğitim Şuralarında ve Kalkınma Planlarında eğitimde toplumsal katılımın artırılması ve yerelleşmenin sağlanması konusunda kararlar alınmıştır. Hatta son yıllarda bu yönde mevzuat değişiklikleri de yapılmıştır. Buna rağmen yerelleşme çabalarının eyleme geçirilmesinde bir çekingenlik söz konusudur. Bu çalışmada Milli Eğitim Şuralarının uygulama deneyimlerinden yola çıkılarak eğitimde yerelleşme konusunda farklı toplumsal kesimlerin tereddütlerinin giderilmesi ve yerel kurumsal kapasitenin artırılmasını sağlayacak bir geçiş uygulaması olarak Yerel Eğitim Şuraları modeli önerilmektedir.

Okul Ortamlarında Sosyal Hizmet

Okullar, okul öncesi dönemlerden itibaren bireylerin her açıdan gelişiminde, yetiştirilmesinde, nitelikli insan gücü olarak toplumda yerlerini almalarını sağlamada oldukça önemli eğitim kurumlarıdır ve onların toplumsallaşması sürecinde önemli bir rol oynamaktadırlar. Farklı yaşam durumlarında, birbirinden farklı sosyoekonomik özellikleri olan ailelerden gelen öğrenciler, okul başarılarına, okula devamlarına ve arkadaş ilişkilerine olumsuz yönde etki eden, biyopsikososyal gelişimlerini tehdit eden çeşitli sorunlarla karşılaşabilmektedirler. Bu sorunların ele alınmasında, ailenin ve tedavi kurumlarının sorumlulukları olduğu gibi, eğitim kurumlarının da hem çözüm bulma, rehberlik etme, hem de öğrencinin iyi olma halinin sürekliliğinin sağlanması ve korunması açısından önemli rolleri vardır. Bu nedenle okul ortamlarında öğrencilerin aileleri ile işbirliği yaparak, gelişim alanlarını destekleyerek, biyopsikososyal sorunlarının ele alınması ve çözümlenmesinde multidisipliner yaklaşımlar ...

Öğretmen Adaylarının Topluma Hizmet Uygulamalarına İlişkin Algılarının Hizmet Ederek Öğrenme Düzeylerini Yordama Gücü

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2020

Günümüzün hizmet-öğrenme hareketi, geleneksel hizmet yorumlarından farklılaşarak toplum temelli bir katılımı içerecek şekilde genişlemektedir. Öğretmen eğitiminde hizmet ederek öğrenme, öğretmen adaylarının öğretmen olma anlayışlarını arttırmaktadır. Bu kapsamda araştırmada, öğretmen adaylarının topluma hizmet uygulamalarına ilişkin algılarının hizmet ederek öğrenme düzeyleri üzerindeki yordayıcı rolü incelenmiştir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Amaçlı örneklem yöntemi ile belirlenen örneklem grubunu, temel eğitim bölümünde öğrenim gören toplam 170 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Öğretmen adaylarının hizmet ederek öğrenme düzeylerini belirlemek için orjinali Olney ve Grande (1995) tarafından geliştirilen, Türkçe’ye uyarlaması ise Küçükoğlu ve Ozan (2015) tarafından gerçekleştirilen “Hizmet Ederek Öğrenme” ölçeği kullanılmıştır. Öğretmen adaylarının topluma hizmet uygulamalarına ilişkin algılarının belirlenmesinde ise Demir, Kaya ve Taşdan (2014) tarafından geliştirilen “Topluma Hizmet Uygulamaları Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde betimsel istatiksel analizlerin (aritmetik ortalama, standart sapma, minimum, maksimum değerleri) yanı sıra, basit doğrusal regresyon analizi ile çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına bakıldığında öğretmen adaylarının topluma hizmet uygulamalarına yönelik algılarının, hizmet ederek öğrenme düzeylerini yordayan bir değişken olduğu belirlenmiştir. Ayrıca öğretmen adaylarının topluma hizmet uygulamalarına ilişkin algılarının alt boyutlarının, hizmet ederek öğrenmenin alt boyutu olan gerçekleştirme düzeylerinin anlamlı bir yordayıcısı olduğu görülmektedir. Topluma hizmet uygulamaları dersinin değerlendirilmesinin not ile yapılması, hizmet ederek öğrenme yaklaşımından uzaklaşılmasına neden olduğu için yükseköğretimde değerlendirmelerin adayların hizmet odaklı olarak gerçekleşen etkinliklerin ve projelerin değerlendirilmesi sağlanabilir. Bununla birlikte ileride yapılacak araştırmalar için topluma hizmet uygulamaları dersini alan öğretmen adaylarının problem çözme, yansıtıcı ve empatik düşünme gibi üst düzey düşünme becerilerinin yanı sıra liderlik, sorumluluk alma, iletişim gibi sosyal becerileri gibi farklı değişkenlerin de hizmet ederek öğrenmelerini yordama gücüne bakılabilir. Anahtar Kelimeler: Hizmete Ederek Öğrenme, Temel Eğitim, Öğretmen Adayları, Topluma Hizmet Uygulamaları, Regresyon Analizi, Öğretmen Eğitimi

Sınıf Öğretmeni Adaylarının Eğitimde Sivil Toplum Kuruluşlarından Yararlanmaya İlişkin Görüşleri

ÖZ Sivil toplum kuruluşları; bilinçli, bilgiyi kullanabilen, güven duygusunun üst düzeyde olduğu, kolayca organize olabilmenin mümkün olduğu, hukuka dayalı devlet anlayışı, devlet-sivil toplum ilişkisini içermektedir. Eğitimde de asıl amaç bilginin günlük yaşamda kullanılabilirliğini artırmak olmalıdır. Bu bağlamda eğitim kurumlarının sivil toplum kuruluşlarından yararlanması bir zorunluluk olarak ifade edilebilir. Bu araştırmanın temel amacı öğretmen adaylarının eğitimde STK'lerden yararlanmaya ilişkin görüşlerinin belirlenmesidir. Araştırma 2015-2016 eğitim öğretim yılı bahar 136 sınıf öğretmeni adayı ile gerçekleştirilmiş, 8 açık uçlu sorudan oluşan anketle toplanan veriler betimsel analiz yoluyla analiz edilmiştir. Sınıf öğretmeni adaylarının görüşlerinden yapılan doğrudan alıntılara yer verilmiştir. Araştırma sonucunda sınıf öğretmeni adaylarının çok az bir kısmının (%19,86) STK'lere üye olduğu; bir kısmının (43,38) üye olmayı düşündüğü; bir kısmının ise (%36,76) üye olmayı düşünmediği belirlenmiştir. En fazla üye olunan STK'ler Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı ve Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı olarak belirlenmiştir. STK tercihlerinde rol oynayan etmenler yazılı ve görsel medya, sosyal medya, arkadaş sohbetleri olduğu ve sınıf öğretmeni adaylarının STK'lerin gerek öğretmen adayları gerekse ilkokul öğrencileri açısından katkılarına değindikleri; ileride mesleklerinde en fazla sosyal bilgiler, hayat bilgisi, fen bilimleri derslerinin öğretiminde STK'lerden yararlanmayı planladıkları belirlenmiştir. ABSTRACT Non-governmental organizations can be defined as those organizations which employ information consciously and have higher levels of confidence. Such organizations could be easily organized and are dependent on an understanding of state based on legal considerations. These organizations are the reflection of the relationship between state and civil society. In education one of the major goals should be to raise the usability of theoretical information in daily life. In this context it can be argued that nongovernmental organizations should involve in education activities. This study aims at identifying the views of preservice teachers about the use of NGOs in education. The participants of the study were 136 preservice elementary school teachers during the school year of 2015-2016. The data of the study were collected through a questionnaire with eight open-ended items. The data obtained were examined using descriptive analysis and are complemented by direct quotations from the views of the participants. The findings indicated that only 19,86% of the participants were the members of the NGOs and that some of them were planning to join NGOs (43,38%). There were also those who were not planning to join NGOs (36,76%). Regarding the NGOs which some participants were members were found to be Educational Volunteers Foundation of Turkey, Health and Education Foundation for Children with * Bu araştırma Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından 15.HIZ.DES.49 no ile desteklenmiştir.

Okul Öncesi Eğitim Öğretmenlerinin Okul Yönetimine Katılımlarının İncelenmesi

Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 2017

Bu araştırmanın amacı, okul öncesi eğitim öğretmenlerinin okul yönetimine katılımları konusunda, okul öncesi eğitim öğretmenleri ve okul yöneticilerinin görüş ve önerilerini incelemektir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, İstanbul Çekmeköy'de görevli 25 okul yöneticisi ve 30 okul öncesi eğitim öğretmenlerinden oluşmaktadır. Araştırmaya katılan öğretmenler ve okul yöneticilerinin görüşleri, gönüllülük esasına göre, yarı yapılandırılmış görüşme formu yardımıyla elde edilmiştir. Nitel araştırma verileri, içerik analizi yardımıyla değerlendirilmiştir. Yapılan inceleme sonucunda, ilkokullarda çalışan okul öncesi öğretmenlerinin, okul yönetimine katılımlarının yetersiz olduğu görülmüştür. Araştırma bulgularına göre, okul öncesi eğitim öğretmenlerinin okul yönetimine katılımları teşvik edilerek yetki alanları genişletilmelidir. Ayrıca, okul öncesi eğitim öğretmenlerinin kariyer gelişimleri desteklenmeli, yüksek lisans yapmaları özendirilmelidir. İlkokulların yönetim kadrosunda okul öncesi eğitim alanından mezun öğretmenlerin olması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.

Kamu ve Özel Okul Yöneticilerinin Kendi Kendine Liderlik Stratejileri Açısından Karşılaştırılması

2017

Arastirmanin amaci, Gaziantep il merkezinde faaliyet gosteren kamu ve ozel sektor okul yoneticilerinin uyguladiklari kendi kendine liderlik stratejileri arasinda farkliliklar olup olmadigini ortaya koymaktir. Karma analiz yontemi ile yapilan bu arastirmada, nicel veriler 155’i kamu, 49’u ozel okul olmak uzere toplam 204 okul yoneticisinden anket yontemiyle, nitel veriler ise, 5’i kamu 3’u ozel olmak uzere toplam 8 okul yoneticisinden gorusme yontemiyle toplanmistir. Yapilan t-testleri sonucunda, “genel kendi kendine liderlik stratejisi” ve “kendine hatirlaticilar belirleme” alt boyutu acisindan her iki grup arasinda anlamli fark tespit edilmesine ragmen; “basarili performans hayal etme”, “kendi kendine konusma”, “kendini odullendirme”, “dusunce/fikir degerlendirme” ve “kendini cezalandirma” alt boyutlari acisindan anlamli bir farklilik belirlenememistir.

Halkla İlişkilerin Sosyal Rolü ve Lisans Eğitiminde Topluma Hizmet Uygulamaları Dersinin Önemi

İnceleme" başlıklı makalelerinde, kuşakların temel tüketim alanlarına verdiği önceliklerdeki farklılıkları tespit etmekte ve yeni medya ortamının kuşakların tüketim davranışlarına etkisi incelenmiştir. Dileknur Ceylan, "Frankfurt Okulu'nun Kültür Endüstrisi Eleştirisi Bağlamında Kitle İletişim Araçları" başlıklı makalesi ile kapitalist piyasa koşulları içerisinde diğer kâr amaçlı organizasyonlar gibi işleyen kitle iletişim araçlarının sistemin yeniden üretimine ve toplumdaki eşitsiz ilişkilerin sürdürülmesine olan katkısını ortaya koymaktır. Arş. Gör. Şefika Yurdakul "Kültür Endüstrilerinin Yaratılmasında Dijital Medyanın Rolü" başlıklı makalesinde genel olarak Eleştirel Teori ekseninde ortaya çıkan kültür endüstrisi kavramı üzerinde durmuş ve dijital medyanın kültür endüstrisinin yaratılmasındaki etkisini irdelemiştir. Dr. Öğr. Üyesi Özgür Velioğlu, "Foucault ve Onuncu Köy: Türk Sinemasının Doğruyu Söyleyen "Deli"leri" başlıklı makalesinde, Türk sinemasında delilik temsillerini kategorileştirerek örneklendirmiş; Türk sinemasının deliliğe yaklaşımı ile ilgili genel bir çerçeve çizmiş ve çalışmanın odak noktası olan filmleri analiz etmiştir.