Yüz: 1981 Ve Kusma Kulübü'ndeki Başkahramanların Karşılaştırmalı İncelemesi (original) (raw)

Romanda "Leitmotif/Öncümotif"in İşlevi Üzerine Kusma Kulübü

Söylem Filoloji Dergisi, 2024

Leitmotif/Leitmotiv,-başlangıcı müzik alanında olmakla birlikte-baskın ve sürekli tekrarlanan anları/durumları/sözcükleri belirtmek için kullanılan ve zamanla müziğin kapsamının ötesine geçerek geniş bir alanda karşılık bulan ortak bir terimdir. Sanat eserinin standart kurgusu dâhilinde, yazarın karakteristik bir özellik olarak bilinçli ve düzenli olarak tekrarladığı sözcük veya sözcük gruplarını ifade eder. Kurgudaki bu düzenli tekrarlar eserde, yazar tarafından yaratılmak istenen atmosfere okurun katılması için bilinçli olarak oluşturulmuş ritmik unsurlardır. Mehmet Eroğlu'nun Kusma Kulübü adlı romanı Türk edebiyatında "leitmotif/leitmotiv" tekniğinin kullanıldığı bir eser olarak karşımıza çıkar. Bu çalışmada kavramın tanımı kısaca verildikten sonra ele alınan roman aracılığı ile leitmotif/öncümotif kavramının eserdeki kurgu ve konu bakımından işlevi üzerinde durulacaktır. Özellikle yazarın kavram aracılığı ile eserinde oluşturmaya çalıştığı merak unsuru ve atmosfer yaratma çabasına değinilecektir. Çalışmada ayrıca leitmotif kavramı yerine "öncümotif" teriminin neden tercih edildiği üzerinde durulacaktır.

Fatsa ve Bolaman'ın Tarihi Zenginlikleri

I.Uluslararası Karadeniz Kültür Kongresi, 2011

Karadeniz bölgesinin denize dik inen kıyıları boyunca, bölge coğrafyasının verdiği olanaklar ölçüsünde oluşan her düzlükte bir yerleşim yeri gelişmiştir. Bölgenin en erken dönemlerinden bu yana kurulan yerleşimlerinin yeri bu nedenle günümüze kadar çok fazla değişim geçirmemiştir. Fatsa ve Bolaman bugün aralarında 9 km mesafe olan bir ilçe ve mahallesi ilişkisi içinde olsalar da ilk yerleşimin eski Polemon olan Bolaman’da başladığı ve zaman içinde bugünkü Fatsa’nın olduğu yere geldiği görülür. Bugün, bildirimize konu olacak yapıların çoğunluğu Bolaman’dadır. Osmanlı döneminden kalma bir konak; bu konağın hamiliğinde günümüze gelebilmiş, çatısı altında korunan, Cumhuriyet döneminde okul ve cami işlevleri gören tarihi Konaktan çok öncelere dayanan kilisesi; Kilise ve konağın yeraldığı denize uzanan burnun kıyılarında surlarının çok azı kalmış bir Ceneviz kalesi; Bolaman’ın doğusunda denize dik inen bir yarda yer alan gözlerden uzak ibadet yeri olarak kullanıldığını düşündüğümüz bir mağara ve Nihayet Fatsa’da fındık tarlaları içinde kaybolmaya yüz tutmuş bir Bizans dönemi kilisesi bölge eserlerinin dönem çeşitliliğini gösterir. Bildiri de yıllar önce yapılmış etraflı bir çalışmanın ışığında yukarıda anılan eserler üzerinde durulacaktır. Anahtar sözcükler: Kilise; Konak; Kale; Mağara; Fatsa; Bolaman; Polemon; Phadisane; ABSTRACT Throughout the shores that stand directly against the mountains in Black Sea Region, a settlement area has emerged in all the plains within the possibilities that the geography presents. Therefore, the settlements founded in the early ages of civilization have not undergone significant changes. While Fatsa and Bolaman stand today as the county and its district with a distance of 9 kilometers between the two, it is known that settlement first started in ancient Polemon, which is now known as Bolaman, and moved in time towards the current location of Fatsa. The majority of the buildings mentioned in this paper are situated in Bolaman. The mansion from the Ottoman time; the old church that was preserved under the roof of this mansion, having served as a school and mosque during the Republican era and survived till the present day; the Genovese fort and its partially survived walls sitting on the shores of the cape that houses the church and the mansion; a cave in a distant cliff to the east of Bolaman stretching towards the sea which we believe was used as a sanctuary and lastly a Byzantine church struggling to survive amid the hazelnut farms of Fatsa are all clear examples demonstrating the variety of structures in the region. This paper will focus on the historical buildings mentioned above in light of a comprehensive study accomplished several years ago. Key words: Church; Pavilion; Castle; Cave; Fatsa; Bolaman; Polemon; Phadisane.

Yansıma Dergisi Üzerine Bir İnceleme

2017

Sosyal ve kulturel hayatin birer tanigi olan gazete ve dergi gibi sureli yayinlar, yayimlandiklari donemin edebi ve fikri cehresini yansitmasi bakimindan onem teskil etmektedir. Soz konusu yayinlarin Turk Edebiyatinda kendine yer bulmasi Tanzimat’la birlikte olmus ve gunumuze kadar devam etmistir. Bu yayinlardan biri 1970’li yillarin aylik sanat ve kultur dergilerinden biri olan Yansima dergisidir. 12 Mart Muhtirasi’nin ardindan yaklasik on ay sonra Ocak 1972’de cikmaya baslayan Yansima, Eylul 1975’e kadar varligini surdurur. Dergi, Omer Faruk Toprak, Burhan Gunel, Ender Kâmil Boyaci, Şukran Kurdakul, Ceyhun Atuf Kansu, Ahmet Ozer, Necati Mert, Tekin Sonmez, Arif Damar, Zuhtu Bayar, Tan Oral, Oguz Makal ve Turhan Selcuk gibi pek cok ismin yer aldigi zengin kadrosuyla onemli calismalara imzasini atmistir. Bu yazida, Toplumcu Gercekci bir anlayisi benimseyen Yansima, sekil ozellikleri, yayin politikasi, yazar kadrosu ve yazi faaliyetleri gibi cesitli acilardan incelenecektir. Boylece...

BURSA’NIN İÇ GÖÇ HATLARININ ANOM ANALİZİ İLE İNCELENMESİ (1975-2018)

II. ULUSLARARASI COĞRAFYA EĞİTİMİ KONGRESİ (UCEK-2019), 2019

Cumhuriyetin ilanından günümüze iç göçler neticesinde Bursa’nın kendine has bir göç deseni oluşmuştur. Oluşan bu göç deseninde dönemsel ve mekânsal farklılıklar olmakla birlikte, belirgin göç hatlarının oluştuğu göze çarpmaktadır. Tarihsel seyre baktığımızda Türkiye’de 1950 sonrasında hız kazanmaya başlayan iç göç olgusu Bursa’da, ilin 1962 yılında ilk organize sanayi bölgesi için pilot bölge olarak seçilmesiyle görülmeye başlanmıştır. Bursa’da sanayinin gelişimine paralel olarak 1975 yılı itibariyle nüfus, hızlı bir gelişim göstermiştir. 1975 yılı sonrasında da ilin aldığı ve verdiği göç miktarı sürekli artış gösterme eğilimine girmiştir. Bu çalışmada TÜİK’in illere göre aldığı-verdiği göç, nüfus kütüğü ve doğum yerine göre ikamet edilen il verilerinden faydalanılarak, Bursa’da 1975-2018 yıllara arasında oluşan göç hatları araştırılmıştır. Elde edilen istatistiki bilgilerden oluşturulan veri setleri kullanılarak, ilin aldığı ve verdiği göçler ANOM (Ortalamaların Analizi) Yöntemi kullanılarak dönemsel ve mekânsal olarak incelenmiştir. Böylece ilde zaman içerisinde oluşan göç hatlarının yönleri ortaya konulmuştur. Doğum yerine göre ikamet edilen il verilerinin analizi sonucu elde edilen bulgular incelendiğinde; Bursa’ya en yoğun göçlerin Erzurum’dan gerçekleştiği görülmektedir. Erzurum’dan alınan göçler 1980 öncesi başlamıştır. Yine Kars, Artvin ve Muş illerinden yoğun olarak göç alan Bursa, bu iller ile 1980’den önce göç hatları kurmuştur. Antalya’ya verilen göçler ise 1990 yılı itibariyle önemli bir miktara ulaşmıştır. Buraya kadar belirtilen illerle kurulan hatların, aldığı ya da verdiği göçler üzerine tek yönlü olarak kurulan bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Ancak Ankara, Balıkesir, İstanbul ve İzmir 1980 öncesi kurulan göç ilişkileri aldığı ve verdiği göç açısından iki yönlüdür. Böylece bu iller ile kurulan göç hatları zaman içerisinde çift yönlü bir hale gelmiştir. Genel olarak bakıldığında, Bursa özellikle çevresinde yer alan illerle ve sanayi, turizm, ticaret gibi sektörlerde önemli bir ekonomik gelişmişliğe sahip şehirlerle göç hatları kurmuştur. Tek yönlü olarak bakıldığında özellikle Doğu Anadolu ve Karadeniz’den göçler alan Bursa, sanayi ve turizm açısından gelişmiş olan illere göç vermektedir.

Akademik İncelemeler Dergisi Sayı:2 Cilt:1 Yıl:2006 KUŞATICI BİR TOPLUMSAL DEĞİŞME: KÜRESELLEŞME VE BU SÜREÇTE FARKLILIK VE ÖZGÜRLÜK ARAYIŞLARI

Özet İmparatorlukların siyasi ve ekonomik yapısının birçok alanda köklü değişikliklere uğradığı ve sonucunda siyasi açıdan ulus devlet tipine vardığı tarihsel değişim akışı, gücün işlevleri ile ilgili diğer bazı karakteristiklerin değişmesine müsaade edecek kadar dönüştürücü olamamış görünmektedir. Bu yazıda, o çağdan bu güne değişmeyen bir işleyiş sorgulanmaktadır: Ekonomik ve siyasi hakimler, gücü, hem kendi tebaalarını hem de diğer tebaaları, birey ve topluluk düzeyinde örtülü ve açık şekilde tek tipleştirebilmek için kullanıyorlar. Bu durum karşısında özgürlüklerin durumunun ne olacağı konusu da bizim temel sorunsalımızı oluşturuyor. Sayılanları tartışmamızı olanaklı kılması için seçtiğimiz araç kavram ise: küreselleşme. Sosyal ilişkilerin yerel, ulusal ve dünya çapındaki etkileşimlerinin, tarihsel ve dilsel kurulma sürecini simgeleyen kavram, pratik işleyişi esnasında kimi zaman belirsizlikleri ve riskleri, kimi zamansa çelişkileri ve kopuşları içerir. Ancak, bilinemezlik ağırlıklı bu tanımlayış, paradoksal bir geçekliği de görmezden gelemez. Süreç bu belirsizlik havasına karşın gönüllü ya da isteksiz katılımcılarının tümünü aynılaştırma doğrultusunda işler. Bu ise zihinlerde, bir paylaşımdan çok aynılaşmayı çağrıştırmaktadır. Bu doğrultuda özgürlük kavramına getirilecek yeni yorumların, küreselleşmenin ortaya çıkardığı " aynılaşma " ve " tek tip kültür " sorunlarıyla ilişkilendirilerek yapılması önem taşır. Buna ek olarak güvenlik ihtiyacının ki yeni türünün küreselliği vurgulanmaktadır, karşılanması sorunu da özgürlükler adına küreselleşmeyle bağdaşık başka/bir açmazların daha var olduğunu göstermektedir.

KUR'ÂN'DAKİ FUÂD KELİMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Dini Araştırmalar, 2020

Abstract: The words in the Quran can have different meanings depending on the verse and context. However, giving different meanings to any word of Quran in tafsirs and translation makes it difficult to understand the verses and may cause confusion. One of the words that we think causes such a problem is fuâd. In this study, it is aimed to reach the meaning of the word by examining the usage of the word fuâd in verses. For this purpose, the dictionary meaning of the word was researched and the relevant verses were examined in context. Descriptive method was used in the study in which dictionaries and classical tafsirs were used as sources. It has been concluded that the word fûad, which means mostly heart, brain and mind in the sources, basically refers to a sense, ability or function. It was concluded that this word contains meanings such as perception, comprehension, thinking, understanding, and intuition. However, in the verses, it is possible that the organ to which the aforementioned abilities belong is meant through metaphor. This is the reason for confusion that makes it difficult to understand. Because, although the functions such as perception, thinking, reasoning that we present as the meaning of fuâd are known as the task of the brain, the Quran has shown the heart as their place. Öz: Kur'ân'daki kelimeler ayete ve bağlama göre farklı anlamlar kazanabilir. Ancak herhangi bir kelimeye tefsirlerde ve meallerde farklı anlamlar verilme-si, bazen ayetleri anlamayı zorlaştırmakta ve anlam karışıklıklarına yol aça-bilmektedir. Böyle bir probleme sebep olduğunu düşündüğümüz kelimelerden biri fuâddır. Bu çalışmada fuâd kelimesinin ayetlerdeki kullanımı incelerek kelimenin anlamına ulaşmak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, keli-menin sözlük anlamı araştırılmış ve ilgili ayetler bağlamıyla incelenmiştir. Sözlükler ve klasik tefsirlerin kaynak olarak kullanıldığı çalışmada deskriptif yöntem kullanılmıştır. Kaynaklarda daha çok kalp, beyin, akıl anlamları veri-len fûad kelimesinin temelde bir duyu, yeti veya işlevi ifade ettiği kanaatine varılmıştır. Bu kelimenin algılama, idrak etme, düşünme, anlama, sezme gibi anlamlar içerdiği sonucuna ulaşılmıştır. Ancak ayetlerde, bahsi geçen yetilerin ait olduğu organa, mecaz yoluyla işaret edilmiş olması da mümkündür. Bu ise anlamayı zorlaştıran karışıklığın ortaya çıkma sebebidir. Çünkü fuâdın anlamı olarak sunduğumuz algılama, düşünme, akıl yürütme gibi işlevler beynin görevi olarak bilinse de Kur'ân bunların yeri olarak kalbi göstermiştir.

Yunus Emre'ye Disiplinlerarasından Bakmak

Sakarya Üniversitesi Türk Akademi Dergisi (SAUTAD), 2023

It is a fact that many people can find something from different aspects in Yunus Emre, one of the most important values of Turkish Culture. While Yunus Emre is like everyone else, he is also an example to many with his wisdom. What removes him from being an ordinary historical personality is that he has the ability to reflect the individual and society thanks to his accumulation. Yunus Emre, on the one hand, reveals the human and the things about human beings with his discourse, on the other hand, mirrors the society and the state of the society. Human and the material-spiritual basic elements around him are included in Yunus Emre's discourse. His style is both noticeably sharp and equally sensitive. The solidity of the literary background in his expressions makes itself felt clearly. His intellectual background and justifications also prove the solidity of his idea base. His view of the world and faith has not only carried him beyond his time to the present, but also continues to carry him to the future. In this study, the main literary and intellectual studies on Yunus Emre were focused, new interpretations were brought to these evaluations and common reference points were determined. It was stated that the determined issues could be evaluated in terms of new perspectives and different fields, and the necessity of considering Yunus Emre from various disciplines of social sciences was pointed out.