“Meskinides” ve Nüfus Mübadelesi Üzerine (original) (raw)
Related papers
Lozan Nüfus Mübadelesi Göçleri ve Türk Mübadillerin İskânı
Coğrafya dergisi, 2019
ÖZ Lozan Konferansı'nda Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan bir sözleşme ile kesinlik kazanan Türk ve Rum nüfuslarının mübadelesi, her açıdan önemli sonuçlar doğurmuştur. Yüzbinlerce kişinin kendi anavatanı bildiği topraklardan zorunlu olarak çıkarılmasını ifade eden bu süreç, Cumhuriyet Türkiye'sinin çözmek zorunda kaldığı öncelikli sorunlardan birisi olmuştur. Türkiye'deki Rum ve Yunanistan'daki Türk azınlığı göçmen hâline getiren on yıllık bu süreç sonunda taraflar, mübadele sayesinde dinsel kimlik anlamında bütünlük sağlamıştır. Ancak giden göçmenlerin nitelikleri ve ülke ekonomisindeki değerleri göz önüne alındığında Türkiye'nin ciddi bir kayba uğradığı da bir gerçektir. Çünkü Türkiye'den Yunanistan'a göçen Rumlar ağırlıklı olarak ticaretle uğraşan şehirli nüfusu oluştururken, Yunanistan'dan Türkiye'ye göçen Türkler, tarımla uğraşan köylü nüfusu oluşturmaktaydı. Bu makale, ilgili literatür taraması çerçevesinde mübadelenin taraflar açısından nedenlerini, Lozan'da ele alınışını ve uygulanma sürecini ele almaktadır. Konunun ana kısmını oluşturan "Türk Mübadillerin İskânı" bölümünde ise Türk Hükümetinin mübadillerin iskânı için yaptığı hazırlıklar ile iskân politikalarını etkileyen faktörler incelenmiştir. Ayrıca Türk mübadillerin iskânı, dağılış ilkesine göre incelenmiş ve başta iklim ve yüzey şekilleri olmak üzere coğrafi faktörlerin iskân uygulamaları üzerindeki etkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla mübadillerin ülke geneline dağılışını gösteren bir harita hazırlanmış ve iskân uygulamalarının başarı oranı değerlendirilmiştir.
Nehcü’l-Ferâdîs’in Kazan Nüshası Üzerine
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2018
Nehcü'l-Ferâdîs, kırk hadis türünde yazılmış mensur bir eserdir. Kerderli Mahmud bin Ali tarafından 759'dan önce yazıldığı düşünülmektedir. Eser, her biri onar fasıldan oluşan dört baptan meydana gelir. Birinci bapta Hz. Muhammed'in hayatı ve faziletleri, ikinci bapta dört halife, ehl-i beyt ve dört imamın faziletleri, üçüncü bapta insanı Allah'a yaklaştıran ameller ve son bapta ise insanı Allah'tan uzaklaştıran ameller anlatılmaktadır. Her fasıl bir hadisle başlar ve bu hadisin Türkçe tercümesi verildikten sonra tanınmış İslam âlimlerinin eserlerinden bu hadisle ilgili görüşlere, hikâyelere yer verilir. Edebî bir gaye güdülmeden sade ve açık bir üslupla kaleme alınan eserin pek çok nüshası bulunmaktadır. Bu nüshalardan bazıları üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Yeni Cami nüshası János Eckmann tarafından tıpkıbasım olarak yayımlanmış, Eckmann'ın metin ile ilgili notları Semih Tezcan ve Hamza Zülfikar'ın düzenlemeleriyle bilim dünyasına sunulmuş, Aysu Ata tarafından da metnin dizini hazırlanmıştır. Gülden Sağol Yüksekkaya, Yeni Cami nüshası ile Paris nüshasının tenkitli metnini doçentlik tezi olarak sunmuştur. Nehcü'l-Ferâdîs'in Kastamonu'da bulunan nüshası giriş, metin, tıpkıbasım ve gramatik inceleme, dizin ve sözlük olarak iki cilt hâlinde Ergün Acar tarafından yayımlanmıştır. Çalışmamızda, Nehcü'l-Ferâdîs'in Kazan Devlet Üniversitesi Kütüphanesi 60261 numarada kayıtlı bulunan nüshası üzerinde durulacak, nüsha hakkında bilgiler verilecektir.
Savaşin Gölgesi̇ndeki̇ Meti̇nler Zeyti̇ndaği Ve Neci̇d Çölleri̇'Nden Medi̇ne'Ye
International Journal of Language Academy, 2014
Besides his duty also stayed for spirutual reasons in holy places; Akif explains efficently this journey in his poem "Necid Çölleri'nden Medine'ye" while he has the imaginary sudanese character tell his feelings and ideas about the journey he doesn't forget to emphasise the thought of Union of islâm. The thought of Union of Islam was the only acceptable way to survive for Ottoman Empire when having critical times by this period. As a natural representetive of that thought; Akif writes his poems with a point ıf view which considers this point. Because of that he is attentive to finish negations with a sentence or word that gives hope and mostly shows positive sides of events. Fatih Rıfkı Atay who were in same region for his duty portrays the Ottoman Empire,destroyed quickly, with adverse sentences. Unlike Akif, Atay who reflects the events more realistic was a soldier in this region just begore the World War 1.It's interestingly that even both poet(artist) travelled in the
Hz. Musa’nın Dilindeki “Ukde”nin Mahiyeti ve İlgili Tartışmaların Tahlili
2020
Bütün hakları saklıdır. / All right reserved. Hz. Mûsâ'nın Dilindeki "Ukde"nin Mahiyeti ve İlgili Tartışmaların Tahlili Öz Kur'ân-ı Kerîm'de ismi en çok zikredilen peygamber Hz. Mûsâ'dır. Onun Kur'an'da anlatılan yaşam öyküsü içerisinde dikkat çeken unsurlardan birisi de "dilindeki ukde" yani "düğüm" meselesidir. Peygamberlik gibi, dili iyi kullanmaya ve etkili konuşmaya dayalı bir görevdeki böyle bir kusur, ciddi anlamda düşündürücüdür. İnsan psikolojisini yakından ilgilendiren bu durumun Tevrat'ta da zikredilmiş olması dikkat çekicidir. Tefsirlerimizde Hz. Mûsâ'nın bebekken ağzına ateş koyduğuna dair rivâyetler ve konu hakkında çeşitli yorumlar mevcuttur. Bu çalışmada, mezkûr rivâyetlerin ve ilgili yorumların kritiği yapılmış; bu yorumlardan, modern bilimsel verilerden ve Tevrat'taki ifadelerden hareketle Hz. Mûsâ'nın dilindeki sorunun mahiyeti tespit edilmeye çalışılmıştır. Hz. Mûsâ'nın dilinde, ağzına ateş koyma gibi küçükken yaşamış olabileceği bir travmadan kaynaklı fizyolojik bir rahatsızlığın yanında; aşırı heyecanlı, ürkek ve tedirgin mizaçlı olmasından kaynaklanan bir konuşma güçlüğünün olduğu, bu konuşma güçlüğünün, kekeleme, pelteklik veya tutukluk olabileceği, bu sorunun nübüvvet sonrasında bir müddet devam edip sonrasında geçmiş olabileceği ve konuşma güçlüğü çeken birinin peygamber olarak görevlendirilmesinde de bazı derslerin olduğu sonucuna varılmıştır.
Hasen B. Zi̇yâd’In Müsned’İnde Yer Alan Mürsel Ri̇vayetler
2021
Öz Hasen b. Ziyâd el-Lü'lüî, Hanefî mezhebinin beşinci büyük imamı ve Ebû Hanîfe'ye en uzun süre talebelik etmiş olan müctehid bir âlimdir. Aynı zamanda Ebû Hanîfe'nin on beş Müsned'inden birini rivayet edenler arasındadır. Fıkıhçı kimliğinin yanı sıra hadis sahasındaki bilgisi ve dönemin meşhur bazı muhaddislerine hocalık yapmış olması, onun hem fıkıh hem de hadis alanında çok yönlü bilgiye sahip olduğunu göstermektedir. Hakkında çeşitli cerhler yapılmakla birlikte bu cerhlerin çoğunlukla mezhep taassubundan kaynaklandığı görülmektedir. Bu makalede Hasen b. Ziyâd'ın Müsned'inde yer alan yirmi iki mürsel hadisin râvi ve sened yönünden incelenmesi, bu hadislerin sahih kaynaklardaki varlığı, inkıtâın hangi râvilerden kaynaklandığı, mürseli yapan râvinin sika olup olmadığı, hazfedilen râvinin kimliği ve güvenilirliği, sahih olarak gelen şâhid rivayetlerle desteklenip desteklenmediği ortaya konulmaya çalışılacaktır. Tüm bunlar yapılırken Hasen b. Ziyâd'ın Hanefî mezhebine mensup olması dolayısıyla Hanefîlerin mürsel hadislere bakış açısında hangi kriterleri esas aldığı, mürsel hadislerin sahih hadisler gibi kabul edilip edilemeyeceği ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Mu?tezile?nin Nübüvvet Müdafaası
KADER kelam araştırmaları dergisi, 2009
This article has dealt with and evaluated the Mu'tazilite rational answers to the objections which have been put forward to the prophethood by some heretical groups as Barahima. These objections and answers have been dealt with and evaluated in five groups. The aim of this subject is to recognise the Mu'tazilite opinions of the rational bases of the prophethood and to be able to see the dimensions and the methods of the Mu'tazilite rationalism.