Yaşlı Bireylerde Tinnitus ve Hipertansiyon Arasındaki İlişki (original) (raw)

Yoğun Bakımda Hipertansiyon

2014

Hipertansif aciller yogun bakimda siklikla karsilasilan durumlardir. Hipertansif acil durumdaki hastalar, hemodimamik durumlarin ani sekilde degisebilmesi nedeniyle tedavi, bakim ve izlemi zor olan hastalardir. Bu hastalarin tedavi, bakim ve izleminin dogru ve etkin sekilde yapilmasi hipertansif acil duruma bagli sekonder sorunlarin ortaya cikmasini, olum gibi istenmeyen sonuclarin onlenmesini saglamaktadir. Bu derlemede, hipertansif acillerin etiyolojisi, belirti ve bulgulari, tedavisi ve izlemi ele alinmistir. Hipertansif acillerin dogru ve etkin tedavinde yogun bakim hemsiresinin rolu buyuktur.

Yoğun Bakım Hastalarında Hipertansiyon

Journal of Contemporary Medicine, 2016

Hipertansiyon normal popülasyonda olduğu gibi, yoğun bakım hastalarında da sık karşılaşılan önemli bir problemdir. Ancak hipertansiyonla ilgili şu ana kadar literatürde oluşmuş bilgi birikimi daha ziyade ayaktan takip edilen kardiyovasküler riski orta ve yüksek olan hasta gruplarında yoğunlaşmış, yoğun bakım hastalarında sınırlı kalmıştır. Yaşamı tehdit eden öncelikli sorunların çözümü için uğraşan sağlık ekibi tarafından hipertansiyonun istemsiz göz ardı edilmesi, takip edilen her hastanın bireysel özelliklerinin ve medikal destek ihtiyaçlarının çeşitliliği bu duruma yol açıyor olabilir. Bu zorluklara rağmen yoğun bakımda çalışan klinisyenden birçok konuda olduğu gibi hipertansiyonun yönetimi konusunda da doğru olanı eksiksiz yapması beklenmektedir. Bu derlemede eldeki veriler ışığında yoğun bakım hastalarında hipertansiyonun değerlendirilmesi ve tedavisi irdelenmiştir.

Yaşlı Bireylerde Malnutrisyon Ve Ortostatik Hipotansiyon Arasında İlişki Var Mı

2018

Amac:Malnutrisyon ve ortostatik hipotansiyon(OH) yasli populasyonda sik gorulen iki geriatrik sendromdur. Bu iki geriatrik sendrom yaslilarda onemli morbidite ve mortalite nedeni olarak karsimiza cikmaktadir. Bu calismanin amaci malnutrisyon ve OH arasinda iliski olup olmadigini tespit etmektir. Materyal-Metod: 2013-2016 yillari arasinda 599 yasli bireyi inceleyen retrospektif ve kesitsel bir calisma olarak duzenlendi. Butun hastalarin demografik verileri,son bir yilda dusme hikayesi dahil komorbiditeleri, vucut kitle indeksi (VKI) degeri, ayrintili geriatrik degerlendirme parametreleri ve laboratuar bulgulari ele alindi. OH, supin pozisyondan ayaga kalkar pozisyona gecildiginde sistolik ve/veya diastolik kan basinclarinda sirasiyla 20 ve/veya 10 mmHg dusus olmasi olarak tanimlandi. Bulgular: Katilimcilarin yas ortalamasi 74+8.09 olup, cogunlugu kadinlardan (%63.2) olusmaktadir. Malnutrisyon-risk olanlarin orani %42.5 idi. Dusme, depresyon ve hipertansiyon malnutrisyon-risk grubunda...

Hipertansiyon Hastalarinda Hastalik Algisinın Belirlenmesi

2020

Bu çalışma hipertansiyon hastalarının hastalık algılarının ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntemler: Bu çalışma tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Çalışma bir ilçe Devlet Hastanesine başvuran 210 hipertansiyon hastası ile tamamlanmıştır. Veriler tanıtıcı bilgi formu ve Hastalık Algısı Ölçeği ile toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan hastaların yaş ortalaması 70.36±11.39, %40'ı okuryazar değil, %50'si erkektir. Hastaların Hastalık Algısı Ölçeği alt boyutları puan ortalaması süre akut-kronik 18.89±3.25, sonuçlar 19.86±4.72, kişisel kontrol 21.59±4.49, tedavi kontrolü 17.32±3.37, hastalığı anlayabilme 13.87±5.30, döngüsellik 13.33±3.49, duygusal temsiller 21.31±5.74 şeklindedir. Hastalık nedenleri boyutuna bakıldığında puan ortalamaları; psikolojik atıflar 23.71±4.26, risk etkenleri 24.92±5.85, bağışıklık 9.30±2.95 ve kaza ya da şans 5.31±2.02'tır. Fiziksel aktivite yapma ve hipertansiyon ilacını düzenli kullanma değişkenlerinin Hastalık Algısı Ölçeği alt boyutlarından süre akut-kronik ve sonuçlar" boyutunun, sigara kullanma değişkeninin risk etkenleri boyutunun düşük düzeyde anlamlı bir yordayıcısı olduğu saptanmıştır. Sonuç: Sağlık bakım profesyonellerinin hipertansiyon hastalarının hastalık algısını belirlemesi, hastalığın kronik olduğu bu nedenle fiziksel aktivite yapma, ilacı düzenli kullanma ve sigarayı bırakma konusunda eğitim vermesi önerilmiştir.

Yaşlılarda hipertansiyona yaklaşım

Turkiye Aile Hekimligi Dergisi, 2010

Y afll›lardaki hipertansiyon, 65 yafl üstündeki kiflilerde sistolik kan bas›nc›n›n ≥140 mmHg veya diyastolik kan bas›nc›n›n ≥90 mmHg olmas›d›r. 1 Bu tan›mlamayla birlikte; hipertansiyon tan› ölçütlerinin yafla göre de¤iflim göstermedi¤i de ak›lda tutulmal›d›r. Dikkat edilmesi gereken nokta, tek bir tansiyon ölçümünün tan› koymada de¤eri olmamas›d›r. Hipertansiyon tan›s›, 5 dakikal›k dinlenme sonras› oturur pozisyonda en az 2 farkl› seansta ve her seansta iki koldan en az iki ölçüm ile konulmal›d›r. 1 Bu koflullar sa¤lanmad›¤› taktirde hatal› sonuçlarla karfl›lafl›lmas› muhtemeldir. Hipertansiyon, birinci basamak uygulamas›nda çok s›k rastlan›lan rahats›zl›klardan birisidir. 2 Sadece Amerika Birleflik Devletleri'nde (ABD) y›lda yaklafl›k 1 milyon kifliyi, dünyada ise 1 milyar kifliyi etkiledi¤i hesaplanm›flt›r. 3 ABD'nde hipertansiyon prevalans› %31.3'tür; hipertansiyonun tan› ve tedavisi için sa¤l›k kurulufllar›na y›lda 35 milyon baflvuru yap›lmaktad›r. 4,5 Altun ve arkadafllar›n›n

Tinnituslu Bireylerde Dinleme Eforunun Değerlendirilmesi: Bir Ön Çalışma

2018

The aim of this preliminary study is to determine the effect of chronic subjective tinnitus on listening effort. Materials and Methods: 36 individuals, (21 F and 15 M) were included in the study. The participants were evaluated in three groups: two study groups consisting of individuals suffering from tinnitus with mild hearing loss and individuals suffering from tinnitus without hearing loss; and a control group consisting of individuals with normal hearing without tinnitus. After audiologic evaluations, Montreal Cognitive Assessment Test, Tinnitus Handicap Inventory were carried out and the listening effort was assessed using the dual task paradigm. Speech in noise test at +10 dB Signal to Noise Ratio (primary task) and saccadic eye movement test (secondary task) were performed separately and simultaneously. Results: In the presence of tinnitus and mild hearing loss group, the increase in listening effort was found to be statistically significant from tinnitus and normal hearing individuals (p = 0.00) and the control group (p = 0.00). The rate of change within the listening effort of individuals with and without tinnitus was not found to be statistically significant (p>0.05). The increase in listening effort of individuals who had complaints of tinnitus for 5 years or more was found to be statistically significantly higher than those who complained less than 5 years (p = 0.002). Conclusion: A statistically significant increase within the listening effort in individuals with tinnitus who had a hearing loss at mild level and who had a tinnitus complaint over five years, was determined.

Hipertansiyon Tanısı Olan Bireylerin Evde Hastalık Yönetimlerinin İncelenmesi

2013

Bu çalışma hipertansiyon tanısı olan bireylerin evde hastalık yönetiminin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. YÖNTEMLER: Tanımlayıcı olarak yürütülen bu araştırmanın örneklemi, bir toplum sağlığı merkezine 23 Mayıs-23 Temmuz 2012 tarihleri arasında başvuran olasılıksız örneklem yöntemi ile seçilen 112 hipertansiyon tanılı bireyden oluşmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan form kullanılarak yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. BULGULAR: Bireylerin yaş ortalamasının 59.02 ± 1.24, olduğu, ortalama 9.81 ± 8.71 yıl önce tanı aldığı saptanmıştır. Araştırmada, hipertansiyon tanısı olan bireylerin çoğunluğunun ilaç kullanma nedenini (%89.3), kan basıncı ölçüm tekniğini (%85.7) ve hastalığa özgü beslenme şeklini bildiği (%98.2) ve düzenli doktor kontrolüne gittiği (%76.8) belirlenmekle beraber önemli bir kısmının ilaçlarının yan etkilerinin ne olduğunu ve hangi durumlarda doktora başvuracağını bilmediği (%42), ilaç almayı unuttuğu (%50), tuzsuz yemek yemeye alışamadığı için tuzu kısıtlamadığı (%19.6) belirlenmiştir. Ayrıca araştırmaya dâhil olan bireylerin çoğunluğunun düzenli fiziksel aktivite yapmadıkları belirlenmiştir. Yine okuryazar olmayan hipertansif bireylerin hastalık yönetimine ilişkin bilgi ve uyumlarının okur-yazar ve bir okul mezunu olan bireylerden daha düşük olduğu ve istatistiksel olarak farkın anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0.05). SONUÇ: Bu sonuçlar doğrultusunda, hipertansiyonlu bireylere yönelik, evde hipertansiyon yönetimine ilişkin özellikle ilaç yönetimi, diyet, fizik aktivite ve kan basıncı ölçümüne ilişkin eğitim ve davranış geliştirme girişimlerinin geniş kitleleri kapsayacak şekilde düzenlenmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: hipertansiyon, evde hipertansiyon izlemi, sağlık davranışı OBJECTIVE: Aim of this study was to investigation of disease management of individuals with hypertension at home. METHODS: The sampling of this descriptive study was composed of 112 individuals diagnosed with hypertension who applied to a community health center between 23 May-23 July 2012 and selected random sampling method. Data were collected through face to face interviews using the data collection tool formed by the researchers. RESULTS: It was determined that the average age of the individuals was 59.02 ± 1.24 and that they had been diagnosed an average of 9.81 ± 8.71 years ago. Of those participating in the study, it was determined that 76.8% were going to the doctor for checkups at specific intervals to check blood pressure and to regulate medicine. However in a major portion of the individuals was determined that stopped taking medicines when the complaints regressed (36.2%), forgot to take their medicines (50.0%), did not know when they had taken their medicines (33.0%), did not know what were the side effects of their medicines and in which situations they should consult with a doctor (42.0%), did not restrict the consumption of salt (19.6%). Whereas, 65.2% did not do any physical activity. Again, information and compliance on disease management in illiterate hypertensive individuals was found to be lower than literate and has graduate of a school, and the difference was found a statistically significant (p<0.05). CONCLUSION: According to the results, it can be proposed that education and behavioral development initiatives are organized in a manner that would include all population for individuals with hypertension especially related to medication management, diet, physical activity and follow-up of blood pressure at home.

Hipertansiyonlu Bireylerde Tamamlayıcı ve Alternatif Tedavi Kullanma Durumu

Balıkesir sağlık bilimleri dergisi, 2013

Hipertansiyon tedavisinde, ilaç tedavisine ek olarak veya tek başına nonfarmakolojik önlemlerin de önemli bir yeri vardır. Bilinçsizce kullanılan Tamamlayıcı Alternatif Tedavi (TAT)'ler hastalık tablosunun ağırlaşmasına ve ortaya çıkan yan etkiler nedeniyle organ fonksiyon bozukluklarına neden olabilmektedir. Araştırma, hipertansiyonu olan bireylerin TAT kullanma durumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEMLER: Tanımlayıcı tipteki araştırma 347 esansiyel hipertansiyonlu hasta ile yapılmıştır. Verilerin toplanmasında bireylerin demografik özellikleri ve TAT kullanma durumlarını belirlemek amacı ile anket formu kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzdelik, kikare testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırma sonucunda, çalışma kapsamındaki bireylerin %68.9'unun kadın, %30.1'in 60-69 yaş grubu arasında olduğu ve %83.6'sının evli olduğu tespit edilmiştir. Hastaların %52.7'sinin TAT yöntemi kullandığı, medeni durum ve gelir düzeyi ile TAT kullanma durumu arasında ki ilişki istatistiksel olarak anlamsız iken(p>0.05), yaş, cinsiyet, aile tipi, eşlik eden kronik hastalık, ikamet edilen yer ve eğitim durumu ile TAT kullanma durumu arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p SONUÇ: Hipertansiyon hastaları TAT yöntemlerini sık kullandıkları için hemşireler hipertansif bireylerde TAT kullanımını belirlemelidir. Hemşirelerin kronik hastalığı olan bireylere güvenli TAT kullanımı hakkında eğitim ve danışmanlık yapması gerektiği ve hemşire öykü formlarının TAT kullanımına ait soruları içermesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Hipertansiyon, tamamlayıcı ve alternatif tedavi SUMMARY OBJECTIVE: This study was carried out as a descriptive study in order to examine the use of complementary and alternative treatment in the patients with hypertension. METHODS: This descriptive study was conducted with 347 patients. The data was collected by using questionnaire consisting of the information about the patient's demographic characteristics and using state of complementary and alternative treatment. Data that was collected from the study was analyzed by using means, percentage and chi-squared test. RESULTS: The result of the study has shown that 52.7% of the patients use complementary and alternative treatment, marital status and income with use of complementary and alternative treatment were found not to be statistically significant (p>0.05), age, gender, family type, in addition to hypertension availability chronic disease, residing and education with use of complementary and alternative treatment were found not to be statistically significant (p<0.05). CONCLUSION: The patients having hypertension use complementary and alternative treatment. Nurses should determine the use of complementary and alternative treatment for individuals with chronic disease. It is suggested that patients with chronic disease should compose training and counseling programmes related to the safe use of complementary and alternative treatment and nurse medical history forms should include the usage questions about complementary and alternative treatment.

Gebelik ve Hipertansiyon

Gebelik ve Hipertansiyon( Pregnancy and Hypertension), 2021

Derleme-Review Öz Hipertansif hastalıklar tüm gebeliklerin % 5-10'unda görülür, maternal ile fetal morbidite ve mortalite oranlarına fazlasıyla katkıda bulunarak kanama ve infeksiyon ile birlikte ölüm triadını oluşturur. Etiyolojide anormal plasentasyon başta olmak üzere, maternal, paternal (plasental) ve fetal dokular arasındaki immunolojik toleransın uyumsuz olması, normal gebeliğin kardiyovasküler veya inflamatuar değişikliklerine maternal uyum bozukluğu, genetik faktörler bulunur. Gebelikte sistolik kan basıncı ≥140 mmHg veya diastolik kan basıncı ≥90 mmHg olması durumu hipertansiyon (HT) olarak tanımlanır ve başlangıç gebelik haftası ve eşlik eden diğer durumlara göre gestasyonel hipertansiyon; preeklampsi/eklampsi/HELLP Sendromu; kronik hipertansiyon; kronik hipertansiyon zemininde süperimpoze preeklampsi omak üzere 4 tip olarak sınıflandırılmıştır.

Yaşlı Bireylerde Denge, Fonksiyonel Egzersiz Kapasitesi ve Periferal Kas Kuvveti Arasındaki İlişki

SDÜ Sağlık Bilimleri Dergisi, 2017

Bu çalışmanın amacı, yaşlı bireylerde denge, fonksiyonel egzersiz kapasitesi ve periferal kas kuvveti arasındaki ilişkinin saptanmasıydı. Materyal-Metod: Çalışmaya, İzmir Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde ikamet eden 34 yaşlı birey dâhil edildi. Katılımcıların demografik bilgileri, dengesi (Tinetti Denge ve Yürüme Değerlendirmesi-POMA), fonksiyonel egzersiz kapasitesi (6 Dakika Yürüme Testi [6DYT]), ve periferik kas kuvveti (diz ekstansör kuvveti) değerlendirildi. Yaşlı bireylerde bağımsız değişkenlerin birbiri ile ilişkisi Pearson Korelasyon Analizi ile değerlendirildi. Bulgular: POMA skoru ile 6DYT mesafesi (r=0.544, p=0.001), POMA skoru ile diz ekstansiyon kuvveti (r=0.364, p=0.034) ve 6DYT mesafesi ile diz ekstansiyon kuvveti (r=0.495, p=0.003) arasında anlamlı ve pozitif ilişki bulundu. Sonuç: Yaşlı bireylerde denge, fonksiyonel egzersiz kapasitesi ve diz ekstansiyon kuvvetleri birbiri ile ilişkili bulundu. Bu nedenle, yaşlılarda dengenin geliştirilmesine yönelik oluşturulacak geriatrik rehabilitasyon programlarında fonksiyonel egzersiz kapasitesi ve diz ekstansiyon kuvvetini arttırmaya yönelik yaklaşımlar göz önünde bulundurulmalıdır.