Orman Kaynaklari Planlamasi Ve Aşamali Yaklaşim (original) (raw)

Orman Kaynaklarının Çok Amaçlı Planlanması ve Araştırma Öncelikleri

Toplum Orman ilişkilerinin gelişimi, ormancılıkta süreklilik ilkesinde olduğu gibi, çok yönlü kullanım ilkesinin de oluşmasına destek olmuştur. Toplumların ormandan beklediği mal ve hizmetler zaman içerisinde değişmiş, bazı malların talebi azalır veya yok olurken, genelde yeni mal ve hizmet talepleri ortaya çıkmıştır. Günümüz insanının ormanlardan beklentileri, bin veya ikibin yıl öncesinin insanına göre daha çeşitli bir mal karması ile ifade edilebilmektedir. Günümüzde, ormanların sadece bir mal veya hizmete yönelik planlanması, yönetimi artık olanaksız hale gelmiştir. Bu nedenle, yaklaşık yarım asırdır "çok yönlü faydalanma" ilkesi, süreklilik ilkesinin yanındaki yerini almıştır. Günümüz ormancılık yazını, süreklilik ve çok yönlü faydalanma ilkelerinin önemi konusunda aynı fikirdedir. Çok yönlü faydalanmanın gerekliliği üzerinde bir bilincin oluştuğu ancak bunun nasıl gerçekleştirilebileceği konusunda sağlam adımların atılamadığı düşünülmektedir. Dolayısıyla, ormanların çok yönlü ve sürekli faydalanabilir bir anlayışla yönetiminin yöntemleri, bu yöntemlerin uygulanması için gerekli bilgi veya verilerin üretimi öncelikli araştırma konuları olmalıdır. Bu çalışmada, araştırma anlayışlarının bir sonucu olarak ortaya çıkan tezler, araştırma master planları, öncelikleri, bilim ve teknoloji politikaları, elektronik veri tabanlarında yer alan makaleler araştırma öncelikleri ve çok yönlü faydalanmaya verdikleri yer açısından incelenmektedir. İnceleme sonucunda, Türkiye'de hazırlanan lisans üstü çalışmalarda bu konunun çok az yer aldığı, TÜBİTAK tarafından desteklenen projelerde de aynı durumun gözlendiği, Ormancılık Araştırma Master Planlarında konunun gittikçe daha fazla yer alırken, Türkiye Ulusal Ormancılık Programının ilkeleri arasına çok yönlü faydalanmanın girdiği belirlenmiştir. Türkiye'dekine benzer şekilde, uluslararası bilimsel makaleler arasında da çok yönlü faydalanmanın çok az yer bulduğu, buna karşılık EFI'nın araştırma program ve öncelikleri arasına, özellikle çok yönlü kullanımın başarılması için gerekli toplumsal bilgilerin üretimi sorununun girdiği fakat halen işlevlerin etkileşimi probleminin dikkat çekmediği belirlenmiştir.

Orman Kaynaklarinin Planlanmasinda Sosyal Değerlendi̇rme Ve Katilim

Özet Planlama orman kaynaklarının yönetiminde önemli bir adımdır. Planlamanın bu aşamasında gerçekleştirilen çalışmalar sadece uygulanacak yönetim faaliyetlerini belirlememekte, aynı zamanda uygulanacak bazı yönetsel çalışmaları da başlatmaktadır. Planlamanın hazırlık aşamasında gerçekleştirilen çalışmalardan bir tanesi "sosyal değerlendirme" olarak adlandırılan çalışmadır. Sosyal değerlendirme, karar verilecek kaynak ile ilgili sosyal yapının dikkate alınmasını sağlayan bir analizdir. Kaynağın yönetimi sırasında yararlanılacak "toplumsal katılımın" alt yapısı ve ilk uygulamaları sosyal değerlendirme çalışmalarıyla oluşturulmaktadır. Bildiride, öncelikle orman kaynakları planlaması ve yönetiminin sosyal boyutu ele alınmakta ve ardından orman kaynaklarının planlanması ve yönetiminde uygulanan "sosyal değerlendirme" çalışmalarından örnekler verilmektedir. Sosyal değerlendirme çalışmalarının uygulama şekli açıklanmaktadır. Bugüne kadar ülkemizde gerçekleştirilen, orman amenajman planları ve ağaçlandırma projelerindeki sosyal değerlendirme çalışmaları irdelenmekte ve Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi (GEF II) projesi kapsamında İğneada uygulama biriminde yapılan sosyal değerlendirme çalışması tanıtılmaktadır.

DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIMINDA PEYZAJ YÖNETİMİ, KORUMA ve PLANLAMASI

1. Konya Kent Sempozyumu, 2011

İnsanlığın doğal kaynakların kullanımındaki sınırsız ve sorumsuz davranışları, günümüzde pekçok sorunun oluşumuna neden olmuştur. Doğal kaynak olarak toprağın, suyun, havanın ve bitki örtüsünün hiç kirlenip, bozulacağı; ya da gün gelip, (hayvan varlığının) tükeneceği düşünülmemiştir. Peyzajın doğal elemanlarının (hava, su, toprak, bitki örtüsü ve hayvan varlığı vb.) kullanımında, peyzaj ekolojisi göz ardı edilmiştir. Peyzaj ekolojisi kapsamında zincirin bir halkasının, bu bütünü nasıl etkileyeceği ya görmezden gelinmiş ya da gerçek anlamda görülememiştir. Oysa peyzaja bir noktada olan etkinin sonuçları, bütüne zincirleme olarak yansımıştır. Örneğin; planlama da yer seçimlerinde peyzaj ekolojisi dikkate alınmadığı için yapılan yerleşim ve sanayi alanları ya en iyi tarım topraklarını, hem yok etmiş; hemde yakın çevresini kirletmişlerdir. Ya da o alanın bitki örtüsü yok edilerek alan sağlanırken, bunun iklim üzerine etkisi unutulmuştur. Ya da bu alanların geçirimsiz yüzeylerle kaplanarak, taban suyu beslenimi durdurulmuştur. Đşte bu ve benzeri olumsuzluklar, zaman içerisinde dünyayı yaşanılmaz hale getirmektedir. Bu nedenle peyzaj ekolojisi temelinde peyzaj planlaması üzerinden diğer planlama çalışmaları yapılmalıdır ki sorunların oluşumu engellenerek; daha yaşanabilir ortamlarda yaşama şansı elde edebilelim. Peyzajın doğal elemanlarının her birinin mevcut durumu ortaya konularak; etki alanları göz önüne alınarak, ilişkileri karşılaştırmalı analiz edilerek peyzaj planlaması açısından değerlendirilmelidir. Peyzajın doğal elemanlarına korunan alanlar mantığı dışında, tüm peyzajın etkileşimli elemanları tek tek irdelenerek, bütünü çerçevesinde değerlendirilmelidir. Oysa günümüzde ekoloji temelli planlama yaklaşımları sadece tanımlı koruma alanları üzerinde durmakta, onların dışında yer alan alanlarda tanımsız (koruma alanı olarak) peyzajlar üzerinde gene peyzaj ekolojisi unutularak, planlar oluşturulmaktadır. Oysa peyzajın tüm doğal elemanları tek tek irdelenerek (peyzajın yapısı); bunların birbiri ile olan etkileşimleri de (peyzajın fonksiyonları ve peyzajın değişimi); dikkate alınarak peyzaj planlaması ve yönetimi gerekmektedir.

Ormancılıkta Odun Hammaddesi Üretiminde Yıllık Operasyonel Planlama Modelinin Geliştirilmesi

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2006

Bu calismada, odun hammaddesi uretimi icin hiyerarsik planlama yaklasimina gore, operasyonel duzeyde bir planlama modeli gelistirilerek yil icindeki toplam ortalama uretim giderlerinin minimizasyonu amaclanmistir. Bu amac icin teknik, topografik, ekonomik, cevresel ve sosyo-ekonomik olcutlere uygun bir planlama stratejisi hedeflenmistir. Cevresel ve kurumsal degiskenler, niteliklerine gore degerlendirilmis ve bu degerlendirme icin cok olcutlu analizlerden, Analitik Hiyerarsi Sureci kullanilmis ve elde edilen sonuclar, nicel degerlere bir katsayi olarak eklenmistir. Operasyonel kararlarin modellenmesi ve optimizasyonu icin dogrusal ve tamsayili programlama teknikleri kullanilmistir. Modelleri test etmek icin bir orman isletme sefligine (Asagigokdere/Egirdir/ Isparta) ait alan, mescere, butce, isgucu, makine ve yoresel uretim teknolojilerine ait veriler toplanmis ve kullanilmistir. Planlama yili icinde uretim bolmelerinin isletmeye acilabilirligi, hangi bolmenin hangi periyotta uretim...

KORUNAN ALAN PLANLAMA STRATEJİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Kastamonu-Bartın Küre Dağları Milli Parkı Örneği

Bartın Orman Fakültesi Dergisi, 2014

Bu çalışma, Kastamonu-Bartın Küre Dağları Milli Parkı'nın (KDMP)planlamasında en uygun stratejiyi belirlemeyi amaçlamaktadır. Stratejiler korunan alanlar ve KDMP'nin planlamasında gündemde olan stratejiler arasından seçilmiştir. Bu stratejiler mutlak koruma, koruma kullanma ve kullanma stratejileridir. Mutlak koruma, koruma kullanma ve kullanma stratejilerinden en uygun olanını seçmek için çok kriterli karar verme tekniklerinden biri olan Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) tekniği kullanılmıştır. AHS tekniğinde en uygun stratejinin belirlenmesi için temel ve alt kriterler tanımlanmıştır. Çalışmada KDMP'nın doğal, tarihi-kültürel ve alan kullanım hedef ve politikalarına ilişkin faktörler temel kriterler olarak sınıflandırılmıştır. Temel kriterlerin alt kriterleri çalışma alanı özellikleri ve ilgili veriler dikkate alınarak oluşturulmuştur. Kriterler AHS tekniği aracılığıyla değerlendirilerek milli park planlamasında söz konusu stratejilerin ağırlık puanları elde edilmiştir. ...

Orman Yangınları ve Orman Amenajman Planları

Kastamonu University Journal of Forestry Faculty, 2016

Bu çalışma orman yangınlarının orman amenajmanı planlamalarına entegrasyonunu temel düzeyde ele almaktadır. Orman ekosistemleri sürekli bir değişim ve gelişim içindedir. Yangın, böcek ve fırtına gibi doğal afetler ile planlı ve plansız insan müdahaleleri, orman ekosistemlerinde meydana gelen bu değişimin ve gelişimin en önemli belirleyici unsurlarıdır. Nerede, ne zaman çıkacağı ve ne kadar bir alanda etkili olacağı bilinemeyen orman yangınları, planlamalardaki en önemli risk ve belirsizlik kaynaklarından biridir. Yangınların yoğun olarak görüldüğü orman ekosistemlerinde önemli orman dinamiklerini temsil eden tür çeşitliliği, yaş sınıfları dağılımı, parçalılık ve süksesyon gibi belirleyici ekosistem parametreleri, yangın şiddeti, yanıcı madde tüketimi, yangın mevsimi, yangın sıklığı ve yangın döngüsü gibi yangın rejimi bileşenleri ile çok sıkı ilişki ve etkileşim içerisindedir. Orman ekosistemlerinin doğaya uygun ve sürdürülebilir bir şekilde planlanmasında, sistemlerin iç dinamiklerinde yer alan bu ilişki ve etkileşimlerin araştırılması, anlaşılması ve planlara yansıtılması büyük önem arz etmektedir.

Ormanların su üretim hizmetine yönelik yeni planlama yaklaşımı

Ormancılık Araştırma Dergisi, 2020

Dünya genelinde geçen yüzyıl içinde gerçekleştirilen deneysel havza çalışmaları biyokütle ile su verimi arasındaki negatif korelasyonu ortaya koymuştur. Fakat sadece bu negatif korelasyon dikkate alınıp önemli detaylar göz ardı edildiğinde “orman ne kadar şiddetli aralanır veya kesilirse o kadar yüksek seviyede su verimi artırılabilir” şeklinde yanlış bir algı oluşmaktadır. Bu makalede bu yaklaşımın neden terk edilmesinin gerektiği açıklanmakta ve su üretim amacına yönelik yeni orman planlama paradigması ortaya konulmaktadır. İklim değişikliği ve benzer riskler dikkate alınarak, su üretim amaçlı orman planlama, havza planlama ile eşgüdüm içinde, akarsu kıyı ekosistemlerinin kapasitesini üst düzeye taşıyacak şekilde iyi yönetim uygulamaları prensipleri çerçevesinde planlamaya konu olmalıdır. Bu sonuca ulaşmak için 3 temel yaklaşım ve veri kaynağı benimsenmiştir: (1) Meta analiz, (2) Proje sonuçları ve (3) Marmara Bölgesi kapsamında ön değerlendirme. Orman planlamada havza bazında entegrasyonu, iklim değişikliğine uyum ve akarsu kıyı ekosistemlerinin planlamaya aktarılması için planlama öncesi Havza Hidrolojik Değerlendirme Raporu (HDR) ve Dere Kıyısı Ekosistemleri Yönetim Planları (DKYP) hazırlanmalıdır. Bu yaklaşımla fonksiyonel planlamada su üretimi ve toprak koruma fonksiyonları birer üst planlama fonksiyonu mantığıyla tüm ormanlara ve ormancılık faaliyetlerine dahil edilmiş olacaktır. During the past century, the experimental catchment studies around the globe revealed the negative correlation between biomass and water yield. Unfortunately, if the assessment relies solely on this negative relationship then a biased perception arises stating that “water yield increases proportionally as the forest cover decreases with cuttings”. This paper explains why this perception should be changed and suggests a new forest planning paradigm. Taking into account climate change and similar risks, forest planning for the objective of water production should go parallel with watershed planning using methods and principles that will boost the capacity of riparian ecosystems with the best management practices”. To come up with this conclusion we used three major data sources and approaches. These are; (1) Metaanalysis, (2) Project results and (3) Initial assessment for Marmara region. The relevant project outputs for the last 10 years points out the need for integration with watershed based planning, climate adaptation and the riparian ecosystems to the forest planning processes. To realize this, a Hydrologic Assessment Report (HAR) and Riparian Ecosystems Management Report (REMR) should be prepared prior to forest planning process. With this approach, we think that water production and soil conservation functions will be incorporated into whole forest areas and forestry activities as an upper level planning function.