Su Kaynaklarinin Korunmasinda Yerel Tohum Çeşi̇tleri̇ni̇n Rolü Üzeri̇ne Çi̇ftçi̇ Görüşleri̇ (original) (raw)

Su Kaynaklarının Korunmasında Yerel Tohum Çeşitlerinin Rolü Üzerine Çiftçi Görüşleri

Tarım ekonomisi dergisi, 2019

Tarım sektörü, tüm ülkeler n ekonom s nde öneml b r yere sah pt r. Tarımsal üret m n olmazsa olmazı olan suyun etk n kullanımı hem tarımın sürdürüleb l rl ğ hem de gıda güvenl ğ açısından öneml d r. Gelecek nes ller ve ş md k nsanların beslenmes ç n büyük önem taşıyan tarımsal üret m n sürdürüleb l rl ğ büyük ölçüde ç ftç ler n tarım pol t kalarını ben msemeler ve bu yönde davranış değ ş kl kler yle mümkün olacaktır. Bu kapsamda, kl m değ ş kl ğ n n gelecektek potans yel etk ler n n üstes nden gelmek ç n, ç ftç ler n kl m değ ş kl ğ ne uyum ve azaltım uygulamalarına gösterd kler tutum ve davranış değ ş kl kler , yen ve sürdürüleb l r b r tarımsal kalkınma oluşturulmasında faydalı olacaktır. Ç ftç ler n kl m değ ş kl ğ ne hazırlıklı olmaları ç n tarımsal üret m uygulamalarında farkındalık yaratmanın, hem üret c ler n üret m konusunda esnekl kler n artıracağı hem de daha sürdürüleb l r b r tarımsal üret m s stem oluşturacağı düşünülmekted r. Tarımsal üret m n sürdürüleb l rl ğ n n, kl m değ ş kl ğ ne uyum uygulamalarıyla b rl kte devam edeb lmes ç n tarım pol t kaları büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda pol t kaların başarısı, üret c n n uyum gösterme gücüyle doğrudan l şk l d r. Bu çalışmada da, tarım sektöründe, su kaynaklarının sürdürüleb l r kullanımına da r alternat f pol t kalarla lg l ç ftç görüşler n n yerel tohuma odaklanarak ortaya konması amaçlanmıştır. Bu amaçla, kl m değ ş kl ğ ne uyum le lg l pol t kalara yön vermes ç n En yEn kötü anal z yapılmıştır. İkl m değ ş kl ğ ne uyum pol t kaları açısından en etk l ve en az etk l uygulama bel rlenm ş ve kl m değ ş kl ğ kapsamında yerel tohum çeş tler n n, su kaynaklarının korunmasına yönel k olarak, en etk l ve en az etk l özell ğ ortaya konmuştur. Ayrıca, üret c ler n, kuraklık etk ler n azaltmaya yönel k uygulamalar Puan Durumu Anal z ne göre bel rlenm şt r.

Yerli Tohum Geleceğin Güvencesi

2013

Anadolu, tarımın başladığı yerdir. Diyarbakir'ın Karacadağı'nda yetişen yabani buğdaylar, Neolitik insanlar tarafından yetiştirilerek ilk kültür buğday çeşitleri olan siyez ve kavılca meydana getirdiler. Ekmek yapımına uygun olmayan fakat bulguru lezzetli ve yüksek proteinli olan bu buğdaylar, hala az miktarda olsa Kastamonu, Kars gibi yerlerde yetiştirilmektedir. Tarih boyunca Anadolu çiftçileri, on binlerce meyve, sebze, baklagil ve tahılların kültür çeşitlerini geliştirdiler.

Türkiye'de Su Ürünleri Yetiştiriciliği ve Yetiştiricilikte Alternatif Yem Kaynakları

EÜ Su Ürünleri Dergisi, 2003

Aquaculture and alternative feed sources for aquaculture in Turkey. Turkey, 1999 of in the year, 90.1% catch, 9.9% aquaculture. Total fishery production was estimated 636.824 tons. According 1998 aquaculture was increased 11.11% 63.000 tons in 1999. Aquaculture has estimated 72.000-78.000 tons in 2000 years. Aquaculture feed expense of total expenses 45-65%. Fish price increase low but, fish feed price high nowadays. Developed countries have looked after alternative feed sources at fishing. For example as wet feed waste fish, economic value low marine or inland fish, waste slaughterhouse, fish silage, earthworm and animal water organisms.

Çevre Problemleri̇ Ve Sürdürülebi̇li̇rli̇k Açisindan Su Elçi̇leri̇ Çi̇zgi̇ Fi̇lmi̇ni̇n Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Kesit Akademi, 2019

Çocuklar için hazırlanan çizgi filmler, canlandırmalar, eğlence programları, müzikler çocukların televizyonda ilgi ile izledikleri çocuk yayınlarıdır. Çocukların somut ve ya soyut kavramların birçoğunu çizgi film izleyerek öğrendikleri düşünülürse, çizgi filmlerin çocukların bilişsel gelişiminde önemli rol oynadığı ve dolayısıyşa içeriklerinin özenle hazırlanması gerektiği söylenebilir. Çocuğun çevreye yönelik tutum ve davranışları okul öncesi dönemde oluşmaya başlamaktadır. Çocuğun ileriki yaşantısına temel oluşturacak çevreye yönelik tutum ve davranışlarının olumlu yönde gelişmesi açısından okul öncesi dönem önemlidir. Çocukların çizgi film karakterleri ile özdeşim kurdukları ve çizgi film programındaki olumlu ve olumsuz karakterleri örnek aldıkları düşünüldüğünde özellikle çevre kavramı üzerine kurgulanmış çizgi filmlerin, çevre eğitimi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir. Alan literatüründe özellikle bu kavram üzerine kurgulanmış bir çizgi filmin çevre eğitimi bağlamında analiz edildiği bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle bu araştırmada 'Su Elçileri' çizgi filminin çevre problemleri ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu araştırma nitel bir çalışmadır ve araştırmada içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Filmde genel olarak çevreyi koruma bilincinin kazandırılmaya çalışıldığı belirlenmiştir.

Temi̇z Su Kaynaklari Azalirken Cerrahi̇ El Hazirliğinda Geleneksel Yöntem Mi̇ Susuz El Anti̇sepsi̇si̇ Mi̇

Sakarya üniversitesi holistik sağlık dergisi, 2020

İnsan sağlığı açısından temiz su kaynaklarına erişimin önemi tartışılamaz. Sağlıklı suyun kullanımı enfeksiyonların ve buna bağlı hastalıkların önlenmesinde elzemdir. Günümüzde cerrahi el hazırlığı, geleneksel el antisepsisi ve susuz el antisepsisi olarak gruplandırılabilmektedir. Geleneksel el antisepsisinin, cilt bütünlüğüne zarar verme ve alerjik reaksiyonlara zemin hazırlama gibi istenmeyen etkileri bulunmakta, bu da bakteriyel kolonizasyon riskini arttırarak cerrahi alan enfeksiyonlarına (CAE) zemin hazırlamaktadır. Susuz el antisepsisi, kullanımının kolay ve adaptasyonunun yüksek olması, su ve zaman tasarrufu sağlaması ve cilt tahrişini minimal düzeylere indirmesi gibi birçok avantaja sahiptir. Su kaynaklarına erişimin güç olduğu günümüz dünyasında, sağlık profesyonelleri açısından cilde zarar vermeyen, uygulama kolaylığı olan, enerji, zaman ve su tasarrufu sağlayan, ekonomik ve CEA'nı önlemede etkili olan cerrahi el antisepsisine olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Bu derleme makalenin amacı, cerrahi öncesi el hazırlığında geleneksel el antisepsisi ile susuz el antisepsisi yöntemlerini karşılaştıran çalışmaları inceleyerek, her iki yöntemin de avantajlarını ve dezavantajlarını ortaya koymak, sağlık profesyonellerine yeni yöntemleri denemeleri ve bu konuda deneysel çalışmalar yapmaları için farkındalık yaratmaktır.

Türki̇ye’De Yağiş Ve Sicakliğin Su Kaynaklari, Tarimsal Ürün Veri̇mi̇ Ve Su Poli̇ti̇kalarina Etki̇si̇

Uludağ University Journal of The Faculty of Engineering, 2020

Canlı yaşamının önemli unsurlarından olan suyun, temin edilmesi ve kullanılabilir duruma getirilebilmesi hem büyük emek hem de maliyet gerektirmektedir. Suyun planlı ve akılcı bir şekilde temini tarımdan beklenen faydanın sürekli ve yüksek düzeyde olmasını sağlamaktadır. Tarım ülkelerinde yeterli ve kaliteli ürün elde edilmesi için yeterli miktarda tarımsal amaçlı sulama suyuna ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye'de yağış ve sıcaklık gibi iklim parametrelerinde meydana gelen değişiklikler hem bitkisel verim ve üretimi hem de su kaynaklarını olumsuz etkilemekte ve bu durum alternatif sulama stratejilerinin geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu çalışmada, Türkiye'de bazı iklim parametrelerinin (yağış ve sıcaklık) artış ve azalışının su kaynakları, bitkisel verimlilik ve tarımsal su kullanımı ile etkileşimini belirlemek amaçlı tarımsal su kullanım politikaları araştırılmış, gerekli değerlendirmeler yapılmış ve bazı çözüm önerileri sunulmuştur. Ayrıca, Türkiye'de küresel ısınmanın etkisiyle 2018 yılında yıllık toplam yağış ile yıllık ortalama sıcaklıkların 2001-2018 yılları ortalamasının üzerinde olduğu bulunmuştur.

Türki̇ye’Ni̇n Su Kaynaklari Ve Havza Planlamasina Dönük Genel Değerlendi̇rmeler

Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi dergisi, 2004

Özet: Dünyada bulunan sular güneş enerjisinin yardımıyla hidrolojik döngü içerisinde hareket ederler. Yerkürede yaşayan canlılar pek çok faaliyetleri için ihtiyaç duydukları suyu bu hidrolojik döngüden karşılarlar ve kullandıktan sonra suyu tekrar aynı döngüye geri verirler. Yaşamsal faaliyetlerin ekolojik denge içerisinde sürdürülebilmesi için canlıların ihtiyaç duyduğu yeter miktar ve kalitedeki suyun bu hidrolojik döngüden temin edilmesi gerekir. Yaşam standartları geliştikçe, suya karşı olan talep nüfus artış hızından çok daha fazla olmaktadır. Bunun sonucunda da yılda kişi başına tüketilen su miktarı artmaya devam etmektedir. Genel bir kural olarak kişi başına düşen su miktarı 1000 m 3 ' ün altına düşmesi su kıtlığının başlangıcı olarak kabul edilir. Ülkemizde kişi başına düşen tüketilebilir su miktarı 1621m 3' tür. Bir ülkenin su zengini olarak kabul edilebilmesi için, kişi başına düşen su miktarının yıllık 10000 m 3 civarında olması gerekir. Buna göre ülkemiz su zengini bir ülke değildir. Bu nedenle su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve kullanımı oldukça kritik bir öneme sahiptir. Yarınlara daha umutlu ve sağlıklı bakabilmemiz için; ülkemiz su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir kullanımı için planlamanın havza düzeyinde yapılması gerekmektedir.

Fonksiyonel Besin Kaynaklarına Farklı Bir Bakış: Su Yosunları

Türkiye sağlık bilimleri ve araştırmaları dergisi, 2022

Su yosunları, su ürünleri içerisinde fonksiyonel besinler olarak nitelendirilebilen biyoaktif bileşikleri içeren önemli bir kaynaktır. Bileşimlerinde yer alan yağ asitleri, polisakkaritler, biyoaktif peptitler, fenolik bileşikler, çeşitli mineral madde ve pigmentler su yosunlarını fonksiyonel besin ve nutrasötik olarak değerlendirilmesine neden olmaktadır. Su yosunları içerdiği besin bileşenleri nedeniyle konstipasyon, kolon kanser riskini azaltmada, vücut ağırlık kontrolü ve hiperkolesterolemi, anemi, hipertansiyon, inflamasyonun azaltılması ve bağırsak mikrobiyotası üzerinde olumlu etki sağlamada yardımcı olması gibi sağlık etkileri ile dikkati çekmektedir. Su yosunlarının bilinen besleyici özellikleri ve biyoaktif bileşikleri nedeniyle vücut tarafından bitkisel ve hayvansal besin kaynaklarına yakın bir sindirim ve emilim varlığı su yosunlarını odak noktası haline getirmiştir. Ayrıca, özellikle bitkisel ve hayvansal gıdaların günümüzdeki çeşitlik, üretim azlığı ve zorluğu, üretim maliyeti gibi unsurlar dikkate alındığında, su yosunlarının daha düşük maliyet ve yüksek verime sahip olması onları ön plana çıkarmaktadır. Fonksiyonel besin içerisinde değerlendirilen su yosunlarının ticari olarak nutrasötik, farmasötik ve besin destek ürünü olarak kullanımının yaygınlaşacağı sonucunu ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, su ürünleri içerisinde yer alan su yosunlarının fonksiyonel besinler açısından değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.