Knowledge of and Attitudes towards Crimean-Congo Hemorrhagic Fever in Patients Presenting to Family Health Centres in Kahramanmaras, Turkey (original) (raw)
Related papers
Özet Amaç: Kýrým Kongo Kanamalý Ateþi (KKKA) Türkiye'de giderek artan bir sorun haline gelmektedir. Bu çalýþmada, KKKA için riskli bölge olan Ýç Anadolu'da yer alan Kayseri'de halkýn hastalýkla ilgili bilgi ve tutumlarýnýn ortaya çýkarýlmasý amaçlanmýþtýr. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipteki bu çalýþma, Kayseri Melikgazi Saðlýk Grup Baþkanlýðý bölgesindeki 10 saðlýk ocaðýna baþvuran 18 yaþ üzeri 1586 kiþiye, yüzyüze anket uygulanarak yapýlmýþtýr. Bulgular: Araþtýrmaya katýlanlardan hastalýðý "KKKA" olarak duyanlarýn oraný % 41,6'dýr, eðitimi olmayan yaklaþýk her 10 kiþiden dokuzu hastalýðý duymamýþtýr. Vücuduna bir kenenin yapýþmasý durumunda, bireylerin % 25,1'i kendi kendine çýkarmaya çalýþacaðýný belirtmiþtir, bu oran hayvancýlýkla uðraþanlarda % 50,0'a, köylerde oturanlarda % 54.8'e, tarým iþçilerinde % 66.7'ye ulaþmaktadýr (p<0.05). Keneyi kendi çabasýyla çýkarmaya çalýþacaðýný belirtenler arasýnda; doðrudan eliyle çekip kopartarak çýk...
Ankara Medical Journal, 2019
Öz Amaç: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA); ateş, yaygın vücut ağrısı, deri, mukoza ve iç organlarda kanamalar ile seyreden Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirus soyundan olan virüslerin oluşturduğu zoonotik viral bir hastalıktır. Hastalığa özgü tedavi günümüzde mevcut değildir. Hastalıktan korunmada kişisel korunma yöntemleri önemlidir. Halk, hastalık hakkında bilgilendirilerek hastalıktan korunmaya katkı sağlanabilir. Bu çalışma Tokat il merkezinde KKKA hastalığı ön tanısıyla hastanede yatan hastaların KKKA hastalığı hakkında bilgi düzeyini saptamak amacıyla yapılmıştır. Materyal ve Metot: Kesitsel tipteki bu araştırma 01.04.2013-31.09.2013 tarihleri arasında Tokat Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği'nde KKKA hastalığı ön tanısıyla yatan hastalara yüz yüze anket formu uygulanarak yapılmıştır. Araştırmaya toplam 159 hasta katılmıştır. Hastaların bilgi düzeyleri 100 tam puan üzerinden değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde t-testi, Mann-Whitney U testi ve Kruskall Wallis H testi kullanılmıştır. İstatiksel olarak p <0,05 anlamlı olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Hastaların sosyo-demografik özelliklerine göre dağılımları incelendiğinde, %39,00'unun 45-64 yaş aralığında, %56,00'sının erkek, %51,60'ının ilköğretim mezunu, %73,00'ının çiftçi, %69,80'i köyde yaşadığı saptanmıştır. Hastaların %52,80'i KKKA hastalığının bulaşıcı olduğunu, %48,40'ı hastalıktan nasıl korunulduğunu bilmediğini ve %95,60'ı KKKA hastalığından korunmada kişisel korunma yöntemlerinin önemli olduğunu ifade etmiştir. Hastaların bilgi düzeyi puan ortalaması 64,39±14,93'dür. Hastaların %52,20'si KKKA hastalığı hakkında eğitim almıştır ve %97,50'si KKKA hastalığının adını daha önce duymuştur. Cinsiyet, meslek ve yaşanılan yerin hastaların hastalık hakkındaki bilgi düzeyleri üzerinde anlamlı etkisi yoktur. 25-34 yaş grubunda bilgi düzeyi puan ortalaması diğer gruplardan yüksek iken 65 ve üstü yaş grubunda düşüktür. Üniversite mezunu olan hastaların okuryazar olmayan hastalara göre hastalık hakkında bilgi düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır. Sonuç: Araştırma sonuçlarına göre araştırma grubunun bilgi düzeyi yetersizdir. Hastaların eğitim düzeyi arttıkça, hastalık hakkında bilgi düzeyinin de arttığı gözlemlenmektedir. Risk grubu mesleklerin özellikle eğitim alması gerekmektedir. Kene tutunmasının endemik olduğu yerlerde KKKA hastalığı hakkında eğitimlerin tüm halka ulaşılarak verilmesi önemlidir.
Türkiye parazitolojii dergisi / Türkiye Parazitoloji Derneği = Acta parasitologica Turcica / Turkish Society for Parasitology, 2012
After 2002 more and more Crimean-Congo Hemorrhagic Fever (CCHF) cases have been reported and it has become a major public health problem in Turkey. In order to fight CCHF, it is important to inform the public and direct them towards appropriatet attitudes and behavior. Therefore assessment of the effectiveness of health education in the community is essential. A research was carried out for this purpose in the province of Erzurum between May 2010 and September 2010 through a survey. The results depicted that the majority of participants have knowledge that CCHF transmitted by ticks and they should be removed as soon as possible from the body through safe methods. However, in terms of correct attitude and behavior, women were found to have a lower level compared with men. The training of health workers and an increase in the efforts to make the community, especially the women, aware of this problem is ugently needed.
The Evaluation of Knowledge of the Health-Care Personnel Regarding Crimean-Congo Haemorrhagic Fever
Flora Infeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dergisi, 2009
Introduction: Crimean-Congo haemorrhagic fever (CCHF) has been encountered in Turkey since 2002. Education of health-care personnel is very important to control CCHF. The aim of this study was to determine the knowledge of health-care personnel who are working in endemic area and working in a secondary or tertiary hospital caring the patients regarding CCHF. Materials and Methods: A questionnaire including 12 questions was prepared and it was applied to health-care personnel working in seven provinces. Eighty-nine doctors, 310 nurses and 112 laboratory technicians were included in the study. Results: 94.3% of doctors', 80.4% of nurses' and 77.6% of laboratory technicians' knowledge level about CCHF were good or very good according to theirself. Tick-bite, contact with blood or body fluid of infected animals and contact with blood or body fluid of CCHF patients were known as transmission routes by 85.7%, 77.1% and 69.1% of health-care personnel respectively. Ribavirin tre...
Türkiye parazitoloji dergisi, 2022
Amaç: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA); ateş, vücutta yaygın ağrı, karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma ile seyreden; deri, mukozalarda, bazen iç organlarda kanamalara ve ölüme yol açabilen kene kaynaklı bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Bu çalışmada, Afyonkarahisar ilinde tanı konulan KKKA olgularının klinik, laboratuvar ve epidemiyolojik özelliklerini retrospektif olarak değerlendirmeyi amaçladık. Yöntemler: Afyonkarahisar ilinde KKKA tanısı alan hastaların demografik ve klinik özellikleri, laboratuvar bulguları, uygulanan tedaviler ve prognozları retrospektif olarak incelenmiştir. Bulgular: Afyonkarahisar ilinde; ülkemizde KKKA'nın ilk kez görüldüğü tarih olan 2002 yılından Kasım 2019 tarihine kadar toplam 35 olgu bildirimi yapıldığı belirlendi. Otuz bir olguda kene tutunması öyküsü saptandı. Kene tutunması olguları en çok Haziran (12 olgu; %34.3) ve Temmuz (9 olgu; %2.9) aylarında görüldür. Yirmi yedi (%77.1) hastada kırsal kesimde yaşama öyküsü, 12 hastada hayvanlarla yakın temas, 4 hastada hayvan kanı ile temas öyküsü mevcuttu. Takip edilen 35 olgunun tamamı şifa ile sonuçlanmış, mortalite görülmemişti. Sonuç: KKKA, ülkemizde halen önemini koruyan endemik bir hastalıktır. Hastalığın kontrolünde en önemli faktör, bulaşı önlemek için virüs temasını engellemektir. Endemik bölgelerde yaşayan kişiler kene tutunmasına karşı alınması gereken önlemler konusunda bilgilendirilmeli, hastalık hakkında eğitim verilerek farkındalık oluşması sağlanmalıdır.
Diagnostic Value of Hemogram Parameters in Crimean-Congo Hemorrhagic Fever
DergiPark (Istanbul University), 2021
Giriş: Ülkemizde son yıllarda Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA), yüksek mortalitesi nedeni ile dikkat çekmektedir. Amaç: KKKA'da meydana gelen inflamatuar sürecin, tam kan parametreleri üzerine olan etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem:01.01.2010-31.12.2011 tarihleri arasında acil servisimize, kene ile temas şikayetiyle başvuran toplam 5260 hasta retrospektif olarak incelendi. Klinik olarak şüpheli 80 vakaya yapılan serolojik inceleme sonunda KKKA tanısı için 40 hastada pozitif ve 40 hastada negatif sonuç bulundu. Sağlıklı gönüllü 40 kişiden kontrol grubu oluşturuldu. Hastalardan başvuru sırasında alınan tüm hemogram parametreleri, hasta ve kontrol grubu ile ayrı ayrı karşılaştırıldı. Bulgular: KKKA pozitif ve negatif olan hasta grubu, kontrol grubu ile kıyaslandığında; lökosit, nötrofil, red cell distribution width (RDW), mean platelet volume (MPV), nötrofil-lenfosit oranı (NLR) ve trombosit-lenfosit oranı (PLR) değerleri sadece KKKA pozitif olan grupta anlamlı tespit edildi. Oysa lenfosit ve platelet değerleri her iki grupta da anlamlı bulunmuştur (p≤0.01). Sonuç: Bu çalışmada elde edilen verilere göre özellikle acil servislerde ucuz, kolay ve yaygın olarak kullanılabilecek bu tam kan parametreleri KKKA tanısında klinisyenlere yardımcı olabilir.
Investigation of Acute Stress Disorder among Patients with Crimean-Congo Haemorrhagic Fever
Klimik Dergisi/Klimik Journal, 2012
Amaç: Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), ülkemizde 2002 yılından bu yana görülen önemli bir infeksiyon hastalığıdır. Temel bulaşma şekli kene temasıdır. Hastaların büyük çoğunluğu açık alanlarda aktif çalışan genç yaştaki hastalardır. Hastalığın ölümcül olması bölge insanını tedirgin etmektedir. Hastaların kenelerle birlikte aynı bölgelerde yaşamaya devam etmek zorunda olmaları psikolojik olarak olumsuz etkilenme ihtimallerini ortaya çıkartmaktadır. Bu çalışmada, KKKA geçiren hastalarda akut stres bozukluğunun (ASB) araştırılması amaçlandı. Yöntemler: Çalışmaya 2010 yılında KKKA geçiren hastalar dahil edildi. ASB tanısı Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM) IV-TR kriterlerine göre konuldu. Sonuçlar SPSS 15.0 paket programına kaydedilip, analiz için χ 2 ve ANOVA testi uygulandı. Bulgular: Çalışmamızda 33 hasta değerlendirildi. Bu hastaların yalnızca 12 (%36.4)'sinde ASB semptomları yoktu. Hastalardan 11 (%33.3)'i ASB tanısı alırken, 10 (%30.3) hastada çeşitli seviyelerde subklinik akut stres semptomları (SAS) mevcuttu. ASB gelişimini kolaylaştırıcı faktörler olarak hastanede uzun süre yatmak, yoğun bakım ünitesinde takip edilmek, takiplerinde kanamanın olması ve transfüzyon yapılması bulundu. Sonuçlar: ASB tanılı hastaların bir kısmında ilerde posttravmatik stres bozukluğu geliştiği bilinmektedir. KKKA'da nüks ve relaps beklenmediği için iyileşen hastalar uzun dönemde kontrollere çağrılmamaktadırlar. Çalışmamızın sonuçları, KKKA tanısıyla takip edilip, taburcu edilen hastaların, düzenli olarak psikiyatrik muayenelerinin yapılmasının gerektiğini, böylece tedaviye ihtiyacı olabilecek hastaların tespit edilmesinin mümkün olabileceğini düşündürmektedir.
Güncel Pediatri, 2015
Öz Giriş: Çalışmamızda, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) tanısıyla izlenen çocuk hastaların klinik ve rutin laboratuvar bulgularıyla birlikte, serum immünglobulin ve kompleman düzeylerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Sivas, Cumhuriyet Üniversitesi'nde 2011-2012 tarihleri arasında, Enzyme-Linked Immunosorbent Assay (ELISA) veya polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) kanıtlı KKKA tanısı alan 72 hastanın tıbbi kayıtları geriye dönük incelenmiştir. Epidemiyolojik, klinik özellikleri ve laboratuvar verileri hakkındaki bilgiler kaydedilmiştir. Bulgular: Çalışmaya alınan yetmiş iki çocuk hasta (ortalama yaş; 11,95±3,95 yıl) Tokat, Sivas, Yozgat, Giresun ve Erzincan'dan geliyordu. Başvuru esnasında başlıca ateş (%94,4), kusma (%54,2), halsizlik (%52,8), iştahsızlık (%50), baş ağrısı (%47,2), üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları (%41,7), daha nadir olarak peteşi-purpura-ekimoz, epistaksis, ishal, melena, makülopapüler döküntü, hematemez, hematüri, hepatomegali, splenomegali, lenfadenopati bulguları vardı. Başvuruda hastaların laboratuvar bulguları şu şekildedir: %80,6 trombositopeni, %70,8 lökopeni, %50 nötropeni, %73,6 yüksek aspartate transaminaz, %26,4 yüksek alanine transaminaz, %71,6 yüksek laktat dehidrogenaz, %68,1 yüksek keratin kinaz, %54,2 uzamış protrombin zamanı, %52,8 uzamış parsiyel tromboplastin zamanı saptanmıştır. Ayrıca düşük IgG, düşük IgA, düşük C3 ve düşük C4 sırasıyla 4, 3, 12 ve 1 hastada saptanmıştır. Tüm hastalar sıvı-elektrolit tedavisi alırken, bir kısmı kan ürünü almıştır. Dört hasta intravenöz immünglobulin (IVIG), 69 hasta ribavirin tedavisi almıştır. Sonuç: Çocuklarda KKKA klinik bulguları erişkinlerdekine benzerdir. Serum immünglobulinleri düşük bulunan hastalarda verilen intravenöz immünglobulin (IVIG) tedavisi dışında diğer tedaviler benzer bulunmuştur. KKKA'da immün yetmezlik araştırılması konusunda daha geniş çaplı çalışmalara ihtiyaç vardır. Introduction: In our study, it was aimed to evaluate clinical and routine laboratory findings and serum immunoglobulin and complement levels of pediatric patients with the diagnosis of Crimean-Congo Hemorrhagic Fever (CCHF). Materials and Methods: Medical records of 72 patients that diagnosed with CCHF proven by ELISA or polymerase chain reaction (PCR) in Sivas, Cumhuriyet Ya zış ma Ad re si/Ad dress for Cor res pon den ce:
A Crimean-Congo Hemorrhagic Fever Case in an Endemic Region in November
Klimik Dergisi/Klimik Journal, 2014
Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), kenelerle bulaşan, ateş ve kanamayla seyreden, akut ve ciddi seyirli olabilen viral zoonotik bir infeksiyon hastalığıdır. KKKA ülkemizin Orta ve Kuzey Anadolu Bölgeleri'nde endemik olarak görülmektedir. Hastalık genel olarak ilkbahar ve yaz aylarında görülmektedir. Bu yazıda, Tokat'ta ilk defa Kasım ayında KKKA tanısı alan bir olgu sunulmuştur. Kene ısırığı sonrası halsizlik, yorgunluk, yaygın kas ağrıları ve yüksek ateş yakınmalarıyla başvuran 59 yaşındaki erkek hasta servise yatırılmıştır. Ateşi 39°C aksiller, kan basıncı 110/70 mmHg, nabzı 86/dakika olan hastanın fizik muayenesinde ateş dışında anlamlı bir bulgu yoktu. Laboratuvar incelemelerinde lökosit 2200/µL, hemoglobin 11.7 gr/dl, trombosit 78 000/ µL, C-reaktif protein 7.0 mg/dl, protrombin zamanı 14.7 saniye, aspartat transaminaz (AST) 63 İÜ/lt, alanin aminotransferaz (ALT) 42 İÜ/lt bulundu. Klinik ve laboratuvar bulgularına göre KKKA düşünülen hastaya semptomatik tedavi verildi. Hastanın KKKA polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) testi pozitif bulundu. Genel durumu düzelen hasta şifayla taburcu edildi. Endemik bölgelerde Nisan-Kasım ayları arasında takip edilen hastalarda KKKA'nın ayırıcı tanıda akılda tutulması gerektiğini düşünmekteyiz.
Evaluation of Tick and Crimean Congo Hemorrhagic Fever Cases Admitted to a State Hospital
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) yüksek mortalitesi nedeniyle önemli bir sağlık sorunudur. Çoğunlukla kene ile bulaşan bu hastalığın sıklığı bölgemizde artış halindedir. Araştırmanın amacı hastanemize kene ısırığı ile gelen olguların epidemiyolojik özelliklerini araştırmak, KKKA açısından değerlendirmek ve hastaneye yatış ilişkili risk faktörlerini belirlemektir.Retrospektif tipteki bu araştırmada 2018-2020 tarihleri arasında hastanemize ‘zehirsiz böcek tarafından sokulma’ ile başvuran ve kene tarafından sokulduğu tespit edilen 1606 olgunun 3744 başvurusu incelendi. Yıllar arasındaki farklar değerlendirildi. KKKA tanısı alan ve almayan hastalar karşılaştırıldı. Lojistik regresyon analiziyle hastane yatışını etkileyen risk faktörleri belirlendi.KKKA RT-PCR testi, sevk edilen toplam 47 kişinin 42’sinde pozitif geldi. Bu hastaların tedavilerinin hastanede yatarak gerçekleştirildiği görüldü. Tek değişkenli lojistik regresyon analizi yapıldığında, KKKA nedeniyle hastane yatışı ile keney...