Yeni Medyanın Postmodern Anlatımı Dijitografi: Reels Videolar (original) (raw)

Yeni Dönem Alman Gerçekçi Televizyon Dramalarında Postmodern Ögeler

Erciyes İletişim Dergisi, 2020

Bu çalışma, "Yeni Dönem Alman Gerçekçiliği" ana başlığı çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu kapsamda, çalışmada, Dark (2017), Dogs of Berlin (2018) ve Perfume (2018) dizileri niteliksel içerik analizi yöntemi ile incelenmekte ve bu dizilerin postmodernist ögelerle olan ilişkisi tartışılmaktadır. Bu dizilerde günümüze kadar iktidar, güç temsili, sağduyulu ve iyi görülen kanun insanı profili incelemelerine yer verilmektedir. Bu dizilerin incelenmesindeki en önemli faktör üçünün aynı platform üzerinden yayınlanmaları, birbirlerine yakın tarihli yapımlar olmaları, aynı türde olmaları (polisiye-suç) ve her birinde kanun insanı karakterinin yer almasıdır. Çalışmanın amacı; yeni dönem Alman dramalarında kanun insanlarının bu dizilerin olay örgüsünde önemli roller aldığı ve yakın zamana kadar kabul gören kanun insanı profilinin bu yapımlarda nasıl değişime uğradığının incelenmesidir. İncelenen dizilerde kanun insanları, kişi-karakter yansıması çerçevesinde incelenmekte ve geçmiş dönemdeki kanun insanı profilleri ile benzerlikleri/ farklılıkları tartışılmaktadır. Bu incelemeler sonucu söz konusu dizilerde postmodern kişi-karakter yansıması olarak bakıldığında "kanun insanı profili"nin ana akımda yer alan; kabul görmüş şeklinden farklı kodlandığı görülmektedir. Kanun insanları "güç temsili, sağduyulu, iyi insan" kavramlarından çok "aldığı kararlarda duygularının önemli rol taşıdığı, suç işleyen ve çıkarcı" gibi durumları da kapsayacak şekilde yeniden şekillendiği görülmektedir.

Çevri̇mi̇çi̇ Gazete: Postmodern Bi̇r Ortam

2011

Bilgi ve haberlerin kesin ve duz bir sekilde verildigi basin endustrisi modernizmi temsil etmekteyken, cevrimici gazete, basili gazetedeki butun haber ve bilgileri icerse bile, karistirip harmanlama egilimiyle postmodern bir nitelik tasimaktadir. Cevrimici gazeteler bilgi vermekten ziyade genel gorunumleriyle ilgilenmektedir. Bunun icin muhabir adlarini on sayfadan cikarmakta, gazetenin spor, haber, sanat gibi butun bilesenlerini yan yana gelecek sekilde yeniden duzenlemekte, haberlerin yanina tiklanabilir reklamlar koymakta, haberin verilme seklini ve manset buyukluklerini gun boyunca degistirmekte, boylece gercekligi simule etmektedir. Cevrimici gazetelerde haberler icerigi uzerinden degil, mansetin parlakligi ve on sayfadaki yeri uzerinden satilacak birer metaya donusmustur. Sunulan parlak paketler, bir gercekdisilik duygusunu, haberin okuyucunun kendi hayatindan uzakta oldugu duygusunu islemektedir. Cevrimici gazetenin sahiciligi yoktur; gun boyunca bilinmeyen sayida insana cesi...

Postmodern Bir İfşa Alanı Olarak Sosyal Medya

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020

Tarihsel olarak yaşamı dönüştürülebilir kılan sistematik yapı her dönemi bir önceki deneyimler sürecinin toplamıyla yeni bir rotaya doğru sürüklemektedir. Yirmi birinci yüzyılın toplumsal inşa süreci modernizmden postmodernizme doğru bir yol izlerken; kamusal alanı katı, buyurgan ve zaman zaman baskıcı olan politik anlayıştan; demokrasi, eşitlik, özgürlük ve yönetilebilir bir toplum idealine yöneltmiştir. Küreselleşen dünyada kapitalizm, toplumsal yaşamı yeni bir alana doğru adım adım yaklaştırmasının yanında internetin sunmuş olduğu iletişim, haberleşme ve sanal yaşam alanlarında görünür olabilme imkânı modernizmin sınırlarının ötesine geçmeyi başarmıştır. Dünyanın her yerinde insanlar varoluşunun realitesiyle sanal kimliği arasında yeni bir bağ kurmaya başlamıştır. Ağ üzerinden oluşturulan sosyal, kurumsal ve ekonomik ilişkiler neredeyse hiçbir geleneksel sistemin başaramayacağı düzeyde yüksek ve hızlı bir performansa dönüşmektedir. Bu çalışmada dijital yaşamın temel karakteristik yapısına dönüşen ve haberleşme, örgütlenme, kişisel ve kurumsal bir yapı haline gelen sosyal medyanın toplumsal yaşamdaki etkileri ve biyo-politik iktidar alanına sunduğu katkıları üzerinde durulacaktır.

Postmodern Medya (Edit.:S.Doğan)

Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (KDY), 2021

POSTMODERN MEDYA Postmodern medya 19. yüzyılın sonlarında meydana gelen geleneksel modernizm hareketini reddeder; temel olarak insan hayatının ütopik ideal vizyonları tarafından yönlendirilir. Postmodern medya, farklı bir tür karışımı oluşturmak için diğer medyadan çeşitli 'enkazları' benimser, tamamen yeni bir metin oluşturmak için alternatifler sunar. Postmodern medya, genellikle doğayı ve gerçekliği kopyalayan geleneksel sanat fikirlerini reddeder ve buna meydan okuyarak yeni alternatifler sunar. Bu nedenle, tamamen yeni bir gerçeklik simülasyonu olarak tanımlanabilir. Postmodernizmin tam olarak ne olup olmadığını anlamak ve özellikle de sosyolojide yapmak istediği değişikliği görmek için genelde bilgi, özelde ise bilimsel bilgi anlayışından başlamak yerinde olacaktır. Postmodenistler, sosyal bilimlere yönelik, sosyolojik anlamda bir analizi, onları eleştiri konusu yapmanın bir aracına da dönüştürmüşlerdir. Postmodernizm düşüncesi, uzun bir süredir pek çok kültür eleştirmeni, sosyolog, edebiyat teorisyeni ve felsefecinin gündeminde birinci sırayı almakta ve tartışılmaktadır. Postmodernizm ve onun ekseninde yapılan tartışmaların beşerî ve sosyal bilimlere önemli katkılarda bulunabileceği bir gerçektir. Postmodernizm, bir modernizm eleştirisidir; hatta bütün modernizm eleştirileri için kullanılan ortak bir isimdir. Eleştirel bir yapıya sahip olmasının yanında postmodernizm, özellikle son elli yıldır sanatta, resimde, mimaride, felsefe ve sosyolojide meydana gelen değişimleri anlama çabasının bir sonucudur. Bugün, postmodern toplumun bunalım ve buhranlarını sosyal bilim mantığı olmaksızın teşhis ve tespit etmek güçtür. İnsanı bağlamlarından ayrı olarak anlamak mümkün olmadığı gibi toplumu, insanlar ve toplumlararası ilişkileri bağlamlarından ayrı olarak anlamak ve açıklamak da mümkün değildir. Sosyal bilimlerin bütünselliğini ve çatısı altında bilimlerin etkileşimini zorunlu kılan da bu gerçeklerdir. 2020-2021 akademik yılı güz döneminde, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü Sosyoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencileri, Postmodern Medya isimli derste bu alanla ilgili nitelikli bir kitabın olmadığından şekva ettiler. Bendeniz de dersin hocası olarak dönem başlamadan önce yaptığım araştırmalarımda “Postmodern Medya” isminde bir kitabın olmadığını gördük. Öğrenciler için bir ihtiyaçtan dolayı böyle bir kitap ortaya çıktı. Kitap on bölümden oluşmaktadır. Her bölümde postmodern medya ile ilgili bir konu bağımsız olarak ele alınmıştır. Makaleler akademik bir titizlikle hazırlanmıştır; kaynakça her bölümün sonunda yer almaktadır. Kitap projesi profesyonellik içinde amatör bir ruhla yazılmıştır. Ancak alanında yazılmış ilk denemelerden biri olduğu için elbette birtakım eksik ve kusurları olabilir. Bu makaleler bendenizin editörlüğünde kitaba dönüştürülmüş ve siz aziz okuyucuya sunulmuştur. Kitabın başta akademik alan olmak üzere konuyla ilgilenen herkese katkı sağlamasını temenni ediyorum. Postmodern medya alanında kaleme alınan bu kitapla yükseköğretime faydalı olabilirsek kendimizi bahtiyar addedeceğiz.

Postmodernizm Sürecinde Görsel İletisim Serüveni

Emir Bostancı, 2022

Bu derleme çalışmada postmodernizm içerisinde görsel iletişimin önemi ve tüketim toplumundaki araçsallığı sorgulamakta, görsel iletişimin hakikatin önemsizleşmesinde rolü olup olmadığı sorusuna cevap aramaktadır

YENİ MEDYA ORTAMLARINDA İÇERİK OLUŞTURMA ARACI OLARAK DİJİTAL/GÖRSEL HİKAYECİLİK ANLATIMI

INTERNATIONAL CONGRESS ON MEDIA STUDIES 2016 PROCEEDINGS BOOKS

Yeni medya teknolojilerinin hızına yetişilemeyen günümüzde sosyal medya bireylerin gündelik yaşantısında en önemli ritüellerin başında gelmektedir. Bireyler artık günün büyük bir kısmını bu mecralarda harcamaktadır. Dolayısıyla vaktini bu mecrada harcayan bireyleri bu mecrada yakalayabilmek, mesajları iletebilmek, yayılmasını sağlayıp daha çok etkileşim kurabilmek önemli amaç haline gelmiştir. Kitle iletişim araçlarından özellikle geleneksel medyadan tek yönlü bilgi akışın olduğu bireyler pasif birer tüketici iken sosyal medyalar sayesinde tükettiği içeriği üreten kişiler konumuna gelmişlerdir. Bu durum içerik oluşturmanın önemini ortaya koymaktadır. Bu noktada görselleri kullanarak içerik oluşturulan dijital hikayecilik kavramı ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma ise sosyal ağlarda dijital hikaye içerik oluşturma araçları olan görsel (fotoğraf, video ve infografik) kullanımının gerek eğitimde, gerek pazarlamada gerekse sosyal ağlarda nasıl kullanıldığı doküman incelemesi yöntemiyle ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Medya, İçerik Oluşturma, Dijital Hikayecilik, Fotoğraf, Video, İnfografik

Deği̇şi̇m Ve Postmodernli̇k: Zaman Ve Mekân Baglaminda İleti̇şi̇m Araçlari Ve Anlamlari

DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), 2016

Evrensel bir olgu olan toplumsal değişim , kitle iletişim araçlarının farklılaşması üzerinden de izlenebilir. İletişim araçlarının farklı laşması, zaman ve mekan algısındaki farklılaşmaya, o da insan tasawurunun değişmesine sebep olur. Bu konuda ilginç bir iletişim aracı örneği olarak mektubu anabiliriz. Mektubu yeni eşdeğerleriyle karşılaştırmalı bir biçimde analiz etmenin, dikkatimizi farklı kültürel dünyalar arasındaki değiş-tokuşa yönelteceğini söyleyebiliriz. Bu yazıda, gelenekselden postmoderne olan değişim çizgisinin kültürel kodları mektup ve e-mail'in toplumsal konumlan üzerindeki farklılaşmadan izlenmeye çalışılmıştır.

YENİ MEDYA'YA YÖNELİK 'YENİ' YAKLAŞIMLAR: YENİ MEDYA VE POST-YAPISALCILIK/POSTMODERNİZM

Etkileşim Dergisi, 2019

Özet-Her ne kadar medium'un kendisi "yeni" olarak tanımlansa da, yeni medya gibi çok boyutlu bir fenomeni hâlâ geleneksel paradigmalar ile kavrama eğilimi ol-dukça belirgindir. Bu türden geleneksel yaklaşımların söz konusu ortamı, or-tamda bulunan nesneleri ve bu ortam dolayımı ile ilişki kuran özneleri doğru bir biçimde kavramamıza ve kavramsallaştırmamıza izin vermediği söylenebilir. Geleneksel yaklaşımın sonucu olarak, Kartezyen terminoloji ile ifade edecek olursak, res extensa'nın tümüyle ortadan kalktığı ve yalnızca res cogitans olarak var olduğumuz bu ortamın, örneğin, merkezsiz yapısı bizlere yeni bir olanak olarak değil ama tehdit olarak görünür. Öte yandan, geleneksel paradigmala-rın hem dünyayı hem de özneyi kavrama tarzlarındaki krizlerin ortaya çıkardığı yeni bir perspektif olarak post-yapısalcılık, söz konusu krizin dünyadan ya da insandan değil; bizatihi paradigmanın kendisinden kaynaklandığını tartışmaya açar. Böylelikle bu makale, yeni medyayı tartışırken bu tartışmalara tesir eden melankolik ya da karamsar tonun sebebinin de bu ortamın kendine münhasır ontolojisini bir tehdit olarak algılamaktan kaynaklandığını iddia edecektir. Makalenin temel amacı, yeni medyayı analiz ederken Foucault, Derrida, Kristeva ve Zizek gibi post-yapısalcılığın etkili isimlerinin argümanlarını tartışmaya dahil etmek ve böylelikle hem yeni medyanın kendisinden üretilen hem de bu orta-mı anlama ve kavramsallaştırma ile ilgili ortaya çıkan "krizleri" anlamlandırmak ve eleştiriye tabi tutmaktır. Böylece özne kategorisinin reddi, yapı-söküm, bil-gi/anlamın tekilliği/sabitliği yerine çoğullaşması, metinlerarasılık gibi post-ya-pısalcılığın merkezi temalarına referans vererek, yeni medyanın post-yapısalcı paradigmanın teknolojik bir tezahürü olduğu iddiası tartışmaya açılacaktır. Anahtar Kelimeler: yeni medya, post-yapısalcılık, postmodernizm, Foucault, Derrida.

Aristotelesçi Mantık Bağlamında Yeni Medyada Öykü Anlatımı: "Call of Duty Örneği"

Kuramsal açıdan dijital ortam içindeki farklı biçim ve türdeki öykü anlatımları; farklı isimlerle adlandırılmış da olsa, bugün kesin olan şey: Yeni medya biçimlerinin de, eski medyalar gibi, kendi dönemleri ve toplumlarının siyasi ve sosyal tarihleri ile bu tarihin ideolojik içerimlerini yansıttıklarıdır. Bu içerimlere, son birkaç yüzyıldır damgasını vuran şeylerin başında ise, “Doğu-Batı İkilemi” gelmektedir. Batı metafizik düşünce geleneğinin üzerine bina edildiği “ya…ya da…” şeklindeki düalist Aristo mantığına dayanan bu ikilem, oryantalist okumaların bir uzantısı olacak şekilde, yeni medyada da açıkça izlenmektedir. Bu bağlamda çalışmamız, çağımızın dijital öyküleri, karakterleri ve mitleri aracılığı ile yaratılan Aristotelesçi diyalektik ve dramatik dünyaların, kimlik inşaası bağlamında, aslında bir önceki çağın yeni medyası sinema ile olan yakın ilişkisini bir örnek üzerinden yapılan söylem analiziyle tartışmaktadır.