1990'dan Günümüze Türkiye'de İstihdamın Değişim Trendi ve Ulusal İstihdam Stratejisi İhtiyaci (original) (raw)
Related papers
Ulusal İstihdam Stratejisi Bağlamında İstihdamın Eğitimle Dansı
Ulusal İstihdam Stratejisi’nde, eğitim, esneklikle birlikte ve tamamlayıcı bir rol oynuyor. Sermayenin emek gücü ihtiyacına karşılık verebilecek bir eğitim, dolayısıyla eğitimin piyasa ile daha yakın bir ilişkisinin kurulması, istihdamla birlikte eğitimin de bireysel bir sorumluluk ve kazanç olarak tanımlanması stratejinin arka planını oluşturuyor.
Ulusal İstihdam Stratejisinin Değerlendirilmesi
Günümüzde dünyada yaşanan dönüşüm sürecindeki en önemli faktör küreselleşme olgusudur. Kürselleşme, insan ve toplumların yeryüzünde olup bitenlerden giderek daha çok haberdar olmaları, birbirlerinin eylem ve deneyimlerinden etkilenmeleri, bunları paylaşmaları ve yaymaları ile ortaya çıkan süreci ifade eder. Sürecin gereği olarak mal, hizmet, ticaret ve sermaye gibi alanlarda her türlü engelin kaldırılmasına yönelik politikalar hayata geçirilmiştir. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde başlayan ve tüm dünyada hızlı sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel değişim ve dönüşüme neden olan küreselleşme, ulusal sınır bilincinin yıkılıp, teknolojik gelişmeler ve sermayenin egemen olduğu bir süreci başlatmıştır. Bu süreçte küreselleşmenin giderek artan etkisiyle birlikte ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda dönüşüm süreçleri yaşanmaya başlamıştır. Küresel ekonomideki yapısal dönüşüm özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin işgücü piyasalarını etkilemektedir. Bu dönüşümün ülkeler üzerindeki etkisi, işgücü piyasalarının yapısal özelliklerine ve işgücü piyasasına yapılan kamu müdahalelerinin yerindeliğine göre değişiklik göstermektedir. Bu bağlamda politik alandan ekonomik modele, sosyal politika anlayışından toplumsal ilişkilere her alanda bir dönüşümün yaşandığını söylemek mümkündür. Bu alanlardan birisi de çalışma hayatıdır. Çalışma hakkı, temel bir insan hakkıdır ve devletler bu hakkın korunmasını, hayata geçirilmesini, sosyal devlet olma ilkesi gereği sağlamakla yükümlüdürler. Ülkeler, yeryüzünde meydana gelen büyük değişimlere yönelik ve işsizlik gibi temel sorunların çözümünde ulusal istihdam politikalarını uygulamaya koyarlar. Bu bağlamda bu politikaları uygulamak için de stratejiler ve eylem planları geliştirirler. Ancak hemen belirtilmelidir ki, ulusal bir istihdam politikası ana eksenine, "hangi koşullarda olursa olsun sadece basit anlamda iş"i değil, "insanca çalışma ve yaşam koşulları sağlayan, sendikal haklar ve sosyal güvencelerle donatılmış düzenli iş"i yerleştirmelidir. Temel bir insan hakkı olan çalışma, adil ve elverişli koşullarda, işçiye ailesi ile birlikte insanca yaşama olanakları sağlayacak bir ücret karşılığında gerçekleşmeli, çalışanlar işsizlik, hastalık, yaşlılık gibi durumlarda sosyal güvencelere sahip olmalıdır. 1 İstihdamın düzeyi, yapısı ve niteliği yönünden temel sorunları olan, yüksek işsizlik oranları ile iç içe yaşayan Türkiye için, insana yakışır işler yaratmayı hedefleyen bütüncül bir ulusal istihdam politikasına sahip olmak kuşkusuz hayati önem taşımaktadır. Bu bağlamda çalışmamızda istihdam sorununa yönelik ilkeleri düzenleyen ve önemli hedefler koyan ulusal istihdam stratejisi incelenecektir.
Ulusal İstihdam Stratejisi Bağlamında Esnekliğin Türkiye Stratejisi
Türkiye'de Esnek Çalışma
Ulusal İstihdam Stratejisi’nde, eğitim, esneklikle birlikte ve tamamlayıcı bir rol oynuyor. Sermayenin emek gücü ihtiyacına karşılık verebilecek bir eğitim, dolayısıyla eğitimin piyasa ile daha yakın bir ilişkisinin kurulması, istihdamla birlikte eğitimin de bireysel bir sorumluluk ve kazanç olarak tanımlanması stratejinin arka planını oluşturuyor.
Türkiye'de İstihdam Politikalarının Etkinliği
Teknolojik gelişmede meydana gelen artışlar ve üretim biçimlerinde yaşanan bilgi toplumuna geçiş süreci, istihdamı doğrudan etkileyen unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkenin ekonomik gelişmişlik düzeyi ve sosyal kalkınma seviyesinin önemli bir göstergesi, istihdam yapısı ve işsizliğin boyutudur. Ülkelerin sosyo-ekonomik durumlarına göre farklı bir tablo ortaya konsa da birçok ülkenin ortak sorunu işsizlik rakamlarının yüksekliğidir. Türkiye’de esas itibariyle ekonomide başlatılan yapısal reform sürecinin dinamo etkisiyle 1950’li yıllardan itibaren gündemde olan ve son otuz yıl içinde adını daha çok duyuran istihdam yapısı ve işsizlik olgusunun başlıca nedenleri arasında hızlı nüfus artışı, bölgelerarası ekonomik gelişme farklılıkları, köyden kente göç, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar sayılabilir. Son yıllarda ekonomik büyümeyle doğru orantılı oluşan beklentilerde olduğu gibi daha çok insana üretken istihdam sağladığı takdirde Ulusal gelirde meydana gelen artış, anlam ifade etmektedir. Türkiye’nin gündemindeki en önemli sorunlardan birisi işsizlik, açlık ve yoksulluktur. Resmi verilere göre, nüfusumuzun yüzde 43’ü yoksul, yüzde 12’si ise açlık sınırının altında yaşamını sürdürmekte, milyonlarca insanımız işsizlik sorunuyla karşı karşıya bulunmaktadır. Ülkede sağlanan ekonomik büyüme ve refah artışından pay alınabilmesi, her şeyden önce bir işte çalışıyor olunmasını gerektirmektedir. Yüzyılın en önemli sosyal sorunu olan işsizlik sorununun çözümü için önce artış hızını durdurmak ve sonra da azaltmak için gerekli politik önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Bu sadece işsizlik sigortaları aracılığıyla pasif işgücü politikaları şeklinde değil, aynı zamanda bireyin girişimcilik yeteneği ve becerilerini de geliştiren aktif işgücü politikaları ile de beraberce uygulanmalıdır. Böylece çok önemli bir diğer sorun olan tüketen değil, üreten bir toplum olma yolunda mesafeler katedilebilecektir. Konfüçyüz’ün dediği gibi, “balık yemeği değil, balık tutmayı öğretmek” önemlidir. VI İstihdam ve işsizlik sorununun geniş bir perspektifte ele alındığı çalışmanın, konuya ilgi gösterenlere fayda sağlaması en birincil amacımızdır.
Genel Hatlarıyla Avrupa İstihdam Stratejisi ve Geçirdiği Dönüşüm
ISGUC The Journal of Industrial Relations and Human Resources, 2005
İstihdam ve işsizlik konusu Avrupa Birliği(AB) için 1990’lı yıllarda önem kazanmıştır. Çünkü bu dönemde birlik düzeyinde düşük istihdam oranları ve yüksek işsizlik oranları ile karşılaşılmıştır. Bu sorunların üzerine planlı ve programlı bir şekilde gitmek için bu dönemde Avrupa İstihdam Stratejisi ortaya konulmuştur. Bu çalışmada öncelikle Avrupa İstihdam Stratejisi’nin ortaya çıkış nedenleri üzerinde durulmuştur. Ardından bu stratejinin uygulama sonuçları tartışılmıştır. Son olarak bu stratejinin gelecekte alacağı biçim açıklanmıştır.
Türkiye'de İşsizlik Sorunu ve Avrupa İstihdam Stratejisi
Erciyes Universitesi Iktisadi Ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 2008
İşsizlik hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan önemli problemlerden birisi olmaya devam etmektedir. Türkiye uzun zamandır yüksek oranlı işsizlik ile mücadele etmektedir. Resmi rakamlar 2002 yılından beri işsizlik oranının %10 civarında olduğunu göstermekle birlikte gerçek işsizlik oranının resmi rakamların çok üstünde olduğu görüşü genel kabul görmektedir. Son yıllarda Türkiye ekonomisinde yaşanan olumlu büyüme rakamlarına rağmen işsizlik oranının yüksekliğini sürdürmesi istikrar programının başarısını olumsuz etkilemektedir. 2002 yılından beri Türkiye ekonomisinde sağlanan yüksek büyüme rakamlarına rağmen işsizlik oranını azaltacak yeni iş imkanlarının yaratılamadığı da kabul edilmektedir. "İstihdamsız büyüme" Türkiye'de uygulanan istikrar programının önemli bir çıkmazı olmaya devam etmektedir. Bu çalışma Türkiye'deki işsizlik problemini ve çözümünü AB bünyesinde uygulanan Avrupa İstihdam Stratejisi kapsamında incelemekte ve Türkiye'nin istihdamı artırmaya yönelik ne tür politikalar uygulayabileceğini araştırmaktadır.
Türkiye İşgücü Piyasasının Değerlendirilmesi ve Ulusal İstihdam Stratejisi Hedefleri İle Uyumu
Türkiye İşgücü Piyasasının Değerlendirilmesi ve Ulusal İstihdam Stratejisi Hedefleri İle Uyumu, 2017
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, işgücü piyasasındaki yapısal problemlerin çözümü ve özellikle işsizlik ve istihdama katılımın artırılması yönünde çözümler geliştirmek amacı ile 2014’te Ulusal İstihdam Stratejisi hazırlanmıştır. Bu kapsamda makroekonomik olarak üç, temel politika eksenli olarak dört başlık altında toplam yirmi adet somut hedef bulunmaktadır Bu çalışmada 2014’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayınlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nin makroekonomik ve temel politika hedefleri ile işgücü piyasalarının 2000 ve sonrası durumunun karşılaştırmalı analizi yapılmıştır. İşgücü piyasalarının temel göstergelerinden olan; işgücüne katılma, işsizlik, istihdam ve kayıt dışı çalışma oranları ile ilgili veriler, Türkiye İstatistik Kurumu ve ilgili bakanlıklardan derlenerek, Ulusal İstihdam Stratejisi’nin makroekonomik ve temel politika hedefleri ile karşılaştırılmıştır.
Ulusal İstihdam Stratejisi Bağlamında Türkiye'de Güvencesiz Çalışma
Labour market flexibility policies, which have been find application all around the World via neo-liberal economy policies, causes the spread of precarious work. Flexibility forms as low wages, lack of union rights and most important that the risk of losing right to life for working class who deal with living without job security and social security and encounter the threat of unemployment when they claim as well minimal union rights. This study moves from the fact that labour market flexibility’s mean is increasing precarious work day by day for the working class. The aim of this study is evaluating critically the document which is called “National Employment Strategy” and is an instrument for embodying the precarious work in Turkey.