Türkçe Gotikte Bir Öncü: Canvermezler Tekkesi (original) (raw)
2021, TÜRKÇE GOTİKTE BİR ÖNCÜ: CANVERMEZLER TEKKESİ
Ünlü romancı Abdülhak Şinasi Hisar’ın kardeşi Selim Nüzhet Gerçek tarafından 1921’de önce İleri gazetesinde tefrika edilen, ardından 1922 yılında basılan Canvermezler Tekkesi adlı eseri “İlk Türkçe Gotik Roman” adı altında 2020 yılında Karakarga Yayınevinin “Kayıp kitaplıklar kütüphanesi” kategorisinde günümüz okuruyla yeniden buluşmuştur. Eser, günümüz Türkçesine Merve Köken tarafında sadeleştirilerek çevrilmiştir. Selim Nüzhet Gerçek romanını Fransız yazar Claude Farrere’in 1911’de yayınlanan La Maison des Hommes Vivants (Ölmez Adamların Evi) adlı İngilizce’ye de Sır Evi (The House of Secret) diye tercüme edilen eserinden uyarlamıştır. Canvermezler Tekkesi mekân olarak ıssız, adı bilinmeyen bir yerdeki tekkede geçen esrarengiz olaylar, doğaüstü güçlere sahip karakterler, sürekli yükselen bir heyecan ve gerilim ve anlatıcının ayrıntılı ruhsal tahlili ile pek çok gotik unsuru bünyesinde barındırmaktadır. Belirsizlik ve korku/dehşet öğeleri romanın ilk sayfasından son sayfasına kadar etkili bir şekilde kullanılmıştır. “Yolunu kaybetmiş karakter”, “hayalet”, “ıssız yer”, “sır”, “cinayet” gibi yaygın motifler kendine yer bulmuştur. Her ne kadar bir Fransız romanından uyarlama olsa da Canvermezler Tekkesi adlı çalışma yaklaşık yüz yıllık geçmişi olan Türk Gotik Edebiyatı için önemli bir mihenk taşıdır. Yüksek oranda gotik unsurlar içermesiyle ve yerel kültürden beslenen tarafıyla Türkçe yazılan gotik romanların öncülerinden kabul edilmelidir. Türk gotik roman geleneğinin kurucu unsurlarından olması ve geleneksel gotik öğeleri bünyesinde barındırması bu eseri incelemeye değer kılmaktadır.
Related papers
Türkçede Kelime Başı Hece İkileşmesi ve Türeme Olayı
Türkbilig, 2020
Öz: Türkiye Türkçesinin grameriyle ilgili çalışmalarda çoğunlukla pekiştirme başlığı altında değerlendirilen söz varlığının adlandırılmasındaki fikir birliği; sıra aynı söz varlığının tanımlanmasına, açıklanmasına ve sınıflandırılmasına gelince, bir hayli çeşitli görünmektedir. Bu çeşitlilik pekiştirilen kelimenin pekiştirilmeden önceki biçiminin tanımlanması, pekiştirici parçanın tanımlanması, pekiştirilmiş biçimin tanımlanması ve bunların her birinin ait oldukları kategorilerin belirlenmesi sürecinde ortaya çıkmaktadır. Aslında ilişkilendirildiği morfolojik kategori bakımından pekiştirme terimi de yeniden değerlendirilmeye muhtaçtır. Bu çalışmada, ilgili söz varlığıyla gramerin alt başlıkları arasındaki ilişkiyi kuran ölçütler gözden geçirilerek olgunun temelde ses bilimsel yapısı üzerinde durularak biçim bilimsel, sözlük bilimsel ve anlam bilimsel zemindeki sonuçları üzerine çıkarımlar yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Pekiştirme, Hece İkileşmesi, Türeme, Başkalaşma, Kelime Yapımı.
TÜRKÇEDE BİR DEYİMLEŞME ÖRNEĞİ: GİBİME GELMEK
Özet: Dillerin ifade kabiliyetlerine zenginlik katan deyimler oluşumları bakımından farklı yapılar arz etmektedir. Belli söz öbeklerinin kalıplaşmaları ve toplum tarafından kabul görmeleri neticesinde deyim aşamasına ulaşabilen bu özel yapıların zamanın şartlarına göre az da olsa değişebildiği görülmektedir. Bu değişim kimi zaman kelimeler düzeyinde gerçekleşirken kimi zaman ekler düzeyinde gerçekleşir. Ekler bazında gerçekleşen değişimlerin bir kısmının ise kelime gruplarını deyim aşamasına taşıma veya deyimlerin derecelerini artırma işlevi olduğu görülür. Biz de bu makalede gibi gelmek yapısından gibisine gelmek ve gibime gelmek yapılarına geçiş süreçlerini ve bu sürecin söz öbeğine kattığı anlam farklılıklarını aktarmaya çalıştık. Abstract: Idioms that enrich the expressive ability of the languages undergo various formation processes. When several stereotyped phrases are commonly agreed on and widely used by the speakers, idioms appear and to some extent change in time. This change occurs either in the stem or in the affixes of the words.. It is seen that some of the changes that occur at affix-level have a function of transforming word phrases into idioms or strengthening the structure/use of idioms. So, in this article we attempt to describe the transformational processes in the Turkish idioms " –gibisine gelmek " and "-gibime gelmek " that derived from "-gibi gelmek " and the differences in meaning that this process added to the word phrase.
III. Uluslararası Türklerin Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu III. International World of Turks Symposium of Social Sciences, 2019
BICOASP (International Conference on Academic Studies in Philology), 2019
Uyarlama ve yeniden yazma stratejileri çeviri ediminin hem ayrılmaz bir parçası hem de eleştiri odağı olmaya devam etmektedir. Bu gibi stratejileri uygulayan çevirmenler ve çevirileri, çeviribilimdeki “sadakat” kavramı çerçevesinde eleştiri odağı olmaktan kurtulamamıştır. Türkiye’de bu duruma maruz kalan ve çok dikkat çeken çevirmenlerden biri ise Can Yücel olmuştur. Yücel yaptığı şiir çevirilerinde yerelleştirmeye oldukça önem veren ve kaynak dizgedeki şiiri erek dizgeye duygusal açıdan yansıtmayı kendisine amaç edinen bir çevirmendir. Fakat şiir çevirisinin mümkün olup olmadığının hala tartışıldığı ortamlarda şiirin yerelleştirme yöntemi ile yeniden yazılması (çevrilmesi) Yücel’i eleştirinin odağı haline getirmektedir. Bu duruma ilişkin olarak, Yücel ise yaptığı işin ve verdiği kararların arkasında durarak kendisine “Çevirmen” değil de “Türkçe Söyleyen” denmesini istemiş ve eleştirilere karşı bu şekilde bir çözüm yaratmıştır. Bu çalışmanın da asıl amacı, Yücel’in kendisini erek dizgede bir söylem üreticisi olarak kabul etmesi ve yaptığı işin arkasında durması açısından çevirmen etiğine uygun davrandığını öne sürmektir. Bu bağlamda, çevirinin sadece diller arası geçiş sağlayan bir köprü olamayacağını göstermek için Maria Tymoczko’nun “in between” kavramından yararlanılmaktadır. Yücel’in söylediklerini üstlenip kararlarının arkasında durması durumu ise Jean-Claude Coquet’nin “özne” kavramı üzerinden incelenmektedir. Sonuç olarak, bu çalışmada Yücel’in çevirmen olarak erek dizgede yeniden bir söylem oluşturmak ve söylediğini üstlenmek suretiyle kendini özne olarak ortaya koyması ve bu durumun arkasında durarak aldığı kararları sebep-sonuç ilişkisi ile anlatması üzerinden çevirmen kararları ve etiği arasındaki ilişkiye dair genel bir analiz yapılmaktadır.
Çeviri Teknolojilerinin Çeviribilim Öğrencileri Açısından Önemi: Kuramsal bir Bakış
Öncelikli olarak beni böylesine bir etkinliğe davet ettiklerinden ve sizlere konuşma yapma fırsatı verdiklerinden dolayı başta Mütercim Tercümanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Berrin AKSOY ve Bölüm Başk. Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Özlem Şahin SOY'a teşekkürlerimi sunuyorum. Ben de sizler gibi Atılım Üniversitesi Mütercim Tercümanlık 2009 mezunuyum. Aradan geçen dokuz yılda gerek benim açımdan gerekse çeviri dünyası açısından pek çok şey değişti. Hepinizin bildiği gibi, Mütercim Tercümanlık veya Ççeviribilim bölümlerinin misyonları arasında üniversitenizin web sayfasında da belirtildiği gibi bilgili, araştırmaya ve öğrenmeye hevesli, çok kültürlü, güncel konular ve kültürel ilişkilerle yakından ilgili, piyasa beklentileri ve koşulları hakkında bilgi sahibi, yazılı ve sözlü çeviri konusundaki bilgisini bilimsel yöntemler ve en son teknolojiyle ortaya koyabilen profesyoneller yetiştirmek vb. bulunmaktadır. Böylesine geniş perspektifli bir alan olan mütercim tercümanlık veya çeviribilim bölümleri ilerlemeye açık ve devingen bir yapıya sahiptir. Zaten bilindiği gibi bilim dallarının bilimsel niteliklerini koruyup inter-disipliner ve hatta trans-disipliner bir bilim dalı statüsüne kavuşması sürekli evrilmesi ve farklı bilim dallarıyla ilişki kurmaya başlamasıyla mümkündür. Bu özelliğini yitiren bilim dalları ancak zamanla sadece bir bilgi dalı halini almaktadır. Diğer bilim dallarıyla kurduğu ilişkiler bakımından inter ve trans-disipliner bir bilim dalı niteliği taşıyan çeviribilimin günümüzde ulaştığı nokta onun devingen ve ilerlemeci yapısının gösterilmesi açısından önem arz etmektedir. 1950'lerde çeviri etkinliği salt dilsel bir aktarım olarak görülmekteyken yaşanan toplumsal, sosyal ve kültürel dönüşümle aynı zamanda bir kültür aktarımı olarak da ele alınmaya başlamıştır. Çevirinin salt dilsel aktarım olmadığı ve kültür aktarımı olduğunu savunan ve bir döneme damgasını vurmuş, vurmaya da devam eden pek çok çeviri kuramı geliştirilmiştir. Bu kuramlar çeviribilimin farklı paradigmalarını teşkil etmektedir. Bugüne gelindiğinde ise çeviribilimin dilsel ve kültürel aktarım kadar bir teknoloji aktarımı olduğu gözlemlenmeye başlamıştır. O halde çeviri sürecinde uzman konumunda itibar edilen ve aldığı kararlara saygı gösterilmesi gereken çevirmenin sahip olduğu dilsel ve kültürel edincin yanı sıra teknoloji edinci de geliştirmesi son derece önem arz etmektedir. Çevirmen teknolojiye niçin ihtiyaç duyar? Bir çeviribilim öğrencisi için teknolojinin önemi nedir? Teknoloji çeviri sürecinde nasıl bir etkiye sahiptir? Pek çok alanda yaşanan teknolojik gelişmeler 21.yüzyılda dijital devrim veya dijital çağın gelişmesine katkı yapmıştır. Yaşanan teknolojik gelişmeler genellikle bilgisayar endüstrisinin hızlı büyümesini sağlayan Bilgi Teknolojileri (BT) alanında gerçekleşmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.