Tarihi Yapıların Müze Olarak Kullanımında Restorasyon Uygulamaları (original) (raw)

Tarihi Yapıların Restorasyonlarında Jeofizik Yöntemlerin Kullanılması Metodolojisi

2009

Tasinmaz kultur varliklarimizdan olan tarihi yapilar tas, tugla, kerpic, ahsap gibi yapi malzemelerinden yapilmis yigma yapilardir. Yigma yapilar yapay gerec ve dogal taslarin bir harc kullanilarak baglanmasiyla olusturulan tasiyici yapi ogeleridir ve bu tur yapilara kargir denir. Kargir duvarlar, dusey yuk tasiyan ve tas ve tugladan olusan karma yapi bilesenleridir. Bu yapilarin yuk altinda davranis ve dayanimlari harc ve yapi gerecinin ozelliklerine baglidir (Ercan, 2003). Kâgir yapilar yatay deprem yuklerine karsi cok zayiftir. Depreme dayaniklilik tugla ile harc arasindaki aderans’a baglidir. Cunku yatay yukler altinda dogan kesme yukleri ve kayma gerilmeleri tugla harc yapismasinin bozulmasina ve yapinin yikilmasina yol acar (

Şehir Turizmine Hizmet Verebilecek Tarihi Yapılarda Restorasyon (Yenileme): Şanlıurfa Konukevleri Örneği

2019

İnsanlığın yaptığı ilk ibadet tapınağa ev sahipliği yapan ve Mezopotamya bölgesinde yer alması nedeniyle pek çok medeniyeti tarihinde barındıran Şanlıurfa, zengin tarihi ve kültürel miraslara sahiptir. Bu değerlerden birisi de bölgenin mimari özelliğini yansıtan taştan inşa edilen konukevleridir. Şanlıurfa ilinde yer alan tarihi mimariye sahip özgün yapılar çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından restore edilmiştir. Özellikle turizm üst yapı arzına duyulan ihtiyaç ve turistlerin otantik mekânlarda kalmak istemesiyle bu yapıların önemi giderek daha da artmıştır. Bu nedenle yenilen tarihi yapılar şehir turizmi ve turistik destinasyon için önemli bir avantaj haline gelmektedir. Bu kapsamda son yıllarda restore edilerek turizm ve diğer hizmetlere açılan bazı tarihi konukevleri incelenmiştir. Konukevine dönüştürülen tarihi binaların, turizm faaliyetleri üzerindeki etkisi de bir başka sonuç olarak değerlendirilmektedir.

Restore Edilen Tarihi Yapılarda Uyarlamalı Yeniden Kullanım: Ünye Alan Çalışması

Journal of Interior Design and Academy, 2021

Tarihi yapılar bir kültürel miras olarak, geçmişimizi yansıtan somut varlıklardır. Kültürel değere sahip taşınmaz kültür varlıklarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılması büyük önem taşımaktadır. Geçmiş ve gelecek arasında bir köprü görevi üstlenen bu değerlerin sürdürülebilmesi, onların kullanımıyla doğru orantılıdır. Restore edildikten sonra, kendi haline bırakılan her yapı tekrardan kaybolma ve yok olma durumuyla karşı karşıya kalacaktır. Bu kapsamda koruma yöntemlerinden biri olarak tercih edilen uyarlamalı yeniden kullanım, işlevsel olarak varlığını tamamlayan ancak fiziki olarak kısmen veya tamamen bir şekilde varlığını devam ettiren kültürel değerlerin, restorasyon aşamasından sonra başka bir işlevle hayata kazandırılmasıdır. Bu makalede, tarihi yapılarda yeni işlev sonucunda iç mekân kurgusundaki değişimlerinin kültürel sürdürülebilirliğe katkısı incelenmektedir. Bu çalışmanın hedefi, tarihi yapıların gelecek kuşaklara aktarılması için koruma yöntemlerinden biri olan uya...

Afetten Etkilenen Yapıların Müze Olarak Kullanımı

6th International Symposium on Natural Hazards and Disaster Management 21-23 October 2022 (ISHAD2022 Bursa - Turkey), 2022

Çalışmada afet nedeniyle hasar gören yapıların müze kapsamında sergilemenin bir parçası olarak kullanımı incelenmiştir. Afetlerin ardından afet etkilerini toplumla doğrudan paylaşmaya yönelik birçok müze ve afet hatıra salonları kurulmaktadır. Afetten etkilenen yapılar, geçmiş afetin somut izlerini taşımanın yanında anı değeri de taşımaktadır. Hasarlı yapıların korunarak sergilenmesi, afet deneyimlerinin ziyaretçilere aktarılmasında önemli bir görev üstlenmektedir. Deprem, heyelan, sel su baskınları, tsunami, volkanik patlama gibi farklı tehlikelerle ilişkili afetlere odaklanan müzelerin toplum afet bilinci geliştirmeye de katkısı bulunmaktadır. Çalışmada afet harabeleri hasarlı yapıların müze kapsamında sergilendiği örnekler; afet bilgisi, sergi unsuru olarak kullanılan yapı özellikleri ve sergileme biçimleri açısından ele alınmıştır. Değerlendirmede literatürden elde edilen verilerden yararlanılmıştır. Başta Japonya olmak üzere deprem kaynaklı afeti kapsayan çok sayıda afet müzesi bulunmaktadır. Afet harabelerinin sergilenmesi sürecinde sürdürülebilirliğin sağlanması önemlidir. Afet nedeniyle hasar gören yapıların somut bir kanıt olarak ziyarete açılmasının toplum afet bilinci geliştirmeye katkı sağladığı söylemek mümkündür.

Tarihi Yapılarda Yeniden İşlevlendirme ve Baltazzi Köşkü

Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2023

Tarihi Yapılarda Yeniden İşlevlendirme ve Baltazzi Köşkü Re-Functionalisation in Historical Buildings and Baltazzi Mansion ÖZET Tarihi mekanlar zaman içerisinde kente ve ihtiyaçlara göre tekrar uyum sağlamak durumunda kalabilmektedir. İşlevini kaybetme, günümüz ihtiyaçlarına cevap verememe gibi durumlar nedeniyle yeniden işlevlendirme zorunlu olabilmektedir. Yeniden işlev verme, mekânın kendine özgü özelliklerini koruyarak yeni bir fonksiyon ile kullanılması olarak da tanımlanmaktadır. Mevcutta bulunan yapıların kullanılması ekonomik açıdan fayda sağlamakta, aynı zamanda yapının korunarak gelecek nesillerin de bu kültür ile tanışmasına imkan sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı tarihi mekanların işlev değişikliği ile günümüze ulaşmasına örnek olabilecek özellikte olan Levantenlerin İzmir'de yaşadığı dönemde inşa edilmiş olan Baltazzi" Köşkü'nün işlev değişiklikleri ve yapının mevcut durumunun incelenmesidir. Çalışma kapsamında yapının güncel durumu fotoğraflarla belgelenmiş ve literatür taraması ile dönemin yapıları araştırılmıştır. Baltazzi Köşkü, kare planlı ve iki kattan oluşmaktadır. Yapıya karşılıklı iki giriş bulunmaktadır. Ana giriş kapısında iki adet sütun bulunmaktadır. Bu girişin üzerinde oluşturulan balkon ile yapıya eklenen süs havuzu ve Venüs heykelinin de bulunduğu bahçe görülmektedir. Giriş ve birinci katta şu anki işlevinde sınıflar bulunmakta, bunun yanında eğitim yapısı olmasından dolayı öğretmen odası gibi idari bölümleri de bu yapıda yer almaktadır. Süs havuzunda metal köprü ile heykelin olduğu bölüme geçilebilmektedir. Yapının işlevlerine bakıldığında ise konut, yetimhane, eğitim yapısı olarak kullanıldığı görülmektedir. Güncel ihtiyaçlar doğrultusunda bu işlevler dönemlere göre değişmiştir.

Tarihi Bir Yapının Müze Olarak İşlevlendirilmesi İbrahim Paşa Sarayı-Türk ve İslam Eserleri Müzesi Örneği

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi

Sultanahmet Meydanı'ndaki günümüze ulaşan tek vezir sarayı olması bakımından oldukça önemli olan İbrahim Paşa Sarayı, geçmişten bugüne birçok değişikliğe uğramış ve kullanım amacı defalarca değişmiştir. 1914'te İslam eserlerinin yurtdışına kaçırılmasını engellemek ve sergilenmesini sağlamak için Müze-i Hümayun'da İslam Eserleri Seksiyonu açılmış, zamanla sayıları artan bu eserler için yer temini süreci başlamıştır. Bu eserlerin teşhiri için ilk olarak Süleymaniye Külliyesi'nin İmaret Binası kullanılmış, yapının boyutları sorun teşkil etmeye başladığında yeni bir bina arayışına girilmiştir. Bu arayış 1965'te İbrahim Paşa Sarayı'nın Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ne tahsis edilmesiyle son bulmuştur. 1983'ten beri bu yapı Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak işlev görmektedir. Tarihi bir yapının müze olarak işlevlendirilmesi yeni bir durum değildir fakat bu yapının günümüze ulaşan tek vezir sarayı olması, çeşitli amaçlarda kullanılması, restore edilene kadar atıl bir vaziyette olması, müze binası olarak tahsis edilmesinden sonra İslam Eserlerini koruma misyonuna sahip olması ve varlığını müze binası olarak sürdürmesi oldukça önemlidir.

Tarihi Yapıda Çağdaş Müdahale; Yeniden İşlevlendirmede Tasarım Stratejisi Olarak ˜Ekleme’

Tasarim + Kuram

Tarihi yapıların işlevsel dönüşüme yönelik yeniden tasarlanması, uzun bir süredir mimarlık pratiğinin gündeminde olan bir konudur. Tarihi yapılara uygulanacak müdahalelerin, tarihi bağlamı koruyarak öne çıkarması ve bağlamdan ilham alarak kendi dönemini yansıtması beklenmektedir. Diğer bir deyişle, özgün niteliklerin yeni tasarımı biçimlendirmesi, benzer şekilde yeni tasarımın da özgün yapılara yeni anlamlar kazandırarak niteliğini arttırması istenmektedir. Fakat tarihsel/bağlamsal verilerle kurulacak uyum ve karşıtlık gibi ilişkilerin karmaşıklığı, tarihi yapıların yeniden tasarlanmasını oldukça problemli bir süreç durumuna getirmekte, mimarın eski-yeni arasında iki yönlü bir etkileşim ve bağ kurmak için tasarımını yönlendiren mimari bir strateji kullanması gerekmektedir.Ev sahibi yapının somut ve somut olmayan özgün nitelikleri ile yeni işlevin gereksinimlerini barındıran unsurlar arasında kurulan ilişkiye göre belirlenen bu stratejilerden birisi ekleme (insertion) stratejisidir. ...

Bursa'da Müze Olarak Kullanılan Geleneksel Konutlara Bir Örnek: Hüsnü Züber Evi ve Restorasyonu

DergiPark (Istanbul University), 2022

Hüsnü Züber House, located in Muradiye, one of the important historical regions of Bursa, is an example of 19th century civil architecture. The building was purchased by the artist Hüsnü Züber, the pioneer of the Pyrogravure Art in Turkey, in 1988, and was opened under the name of "Hüsnü Züber House Living Museum" after the restoration that took place between 1988-1992. The artist donated the museumhouse, which he built with his own efforts and exhibited his Pyrogravure collection, to the Bursa Metropolitan Municipality in 1998, on condition that the continuation of the museum heritage and the exhibition of the collection. Following the death of Züber, the municipality decided to restore and refunction the building in 2015. The building was reopened as "Hüsnü Züber Evi Muradiye Youth Center" as a result of the restoration completed in 2021. Within the scope of the study, the function change of the house, which was examined in the context of Traditional Bursa Houses, and its 2015-2021 restoration are discussed.

Yeniden İşlevlendirilen Tarihi Yapıların Sürdürülebilirliği

Öz Süreç içerisinde işlevini yitiren tarihi yapıların yeniden işlevlendirilerek yaşatılması düşüncesi son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de uygulanmaktadır. Özellikle hızlı kentleşme sonucunda kent merkezlerinde bulunan sivil mimari örnekleri bu koruma anlayışı ile yeniden işlevlendirilmeye başlanmıştır. Kastamonu kent merkezinde yeniden işlevlendirilen 15 sivil mimari örneği bu çalışmanın konusunu oluşturur. Çalışmada birer turistik işletme olarak yeniden işlevlendirilen tarihi yapıların sürdürülebilirlik kapsamında sosyal, kültürel ve ekonomik açılardan ne kadar başarılı olduğu araştırılmıştır. Ayrıca bu tarihi yapıların işlevlendirilmesinin sosyo-kültürel ve ekonomik gerekliliğine vurgu yaparak çevreye adaptasyon, tarihi yaşatma ve varlığını sürdürebilme düzeylerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırma sorularını yanıtlayabilmek amacıyla Kastamonu kent merkezinde turistik işletme olarak işlevlendirilen 15 sivil mimari örneği yapının sahip, yönetici ve çalışanlarına yapılandırılmış görüşme tekniği ile iki ayrı kategoride hazırlanmış ucu açık 4'er soru yöneltilmiştir. Veriler yüz-yüze yürütülen derinlemesine görüşme tekniği ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda yeniden işlevlendirilen tarihi yapıların çevreye ve çevredeki insanlara ilişkin adaptasyonunu sağladığı, tarihi yaşatmaya devam ettiği ve işletme olarak varlığını sürdürebilmek için gerekli ekonomik kazancı elde edebildiği saptanmıştır. Abstract The idea of survival by being refunctioned of historical structures that lost their functions in the process also have been applied in Turkey as it is being applied all around the world. Especially, the examples of civil architecture in the city centers have been started to re-function with this protection mentality as a result of rapid urbanization. 15 examples of civil architecture that were re-functioned in Kastamonu city center form the subject of this study. In the research, it has been investigated to understand how successful the historical structures that were refunctioned as a touristic business are in terms of sustainability socially, culturally and economically. Besides, it has been intended to identify adaptation to the environment, the survival degree of keeping alive the history by emphasizing to the socio-cultural and economic requirements of refunctioned those historical structures. 4 open-ended questions have been prepared in two different categories with the structured interview technique were asked to the owners, managers and labors of 15 examples of civil architecture touristic businesses in the Kastamonu city center for the purpose of being able to get answers of the research questions. The data have been collected by face-to-face in depth interview technique. The obtained data have been analyzed with content analysis method. As a result of the research, it has been determined that refunctioned historical structures provide adaptation to the environment and the people around, continue to keep alive the history and acquire the necessary economic gain in order to be able to survive as a business.