Mesafelerin Ötesinde: Akuzmatik Mekânlardan Sızan Sesler (original) (raw)
Related papers
Fiziksel Mesafeyi Aşan Sesler: Pandemide Kurtuluş’ta Akuzmatik Mekânlar
MADJournal , 2023
(EN) This article examines the acoustic experiences of Kurtuluş inhabitants, living in two distinct neighborhoods Son Durak and Pangaltı, during the first wave of the pandemic, when there were strict curfews, throughout May and June. The study focuses on how each neighborhood, having different socio-economic demographics, architectures, and topographies, operates as an acoustic community. The study asks how the acoustic relations, disintegrations, belongings, or conflicts are formed as the soundscapes are continuously being developed and transformed. This article rethinks the notion of “acousmatic listening” in spatial terms and defines “acousmatic spaces” as places wherein public and private sounds permeate through one another. In order to explore the sonic tactics that are carried out at these spaces we barrowed a sonic concept, from Lubunca (a queer dialect) suggested by one of the interviewees Leyla, “mi yapmak” (meaning playing/making the note mi). The study also emphasizes how the acousmatic spaces host a rich repertoire of differentiating sounds and multiple mi notes as newly auditory channels emerge in the months of the pandemic. The study argues that the acousmatic spaces are used more actively during the months of pandemics and the borders between public and private became acoustic lines of struggle and negotiation amongst inhabitants of the neighborhoods. For this reason, this study gives an ear to the auditory encounters and the relations between dominant and counter public sounds that make the soundscape of the households of Son Durak and Pangaltı. ------- (TR) Bu makale İstanbul’un Şişli ilçesinde yer alan Kurtuluş semtinde Pangaltı ve Son Durak olarak adlandırılan iki bölgede, pandeminin ilk dalgasında sokağa çıkma yasaklarının geniş ölçekli olarak uygulandığı Mayıs ve Haziran (2020) aylarında yapılan saha araştırmasından yola çıkarak, semt sakinlerinin sessel deneyimlerini merceğine alıyor. Bu minvalde Pangaltı ve Son Durak bölgelerini, farklılaşan sosyoekonomik demografisi, mimari yapısı, topografyası ile şekillenen iki akustik topluluk olarak ele alıyor; pandemi döneminde bu bölgelerdeki ses peyzajının oluşumuna ve dönüşümüne odaklanıyor; sesler üzerinden kurulan aidiyetlere, ilişkilere, ayrışmalara ve çatışmalara yoğunlaşıyor. Makale bölgelerin ses peyzajını, kaynağı görülmeksizin sesin duyulması deneyimini ifade eden ve kamusal ve mahrem seslerin birbirine sızdığı mimari alanları tanımlamak için kullandığımız “akuzmatik mekân”lara odaklanarak tartışıyor. Bu mekânlarda ve bu mekânlar aracılığıyla mahalle sakinlerinin seslerine ayar verme ve seslerini düzenleme taktiklerini anlamak için görüşmecilerimizden Leyla’nın Lubuncadan aktararak kullandığı “mi yapmak” ifadesini kullandık. Yazı akuzmatik mekânların, bilhassa pandemi döneminde, çeşitli ve zengin bir “mi yapma” repertuvarına ev sahipliği yaptığını, bu mekânlar boyunca yeni ve çoksesli işitsel kanalların açıldığını iddia ediyor. Bu dönemde kamusal ve mahrem arasındaki sınırların mücadele ve müzakere çizgileri hâline geldiğini ve akuzmatik mekânların pandemi öncesine kıyasla daha aktif bir biçimde kullanıldığını ileri sürüyor. Bunun için Pangaltı ve Son Durak’ta apartmanlar içerisindeki evler arasındaki sessel karşılaşmalar ve her iki bölgenin ses peyzajını oluşturan hâkim ve muhalif kamusal sesler arasındaki ilişkilere kulak veriyor.
Mesafeleri Aşan Ses(sizlik): Diyarbakır'dan Çanakkale'ye Güven(siz)lik Anlatıları
Reflektif Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Bu makale yeni güvenlik anlayışı çerçevesi içerisinde yer alan "insani güvenlik" kavramına odaklanarak, güvensizlik ve şiddet sarma-lının en çok etkilediği gruplar olan kadınlar ve LGBTİ+'ların güvenlik/güvende hissetme algısını incelemektedir. Makalede gündelik yaşam içerisinde şiddet tehdidi/riski altında olan kadınlar ve LGBTİ+'ların şiddetten kendilerini koruyabilmek için ne gibi stratejiler geliştirdikleri ve güvende kalabilmek adına hangi alanları yarattıkları aktarılmaktadır. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, genellikle bireysel bir meseleye indirgenerek, kendine özgü bir sorun olarak görülür ve kesinlik ile gerçeklikten uzak bir hale getirilir. Bu çalışma 1 , feminist metodoloji temelinde nitel araştırma teknikleriyle Diyarbakır ve Çanakkale'de yaşayan, farklı yaşam alanlarından gelen kadın ve LGBTİ+'ların güven(siz)lik algılarına odaklanarak, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve buna bağlı olarak güven(siz)lik mefhumu-nun ne gibi değişkenlerden etkilendiğini incelemektedir. Bu bağlamda, makale boyunca, hem kadınlar ve LGBTİ+'ların özel-kamusal alanda maruz kaldıkları çeşitli şiddet türleri ve güvensizlik halleri gösterilmekte, hem de mekân ve sosyo-ekonomik düzeyin şiddet ve güvensizlik karşısında benimsenen stratejileri nasıl etkilediği ortaya koyulmaktadır. Abstract This article focuses on the concept of "human security" within the framework of the new understanding of security, and examines the perception of security / feeling of safety by women and LGBTI +. In the article, it is explained what strategies women and LGBTI + individuals who are under the threat / risk of violence develop in order to protect themselves from violence and which realms they create in order to stay safe. Gender-based violence is often seen as a problem of its own, reduced to an individual issue, and is rendered unrealistic with certainty. This study, using qualitative research techniques on the basis of feminist methodology, focuses on the women and LGBTI + people's, who are living in Diyarbakır and Çanakkale and coming from different life spaces, perceptions of (in)security. Moreover, the study also examines the variables which have effect on gender-based violence and those in relation to it on the concept of (in)security. Anahtar Kelimeler Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, cinsiyetlendirilmiş güvenlik, insani güvenlik, güven(siz)lik, baş etme stratejileri Keywords Gender-based violence, gendered security, human security, (in)security, coping strategies
MASAMDAKİ MELEK VE TEHLİKELİ SESLER
Sekans Sinema Kültürü Dergisi NİSAN 2022 | Sayı e18, 2022
Jane Campion'ın filmlerindeki kadın dış seslerden "tehlikeli sesler" olarak bahseder. McHugh'a göre (2001: 194) Campion neredeyse belgesel bir merakla sürrealist zekâyı ve trajik ironiyi bir araya getirmektedir. Campion'ın filmlerindeki bu yaklaşım diğer anlatı yapılarında var olan kadın dış sesli anlatım ile örtüşmektedir. Campion tüm filmlerinde kadın anlatıcı/dış ses anlatımının bir çeşidini kullanmıştır. Ayrıca filmlerindeki kadınların kendi sesinden bir şeyler taşıdığını da açıkça belirtmiştir (McHugh, 2001: 197). Diğer pek çok alanda olduğu gibi sinemada da eril bakış açısının ve dolayısıyla eril anlatıcının hâkim olduğunu (Mulvey, 1975) biliyoruz. Bu bağlamda, kadın bir anlatıcı/dış ses, var olan durumu değiştirme potansiyeline sahip olduğu için, eril bakış açısı için gerçekten tehlikeli bir ses olabilir. Campion'ın bu bakış açısına en uygun filmlerinden birisi Masamdaki Melek'tir (An Angel at My Table, 1990). Film aslında iki başarılı zihnin ürünüdür. Ünlü yazar Janet Frame'in otobiyografik üçlemesinden uyarlanan film, 1 Campion'ın izleyiciyi Frame'in hayatına tanık etme sürecidir. Campion'ın Frame ile tanışması yazarın ilk romanı Baykuşlar Öterken'i (Owls Do Cry, 1957) okuması ile olur. Campion, kitabı on dört yaşında, romanın "karanlık, anlamlı şarkısı kalbini ele geçiren" kahramanı Daphne ile aynı yaşta iken okuduğunu yazar (Brown, 2016: 109). Filmde gerçek hayattaki Janet Frame anlatıcı/dış ses konumundayken, Campion ise anlatıcının hikâyesini görünür yapan/gösteren kişidir.
İç Mekânda Duyular: Giriş Mekânı Örneği
Journal of Interior Design and Academy
Mimari bir yapının duyular aracılığı ile algılanması görme ile başlar. Ancak yapı ve iç mekân arasındaki ilk ilişki giriş mekânı ile kurulur. Giriş mekânları sadece görme ile değil diğer duyularla da algılanabilir ve kullanıcı belleğinde izler bırakabilir. Örneğin bir konser salonunu işitme duyusu, bir restoran koklama duyusu üzerinde bıraktığı izlerle hatırlanabilir. Bu çalışmada iç mekânda duyu kavramını incelemek için öncelikle mimaride duyu kavramı ele alınmış, daha sonra giriş mekânlarının önemi ve mekânın duyularla nasıl algılanabileceği üzerinde durulmuş, son bölümde de iç mekânda duyular kavramı, bir sağlık yapısının giriş mekânı özelinde incelenmiştir. Örnek olarak seçilen sağlık yapısı İstanbul Memorial Bahçelievler Hastanesi’dir. Bu amaçla hastane yönetimi ve proje ekibi ile iletişime geçilmiş, alan ziyaretleri yapılarak alınan izin çerçevesinde fotoğraflanmıştır. Çalışmada giriş mekânı tasarımının, görme, dokunma, işitme, koklama ve tatma duyularına nasıl hitap ettiği; k...
Eğitim Mekanlarında Akustik Konfor: Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Örneği
Intelligibility is an extremely important feature of the studios and lecture halls of a faculty of architecture. The foundation of an education is based in these spaces, which are expected to accommodate various styles of study. For these spaces to be efficiently utilized, they must be well designed for acoustic comfort. Current conditions of acoustics in a studio and a lecture hall at the Faculty of Architecture of Dokuz Eylül University were evaluated by both subjective and objective methods in the present study. Subjective methods included a questionnaire , and objective methods included measurement and simulation of acoustics. Suggestions for improvement of acoustic quality were developed according to results. Mimarlık fakültesi stüdyo ve derslikleri, anlaşılabilirliğin son derece önemli olduğu konuşmaya yönelik mekanlardır. Mi-marlık eğitiminin temellerinin atıldığı, farklı çalışma şekil-lerine de cevap vermesi beklenen bu mekanlardan yeterli verimin alınabilmesi, akustik konfor koşulları bakımından iyi tasarlanmış mekanlar olmalarını gerektirmektedir. Bu amaç-la, bu çalışmada, örnek çalışma alanı olarak belirlenen Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde bir stüdyo ve bir dersliğin mevcut hacim akustiği koşulları öznel ve nesnel yön-temlerle belirlenmiş, yapılan tespitler doğrultusunda nesnel yöntemlerle iyileştirilmesine yönelik çözüm önerileri gelişti-rilmiştir. Giriş İçerisinde farklı eylemler gerçekleştirilen ancak işit-sel iletişime gereksinim duyulan tüm yapılarda akustik koşulların düşünülmesi ve işitsel konforun sağlanması büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, eğitim süreci-nin kesintiye uğramadan ve istenilen nitelikte sürdürü-lebilmesi açısından sınıf ya da dersliklerin fiziksel kon-for koşulları ve özellikle de akustik kalitesi en önemli tasarım parametrelerinden birini oluşturmaktadır. Öğ-renci ve eğitmenlerin bu mekanlarda yapı fiziği gerek-sinimleri bakımından konforlu koşullara ve donanıma sahip olması eğitimin kalitesini de olumlu yönde etki-lemektedir. Mimarlık eğitiminin verildiği stüdyo ve derslikler, mimarlık eğitiminin getirisi olarak farklı çalışma şekille-rine hizmet edecek nitelikte tasarlanması gereken eği-tim mekanlarıdır. Sözel ya da görsel bilgi aktarımlarının yanında, bireysel ya da grup çalışmalarına, karşılıklı tar-tışma ortamlarına, çizim, maket yapımı gibi eylemleri gerçekleştirebilecek olanaklara sahip olması gereken bu mekanlar, öğrenciler için bir atölyedir. Mimarlık stüdyosu ya da dersliği tüm bu çalışma şekillerine hizmet ederken, öğrencilerin fiziksel ve psi-kolojik konforlarının sağlanması gerekmektedir. Stüd-yonun ya da dersliğin mimari tasarımı, mekanda kulla-nılan malzemeler ve bunların konumlanışı gibi etkenler ABSTRACT ÖZ Keywords: Acoustic; room acoustics; speech intelligibility; faculty of architecture studios and lecture rooms. Anahtar sözcükler: Akustik; hacim akustiği; konuşmanın anlaşılabilir-liği; mimarlık fakültesi stüdyo ve derslikleri.
ISLETMELERDE ORGUTSEL SESSIZLIK
Örgütsel Sessizlik olgusu literatürde geniş bir şekilde tartışılırken, aynı zamanda uygulamaya dönük deneysel çalışmalarda yapılmıştır. Morrison ve Milliken (2000) çalışmalarında örgütsel sessizliği iki ortak inanca bağlamışlardır. Örgütlerde problemlerle ilgili konuşmanın çaba sarf etmeye değmeyeceği, Birinin fikir ve inançlarını dile getirmenin tehlikeli olduğu. Ayrıca konuşmanın daha sonra onları da aynı şartlarda zor durumda bırakabileceği inancını da vurgulamışlardır.
Sessizliğin Kelimeleri: Barış Bıçakçı'nın Anlatı Mekaniği Üzerine Düşünceler
2018
A telescopic existential integral with an harmony between wording and meaning, and suitable for sacred geometry forms of life... I couldn’t rephrase the obscureness in the Barış Bıçakçı’s writings which is generated by presenting everything together and a reading comfort. The author takes each moment sets up a complete memory as equally important. He is inspired for his fiction technique from life which has been known by everyone but understood by no-one. Therefore, he puts trying to get something with his readers to his writing axis’ origin replace explaining. This article, Words of Silence, tries to provide an intellectual development to describe the planes which give birth to Barış Bıçakçı’s narrative mechanics.