TELEVİZYON REKLAMLARINDA AİLEYE İLİŞKİN DEĞERLERİN TEMSİLİ /THE VALUES CONCERNING FAMILY IN TELEVISION ADVERTISEMENTS (original) (raw)
Related papers
Televi̇zyon Reklamlarinda Ai̇leye İli̇şki̇n Değerleri̇n Temsi̇li̇
2012
Toplumda farkli ozelliklere sahip grup ve bireyler, kulturun bizatihi kendi ozellikleri cercevesinde sekillenen degerlerle bir arada yasarlar. Toplumsal degerler bireylerin kisiliklerinin gelisiminde ve diger bireylerle iliskilerinde belirleyici rol oynar. Toplumsal yasamda ozellikle aileye iliskin toplumsal degerler kitle iletisim araclari araciligiyla yeniden uretilmeleri sonucu nesilden nesile aktarilir ve icsellestirilir. Tuketicilerle ortak dil olusturma surecinde toplumsal degerlerin reklamlarda siklikla kullanildigi gorulmektedir. Bu calismada televizyon reklamlarinda aileye iliski toplumsal degerlere ne olcude yer verildiginin ortaya konulmasi amaciyla 136 reklam incelenmistir. Ele alinan 136 reklamin 71 tanesinde aileye iliskin degerlerin yer aldigi belirlenmistir.
Aile Kurumunun Bekasına Yönelik Çağdaş Fırsatlar/Tehditler Bildiriler Kitabı/ 15-17 Ekim 2020, 2020
Aile mefhumu, sosyolojik kurumların en temel inceleme nesnelerinden biridir. Çünkü aile okuldan ve toplumdan önce, toplumun bir prototipi olarak mevcut ahlaki, siyasi ve etik değerlerin yeniden üretildiği, toplumun yeni üyesine mevcut kültürel rollerin provasının yaptırıldığı, en temel ve esaslı sahne alanıdır. Bu alan kültürel kod-lamalardan bağımsız ele alınamaz. Aile kurumunun son yıllarda Türkiye'de ve aslında diğer gelişmiş ülkelerde de bir dönüşüm ve aşınma süreci içerisine girdiğini sosyolojik yazında gözlemlemekteyiz. Bu değişim süreci postmodern algıların bir sonucu olarak biçimlenen, bireyselleşme, yalnızlaşma, aile bağları, değer, modernizm gibi klasikleşmiş kavramların yeniden tanımlanması sürecinin bir sonucudur. Bu değişim sürecinin esaslı aktör-lerinden biri de kitle iletişim araçları ve sosyal medyadır. Kitle iletişim araçlarından televizyonun en popüler tüketim malzemesi olan televizyon dizilerinde aile temsilini analiz eden bu çalışma, tarihsel bir karşılaştırma sağlamak adına 1990'lar ile 2000'ler arasında değişen aile imajını ortaya koymayı ve aile mefhumundaki aşın-mayla kitle iletişim araçlarının etkisi arasındaki paralelliği sorgulamayı amaçlar. Bu amacı gerçekleştirmek için de 90'lar ve 2000'ler arasında yapılmış iletişim sosyolojisi alanındaki dizi analizlerinden genel bir çerçeve orta-ya koyulduktan sonra, çalışma, Süper Baba ve Yasak Elma dizilerindeki aile temsillerini ekonomik görünüm, aile bağları, aile içi çatışmalar ve aileyi bir arada tutan değer ve normlar kategorileri üzerinden karşılaştırmalı bir betimsel analize tabi tutmayı hedeflemektedir. Çalışmanın sonucunda kitle iletişim araçlarında sergilenen aile formatlarında belirginleşen temel niteliklerin ailelerin lüks yaşantılarındaki artış, gösterişçi tüketime konu olan bir metalaşma ve bu statü temsilinin fütursuzca sahnelenmesi, aile içi alınan kararlarda artan bireysel yaşam talepleri, aile bireyleri arasında bir güvensizlik artışı, aile bağlarının çıkar ilişkileri üzerinden kurgulanması ve maddi taleplerin haklılığının sergilenmesi, ahlaki değerlerin medyanın sunma biçimine göre anlam kazanması olduğu ortaya koyulmuştur. Abstract The notion of family is one of the fundamental objects of the academic study of sociological institutions. The family represent the most primary and essential stage where the existing moral, political, and ethical values are reproduced as a prototype of the society before school, and also, in the family, the present cultural roles are rehearsed for the current members of the society. This study field cannot be handled independently of cultural codes. Family institutions in Turkey in recent years and other developed countries have entered a process of * Dr. Öğr. Üyesi, Sinop Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü, nuriyecelik@sinop.edu.tr.
KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE DEĞİŞEN GELENEKSEL TÜRK AİLE YAPISININ TELEVİZYON DİZİLERİNDEKİ TEMSİLİ
Özet İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan toplumlar arası bağıntılılık, yerküre üzerindeki toplumsal süreçlerin birbirine eklemlenmesine ve ağ toplumlarının oluşmasına neden olmuştur. Merkezi odakların küresel ölçekteki yayılım hızının oldukça arttığı ve yeni homojen toplumsal formların küresel-kolektif gücünün, özgün heterojen toplumsal formları silikleştirdiği küreselleşme sürecine dair yaklaşımlar, sürecin toplumsal sistemler üzerindeki dönüştürücü etkisinde yoğunlaşmıştır. Farklı boyutlarda incelenen küreselleşmenin kültürel boyutu, geleneksel lokal kültürün üretimi ve aktarımını yavaşlatmış, yeni küresel kültür kodlarının yayılımını hızlandırmıştır. Bu bağlamda incelendiğinde küreselleşmenin kültürel boyutunun geleneksel Türk aile yapısını da değişime uğrattığı ve küresel kodlarla örüntülenmiş aile yapılarının ortaya çıktığı görülmektedir. Bu çalışmada küreselleşmenin kültürel boyutunun geleneksel Türk aile yapısını nasıl bir dönüşüme uğrattığı, Seksenler ve Bir Erkek Bir Kadın İki Çocuk dizilerindeki temsiller üzerinden açıklanmıştır. Dizilerin kurgusal anlatı öğeleriyle inşa ettiği gerçekliğin toplumsal gerçeklikle olan bağı, konunun farklı bir perspektiften incelenmesine olanak sağlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Geleneksel Türk Aile Yapısı, TV Dizileri
Televi̇zyon Reklamlarinda Gerçek Üstü Anlati Ve Örnek Reklam Fi̇lm Çözümünde Anneli̇k İmgesi̇
Journal of International Social Research, 2020
Öz Günümüzde üretilen mal ve hizmetler birbirlerine benzemeye başlamıştır. Mal ve hizmetlerin rakiplerden ayrılan yönlerini ve üstünlüklerini göstermek için reklam çok önemli bir araç haline gelmiştir. Ancak mal ve hizmetlerin farklılıklarını, sorun çözme şekillerini ve rakiplere göre üstünlüklerini gösteren reklam hazırlamak kolay değildir. Reklamcıların türdeş olmayan hedef kitlesini yakalayabilmesi, reklamı izlettirebilmesi, dinlettirebilmesi ve satabilmesi her geçen gün zorlaşmaktadır. Bu yüzden reklamcılar farklı yöntemleri kullanarak hedef kitlesini yakalayabilmeyi ve etkilemeyi amaçlamaktadırlar. Bu konuda başvurulan yöntemler farklı stratejiler kullanmak, farklı reklam filmi anlatım biçimi ve farklı anlatım içeriklerini uygulamaktır. Bu çalışmada televizyon reklamlarında mal ve hizmetlerin farkını ve farkındalığını sağlamada televizyon reklam filmi anlatım içeriğinin ne olduğu, önemi ve markaya katkıları tartışılmıştır. Çalışmanın teorik çerçevesini televizyon reklam filmi anlatı içerik türlerinden birisi olan gerçek üstü anlatı oluşturmuştur. Çalışmanın teorik çerçevesinin üzerine e-bebek televizyon reklam filmi amaçlı örneklem kapsamında seçilmiştir. Çalışmada gerçek üstü anlatı içeriği ile reklamın düz anlamını, yan anlamını, sloganını, müziğini, oyuncularını inceleyerek ebebek markasının tüketicilerin zihnindeki yerini, konumunu, tüketicilere ne dediğini, tüketicilere sunduğu vaadi, vb. ortaya çıkarabilmek amaçlanmıştır. Reklam filminin analizi gerçek üstü anlatı içeriğinin anlatı özelliklerine göre yapılmıştır. Seçilen reklam filminin çözümlemesinde göstergebilim analiz yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada anneliğin nasıl mucizeler yarattığı ve nasıl gerçek üstü güç olduğu ve olabileceği izleyiciye sunulmuştur.
Aile Üyelerinin Aile İletişim Kalıpları Algıları Arasındaki İlişki
Erciyes İletişim Dergisi
Family communication is characterized by clearly recognizable patterns and forms. Two fundamental dimensions that both distinguish how families communicate and that have been associated with various functional consequences for families are conversation orientation and conformity orientation (Ritchie & Fitzpatrick, 1990). Conversation Orientation is defined as the degree to which families create a climate in which all family members are encouraged to participate in unrestrained interactions about a wide array of topics. In this context, in this study, Ritchie's and Fitzpatrick's (1990) Revised Family Communication Patterns Scale was used to examine three main topics: first, the relationship between family members' perceptions of conversation orientation and conformity orientation dimensions; secondly, the relationship between parents' perception of their origin families and current family communication patterns; and third, how the origin family species are reflected in the existing family species. The data of the study were collected through a survey and a total of 704 participants from 176 families participated in the study in 2018-2019. In this study, it is evident that there is a strong relationship between the family members' perceptions of the two dimensions, and also family members define different family types in a similar way and then, the existing family types were maintained in the same way in the current family if the couples are coming from a similar family type. When the results obtained are evaluated together, it is seen that childhood communication patterns are transferred to later age periods.
TELEVİZYON REKLAMLARINDAKİ ÇOCUK KARAKTERLER ve STEREOTİPLERİN TEMSİLİ
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi
Bu çalışma, televizyon reklamlarında yer alan çocuk karakterleri cinsiyet davranış kalıpları çerçevesinde inceleyerek çocuk karakterlerin cinsiyetlerine göre hangi tür davranış kalıplarıyla resmedildiğini betimlemeye yöneliktir. Araştırmada analiz edilen televizyon reklamlarına, youtube.com internet sitesi aracılığı ile "çocuk ve reklam" anahtar kelimeleri kullanılarak ulaşılmıştır. Sorgu sonrasında ulaşılan reklamlar, görüntüleme sayısına göre filtrelenmiş ve en fazla izlenen reklamlara ulaşılmıştır. Bu çerçevede, araştırmada analiz edilmek üzere listedeki ilk 100 televizyon reklamı, belirlenen kriterler çerçevesinde ön elemeye tabi tutulmuştur. Nihayetinde, tekrar eden reklamların da elenmesiyle 76 adet televizyon reklam spotu araştırmaya dahil edilmiştir. Veriler, televizyon reklamlarından içerik analizi tekniği ile toplanarak, analize hazırlanmıştır. Öncelikle frekans ve yüzdeler belirlenerek yorumlanmış, ardından çapraz tablo ve Kendal-Spearman korelasyon testleriyle değişkenler arasındaki ilişkiler ifade edilmiştir. Ayrıca, değişkenlerin birbirlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını anlamak amacıyla Kruskal Wallis tek yönlü varyans analizinden yararlanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, televizyon reklamlarında yer alan çocuk karakterlerin sergilediği cinsiyet stereotipleri; ürün kategorisi, dışses cinsiyeti, hareketlilik, fayda türü gibi reklamın sunuluş biçimlerine göre istatistiksel olarak farklılaşmaktadır. Reklamlardaki erkek karakterler daha güçlü ve yönlendirici, kız karakterler ise uyma ve boyun eğme davranışlarıyla birlikte yansıtılmışlardır. Ayrıca, yaş düzeyi ilerledikçe televizyon reklamlarında kız çocukların gösterilme oranı düşmektedir.
TELEVİZYONDA CİNSİYETÇİLİK: REKLAM FİLMLERİ ÜZERİNDEN BİR ANALİZ
Reklam, bir mini-drama türü olarak izleyicilerin en çok maruz kaldığı televizyon ürünlerinden biridir. Reklamlar izleyiciye bir ürünün yanı sıra bir yaĢam tarzı, bir hissetme hali ve bir davranıĢ biçimi satar. Pazarda rekabet o denli yoğundur ki ürünün rasyonel faydası kadar hissettirdikleri de pazarlanabilir hale gelmiĢtir.
ATLAS INTERNATIONAL REFERRED JOURNAL ON SOCIAL SCIENCES, 4(8), 112-119. (Yayın No: 4293327), 2018
Badiou (2012:19-20), analyzes Lacan's well-known definition of love which states that it is what fills the absence of a physical relationship, and interprets it as "love is what the imagination employs to fill the emptiness created by sexuality, and then comes to be the idea that something exists in this void". Taking into account this interpretation, may one state that the living grounds of the new media based virtual worlds may indeed be the perfect place to find love since they leave the reality of 'space' and 'time' behind, in the pursuit of achieving 'perfection' of the imagined one? In this study, the presumption that love is a form of communication that is shaped by social discourse will be discussed together with the changing rules of marriage in virtual lives. The ways in which love and marriage echoed within the communication channels through the years, and their impacts on in-game advertising will be analyzed. At this point, some questions may come to mind: Since the woman's body has always been presented as the "object of desire" in advertising, will this legacy continue in the age of new media without the presentation of an actual image? Can the normalisation of the avatar, together with the changing definitions of love and marriage be some of the reasons behind the new genre of in-game advertising in New Media? In order to find answers to the above mentioned questions, a comprehensive qualitative content analysis will be conducted in this study; cyber marriage and in-game advertisements on IMVU virtual life game will analyzed as an example. Lacan'ın ünlü tanımında aşkın cinsel ilişki eksikliğinin yokluğunu dolduran şey olduğu söylemini analiz eder ve şöyle yorumlar: "Aşk, düşşel olarak cinselliğin boşluğunu dolduran şeydir ve sonrasında da o boşlukta bir şey olduğu fikrine dönüşür". Bu yorumlamadan yola çıktığımızda, yeni medya çağının yaşam alanları olan sanal dünyalar, hayal edilen o "mükemmelliği" ararken mekan ve zamanın gerçekliğini geride bıraktıklarından dolayı aslında sözü geçen anlamda bir aşkı bulmak için ideal mekanlar olabilirler mi? Bu çalışmada aşkın toplumsal söylemle şekillenen bir iletişim şekli olduğu varsayımı, yeni medyada evlilik tanımının değişmesi ile birlikte ele alınacaktır. Aşk ve evliliğin yıllar boyunca süregelen tanımları ve bunların oyun içi reklamlara etkileri analiz edilecektir. Bu noktada şu sorular akla gelebilir: Tarih boyunca bir "arzu nesnesi" olarak sunulan kadın bedeni, mükemmeli vaat eden avatarların gölgesinde, gerçek bir imaj sunmaksızın, siber dünyalarda da bir arzu nesnesi olmaya devam edecek midir yoksa canlı imajın yokluğunda avatarın normalleştirilmesi, yeni medyada reklam kalıplarının değişmesiyle paralel mi gitmektedir?