Yorumlayıcı Çeviri Kuramı’ndan Çeviri Eğitimine: Yorumlayıcı Çeviri Yöntemi (original) (raw)
Related papers
Çeviri Eğitiminde Yeni Bir Yaklaşım
1993
Koç Özel Lisesi son sınıf öğrencileri için çeviri derslerini planlarken amacım oldukça ileri düzeyde İngilizceleri olan bu öğrencilerin dil bilinçlerini ve dili kullanma becerilerini çeviri yoluyla daha da güçlendirmek, bireysel olarak zayıf taraflarının farkına varıp bunları gidermede onlara yardımcı olmaktı. Öğrencilerim lise son sınıfta olduklarından, üniversite sınaviarına hazırlanma telaşının onlar üzerindeki baskısını da dikkate alarak sınıfta atölye tipi bir çalışma yapmaya ve ev ödevi vermeye karar verdim. Kompozisyon dersleri için kullanılan "Aşamalı Yazı Süreci" (Process Writing) tekniği ile "Portföy" (Portfolio Writing) tekniğini çeviri derslerine uygulayarak oldukça esnek, rahat ve bireysel farklılıklara ve gereksinimlere cevap veren bir yöntem elde ettiğimi sanıyorum
Çevirenin Önsözü - Eleştirel Düşünme İçin Bir Rehber (in Turkish)
Şu anda elinizde tuttuğunuz kitabın Türkçeye çevrilmesi fikri Eleştirel Düşünme, Yaratıcılık ve Girişimcilik dersini üniversitede ilk kez vermeye başladığım dönemde, giriştiğim kaynak arayışları sonucunda ortaya çıktı. Arayışlarım sırasında, eleştirel düşünme alanında daha önce Türkçeye çevrilmiş bazı kaynaklara rastlamış fakat karşılaştığım içerikten tam olarak tatmin olmamıştım. O esnada Duyguların Ötesinde (Eleştirel Düşünme İçin Bir Rehber) derin fakat kolay anlaşılabilir bir eser olarak dikkatimi çekti. Söz konusu kitap, eleştirel düşünme için bir rehber olma iddiası taşıyordu. Sonraki dönemde öğrencilerimle bu kitap çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz tartışmalar bir yandan oldukça keyifli diğer yandan da düşündürücüydü.
Çeviri Teknolojilerinin Çeviribilim Öğrencileri Açısından Önemi: Kuramsal bir Bakış
Öncelikli olarak beni böylesine bir etkinliğe davet ettiklerinden ve sizlere konuşma yapma fırsatı verdiklerinden dolayı başta Mütercim Tercümanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Berrin AKSOY ve Bölüm Başk. Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Özlem Şahin SOY'a teşekkürlerimi sunuyorum. Ben de sizler gibi Atılım Üniversitesi Mütercim Tercümanlık 2009 mezunuyum. Aradan geçen dokuz yılda gerek benim açımdan gerekse çeviri dünyası açısından pek çok şey değişti. Hepinizin bildiği gibi, Mütercim Tercümanlık veya Ççeviribilim bölümlerinin misyonları arasında üniversitenizin web sayfasında da belirtildiği gibi bilgili, araştırmaya ve öğrenmeye hevesli, çok kültürlü, güncel konular ve kültürel ilişkilerle yakından ilgili, piyasa beklentileri ve koşulları hakkında bilgi sahibi, yazılı ve sözlü çeviri konusundaki bilgisini bilimsel yöntemler ve en son teknolojiyle ortaya koyabilen profesyoneller yetiştirmek vb. bulunmaktadır. Böylesine geniş perspektifli bir alan olan mütercim tercümanlık veya çeviribilim bölümleri ilerlemeye açık ve devingen bir yapıya sahiptir. Zaten bilindiği gibi bilim dallarının bilimsel niteliklerini koruyup inter-disipliner ve hatta trans-disipliner bir bilim dalı statüsüne kavuşması sürekli evrilmesi ve farklı bilim dallarıyla ilişki kurmaya başlamasıyla mümkündür. Bu özelliğini yitiren bilim dalları ancak zamanla sadece bir bilgi dalı halini almaktadır. Diğer bilim dallarıyla kurduğu ilişkiler bakımından inter ve trans-disipliner bir bilim dalı niteliği taşıyan çeviribilimin günümüzde ulaştığı nokta onun devingen ve ilerlemeci yapısının gösterilmesi açısından önem arz etmektedir. 1950'lerde çeviri etkinliği salt dilsel bir aktarım olarak görülmekteyken yaşanan toplumsal, sosyal ve kültürel dönüşümle aynı zamanda bir kültür aktarımı olarak da ele alınmaya başlamıştır. Çevirinin salt dilsel aktarım olmadığı ve kültür aktarımı olduğunu savunan ve bir döneme damgasını vurmuş, vurmaya da devam eden pek çok çeviri kuramı geliştirilmiştir. Bu kuramlar çeviribilimin farklı paradigmalarını teşkil etmektedir. Bugüne gelindiğinde ise çeviribilimin dilsel ve kültürel aktarım kadar bir teknoloji aktarımı olduğu gözlemlenmeye başlamıştır. O halde çeviri sürecinde uzman konumunda itibar edilen ve aldığı kararlara saygı gösterilmesi gereken çevirmenin sahip olduğu dilsel ve kültürel edincin yanı sıra teknoloji edinci de geliştirmesi son derece önem arz etmektedir. Çevirmen teknolojiye niçin ihtiyaç duyar? Bir çeviribilim öğrencisi için teknolojinin önemi nedir? Teknoloji çeviri sürecinde nasıl bir etkiye sahiptir? Pek çok alanda yaşanan teknolojik gelişmeler 21.yüzyılda dijital devrim veya dijital çağın gelişmesine katkı yapmıştır. Yaşanan teknolojik gelişmeler genellikle bilgisayar endüstrisinin hızlı büyümesini sağlayan Bilgi Teknolojileri (BT) alanında gerçekleşmiştir.
"Çeviri Salt Bir Aktarım Mıdır?” Sorusu Ekseninde Bireysel Bir Yorumlama Süreci Olarak Çeviri
Bu çalışmada çevirinin farklı açıklamaları üzerinde durularak bu açıklamalar farklı açılardan değerlendirilmiştir. Çeviri olgusunun dilbilimsel bir etkinlik olarak görüldüğü zamanlarda çeviri dilsel bir aktarım olarak açıklanmaktayken, günümüzde bu olgu kültürel yaklaşımların etkisiyle kültürel aktarım şeklinde de değerlendirilmektedir. O halde çeviri artık salt dilsel aktarım olarak değil hem diller arası hem de kültürler arası bir aktarım şeklinde betimlenmektedir. Çeviri sürecinde çevirmen çevireceği kaynak metne – esasen çeviri amacını da göz önüne alarak – başka çevirmenlerden farklı bir bakış açısıyla yaklaşabilmektedir. Bu açıdan çevirmenler aynı kaynak metni farklı yorumlayabilir ve çeviri yaparken bakış açıları bile aynı olmayabilir. Neticede ortaya aynı kaynak metnin benzersiz çevirileri çıkabilir. Bu, çevirmenlerin değer yargılarının farklı olmasıyla ilintilidir. O halde çevirmenler ideolojileri gereği çeviride söylemi değiştirebilecekleri gibi, sansür uygulayabilir ya da farklı çeviri yaklaşımlarını kullanmayı tercih edebilir. Bir diğer ifade ile her çevirmen aslında farklı düzeyde çeviri yapmaktadır ve adeta farklı birer yazardır. Çevirmenler, çevrilen metinde mutlaka tarzlarını yansıtır. Erek kitlenin beklentileri de yorumu şekillendirirken faydalı olur. Buradan hareketle bu çalışmada çevirinin bir aktarım meselesi mi yoksa aktarımdan öte bir yorumlama meselesi mi olduğu konusu tartışmaya açılmış ve örnekler verilmiştir. Aktarım kavramının çeviri olgusunu kısıtlayan bir kavram olduğu düşünülmektedir. Oysa sınırları belli olan bir kavram olmaktan çok çeviri olgusu mevcut sınırlarını aşan ve çeşitli çeviri tarz ve yaklaşımları ile farklı bir yorumlama süreci gerektiren bir olgudur.
Yazın çevirisi incelemelerinde yorumlayıcı çeviri kuramı
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
XX. yüzyılda başlayan çeviri alanındaki araştırmalar, yerini giderek çevirinin bilimselleşme yolunda kat ettiği çalışmalara bırakmıştır. Bu çalışmaların başında belirli bir alana kazandırılan çevirilerin, çeviribilimin gücünün ve bağımsızlığının temeli olan çeviri kuramları çerçevesinde incelenmeleri gelmektedir. Daha çok XXI. yüzyılda karşılaşılan bu tür incelemelerin odağını yazılı çeviriler oluşturmaktadır. Bu çeviri incelemelerine en iyi örnekler sunabilecek alan, yazın çevirisidir. Farklı dil kullanımlarına sahip türler içeren yazın çevirisi alanı, uluslararası ve yazınlararası bir görev üstlenmektedir. Bu yüzden, bu alanda yapılacak çeviriler diğer çeviri alanları kadar önemli olmakla birlikte, bir ülke yazınının çeviri yoluyla hem gelişmesinde hem de yayılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Böylece çeviri kuramları çerçevesinde yazın alanında yapılan çevirileri incelemek, bu alanda çalışmalar yapan araştırmacılara ve yetişen çevirmen adaylarına ışık tutacağı gibi, yazarların eserlerinin doğru çeviri süreçlerinden geçerek hedef dilde kontrollü bir şekilde yer almasını sağlayacaktır. Burada, çeviri çalışmalarında kuramların önemi ortaya çıkmaktadır. Bu kuramlardan biri de Yorumlayıcı Çeviri Kuramı'dır. Yazın çevirisi incelemelerinde arka planda kaldığı düşünülen ve merkezine çevirmenin kararlarını alan bu kuramın çeviri sürecini ele alışı dikkat çekmektedir. Çeviri sürecini, çeviride eşdeğerlik ve uygunluk ilkesiyle birlikte anlam, anlama, sözcüklerden sıyırma ve yeniden ifade etme aşamalarına dayandırır. Çalışmamızda, Yorumlayıcı Çeviri Kuramı'nın çeviri sürecini oluşturan bu aşamaları, Fransızcadan Türkçeye birden fazla çevrilmiş roman, tiyatro, öykü ve şiir gibi farklı dil özelliklerine sahip yazın türlerinden karşılaştırmalı örneklerle çevirmenlerin kararları incelenecektir. Bu incelemeyle, Yorumlayıcı Çeviri Kuramı'nın çeviri süreçlerini uygulamalı ve karşılaştırmalı göstermek, yazın çevirisi sürecindeki çevirmen kararlarına dikkat çekmek ve kuramsal çeviri incelemeleri alanına katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Akademik Çeviri Eğitimi Açısından Çeviri Edinci Kavramı ve İçerimleri
2016
Ceviri eyleminin yuzyillarla ifade edilen ve Milattan onceki devirlere kadar uzanan tarihine karsin ceviri etkinliginin ogretilebilir bir olgu olarak ele alinmasi, bilindigi uzere yeni bir konudur. Bu ogretme isinin egitme bicimiyle ele alinip universiter egitim modelleri ile ele alinmasi ise, gorece cok daha yeni bir gorungudur. Turkiye’de de son birkac on yildir ceviri egitimi veren akademik birimlerin varligi ile konu tamami ile akademik mecraya tasinmis ve tartisilmaya baslanmistir. Bu tartismalar ise, akademik ceviri egitimi yoluyla olusturulmasi ve/veya gelistirilmesi amaclanan ‘ceviri edinci’ kavrami uzerinden yurutulmektedir. Ceviri edinci, akademik ceviri egitimi acisindan merkezi bir konu olarak degerlendirilebilir. Cunku ‘ceviri edinci’nin nasil tanimlandigi, verilen egitimin icerigini ve usulunu belirleyebilecek denli temel bir sorgulamadir. Bu calismada ‘ceviri edinci’ kavrami tanimlanmaya calisilacak, buradan hareketle akademik ceviri egitiminin kosullari ve cevirmenin...
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2022.30 (Ekim), 1396-1415., 2022
Çeviri olgusunun yirminci yüzyılın başlarından itibaren bir bilim haline gelmesiyle çeviribilim alanının araştırma alanı önemli ölçüde genişlemiş ve “çeviri eğitimi” üzerinde en fazla çalışılan alanlardan biri olmuştur. Çeviri eğitimi alanında yapılan araştırmaların çeviri eğitimi boyunca karşılaşılan sorunları, doğru ve etkin bir çeviri yapmak için sahip olunması gereken becerileri ve çeviri yaparken izlenmesi gereken yöntemleri teorik düzlemde konu alan ve açımlayan çalışmalar olduğu görülmektedir. Hâlihazırdaki çalışmalardan farklı olarak bu çalışmanın amacı ise, çeviri eğitimi konusunda mevcut uygulamalara ilave olarak, yazılı çeviri dersine giren eğitimcilerin yazılı çeviri derslerini işleme yöntemlerinden hareketle yeni yöntem önerileri sunmaktır. Bu amaç doğrultusunda, araştırmanın çalışma grubu 2021-2022 bahar yarıyılında Kırıkkale Üniversitesi’nde İngilizce, Fransızca, Arapça ve Farsça Mütercim ve Tercümanlık bölümlerinde yazılı çeviri dersleri veren eğitmenlerden oluşmaktadır. Söz konusu örneklem maksimum çeşitliliğe dayalı bir örneklem oluşturmak ve mevcut durumu tüm boyutlarıyla ele almak üzere seçilmiştir. Durum çalışması olarak desenlenen bu nitel araştırmada ilk olarak eğitmenlerle bir anket çalışması yapılmış ve bu anketle ulaşılan veriler içerik analizi tekniği ile çözümlenmiştir. Yapılan sınıflamalar ve değerlendirmeler sonucu çeviri eğitiminin başından sonuna kadar izlenebilecek belli başlı yöntem önerileri “ders öncesi süreç”, “ders süreci uygulamaları” ve “ders dışı çalışmalar” olmak üzere üç aşamada sunulmuştur. Bu öneriler alt başlıklar halinde ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak verilmiş ve bu yöntemlerin uygulanmasında izlenebilecek yollara da değinilmiştir. Çalışmanın Türkiye’deki çeviri bölümlerinde verilen çeviri eğitimiyle ilgili derslere katkı sunması ümit edilmektedir.
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Herhangi bir konuda söylem üretmek, söylemi ortaya atanın eylemin içinde olmasını gerektirmemektedir. Keza bir eylem ortaya koymak, eylemi ortaya koyanın belli bir söylemin içinde olmasını gerektirmemektedir. Çeviri alanında öteden beri var olduğu savunulan kuram ile uygulama arasındaki ilişkisizlik durumu gerçekten bir sorun mudur yoksa bir olgu olarak çeviri, bu beklentiyi boşa mı çıkarmaktadır? Çeviri kuramcıları, özünde bir etkinlik olan çeviriyi olgu düzeyine taşıyıp belli yasalılıkları, diyesi çevirinin doğasını / gerçekliğini anlamaya çalışıp bunları somut modellerde göstermeyi hedeflerken, çeviri uygulayıcıları, daha somut bir söyleyişle çeviri yapanlar, kendilerini kabul edilebilir çeviri çıktılarına götüren yöntem ve stratejileri izleyerek bir iş icra etmektedirler. Başka bir anlatımla çeviri, bir araştırma nesnesi olarak bir araştırma alanının konusu iken, diğer yandan bir uygulama olarak deneyim alanının bir konusudur. Bu çalışmada bilim yapma gelenekleri ve akıl yürütme...
Çeviriye Kültürel Ve Hermeneutik Bir Yaklaşım
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
Bu çalışmada hermeneutik ve tarihsel süreçteki araştırma alanlarından kısaca bahsedilmiştir. Alanyazın çalışmalarında hermeneutiğin dil, kültür ve tarih çerçevesinde yeni araştırma konularına dâhil olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, alanyazın taramasında yorumbilim, çeviribilim ile ortak unsurlar çerçevesinde etkileşime girerek artık yeni kuramsal çalışmalarda başvurulan bir disiplin olduğu görülmektedir. Çeviribilimde yorumbilimsel yaklaşımların görüldüğü ve çalışmaların yorumbilim ile ilişkilendirildiği gözlemlenmiştir. Hermeneutiğe göre anlam, zaman ve kültür çerçevesinde değişmekte ve farklı değerler kazanmaktadır. Buna karşın gelenekler ve toplum anlamı şekillendirmekte ve tek olarak kabul etmemektedir. Hermeneutik yaklaşım kelimelerin çevirisine değil anlamları çevirmeye ve aktarmaya odaklanmaktadır. Çevirmen öznelliği de hemeneutik yaklaşımda sıkça karşımıza çıkmaktadır. Bu açıdan çevirmene ve çeviri sürecine yönelik çalışmalar artmaktadır. Ayrıca bu yaklaşım, çeviri her...