Covid-19 Salgınının Çocuk İşçiliğine Olası Etkileri (original) (raw)
Related papers
COVID-19 Pandemisinin Çalışan Çocuklara Olası Etkisi
DergiPark (Istanbul University), 2020
Çocuk işçiliği konusunda birçok yasal karar olmasına rağmen, bu sorun geçmişten günümüze eylemsel boyutta halen küresel çapta varlığını devam ettirmektedir. Çocuk hakları konusunda farkındalık ise toplumların hassasiyetini gerektirir. Çocuk hakları bilindiği zaman çocuğun üstün yararı gözetilmiş olur. Çocuğun üstün yararı her alanda takip edilmesi gereken bir konudur. Özellikle çalışma hayatındaki çocukların üstün yararının gözetilmesi toplumların gelişmişliğiyle de paraleldir. Bu konuda ulusal ve uluslararası pek çok koruyucu yaklaşıma rağmen sorun hala küreseldir ve hala çok önemlidir. Dünyanın son bir yıldır yaşamakta olduğu koronavirüs pandemisi ise çalışan çocukların hem mevcut durumunu kötüleştirmiştir hem de sonuçları itibarıyla çalışan çocuklar açısından özellikle önemlidir. Bu derlemenin amacı çalışan çocukların durumunu ve pandeminin bu çocuklara olası etkisini ortaya çıkarmaktır.
Türkiye’de COVID-19 Salgınının Genç İşgücüne Etkileri
DergiPark (Istanbul University), 2021
Sayfa 155 | 2021 2(2) Türkiye'de COVID-19 Salgınının Genç İşgücüne Etkileri a The Effects of COVID-19 Outbreak on the Youth Labor Force in Turkey Tuncay GÜLOĞLU b Gülhan GÜVEN ÇEPNİ c Özet 2020 Mart ayının başından itibaren Türkiye'de görülmeye başlayan COVİD-19, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de işgücü piyasasını olumsuz etkiledi. Özellikle kafe, restoran, eğlence merkezi gibi yerlerin kapanması ve faaliyetlerine zaman kısıtlaması getirilmesi gibi nedenlerle sosyal izolasyonun artması, tüketimin azalması Türkiye'de gelir kayıplarını artırmış, sektörel durgunluk sürecini başlatmış ve işgücü piyasasındaki durgunluk sürecini artırmıştır. Son dönemde işgücü piyasasında dezavantajlı gruplardan biri olan genç işgücü, pandemi sürecinin getirdiği işgücü piyasası durgunluğundan etkilenen en savunmasız kesimlerden biridir. Bu çalışmada, Türkiye'de pandemi döneminde ve küresel düzeyde işgücü piyasasında yaşanan değişim ele alınarak, pandemi döneminin Türkiye'deki genç işgücü üzerindeki etkileri TÜİK, Eurostat verileri, ILO raporları ve güncel araştırma raporları yardımıyla değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın tartışma bölümünde tablolar yorumlanmış ve sonuç bölümünde ise gerekli önlemler alınmadığı takdirde olası sonuçlar üzerinde durulmuştur.
Salgının Çalışma Yaşamına Etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi?
2020
Bu araştırma Covid-19’un işçilerin sağlığı, işi ve geliri üzerindeki etkilerini ölçmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evreni DİSK üyesi işçilerdir. Araştırma tüm DİSK üyesi işçileri temsil edecek şekilde saptanan bir örneklemle yürütülmüştür. Araştırma Covid-19 salgınının işçilerin işi, geliri ve sağlığı üzerindeki çok boyutlu olumsuz etkilerini ortaya koymaktadır. Arastırma Koordinatörü: Doç. Dr. Aziz Çelik Veri analizi ve yayın hazırlık: Doç. Dr. F. Serkan Öngel, Deniz Beyazbulut, Zeynep Kandaz Arastırma hazırlık: Doç. Dr. M. Hakan Koçak, Tonguç Çoban, Dr. Özgün Milliogulları, Ergün Iseri, Hasan Aktas, Tevfik Günes, Üzeyir Ataman, M. Dilan Kıran, Ece Göktürk, Eda Demir
Covid-19 Salgınının Çocuklar Üzerindeki Olası Etkileri: İstismar ve İhmal Boyutu
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi, 2022
COVID-19; yüksek ateş ve nefes darlığı ile tanımlanan, damlacık ve temas yoluyla bulaşan yeni viral solunum yolu hastalığıdır. Hastalık; birey, aile ve toplumun sağlığını küresel boyutta etkilemesi nedeni ile salgın olarak adlandırılmaktadır. Salgın, neden olduğu yaşam kayıpları yanısıra oluşturduğu sosyal ve ekonomik sorunlar ile de etkilerini sürdürmektedir. Tarih boyunca görülen küresel salgınlarda olduğu gibi salgının sosyal ve ekonomik sonuçlarından en çok etkilenen grup çocuklar olmuştur. Çocuklar, hastalık açısından doğrudan risk grubunda olmamakla birlikte; yoksullaşma, eğitim, sağlık ve hayatta kalma, güvenlik olmak üzere salgından dört boyutta etkilenmiştir. Bu süreçte çocuklarda; yoksulluk, aile içi şiddet, istismar ve ihmal, korku, stres, endişe ve ruhsal problemler gibi sorunlar oluşmuştur. Özellikle salgın nedeniyle okulların kapanması, evde kalma önlemleri, sosyal mesafe kısıtlamaları, alkol tüketimi ve aile içi şiddette artışın olması gibi birçok etmen bu dönemde çocuk istismarı ve ihmali riskini arttırmıştır. Bu derlemenin amacı, COVID-19 salgının çocuklar üzerindeki etkilerini çocuk istismarı ve ihmali boyutunda literatür doğrultusunda incelemektir.
Çocuk İşçiliğinin Yeni Yüzü: Kidfluence
Çocuk veMedeniyet, 2023
Bu araştırma, sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte hayatımıza giren çocuk influencerlar; "kidfluencer" olgusunu çocuk işçiliği bağlamında ele almaktadır. İçerikleri tıklandıkça para kazandıran bir dünyada fotoğrafları ve duyguları ile emekleri sömürülen kidfluencer çocuklar, ailelerinin ve sponsor şirketlerin işçileri haline gelmiştir. Kidfluencerların birer çocuk işçi olarak dijital endüstriye katılım şeklini anlayabilmek amacıyla yapılan bu araştırmada, Instagram uygulamasında #kidfluence etiketiyle paylaşılan fotoğraflar incelenmiştir. Yapılan betimsel içerik analizi sonucunda (i) çocukların günlük rutininden doğal anlar, (ii) bir ürünün yüzü olan çocuklar ve (iii) yetişkin gibi giydirilmiş kız çocukları olmak üzere üç tema ortaya çıkmıştır. Temalar çocukların, mahremiyet, eğitim ve oyun gibi temel haklarının ihlal edilmesi, finansal sömürü, ihmal ve istismar riskleri ile karşı karşıya olmaları üzerinden ilgili alan yazınla tartışılmıştır. Çalışma kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (ASHB) tarafından sosyal medya prodüksiyonlarında çocuğun emek sömürüsü ile dijital ihmal ve istismarını önleyecek düzenlemeler yapılması, ASHB, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından ebeveynlere...
COVİD-19 Salgininin Türki̇ye’De Genç İşsi̇zli̇ği̇ Üzeri̇ndeki̇ Etki̇leri̇
Diyalektolog - Ulusal Hakemlin Sosyal Arastirmalar Dergisi, 2021
2008 yılında yaşanan küresel ekonomik krizin sonrasında birçok ülkede giderek yukarı doğru tırmanan genç işsizliği sorununa çözüm aranırken 1 Aralık 2019 tarihinde Çin'de ortaya çıkan ve tüm dünyada etkisini gösteren Covid-19 salgını bu çözüm arayışlarını zorlaştırmıştır. Salgının yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler genç işgücünün istihdamını olumsuz etkilemiştir. Covid-19 salgınının etkisini daha fazla gösterdiği 2020 yılında Avrupa Birliği genelinde genç işsizliği 1,8 puan artarak %16,8 seviyesine çıkmıştır. Türkiye'de ise devletin aldığı sıkı tedbirler neticesinde genç işsizlik oranı bir önceki yıla göre 0,1 puan azalarak %25,3 seviyesine gerilemiştir. Avrupa'nın genelinde genç işsizlik oranı artarken Türkiye'de ise bu oranın düşmesi Covid-19 salgınının olumsuz etkilediği bir işgücü piyasasında genç işsizliğin neden artmadığı sorusunu ön plana çıkarmıştır. Bu çalışmada, Covid-19 salgınının Türkiye işgücü piyasasında yer alan gençler üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yapılan değerlendirmeler Türkiye'de devletin salgına karşı aldığı tedbirlerin genç işsizlik oranında azalmaya neden olduğunu göstermektedir.
INSAMER Analiz, 2019
2016 yılı itibarıyla dünya genelinde 152 milyon çocuk işçi olduğu tespit edilmiştir. Bunların yarıya yakınının da (yaklaşık 73 milyonu) tehlikeli şartlarda, riskli işlerde çalıştırıldığı belirlenmiştir. Yüzyıllardır çocuk emeğinin istismarı, yetersiz eğitim olanakları, yoksulluk ve cinsiyet eşitsizliği konuları birlikte, önemli bir küresel sorun olarak süregelmektedir. Ancak bu noktada belirtilmesi gereken bir diğer nokta, çocukların yaptığı her işin çocuk işçiliği kapsamında olmadığıdır. Hatta çocukların veya ergenlerin sağlıklarına ve okullarına etki etmeden çalışma hayatına katılımları genellikle olumlu olarak kabul edilmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), çocuk işçiliğini, “çocukları; çocukluklarından, potansiyellerinden ve saygınlıklarından mahrum eden, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veren bir çalışma” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım, çocuklara zihinsel, fiziksel, sosyal veya ahlaki açıdan zarar veren iş türlerini kapsamaktadır
Çocuk İşçiliği İle Mücadelede Sendikaların Etkisi(zliği)
Çalışma Ortamı, 2020
GİRİŞ Çocuk işçiliği gelişmişlik düzeyi ayrımı gözetmeden tüm ülkelerde farklı biçimlerde ve boyutlarda varlı-ğını sürdürmektedir. Çocuk işçiliğinin temel nedenleri olarak da yoksulluk, bozuk eğitim sistemi, kayıtdışı / enformel ekonomi, çocuk işçiliğinin düşük maliyeti, işçi örgütlerinin eksikliği/yokluğu, sosyal koruma eksikliği, sosyal gelenekler ve tutumlar (ILO, 2000: 11), daha kolay disipline edilme (şiddeti kanıksama) ve göçün her biçimini sayabiliriz. Ancak tüm bu nedenleri de üreten ve süreğenleştiren kök neden ise kapitalist üretim iliş-kileri ve onun yaratmış olduğu ve mülkiyet eşitsizliğidir. Bu çalışmada çocuk işçiliği ile mücadelede sen-dikaların bir etkisinin olup olmadığı ortaya konmaya çalışılacaktır. Bu amaçla sendikaların çocuk işçilik ile mücadeledeki etkileri, sendikaların bu yönde yürütmüş oldukları / yürüttükleri çalışmalar ile tüzük hükümleri üzerinden analiz edilecektir. Tüzükler dışında, belki de daha da önemlisi, sendikaların yaptırım sağlayan en önemli yazılı belgeleri, toplu iş sözleşmeleridir. Bu doğrultuda toplu iş sözleşmelerindeki sendikal tavır da, çocuk işçilerin yoğunlukla çalıştığı iş kollarındaki sendi-kaların uzmanları ile yapılan görüşmeler çerçevesinde aktarılacaktır. Elde edilen veriler doğrultusunda çocuk emeği ile mücadelede sendikaların olumlu bir etkisinin olup olmadığı araştırılacaktır. Böylece, sendikaların sadece üyelerinin değil, toplumun diğer kesimlerini de kapsayan etkin politikalarının olup olmadığının izi sürülecektir. SENDİKALAR ÇOCUK İŞÇİLİĞİ İLE MÜCADELEDE NE KADAR DUYARLI? Kapitalizmin kriz yaşadığı her dönemde işgücü piyasasının en hassas ve güvencesiz kesimleri krizin faturasını ağır bedellerle ödemektedir. Bu bedel örgütlü ve kayıtlı işçi için işsizlik tehdidi ile düşük ücretlerle kötü çalışma koşulları; güvencesiz ve kayıt dışı çalı-şan emekçiler için ise sömürü ilişkilerinin derinleşmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu sömürünün en hassas grubu kuşkusuz çocuk işçilerdir. Her ne kadar devlet koruması altında gözükseler de, çocuk işçiler, yetişkin-lerin aksine kendilerini temsil edebilecek örgütlerden yoksundurlar. Bu nedenle sendikaların vb. örgütlerin desteğine ihtiyaç duyarlar. Sendikaların çocuk işçiliği ile mücadele geçmişi 19. yüzyıla kadar gitmektedir. Sendikaların çocuk işçiliği ile mücadele geçmişi bu kadar eskiye dayanmasına karşın; (*) Dr, Tez-koop-İş Sendikası Genel Başkan Danışmanı ve Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Gönüllüsü Çocuk İşçiliği İle Mücadelede Sendikaların Etkisi(zliği) Emirali KARADOĞAN (*) bu konuda büyük mücadeleler verildiğini söylemek pek de mümkün görünmemektedir. Genellikle sendika kam-panyalarının bir sonucu olarak, hükümetlerin, çocukları sanayileşme ve çalışma ilişkilerinin getirdiği tehlikeler-den korumak için yasalar çıkardıkları bilinmektedir. Bu gelişmelerle birlikte zorunlu eğitime ilişkin mevzuat, "çocuklar işyerinde değil, okulda olmalı" fikrine yol açmıştır (ILO, 2000: 1). Çocuk işçileri korumaya yönelik ilk sosyal politika önlem ve düzenlemelerinin kamu oto-riteleri tarafından yapılmış olması ve sendikaların aktif olarak ortaya çıkışından önceye dayanması, toplumun diğer kesimleri gibi sendikalar açısından da çocukları işgücü piyasalarından korumaya yönelik düzenleme-lerin yapılması ve denetlenmesinin devlet otoritesine bırakılması gibi bir sonucu ve kabulü de beraberinde getirmiştir. ILO düzenlemeleri ile birlikte ikinci dünya savaşı sonrası refah ve sosyal devlet uygulamaları da sendikaların bu sorunu uzaktan seyretme tavrını pekiştirmiştir. Bu bağlamda ILO tarafında yapılmış olan bir çalışmanın verileri bu yönde çarpıcı sonuçlar içer-mektedir. ILO tarafından 81 üye ülkeden 111 sendika ile yürütülmüş olan bir araştırmada çocuk işçiliği ve ilgili konuların sendikaların gündemindeki yeri tespit edilmeye çalışılmıştır (Hybreachts ve Develtere, 2006). Bu çalışmanın aşağıdaki verilerinde de görüldüğü gibi çocuk işçiliği ile ilgili sorunlar alt gündemlerde kendisine yer bulmaktadır. Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı: % 89 Örgütlenme Hakkı ve Örgütlenme Haklarının Korunması: % 84 İstihdam: % 80 Sosyal Koruma: % 78 Mesleki Güvenlik ve Sağlık: % 77 Eşit Ücretlendirme: % 70 Ayrımcılık (İstihdam ve Meslek): % 65 Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimleri: % 61 Asgari Yaş: %54, Zorla Çalıştırma İşleminin Kaldırılması: % 43 Zorunlu Çalıştırma: % 38
Türkiye’de Çocuk İşçiliğinin Dinamikleri
Sosyal bilimler araştırmaları dergisi, 2019
Çocuk işçiliği tüm dünyada çalışma hayatının kar odaklı anlayışının doğurduğu sorunlardan biridir. Sanayi devrimiyle birlikte yaşanan köklü değişimler iş hayatında ucuz iş gücü olarak görülen çocuk işçiliğini artırmakla kalmamış; bu durumu uluslararası bir sorun haline getirmiştir. Çocuk işçiliğiyle mücadele konusunda başta ILO olmak üzere UNICEF ve OECD gibi çok sayıda uluslararası kuruluş, on yıllardır birçok çalışma gerçekleştirmiş olsa da, hem dünyada hem de Türkiye"de bu konuda daha uzun bir yol alınması gerektiği aşikardır. ILO" nun Ending Child Labour By 2025: A Review Of Policies And Programmes adlı çalışma sonucuna göre bugün dünya genelinde 152 milyon çocuk işçi mevcut. Türkiye" de ise bu sayı çırakların, stajyerlerin ve tarım işçisi çocukların da eklenmesiyle yaklaşık 2 milyondur. Bu çalışmada, sebepleri arasında güçlü bir sarmal ilişkinin var olduğu çocuk işçiliğinin, Türkiye" deki durumu analiz edilecek olup; çözümüne yönelik görüşlere de yer verilecektir.