Türki̇ye’De Az Tehli̇keli̇ Ve Tehli̇keli̇ İş Yerleri̇nde “Aşiri İş Yükü” Algisi (original) (raw)

Türki̇ye’De Ti̇cari̇ Açiklik Ve Sanayi̇de Enerji̇ Tüketi̇mi̇ İli̇şki̇si̇

Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi

Ticari açıklığın, küreselleşme süreciyle birlikte özellikle 90'lı yılların başından itibaren ilgi çekici bir araştırma konusu haline geldiği görülmektedir. Birçok çalışma ticari açıklık ve büyüme arasındaki nedensel ilişkiyi ortaya koymayı amaçlasa da konuyu farklı açılardan inceleyen başka çalışmalar da literatürde mevcuttur. Öte yandan, bölgesel bazda ticari açıklığı analiz eden çalışmalar hem ulusal hem de uluslararası literatürde oldukça sınırlı kalmaktadır. Ancak bu çalışmada, Türkiye'nin 12 istatistiksel bölgesi baz alınarak sanayi sektöründe ticari açıklık ile tüketilen enerji miktarı arasında bir ilişki araştırılarak literatüre katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Bu nedenle ticari açıklığın sanayi sektörünün enerji tüketimine etkisi 2015-2019 dönemi için yıllık veriler ve rassal etkiler modeli ile incelenmiştir. Kullanılan model sonucunda elde edilen bulgulara göre, Türkiye'de ticari dışa açıklığın artması sanayi sektörüdeki enerji tüketim miktarını da artıracaktır.

Türki̇ye’De İşgücü Talep Yapisina Göre İlleri̇n Siniflandirilmasi

Journal of awareness, 2017

The problem of unemployment is a problem that has been on the agenda of our country since the 1950s. The level of unemployment has increased with rapid population growth and urbanization, reaching quite high values in the 1970s. In addition, the economic crises of the 2000s and especially the 2008 global crisis, also caused the unemployment problem to become more serious. In order to decrease the unemployment rate, it is important to know the number of open jobs (open employment from the Turkish Employment Agency and employers who are transferred from the employers) and to examine them in terms of profession, sector, skills required and education level. Within the scope of this study, the most up-to-date provincial employment and vocational education board reports will be examined and a more comprehensive data set will be created on province basis and provinces will be classified according to this demand structure. The meaning of demand structure concept is with which profession group, sector and education the demand is related. In addition, the relationship between various important variables related to the subject will be examined in category basis. The main multivariate analysis techniques to be used in the study are Two-Stage Clustering Analysis and Homogeneity Analysis. The findings obtained as a result of the analyzes carried out, will be interpreted comparatively.

Türki̇ye’De İsti̇hdamin Arttirilmasina Yöneli̇k Teşvi̇k Poli̇ti̇kalarinin İncelenmesi̇

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi

İstihdam, zenginliğin yaratılmasında ve onun adil bir biçimde dağıtılmasında kilit öneme sahip bir araçtır. Bu nedenle tam istihdamın sağlanması ve işsizlikle mücadele politikaların geliştirmesi devletin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Küreselleşme süreciyle birlikte tüm dünyanın temel sorunu haline gelmeye başlayan işsizlik dalgası, tüm ülkeleri istihdamı artırma doğrultusunda politikaların geliştirilmesi amacına yöneltmiştir. İstihdam politikaları kapsamında özel sektör işverenlerine yönelik istihdam teşvikleri olarak bilinen sübvansiyonlar, ekonomistler ve politika yapıcıları tarafından işsizlikle mücadelede etkili bir yöntem olarak önerilmektedir. Teşvik politikaları, özelikle yapısal ve konjonktürel işsizlik dönemlerinde, işveren için işgücünü daha ucuz hale getirerek işgücü talebini artırmaya yönelik tedbirleri kapsamaktadır. Türkiye'de özellikle 2000'li yıllardan itibaren uygulanan istihdam politikaları kapsamında, işgücü maliyetlerini düşürerek, istihdamı artırmak ve işsizliği azaltmak amacıyla kamuoyunda istihdam paketleri olarak bilinen pek çok istihdam teşviki uygulanmıştır. Teşvik uygulamaları, ücretlerden alınan vergilerin azaltılması veya ücret dışı maliyetlerin düşürülmesi şeklinde gerçekleştirilmiştir. İşgücü talebindeki yetersizliğe karşı uygulanan teşviklerle işgücü maliyetleri azaltılarak istihdamın artırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmada, istihdam teşviklerinin ekonomik yapısı analiz edilerek, Türkiye'de uygulanan teşviklerin uygulamadaki sorunları ve etkinliği değerlendirilmiştir.

Türki̇ye’De Kri̇ti̇k Altyapi Ve Kri̇ti̇k Altyapiya Yöneli̇k Tehdi̇tler

Kamu Yönetimi ve Teknoloji Dergisi, 2021

Kritik altyapı ülkelerin her türlü faaliyetlerini yürütebilmeleri ve gündelik yaşamın gereklerinin sağlanmasında kullanılan hayati öneme sahip sistemlerin internet hatları vasıtasıyla koordine edildiği bir sistemler sistemidir. Kritik altyapı kavramı ortaya atıldığı 1997 yılından itibaren kabul görmüş ve kritik altyapı kurma imkanına sahip olan birçok ülkede kurulmaya başlamıştır. Sadece ulusal değil bölgesel ve küresel anlamda öneme sahip olan kritik altyapılar hem uluslararası işbirliğinin hem de savaş ve tehdit algılarının da değişmesine sebep olmuştur. İletişim ve bilgi teknolojisinin gelişimi yeni bir siber dünya yaratmış ve kritik altyapılar bu siber dünyada tehditlere karşı korunması gereken en önemli sistemler olarak öne çıkmışlardır. Bu çalışmada literatür taraması ile elde edilen bilgiler ile kritik altyapı kavramının ortaya çıkışı, ABD, AB ve Türkiye'de kritik altyapılar, kritik altyapılara yönelik tehditler ve alınması gereken önlemler ele alınmıştır.

Türki̇ye’De Di̇plomali İşsi̇zli̇k: İşsi̇z Üni̇versi̇te Mezunlarinin İş Pi̇yasasi Örüntüleri̇

Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2022

Bu çalışma, Türkiye'de diplomalı işsizlik olgusunu eğitim alanlarını merkeze alarak inceleme amacı taşımaktadır. 2014-2019 yıllarını kapsayan Hanehalkı İşgücü Anketi mikro veri setleri kullanılarak mezuniyet alanları sekiz grupta toplanmış ve mezunların işgücü piyasasındaki geçiş matrisleri gösterilmiştir. Heckman iki aşamalı tahmincisi ile örneklem seçim yanlılığı kontrol edilerek işsizlikmezuniyet alanı ilişkisi ekonometrik olarak test edilmiştir. Elde edilen sonuçlar eğitimli işsizliğinin kalıcı karakterine işaret etmektedir. Sağlık ve sosyal hizmet bölümleri, eğitim bilimleri ve kişisel hizmetler, ulaşım, güvenlik bölümlerinden mezun olanların işsizlik ihtimali göreceli olarak daha düşük bulunmuştur.

Türki̇ye’De Mesleki̇ Açik Öğreti̇m Li̇seleri̇: Tari̇hsel Geli̇şi̇m Açisindan Bi̇r Değerlendi̇rme

2017

Bu arastirmanin amaci, Turkiye’de Mesleki Acik Ogretim Lisesini kurulus, yapi ve isleyis yonunden ele almak, okulun tarihsel gelisim acisindan genel bir degerlendirmesini yapmaktir. Bu amac cercevesinde kitap, makale ve tezler yaninda okulun yonetmeligi incelenmistir. Amaca uygun bulunan makale, tez ve kitaplarla beraber okulun yonetmeligi betimsel analiz yontemiyle analiz edilmistir. Arastirma sonunda Mesleki Acik Ogretim Lisesinin tarihsel gelisimi ve okulun isleyisi hakkinda bilgilere yer verilmistir.

İnsana Yakişir İş: Türki̇ye Açisindan Bi̇r Değerlendi̇rme

The Journal of Academic Social Science Studies, 2015

İnsana yakışır iş kavramı ilk kez ILO Direktörü Juan Somavia tarafından 1999 yılında gerçekleştirilen ILO konferansında dile getirilmiştir. Somavia yaptığı konuşmada özgürlük, eşitlik, güvenlik ve en önemlisi insan hakları çerçevesinde kadın ve erkek tüm çalışanlar için insan onuruna yakışır iş olanaklarının arttırılmasının ILO'nun öncelikli hedefleri arasında olması gerektiğini yönünde açıklamalarda bulunmuştur. Bu tarihten sonra insana yakışır işin ölçülmesi yönünde pek çok çalışma hayat geçirilmiştir. İnsana yakışır iş adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınma için anahtar bir role sahiptir ve aynı zamanda yoksulluğu azaltma çabalarının da tamamlayıcı bir parçasıdır. Bu kapsamda insana yakışır iş, verimlilik ve adil ücret, iş sağlığı ve güvenliği, çalışan bireyler ve aileleri için sosyal koruma ve çalışanlara kendi çıkarlarını ilgilendiren konulara katılma ve organize olma fırsatı sağlar. Bu çerçevede insana yakışır işin içeriğini oluşturan dört unsurdan bahsedilmektedir. Bunlar, çalışma hayatına ilişkin temel haklar, istihdam, sosyal güvenlik ve sosyal diyalog'dur. Bu unsurların her biri birbirleri ile ayrılmaz bir bütünlük içerisindedir. Bu çalışmada insana yakışır iş kavramının neleri içerdiğine dair bir değerlendirme yapıldıktan sonra ölçülmesine yönelik geliştirilen yöntemlerden bahsedilecektir. Daha sonra istatistiksel veriler ışığında OECD ülkeleri ile kıyaslanmak suretiyle Türkiye'de insana yakışır işin genel bir değerlendirilmesi yapılacak ve Türkiye'nin insana yakışır iş endeksi belirlenmeye çalışılacaktır.

Bi̇reysel İş Yükü Algi Ölçeği̇: Türkçe Geçerli̇li̇k Ve Güveni̇li̇rli̇k Çalişmasi

Journal of Anatolia Nursing and Health Sciences

Bireysel İş Yükü Algısı Ölçeğinin Türkçe formunun, sağlık çalışanlarının bireysel iş yükü algılarının belirlenmesinde geçerli ve güvenilir bir araç olduğu saptanmıştır. Bu çalışma da ölçeğin huzurevi ve rehabilitasyon merkezlerinde görev yapan sağlık çalışanlarının bireysel iş yükü algılarının incelenmesinde kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı niteliği taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.