Türki̇ye’De Sicaklik Ekstremleri̇ni̇n Süreleri̇nde Gözlenen Deği̇şi̇m Ve Eği̇li̇mler (1950-2017) (original) (raw)
Related papers
Doğu Coğrafya Dergisi
Bu çalışmada, Erzincan'a ait uzun dönem (1930-2020) rasat verileri kullanılarak Erzincan Ovası ve yakın çevresinin 90 yılık klimatik gidişatı baz alınmış ve iklim elemanları değerlendirilerek genel iklim özellikleri belirlenmiştir. Ayrıca yıllık ortalama sıcaklık ve yağış değerleri kullanılarak Mann-Kendall ve Sen yöntemi ile trend analizleri yapılmıştır. Erzincan, Türkiye'de ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde iklim özellikleri açısından çevresine nazaran farklı özelliklere sahiptir. Oroğrafi ve bakı faktörü etkisiyle Erzincan'da çevresine göre lokal klima şartları yaşanmaktadır. Erzincan'da uzun yıllar yıllık ortalama sıcaklık 10.9 °C, yıllık ortalama yağış 367.2 mm'dir. En düşük sıcaklıklar bazı yıllarda-5.9ºC ile ocak ayında, en yüksek sıcaklık 31.6ºC ile temmuz ayında ölçülmüştür. Yıllık ortalama güneşli gün 105.4, bulutlu gün ise 197.9 civarındadır. Erzincan'da uzun yıllar yıllık ortalama basınç 878.1 mb olarak kaydedilmiştir ve hakim rüzgar yönü 46052 esme sayısıyla ESE' dir. Su noksanının olduğu Erzincan'da toprak genellikle kurudur ve bu nedenle bitki örtüsü step formasyonlarından oluşmuştur. Bu özellikler dikkate alındığında Erzincan'da karasal iklim şartlarının yaşandığı görülmektedir. Mann-Kendall ve Sen analizi sonuçlarına göre uzun yıllar ölçeğinde sıcaklık değerlerinde artış eğilimi, yağış değerlerinde azalış eğilimi görülmektedir.
Türki̇ye’De Eği̇ti̇m Poli̇ti̇kalarinin Dönüşümü: 1980 Ve Sonrasi
2020
Turkiye cumhuriyeti kurulduktan sonra tek kulturlu, milliyetci ve cumhuriyet ideolojisine bagli bireyler yetistirmek amaciyla egitim sistemi kurgulanmistir. Belirtilen kavramlarin icerigi Ataturk Ilke ve Milliyetciligi ile doldurulmus, cok partili donemden sonra yukarida belirtilen kavramlarin yaninda maneviyatcilik da eklenmistir. 1980’lerden sonra “Turk- Milliyetci- Dindar” siariyla egitim programlari hazirlandi. 1950’lerden sonraki liberal politikalar ve bu politikanin 1980’lerde hayata gecirilmesi ile egitim sermaye iliskisi bariz hale gelmeye baslamistir. Bu donemden itibaren uygulamaya konan yeni-liberal ekonomi politikalariyla ekonomik ve toplumsal yapi tamamen dis etkilere karsi korunmasiz birakilmis, egitim sistemi de bu etkilenmeden nasibini alarak egitim kurumlarina kar getiren kurum olarak bakilmaya baslanmistir. Ozel okul, dershane ve vakif yuksekogretim kurumlari devlet tarafindan desteklenerek yayginlik kazanmislardir. Boylelikle Turkiye Egitim sistemine Cumhuriyet ta...
Türki̇ye’De Si̇yasi̇ Parti̇leri̇n Kapatilmasi Reji̇mi̇nde Son Dönemde Yaşanan Geli̇şmeler
2017
Amac: B u calismanin amaci Turkiye’de siyasi partilerin kapatilmasi rejiminde son donemde yasanan gelismeleri Avrupa standartlariyla karsilastirmali olarak ortaya koymaktir. Yontem: Mevzuat ve mahkeme kararlari incelemesi ile literatur arastirmasi gerceklestirilmistir. Bulgular: Turkiye’de siyasi partilerin kapatilmasi acisindan mevzuatta bir takim iyilestirmeler yapildigi ancak buna ragmen Avrupa standartlarinin oldukca gerisinde kalindigi tespit edilmis, AIHM kararlari isiginda yeni bir siyasi partiler kanunu yapilmasi ve Anayasa Mahkemesi ictihadinin AIHM kararlari ve uluslararasi hukuk standartlariyla uyumlu hale getirilmesi gerekliligi ortaya konmustur.
2019
1923 yılında modern dünya-sistemi içerisinde kurulan bir yeni rejime sahip olan Türkiye’nin toplumsal yapısı incelendiğinde nüfusunun yüzde sekseni köylü olan bir devlet karşımıza çıkmaktadır. Bu yeni kurulan devletin yoğun köylü nüfus içerisindeki bir sınıf devletin kurucu kadroları ile olan yakınlığı ile dikkat çekmektedir. Bu sınıf büyük toprak sahipleridir. Büyük toprak sahipleri ülke gelirlerinin büyük çoğunluğu tarıma dayalı olan bir ülke için önemli bir konuma sahiptir çünkü yapılan ihracatın büyük çoğunluğu bu sınıfın elindedir ve aynı zamanda köylerdeki birçok faaliyetin kontrolü de bu sınıfın elindedir. Yeni rejim bu sınıf ile Cumhuriyetin ilk yıllarında ortak paydalarda buluşabilmektedir ancak özellikle 1930’lu yıllardan sonra hükümet ile bu sınıf arasında çatışmalar yaşanmaya başlamıştır. Yaşanan bu ilişki tarihsel sosyoloji, dünya-sistem kuramı üzerinden değerlendirilmektedir. Makale büyük toprak sahibi sınıf ile hükümetin politikaları arasındaki ilişkiyi incelemektedir ve özellikle toprak reformu üzerinden bu ilişkinin nasıl bir dönüşümü olduğunu tartışmaktadır.
TÜRKiYE-DE 1950-1965 DÖNEMiNDE ÜCRETLi KADıN EMEGiNE iLişKiN GELişMELER
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2001
Türkiye'de 1950-1965 döneminde, gelişen çalışma ilişkileri ve ekonomik oluşurnlara koşut olarak; işgücü de nice! ve nite! bir değişime uğramışbr. Bu çerçevede işgücünün statü dağılımı da değişmekte, ücretlilerin sayısı artmaktadır, Ancak, değişimler kadın işgücü açısından, erkek işgücüyle karşılaşhrılamayacak kadar yavaş olmuştur. Kadınlar, büyük bir ağırlıkla tarım kesiminde ve ücretsiz aile işçisi kategorisi içerisinde istihdam edilmekle birlikte; bulgularımız, resmi istatistiklerin, ücretsiz aile işçisi kadınlan olduğundan çok, ücretli kadınlan ise olduğundan az gösterdiğini ortaya koymaktadır. Tarım dışı kesimierde ve ücretli olarak çalışan kadınların oranı da son derece düşük olup, sınırlı artışlara karşın, 1965 yılı itibariyle bile erkeklerin 1/5'i düzeyinde ve % 61ar dolayındadır. Ücretlere ilişkin değerlendirmelerimiz ise hemen her sektörde ve düzeyde kadın işçilerin ücretlerinin erkeklere göre daha düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırmamız, bu farkWıkların büyük ölçüde kadın işgücünün okul eğitimi ile hizmet içi eğitim ve iş deneyimi itibariyle; erkek işgücüne göre daha niteliksiz olmasıyla açıklanabileceğini göstermektedir.
3. SEKTÖR SOSYAL EKONOMİ DERGİSİ, 2021
Devleti oluşturan en önemli unsurlardan birisi arazidir. Bu nedenle taşınmaz yönetimi, yüzyıllardan bu yana önemini koruyarak süregelen en önemli konuların başında gelmektedir. Bu çalışmada geçmişten günümüze önemini koruyarak gelmiş taşınmaz yönetimi konusu ele alınmakta, ülkemizde taşınmaza ait kayıtların geçmişteki muhafaza ediliş şekli, günümüzdeki durum ve son gelişmeler incelenmektedir. Günümüzde sosyal hayatımıza da şekil veren bu kayıtlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM)'nün bir dijital dönüşüm projesi olan TARBİS projesi kapsamında taranarak dijital ortama aktarılmaktadır. Çalışmada, taşınmaz yönetiminin geçmişten günümüze dayanan uygulama ve esasları ayrıntılı şekilde ele alınıp değerlendirilmekte ve TKGM'nin dijitalleşme yolunda attığı adımlara yer verilerek bu alandaki boşluklara değinilmekte ve gelecek önerileri sunulmaktadır. Çalışma sonucunda Cumhuriyet Dönemi ile birlikte temelleri atılan TKGM'in dijitalleşme yolunda oldukça önemli adımlar attığı ve bu adımların teknolojide yaşanan gelişmeler ışığında geliştirilmesi, insan etkileşiminin en aza indirgenerek otomatik sistemlere adapte edilmesi ve daha ileriye taşınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Özet: Turizm sektörünün boyutsal, yeniliksel, niteliksel ve hızlı gelişimi beraberinde sektörü olumlu ve olumsuz etkileyen olayların değerlendirilmesi gerekliliğini de ortaya çıkarmaktadır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada, 1960 yılından günümüze kadar olan süreçte Dünyada ve Türkiye'de yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal ve çevresel olayların turizm sektörüne yansımaları ve olumlu/olumsuz etkileri yıllar bazında tarihsel araştırma yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Veriler ise doküman analizi tekniği kullanılarak derlenmiştir. Bu doğrultuda, tarihsel olayları gün, ay, yıl bazında arşivlemiş olan bir web sitesinden 1960-2017 yılları arası dikkate alınarak elde edilen ve ulaşılan 991 doküman analiz edilmiştir. Araştırma sonucu turizmle doğrudan ilgili 144 olayın sektöre olan olumlu ve olumsuz etkileri belirlenerek, gelecekte turizmi etkileyebilecek olayların yorumsamacı yaklaşım ile bir değerlendirmesi yapılmıştır.