İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİ VE HEKİMLERİNİN TIPLA İLGİLİ TUTUMLARININ DUYGUSAL ANLAM ÖLÇEĞİ KULLANILARAK İNCELENMESİ (original) (raw)
Related papers
TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRENME STİLLERİNİN BELİRLENMESİ
TIP EĞİTİMİ DÜNYASI, 2011
ÖZET Amaç: Müfredatlarında farklı eğitim programlarını uygulayan üç tıp fakültesi örneğinde öğrencilerin öğrenme stillerini ve eğitim programlarına göre öğrenme stilleri arasında bir fark olup olmadığını belirlemektir. Yöntem: Hibrid, Probleme Dayalı Öğrenim (PDÖ) ve Entegre eğitim programlarını uygulayan üç tıp fakültesinde öğrenim gören Dönem I ve II öğrencilerinin tümü araştırma grubu olarak seçilmiştir (n=1027). Öğrencilerin öğrenme stillerini belirmek amacıyla Eylül 2008 tarihinde tüm araştırma grubuna Kolb öğrenme stilleri ölçeği ve demografik özelliklerini belirlemeye yönelik bir anket formu uygulanmıştır. Bulgular: Araştırma grubunun demografik verileri incelendiğinde üç fakültenin öğrencileri arasında anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır. Ayrıca araştırma grubunun % 93.3'ü öğrenme stilleri ölçeğini doldurduğu ve büyük çoğunluğunun özümseyen ve ayrıştıran grupta olduğu (sırasıyla: % 54.5, % 33.1), farklı eğitim programına devam eden öğrencilerin öğrenme stilleri arasında anlamlı fark olduğu, Hibrid eğitim programındaki öğrencilerin öğrenme stili dağılımının diğer eğitim programlarından farklı olduğu saptanmıştır (p<0.01). Ancak bu farkın dönem I öğrencilerinde olduğu, dönem II de eğitim programı ile öğrenme stilleri arasında anlamlı fark olmadığı bulunmuştur. Araştırma grubunun demografik verileri ile öğrenme stilleri arasında da anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Sonuç: Yapılan bu çalışma ülkemizde tıp fakültesi öğrencilerinin öğrenme stillerini belirlemeye yönelik ilk çok merkezli araştırmadır. Bulguların literatürde, tıp fakültesi öğrencileri üzerinde yapılan araştırma sonuçları ile uyumlu olduğu ve öğrenme stiline göre özümseyen ve ayrıştıran grupların çoğunluğu oluşturduğu, ayrıca farklı eğitim programına devam eden öğrencilerin öğrenme stillerinin anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Anahtar Sözcükler: Öğrenme stili, eğitim programı, tıp fakültesi öğrencileri ABSTRACT Aim: Aim of the current study is to reveal the learning styles of students at 3 medial schools applying different curricula in Turkey and the difference between their learning styles in terms of these curricula. Material Method: All of the Year I and Year II students at 3 medical schools applying different curricula; Hybrid, Integrated and Problem Based Learning (PBL) were chosen (n=1027). To reveal the students' learning styles, Kolb's Learning Styles Inventory and another questionnaire seeking demographic characteristics were used in September 2008. Results: According to the questionnaire related to demographic characteristics, no difference between the students at different schools was found. Learning Styles Inventory was filled out by 93.3% of all students. Most of them were assimilators (54.5%) and divergers (33.1%). We found that there was a significant difference between learning styles of Year I students learning in different curricula particularly in Hybrid curriculum (p<0.01) and no difference between Year II students as well as no significant association between demographic characteristics and learning styles. Conclusion: The current study is the first multi center study aiming to reveal learning styles of medical students in our country. Our findings are similar to the studies in the literature. Most of the participants are assimilators and divergers. Additionally, a significant difference between learning styles of students taught in different curricula.
2000
Bilimsel araştırmalarda etik değerlerin gözetilmesi, gerek Türkçe gerekse yabancı kaynaklı yayınlarda güncelliğini korumakta ve sıklıkla dile getirilmektedir. Ancak bu değerlerin belirlenme yönteminin nasıl olacağı tartışmalıdır. Bilimsel araştırmalarda karşılaşılan etik sorunlar araştırmanın planlanması, uygulanması, finansmanı, değerlendirilmesi ve yayımlanmasında ortaya çıkabilmektedir. Araştırmanın yayımlanmasında, birden çok yerde yayın, parçalayarak yayın, tekrar yayın ve yazarlık ile ilgili sorunlar temel tartışma konularını oluşturmaktadır.
YOLUMUZA IŞIK TUTANLAR: TIP EĞİTİMCİLERİ İÇİN ÖNEMLİ KURULUŞLAR ve BELGELER
TIP EĞİTİMİ DÜNYASI, 2011
Bu derleme tıp eğiticilerinin, sıklıkla karşılaştıkları, destekledikleri ya da başvuru kaynağı olarak kabul ettikleri tıp eğitimi alanının önde gelen rehber, belge, kuruluş, organizasyon ya da aktivitelerini içermektedir. Ülkemizin tıp eğiticilerinde genel bir bakış açısı oluşturmak amacıyla, gerek ülkemizde, gerekse dünyada tıp eğitiminin gelişimine önemli katkıları olan bu rehber, belge, kuruluş ve organizasyonlar hakkında temel bilgiler sunulmaktadır. ABSTRACT This review incorporates leading guides, documents, foundations, organizations or activities in medical education area that are frequently encountered, supported and recognized by medical educators as reference sources and bodies. Basic information about these guides, documents, foundations, and organizations which have provided significant contribution to development of medical education both in the world and in our country is presented with the aim of building a general perspective in the minds of medical educators of our country. GİRİŞ Tıp eğitimcileri, alanlarındaki gelişimlerini sürdürürken birçok eğitim etkinliklerine, akademik çevre ve sosyal ortamlarla bilgi ve deneyim paylaşımına, bilimsel etkinliklere ve kendi araştırmacı kimliklerine başvurmaktadır. Bu etkinlikler yanısıra sürekli mesleki gelişimimizi destekleyen, tıp eğitiminin dünyada ve ülkemizdeki gelişimine katkı sağlayan birçok önemli kuruluş, yapılanma, belge, rehber ve benzeri karşımıza çıkmakta, yolumuzu aydınlatmakta, bizlere ışık tutmakta, bilimsel dayanaklar sunmakta, gelişimimizi desteklemektedir. Bu yazının amacı, alanımızda çok sayıda olan bu kuruluş, belge ve benzerlerin öne çıkanlarına, bir arada, kuş bakışı bakabilmektir. Bu amaçla yazı kapsamında, dünyadan ve Türkiye'den konu edilen her bir kuruluş, belge ve benzerlerinin tarihçeleri, amaçları, etkinlik ve etki alanları, bağlantıları ve benzeri konularında temel bilgiler verilecektir. Kuruluş ve belgeler incelendiğinde tümünün temel amacının, etkinlikleri, savunuları ve önerileri yolu ile halkın sağlığının ve hizmet kalitesinin iyileştirilmesi olduğu görülmektedir. Gerçekte her bir kuruluş ve belge başlı başına ayrı ve uzun birer yazı konusu olmayı, ayrıntılı ele alınmayı, değerlendirilmeyi hak etmektedir. Fakat bu yazının amacı, yorumlara girmek değil, kapsamındakilerin tümünü bir arada, kuş bakışı ele almak olduğu için her birinin sadece temel özellikleri verilmeye çalışılmıştır. Verilen temel bilgilerin, tıp eğitimcileri için hem aydınlatıcı olacağı hem de yeni soruları, daha ayrıntılı araştırmayı ve yeni bağlantılar kurmayı motive edeceği düşünülmektedir. Yazı kapsamında yer alan kuruluşlar ve belgeler, tıp eğitiminde var olanların tamamı olmayıp sıklıkla karşılaşılanlar ve kullanılanlardır. Kuruluş isimleri önce özgün isimlendirmeleri, ardından yaygın olarak karşımıza çıkan ve bilinen kısaltmaları, daha sonra Türkçe karşılıkları ve bazıları da yaygın olarak kullanılan Türkçe kısaltmaları ile verilmektedir. Kuruluşların ele alınış sırasında, kuruluş yılı ile dünya, Amerika, Avrupa ve uluslararası kapsamlı olma niteliği gözetilmeye çalışılmıştır. I -KURULUŞLAR A) Dünyadan World Health Organization (WHO) / Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) (1-5) Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletlere bağlı olan ve toplum sağlığı ile ilgili uluslararası düzeyde çalışmalar yapan bir örgüttür. 1945 yılında kurulma kararı alınmış bulunan ve 1948 yılında oluşturulan anayasası 61 ülke temsilcisi tarafından imzalanmıştır. WHO Anayasası'nın yürürlüğe girdiği tarih olan 7 Nisan her yıl "Dünya Sağlık Günü" olarak kutlanmaktadır. Halen, Türkiye'nin de dahil olduğu 193 ülke WHO'ya üyedir ve 2 ülke de ortak üye durumundadır. Altı bölgesel ofisi (Afrika, Amerika Anakarası, Güney-Doğu Asya, Avrupa, Doğu Akdeniz ve Batı Pasifik) bulunmaktadır. Toplum sağlığını geliştirmek WHO'nun öncelikli görevleri arasındadır. Bunu gerçekleştirebilmek için, sağlık alanında özellikle uluslararası nitelik taşıyan çalışmalarda, projelerde etkin rol almak, uluslararası örgütlerle işbirliği kurmak ve sürdürmek, hükümetlere istek üzerine, sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi için yardım sağlamak, gereksinim duyulan ülkelere sağlık hizmetleri götürmek ve acil Tıp Eğitimi Dünyası Ekim 2011 Sayı 32 32 yardımlar yapmak ya da bunların sağlanmasına yardım etmek, hastalıkların ortadan kaldırılması yolundaki çalışmaları teşvik etmek gibi sağlık ile doğrudan ilgili olan pek çok alanda görev ve sorumluk almaktadır. WHO, Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu (WFME) ile oluşturdukları stratejik ortaklık aracılığıyla, tıp eğitiminin geliştirilmesi amacıyla bölge ofisleri ile yakın işbirliği içinde çalışmaktadır. Bu çalışmalar kapsamında, tıp eğitimi reformunun desteklenmesi projesi, akreditasyon sistemlerinin geliştirilmesi, sağlık insan gücü kapasitesinin artırılması, tıp eğitimi kalitesinin geliştirilmesi gibi etkinlikler bulunmaktadır. Yine WFME ile birlikte sürdürdüğü diğer çalışma, WHO'nun geliştirmiş olduğu Tıp Okulları Rehberi (World Directory of Medical Schools) üzerindeki değişikliktir. Bu çalışma ile rehber, sadece tıp okullarını kapsamaktan çıkarılıp, diş hekimliği, fizyoterapi, eczacılık, ebelik, hemşirelik gibi Sağlık Meslek Eğitim Kurumlarını da kapsayacak şekilde genişletilmektedir. DSÖ 1990'da, sağlık alanında adil, maliyet etkin, uygun, nitelikli hizmet gerekliliklerini uygulamaya koyabilecek özelliklere sahip ideal doktor profilini tanımlamak için "beş yıldızlı doktor" (five-star doctor) kavramını ortaya koymuştur. Buna göre bir hekim, hastaya bütüncül yaklaşımla hizmet veren (care provider), sınırlı kaynakların kullanımı için etik ve kanıta dayalı kararlar veren (decision-maker), sağlığı koruma ve geliştirmede iyi iletişimci (communicator), birey ve toplum çıkarını buluşturan, eylemci bir toplum lideri (community leader), toplumun ve sağlığın gelişimi için paydaşlarla yakın ilişki içinde multidisipliner olarak çalışan ve sağlık verilerini uygun kullanan bir yönetici (manager) olmak durumundadır. World Medical Association (WMA) / Dünya Tabipler Birliği/Derneği (DTB) (6-10) Bindokuzyüzkırkyedide Paris'te 27 farklı ülkeden hekimin bir araya geldiği toplantıda, özellikle II. Dünya Savaşı sonrası için çok önem taşıyan, hekimlerin bağımsızlığını güvenceye almak, etik davranışları ve hizmetleri için olası en yüksek standartları geliştirebilmek amacıyla kurulmuştur. Dünya Sağlık Örgütü ve sağlıkla ilgili ulusal yönetimler, birlikler ile işbirliği içerisinde çalışan, uluslararası düzeyde hekimleri temsil eden bağımsız bir kuruluştur. Türk Tabipleri Birliği'nin de arasında bulunduğu 95 üyesi vardır. Finansmanı üyelerinin yıllık katkıları ile karşılanmakta olan birliğin merkezi Fransa'da, Ferney-Voltaire'dedir. Amaçları doğrultusunda, üye birlikleri arasında iletişim, işbirliği için ortam oluşturma, tıp etiği alanında standartları belirleme, hekimlere yönelik rehberler hazırlama çalışmalarını sürdürmektedir. Sağlık alanında insan hakları, hekim ve hasta hakları, hasta güvenliği, insan denekler üzerinde araştırma yapılması, sağlık alanında insan gücü planlaması, ilaçların kötüye kullanımı, aile ve nüfus planlaması, tıp eğitimi, halk sağlığı politikaları oluşturma, iş sağlığı ve güvenliği gibi birçok konuda da ulusal tıp birliklerine ve yönetimlerine rehberlik etmektedir.
SPOR BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN TEKNOLOJİ TUTUM DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
SPOR BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN TEKNOLOJİ TUTUM DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ, 2019
Bu araştırmanın amacı spor bölümü öğrencilerinin teknoloji tutum düzeylerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesidir. Kapsam: Yapılan bu araştırmanın evrenini Ahi Evran Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi spor bölümlerinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Örneklemini ise bu öğrenciler arasından rasgele yöntemle seçilmiş 512 katılımcı oluşturmaktadır. Sınırlıklar: Araştırma yüksek maliyet ve zaman gerektirdiğinden, Ahi Evran Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi spor bölümleriyle sınırlandırılmıştır. Yöntem: Teknoloji Tutum Ölçeği Yavuz (2005) tarafından geliştirilmiştir. “Teknoloji Tutum Ölçeği” “teknolojik araçların eğitim alanında kullanılmama durumu”, “teknolojik araçların eğitim alanında kullanılma durumu”, “teknolojinin eğitim yaşamına etkileri”, “teknolojik araçların kullanımının öğretilmesi” ve “teknolojik araçların değerlendirilmesi” ni içeren 5 faktörden ve 19 maddeden oluşmaktadır. Ölçekte 13 tane olumlu, 6 tane olumsuz madde bulunmaktadır. Teknoloji Tutum Ölçeğinde yer alan her madde “kesinlikle katılıyorum” (5), “katılıyorum” (4), “kararsızım” (3), “katılmıyorum” (2) ve “kesinlikle katılmıyorum” (1) şeklinde ifade edilen beşli derecelendirme ile değerlendirilmektedir. Buna göre, elde edilen veriler olumlu maddelerin seçeneklerine sırasıyla 5’den 1’e kadar bir değer verilerek, olumsuz maddelerin seçeneklerine ise sırasıyla 1’den 5’e kadar bir değer verilerek kodlanmaktadır Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 20 istatistik programı ile analiz edilmiş, güvenirlilik geçerlilik sağlanmıştır. Cronbach’s Alpha kat sayısında ölçeğin toplamı için 0,847 değeri elde edilmiştir. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde betimleyici istatistikler, güvenilirlik analizi, t-testi analizi, Varyans analizi (ANOVA) test teknikleri uygulanarak araştırma genişletilmiştir. Anahtar Kelimeler: Spor Bölümleri Öğrencileri, Teknoloji Tutumu
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Sciences , 2019
INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN HIGH SCHOOL STUDENTS' SOCIAL MEDIA ATTITUDES AND ALIENATION: EXAMPLE OF EYÜPSULTAN DISTRICT OF ISTANBUL Social media occupies much of the daily life of today's people. The intensive use of social media causes many damages in terms of human development and life. One of these damages is alienation. The aim of this study is to investigate effect of the high school students' social media usage attitudes on alienation. The research group of the study consists of 551 students from 9th, 10th and 11th grade studying in 5 secondary schools in Eyüpsultan district of İstanbul. In data collecting Personal Information Form, Social Media Attitude Scale and Dean Alienation Scale were used. IBM SPSS 25 and AMOS 22 was used to analyze the data received from the research groups. After the analysis, it was seen that independent variables had a significant relationship with alienation score. Attitudes on alienation, a significant difference was found between students who spent 5-10 minutes and students who spent 31-60 and 121 minutes and above. In addition, it was found that the students spent between 11 and 30 minutes were significantly different from the students who spent 121 minutes and above. Independent samples t-test was used to find answers to the question of whether alienation levels of students using real name and alias on social media significantly differ. As a result of the analysis, a significant difference was found between the averages. LİSE ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL MEDYA KULLANIM TUTUMLARI İLE YABANCILAŞMA ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ; İSTANBUL İLİ EYÜPSULTAN İLÇESİ ÖRNEĞİ1 Özet Sosyal medya günümüz insanının günlük yaşantısının büyük bir bölümünü işgal etmektedir. Sosyal medyanın yoğun bir şekilde kullanılması ise insanın gelişimi ve hayatı açısından birçok zararın ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu zararlardan bir tanesi ise yabancılaşmadır. Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin sosyal medya kullanım tutumlarının yabancılaşmaya olan etkisini incelemektir. Araştırmanın örneklemi İstanbul ili Eyüpsultan ilçesinde bulunan toplam 5 ortaöğretim kurumunda öğrenim gören 9., 10. ve 11. sınıf 551 öğrenciden oluşmaktadır. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Sosyal Medya Tutum Ölçeği ve Dean Yabancılaşma Ölçeği kullanılmıştır. Çalışma grubundan alınan verilerin analizinde SPSS 25 ve AMOS 22 programları kullanılmıştır.Analizler sonrasında, bağımsız değişkenlerin yabancılaşma puanı ile anlamlı ilişkiye sahip olduğu görülmüştür. Yabancılaşma eğilimlerinin, sosyal medyaya her girdiğinde harcadığı süre 5-10 dakika süre olan ile 31-60 arasında ve 121 dakika üzeri olan öğrenciler arasında ve her girdiğinde harcadığı süre 11-30 dakika arasında olan öğrenciler ile 121 dakika ve üzeri olan öğrencilerden anlamlı düzeyde farklılaştığı bulunmuştur. Sosyal medyada gerçek ad ile takma ad kullanan öğrencilerin yabancılaşma düzeylerinin anlamlı farklılaşıp farklılaşmadıkları sorusuna yanıt bulmak amacıyla bağımsız örneklemler t-testi yapılmıştır. Analiz sonucunda ortalamalar arasında anlamlı farkın olduğu bulunmuştur.
In this research it is aimed to examine the relationship between attitudes towards the vocational courses and the vocational course teachers of the Imam Hatip High School students. The study was designed based on a baseline descriptive survey and both comparative and correlation associative models. The classification of Turkey’s regions of TUIK (Turkish Statistical Institute) used to determine the regions considering had a higher representation power for the country, and one province from each region selected as sample provinces for the research. The sample of the research comprised 3775 students in 26 Imam Hatip High Schools in the 2015-2016 academic year. The data were collected using “The Vocational Courses Attitude Scale” and “The Vocational Course Teachers Attitude Scale” originally developed by researcher. The data was analyzed using SPSS 22.0. In the interpretation of the data were analyzed using mean scores, standard deviation, t-test, variance analysis (ANOVA), correlation test, and basic linear regression analysis methods. As a result of the research, it was determined that there is a significant and positive the relationship between attitudes of the IHL students towards the vocational courses and the vocational course teachers, and the attitude towards the vocational course teachers explained 15% variance of the attitude towards the vocational courses.
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI 5. ULUSAL KONGRESİ, 2015
Giriş Umut, kişilerin gelecekte olumlu deneyimler bekleme derecesi olarak tanımlanmakta iken, aksine umutsuzluk kişilerin olumsuz deneyimler bekleme derecesini temsil eder. Umutsuzluk ayrıca, bireyin hiçbir alternatifinin olmaması veya herhangi bir kişisel seçenek bulamaması olarak tanımlanmaktadır.Umutsuzluk gençlerde depresyon ve intihar başta olmak üzere, her türlü psikopatolojik riski arttırmaktadır. Tıp fakültesi öğrencileri eğitimleri sırasında büyük stres altındadır. Yapılmış olan birçok çalışma, tıp öğrencileri arasında psikolojik morbidite oranlarının yüksek olduğunu bildirilmektedir. Yapılmış bir meta-analizde bunun nedeninin; akademik nedenler, iş yükü, ekonomik kaygılar, baş edememe, psikolojik baskı ve çaresizlik olduğu bildirilmiştir. Aynı şekilde, uzmanlık öğrencilerine işyerinde düşen büyük sorumluluklar, uzun çalışma saatleri, stresli ve bunaltıcı olabilmektedir. Asistanların psikososyal streslerinin sadece kendileri için değil hastalar için de kısa veya uzun vadeli sonuçları olmaktadır. Ayrıca, son zamanlarda Türkiye’de “reform” adı altında sağlık alanında yapılan birçok değişiklik, sağlık çalışanları için yeni baskılar oluşturmaktadır.Bu çalışmanın amacı Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesindeki 1,3 ve 6. sınıf tıp öğrencileri ve uzmanlık öğrencilerinin umutsuzluk düzeyini belirlemek, çalışma grupları arasında umutsuzluk düzeylerini karşılaştırmak ve sosyo-demografik özellikleri ve çalışma koşulları ile olan ilişkilerini incelemektir. Gereç ve Yöntem Kesitsel tipteki bu çalışmanın evrenini Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesindeki 1,3 ve 6. sınıf tıp öğrencileri ve uzmanlık öğrencileri oluşturmaktadır. Örnek seçimine gidilmeden evren üzerinde çalışılması planlanmıştır. Çalışmaya; 1. sınıftan 101 (%72), 3. sınıftan 69 (%90) ve 6. sınıftan 33 (%82,5) tıp öğrencisi ve 132 (%42,5) uzmanlık öğrencisi olmak üzere toplam 335 kişi katılmıştır. Çalışma 1 Temmuz-31 Ağustos 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışma öncesinde gerekli kurumsal ve etik kurul izinleri ile tüm katılımcılardan sözel onamları alınmıştır. Katılımcılara 40 soruluk iki bölümden oluşan bir anket uygulanmıştır. Anketin birinci kısmında katılımcıların sosyo-demografik özelliklerini değerlendirmek amacıyla 20 soru yöneltilmiştir. Katılımcının sosyo-ekonomik düzeyi (SED) Aile Refah Ölçeği (ARÖ) kullanılarak tespit edilmiştir. ARÖ’de öğrencinin ailesinin kaç tane arabası olduğu, öğrencinin kendisine ait odası olup olmadığı, ailenin son 12 ay içinde kaç kez tatile çıktığı ve evde kaç tane bilgisayar olduğu sorularına verilen yanıtlara göre puanlanmaktadır. Buna göre ARÖ 1 (puan: 0-3) düşük, ARÖ 2 (puan: 4,5) orta ve ARÖ 3 (puan: 6,7) yüksek refah düzeyini göstermektedir. Anketin ikinci kısmında katılımcıların umutsuzluk düzeyi; 1974 yılında, Beck ve ark. tarafından geliştirilmiş olan 20 soruluk Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) kullanılarak ölçülmüştür. Beck Umutsuzluk Ölçeği’nin niteliği, ergen ve yetişkinlerde uygulanabilen özelliğiyle, bireyin geleceğe yönelik olumsuz beklentilerini değerlendiren bir ölçektir. Ölçeğin Türkçe çevirisi Seber (1991) tarafından yapılmıştır. Geçerlik ve güvenirlik çalışması ise Seber (1991) ve Durak (1993) tarafından gerçekleştirilmiştir. Ölçek 11 doğru, 9 yanlış önermeden oluşmaktadır. Anahtara uyumlu her yanıt için 1 puan, uyumsuz her yanıt için ise 0 puan verilmektedir. Elde edilen aritmetik toplam “Umutsuzluk puanı” olarak kabul edilmiştir. BUÖ’den elde edilen puan 0 ile 20 arasında değişmektedir. Ölçekten elde edilen yüksek puan umutsuzluğun veya geleceğe yönelik olumsuz beklentilerin düzeyinin yüksek olduğunu belirtmektedir. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 17 paket programı kullanılmıştır olup tanımlayıcı istatistiklerin yanında; ANOVA ve lineer regresyon analizi umutsuzluk puanı ile ilişkili faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bulgular Katılımcıların %20,3’ü 20 yaşın altında; %37,1, 20-24 yaş aralığında ve %42,6’sı 25 yaş ve üzerinde olup katılımcıların %49,3’ü kadındır. Çalışmaya katılanların%30,1’i 1. sınıfta, %20,6’sı 3 sınıfta, onların %9,9’u 6. sınıfta ve %39,4’ü asistandı. Katılımcıların sosyoekonomik düzeylerine bakıldığında; %35,2’si düşük, %43,6’sı orta ve %21,2’si yüksek idi. Çalışmaya katılanların annelerinin %1,2’si okuryazar değildi, %29,6’sı ise üniversite ve üzeri eğitim düzeyindeydi. Babalarının ise %0,6’sı okuma yazma bilmezken, %51,6’sı ise üniversite ve üzeri eğitim düzeyindeydi. Tıp öğrencilerinin tümü bekâr iken asistanların %48,5’i evliydi. Katılımcıların ortalama umutsuzluk puanı 2,7 ile 10,5 arasında değişmekle beraber; asistanların (7,29 ± 5,1) ortalama umutsuzluk düzeyi, 1. sınıf (4,48 ± 3,6), 3. sınıf (4,13 ± 3,4) ve 6. sınıf tıp öğrencilerinin (5,4 ± 4,1) umutsuzluk düzeylerinden daha yüksek bulunmuştur. Yapılan post hoc testlerde tüm grupların puanı birbirinden farklı bulunmuştur (tüm p değerleri <0.05). Hem tıp öğrencilerinde hem de asistanların umutsuzluk puanları diğer bağımsız değişkenlere göre karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (tüm p değerleri> 0.05). Uzmanlık öğrencilerinin umutsuzluk puanları, çalışma yaşamıyla ilgili etmenlere göre değerlendirilmiştir. Bir haftalık çalışma saat <40 saat olan asistanların puanı 5,18 ± 3,5 idi; 40-59 saat arasında olanların 6,10 ± 4,4; 60-99 saat arasında olanların 7,94 ± 5,6; 100 saat ve üzeri olanların 9,67 ± 5,6 (p=0.007). Post hoc testte farkı oluşturan grubun 100 saat ve üzeri çalışanlar olduğu bulunmuştur. Uzmanlık öğrencilerinin umutsuzluk puanları diğer çalışma yaşamıyla ilgili etmenlere göre bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). Kafa karıştırıcı faktörlerin etkilerinin uzaklaştırması amacıyla yapılan çok değişkenli analizlerde haftalık çalışma saatlerinin uzmanlık öğrencilerinin umutsuzluk puanını bağımsız olarak etkileyen en önemli faktör olduğunu göstermiştir (p<0.001). Sonuç Uzmanlık öğrencilerinin umutsuzluk düzeyi tıp öğrencilerinden daha yüksektir. Haftalık çalışma saatleri uzmanlık öğrencilerinin umutsuzluk düzeyini etkileyen ana etmendir. Geleceğin sağlık alanında çalışacak olan tıp öğrencilerinin ve uzmanlık öğrencilerinin sağlık ve refahı için çalışma saatlerinde düzenlemeye gidilmesi gerekmektedir. Anahtar Kelimeler Umutsuzluk, tıp öğrencisi, asistan, tıp eğitimi.
Bu belgede bulunan Tıp Eğitiminde Avrupa Spesifikasyonları önerisi, tıp eğitimindeki evrensel standartların Avrupa Bölgesi’ne uyarlanmasıdır. Bu öneri tıp eğitimin üç dönemini de (temel tıp eğitimi, mezuniyet sonrası eğitim, sürekli mesleki gelişim) kapsamaktadır. Bu öneri, MEDINE (Medical Education in Europe) Tematik Ağı içinde oluşturulan bir çalışma grubu tarafından geliştirilmiştir. Bu çalışma, Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu (WFME/DTEF) ve Avrupa Tıp Fakülteleri Birliği (AMSE/ATFB) ortaklığı ile yürütülmüş ve Avrupa Birliği Komisyonu tarafından desteklenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesel Ofisi, Avrupa’daki sağlık hizmeti niteliğini artırma hedefi ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO)-Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu (DTEF) Tıp Eğitimini Geliştirme İşbirliği çerçevesinde bu kitapçığın basılmasını ve dağıtılmasını sağlamıştır. MEDINE bu spesifikasyonları yayınlayarak, reform süreçleri için bir araç ve tıp eğitimi kurumları ile programlarının tanınması ve akreditasyonu için kriter oluş...