Bağlama Sazı İcrasında Bir Zenginlik Unsuru Olarak Düzenler (original) (raw)
Related papers
Yoksulluk ve Beklentilerin Gelir Düzeyi Bağlamında İrdelenmesi: Havsa İlçesi Örneği
Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, 2015
Geleceğe ilişkin bireysel beklentilerin sorgulanması yoksulluk kıstaslarının sorgulanması kadar önemlidir. Bu çalışmanın amacı, Havsa'da yaşayanların gelir düzeyini ve mal sahipliğini tespit etmek, yoksul olup olmadıklarını belirlemek ve beklentilerini gelir düzeyiyle ilişkilendirmektir. Çalışmada, 2012 yılının Ağustos ayında Havsa ilçe merkezi ve köylerinde gerçekleştirilen anket çalışmasının sonuçlarından yararlanılmıştır. Anket sonuçları analiz edildiğinde öncelikle dikkat çeken, büyük çoğunluğu tarımsal faaliyetle uğraşan Havsa'da yaşayan kişilerin görece olarak düşük gelir durumları olmuştur. Bu bağlamda gelir düzeyi ve malvarlığı durumları da tespit edilmeye çalışılmıştır. Son olarak, gelir düzeyinin yaşanılan yerden ayrılmayı, yaşam memnuniyetini ve satın alma gücü beklentilerini ne derece etkilediği sorgulanmıştır.
Fıkraların Oluşumunda İcra Bağlamının Etkisi: Rize Fıkraları Örneği
Culture and Civilization, 2023
Fıkra; geçmişten günümüze daha çok sözlü geleneğin aktarımıyla gelen ve konusunu yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olaylardan alan kısa ve yoğun bir anlatıma sahip bir halk edebiyatı türüdür. Fıkraların en önemli özelliği insana ait toplumsal kusurlara, günlük hayatta ortaya çıkangülünç olaylara, çarpıklıklara ve karşıtlıklara dikkat çekmesidir. Toplumun sosyal, kültürel, maddi ve manevi değerlerini yansıtan önemli halk anlatılarından olan fıkraların, Türk halkının olaylar karşısındaki tutum, düşünce ve davranışlarını ortaya koymada önemli bir işlevi vardır. Stith Thompson’un “metin önemlidir, fakat bağlamsız metin ölüdür” fikrinden hareketle yola çıkılan bu çalışmada fıkra anlatılarında bağlamın önemi Rize fıkralarından örneklerle ifade edilmeye çalışılmıştır.
Saz İcrasında Açık Tellerin Aktif Kullanımıyla Ezgi Oluşturma Yöntemleri
Yüksek Lisans Tezi, 2023
Altı bölümden oluşan bu çalışma “giriş”, “konu hakkındaki genel bilgiler”, “kavramsal çerçeve”, “açık teller ile ezgisel hareket oluşturma yöntemleri”, “tüm ahenklerde açık tel kullanım olanakları ve uygulama örnekleri” ve “sonuç ve öneriler” bölümlerinden oluşmaktadır. Çalışmada bozuk düzende ve mızraplı saz icrasında, açık tellerin aktif kullanımıyla ezgisel hareketleri seslendirme yöntemi önermek hedeflenmiştir. Betimsel araştırma modeli kullanılarak yapılan bu çalışmada belirlenen model sazın özellikleri, Sinan Ayyıldız tarafından sayısal verilere dönüştürülerek, bir tablolama yazılımı olan excel programına aktarılmış ve “SAS” isimli veri toplama uygulaması oluşturulmuştur. Çalışma içerisinde bu uygulamanın çalışma prensibi detaylı bir biçimde açıklanmıştır. Çalışmanın problem ve alt problemlerini çözmek amacıyla ihtiyaç duyulan, model sazın tüm pozisyonlarında açık tellerin kullanım olanakları, on iki ahenk ve sınırlılıklar çerçevesindeki perde düzenlerinde açık tellerin konumu, sayısı gibi verileri toplamak için “SAS” uygulaması kullanılmıştır. Dolayısıyla on iki ahenkte ve sınırlılıklar çerçevesindeki perde düzenlerinde, çalışmamızca tanımlanan “verimli pozisyonlar” ve “verimli ahenkler” tespit edilmekle beraber, verimsiz pozisyon ve ahenkler de ortaya konmuştur. Bir diğer yandan, açık teller ile mızraplı icrada ezgisel hareket oluşturma teknikleri, tüm olasılıklarıyla açığa çıkarılmıştır. Elde edilen veriler, çalışmanın problem ve alt problemleri çerçevesinde değerlendirilmiş, ortaya konulan icra yöntemlerinin, on iki ahenkte ve sınırlılıklar çerçevesindeki perde düzenleri üzerinde kullanılabilirliği, çeşitli ezgisel hareket örnekleri ve eser örnekleri ile gösterilmiştir. Çalışmanın sonucunda en verimli ahenkler, dokuz adet verimli pozisyon bulundurması sebebiyle kürdi perde düzeni için davud ahengi ve buselik perde düzeni için kız ahengi olarak tespit edilmiştir. Bütün ahenklerle ve sınırlılık çerçevesindeki perde düzenleri ilgili verimlilik bilgileri, sonuçlar bölümünde bulunan “ahenk verimliliği tablosu”nda detaylı olarak verilmiştir. Ayrıca sınırlılıklar çerçevesindeki çeşitli perde düzenlerinde altı adet hiç açık tel bulundurmayan ahenk tespit edilmiştir. Buna karşın çeşitli perde düzenleri için ahenkler incelenmiş, on sekiz tanesinde üç adet açık telin hepsinin bulunduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak açık tellerin aktif kullanımıyla ezgisel hareket oluşturma yönteminin açık tel bulunduran bütün verimli ahenklerde kullanılabileceği anlaşılmıştır.
Toplumsal İroni Bağlamında Karagöz
Gülümsetirken elestirme gayretinin sonucunda sekillenen ironi, birey ve toplum yasamındaki aksaklıkların vurgulanması bakımından yapıcı bir yöntemdir. Kültürel varlığımızın tasıyıcılarından Karagöz, söz ya da durumların karsıtlık ve aykırılıkları ile varlık bulan ironik anlatım üzerinde sekillenir. Karagöz’deki ironi, ‘olan’ ve ‘olması gereken’ çatısması ve ‘söylenen’ ile ‘söylenmek istenen’ ikiliği üzerine temellenir. Kendi halinde, sıradan, ‘küçük adam’ların pratik yasam sorunları ve dıs dünya gerçeklikleri içerisindeki var olus mücadeleleri toplumsal sorgulama ile yanıtlanmaya çalısılır. Bu sorunsal yaklasım, sorulan sorular, alınan yanıtlar, yanıtlara yöneltilen yeni sorular seklinde soru-yanıt diyalektiği yöntemiyle gerçeklestirilir. Dalga geçme ya da doğrudan alay etme görünümündeki elestiri biçimi, güzele, iyiye, doğruya ulasma eğilimi ile bütünlenerek toplumsal ironinin düzenleyici bir islev kazanmasını sağlar. Karagöz’ün ana matrisi, kisinin kendi, karsısındaki kisi/ kisiler ve içinde yasadığı toplum düzeni ile yüzlesmesinin Türk tiyatro geleneği içerisinde yenilenerek sunulmasıdır. Karagöz, kisinin bildiğini sandığı seylere karsı uyanık olmasını sağlaması ve bir sey bilmezken bildiğini sanmanın tehlikelerine dikkat çekmesi bakımından da eğitbilimsel değere sahiptir. Anahtar Sözcükler: Đroni, birey, toplum, olan, olması gereken
Bağlama Eğitiminde Bozlak İcrasına Yönelik Alıştırma Modelleri Önerisi Ve Uygulamadaki Görünümü
Bağlama Eğitiminde Bozlak İcrasına Yönelik Alıştırma Modelleri Önerisi Ve Uygulamadaki Görünümü, 2017
Araştırmanın amacı, Türk halk müziği uzun hava türlerinden biri olan Bozlakların bağlama çalgısı ile geleneksel çalınış biçimlerini ve müzikal karakteristiklerini yöre sanatçılarının icralarına ait ses kayıtlarından yola çıkarak analiz etmek, bozlakların bağlama çalgısı ile icralarında geleneksel özelliklerine en yakın biçimde seslendirilmesine yönelik bir öğretim modeli geliştirmek ve uygulamadaki etkinlik düzeyini ortaya koymaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için ilk olarak, çalışma grubunun uygulamalar öncesi bozlak çalma düzeyleri, uzman değerlendirmeleri ile ortaya konulmuş ve bu değerlendirmeler neticesinde bozlakları geleneksel biçimde ve müzikal karakteristiğine uygun şekilde yeterli düzeyde icra edemedikleri tespit edilmiştir. Daha sonra, örneklem olarak seçilen bozlakları, geleneksel biçimlerine uygun olarak çalmaya yönelik bir öğretim modeli geliştirilmiştir. Bu model çalışma grubuna uygulanmış ve uygulamalar sonrasında öğrencilerin bozlak çalma düzeyleri tekrar uzman değerlendirmesine sunulmuştur. Çalışma grubunun, araştırma sürecinde gerçekleştirilen uygulama çalışmaları öncesi ve sonrası icra düzeylerine ait değerlendirmeler karşılaştırıldığında, anlamlı düzeyde olumlu gelişme sağladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Örneklem olarak Orta Anadolu bölgesine ait iki adet Bozlak seçilmiştir. Bu araştırmada hem betimsel hem de deneysel yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın betimsel boyutunda, araştırma sürecinde öğretilmesi hedeflenen “Bozlaklar” konusu ile ilgili ulaşılabilen ses kayıtları analiz edilerek, bozlakların müzikal karakteristikleri ve yöresel tavırları tespit edilmiştir. Araştırmanın deneysel boyutunda, bozlakların öğretimine yönelik alıştırma modelleri oluşturulmuş ve uzman görüşü alınarak eksik ve geliştirilmesi önerilen boyutlar üzerinde değişiklikler yapılmıştır. Alıştırmalar hazırlandıktan sonra 6 haftalık öğretim modeli planlanmış ve uygulanmıştır. Araştırmada, deneysel boyutun ön test-son test verilerini elde etmek için uzman görüşleri alınarak bir performans değerlendirme ölçeği geliştirilmiştir. Deneysel boyutta, tek gruplu ön test-son test deseni kullanılmıştır. Hazırlanan öğretim modeline dayalı olarak gerçekleştirilen 6 haftalık uygulama çalışmaları sonrası, ön test-son test puan farklılıkları karşılaştırılmıştır. Elde edilen veriler, “Bağımlı Örneklemler T Testi” kullanılarak SPSS 24 programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Ayrıca, deneysel işlem sonrasında çalışma grubu öğrencilerinin yapılan çalışmalarla ilgili görüşleri alınmıştır. Ön test ve son test aşamasında uzmanların gerçekleştirdikleri puanlamalar arası uyum (korelasyon) katsayıları “Kendall’s W” formülü ile hesaplanmıştır. Deneysel uygulama süreci sonunda öğrencilerin ön test ve son test puanları arasında önemli düzeyde olumlu yönde farklılık olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, uygulama süreci sonrası öğrencilerle yapılan görüşme formlarında yer alan ifadelerden elde edilen verilerle de tutarlılık göstermektedir.