Epidural Anesteziye Eklenen İntravenöz Deksmedetomidin ve Ketamin Etkilerinin Karşılaştırılması (original) (raw)

Anestezi‹ ndüksiyonda Deksmedetomidin'in Propofol Dozuna ve Hemodinamik Parametrelere Etkisi

bakirkoytip.org

ÖZET Anestezi indüksiyonda deksmedetomidin'in propofol dozuna ve hemodinamik parametrelere etkisi Amaç: Bu çal›flmada anestezi indüksiyonu öncesi deksmedetomidin kullan›m›n›n, indüksiyondaki propofol ihtiyac›na, laringoskopi ve entübasyona karfl› oluflan hemodinamik de¤iflikliklere etkisi ve sedasyon oluflturma etkinli¤i incelenmifltir. Gereç ve Yöntem: 80 hasta rastgele 2 gruba ayr›ld› (Grup DXM, n=40 ve Grup PLS, n=40). ‹ndüksiyondan 30 dakika önce Grup DXM'e 100cc %0.09 NaCl çözeltisi içinde 1µg/kg deksmedetomidin, Grup PLS'ya ise 100cc %0.09 NaCl çözeltisi 10 dakikada verildi. Anestezi indüksiyon; 2 µg/kg fentanil, kirpik refleksini kaybedecek miktarda propofol, 0.1 mg/kg vekuronyum ile yap›ld›. Premedikasyon öncesi, indüksiyon öncesi, indüksiyon sonras›, laringoskopi ve entübasyon sonras› ve entübasyondan 5 dakika sonras›ndaki kan bas›nçlar› ve kalp h›zlar›, premedikasyon öncesi ve sonras›ndaki Ramsay sedasyon skorlar› de¤erlendirilmeye al›nd›. Bulgular: ‹ndüksiyonda; Grup PLS ortalama 2.27±0.43 mg/kg propofola ihtiyaç duyarken, bu miktar Grup DXM'de ortalama 1.27±0.22 mg/kg olmufltur (p<0.001). Grup DXM'de premedikasyon sonras›nda ortalama kan bas›nc› (OKB) ve kalp tepe at›m› (KTA) Grup PLS'ye göre anlaml› düzeyde azalm›flt›r (p<0.01). Grup DXM'de indüksiyon sonras›nda OKB azalmas› Grup PLS'ya göre daha azd›r (p<0.05). Sonuç: ‹ndüksiyon öncesi deksmedetomidin kullan›m› ile ihtiyaç duyulan propofol miktar›n› önemli oranda azaltmaktad›r. Deksmedetomidin 1 µg/kg uyguland›¤›nda belirgin oranda kan bas›nc›n› ve kalp h›z›n› düflürmekle beraber bu azalma hemodinami¤i bozacak düzeyde olmamaktad›r. Deksmedetomidin kullan›m› ile indüksiyon öncesi etkin düzeyde sedasyon oluflturabilmekte, indüksiyon, laringoskopi ve entübasyona karfl› oluflan hemodinamik de¤ifliklikler daha stabil olmaktad›r.

Epidural Kateter Uygulanan Total Abdominal Histerektomi Operasyonu Geçiren Hastalarda Deksmedetomidinin Postoperatif Analjezik Kullanımına Etkileri

SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi, 2018

Amaç Çalışmanın amacı, total abdominal histerektomi geçiren hastalarda, epidural kataterden verilen deksmedetomidinin postoperatif aneljezik kullanımına etkilerini araştırmak. Gereç ve Yöntem Çalışmaya ASA I-II, 30-60 yaş arası, operasyon süresi 150 dakikayı geçmeyen genel anestezi uygulanmış hastalar alındı. Çalışma kriterlerini sağlayan ve postoperatif aneljezi sağlamak için preoperatif epidural katater takılmış hastaların verileri değerlendirildi. Dosya kayıtları incelenen hastalar, ameliyat sonrası analjeziyi sağlamak için cerrahi cilt kapanması sırasında epidural kateter yolu ile bolus olarak Bupivakain (Grup B) (5 ml% 0.5 bupivakain + 11 ml% 0.9 sodyum klorür) veya Bupivakain + Deksmedetomidin (Grup D) (5 ml% 0.5 bupivakain + 1 ml deksmedetomidin (0.5 μg / kg) +10 ml% 0.9 sodyum klorür) verilen hastalar olarak iki gruba ayrıldı.Dosya kayıtları incelenen hastalar iki gruba ayrıldı. Bupivakain (Grup B) 5 ml %0,5 bupivakain + 11 ml %0,9 sodyum klorür) veya bupivakain + deksmedetomidin (Grup D) 5 ml% 0.5 bupivakain + 1 ml deksmedetomidin (0.5 μg / kg) +10 ml% 0.9 sodyum klorür ameliyat sonrası analjeziyi sağlamak için cerrahi cilt kapanması sırasında epidural kateter yolu ile bolus olarak verilmiş. Her iki gruptaki hastalara postoperatif 24 saat boyunca epidural analjezi için hsata kontrollü analjezi cihazı ile morfin + bupivakain uygulanmış. Anestezi takip fişlerinden; demografik ve hemodinamik veriler, algoloji takip formlarından; postoperatif 24 saatlik analjezik talep sayıları, analjezik tüketimleri, VAS skorları, Ramsey sedasyon skoru değerleri ve ilaç yan etkileri kaydedildi. Bulgular Demografik veriler, hemodinamik parametreler, VAS skorları, Ramsey sedasyon skoru değerleri ve ilaç yan etkileri açısından gruplar arasında fark bulunmadı. Postoperatif 30.dakikadan itibaren Grup D' de, Grup B' ye göre daha az analjezik talebi, daha az bupivakain ve morfin tüketimi olduğu görüldü ve istatiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.05). Sonuç Litaratür ışığında bu çalışmanın sonucunda, postoperatif analjezi sağlamak amacıyla epidural bupivakaine eklenen 0,5 µg/kg deksmedetomidin; postoperatif 30.

İntravenöz Deksmedetomidinin Spinal Blok ve Sedasyon Üzerine Etkisi

Cukurova Medical Journal, 2015

Spinal anestezi ürolojik girişimlerde sık tercih edilen bir anestezi yöntemidir. Bazı hastalar spinal anestezi sırasında sedasyona ihtiyaç duyabilir. Çalışmamızda, levobupivakain ile yapılan spinal anestezi altında uygulanan intravenöz deksmedetomidinin motor ve duyusal blok ve sedasyon üzerine etkilerini araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod: Randomize ve çift kör çalışmamız ASA I-III, 18-75 yaş arası, transüretral cerrahi planlanan 50 hasta üzerinde yapıldı. Hastalar iki gruba ayrıldı ve tüm hastalara 12.5 mg % 0.5 levobupivakain ile spinal anestezi uygulandı. Grup D (n=25)'ye 1 µg/kg yükleme dozunu takiben 0.5 µg/kg/saat deksmedetomidin infüzyonu, Grup S(n=25)'ye ise aynı volüm ve hızda salin infüzyonu uygulandı. Hastaların sistolik, diyastolik ve ortalama arter basıncı, kalp hızı, periferik oksijen satürasyon değerleri, ağrı ve sedasyon skorları, motor ve duyusal blok süreleri, derlenme ve hasta konfor skorları ve yan etkiler kaydedildi. Bulgular: Maksimum blok düzeyine ulaşma süresi ve spinal anestezi süresi Grup D'de Grup S'e göre istatistiksel olarak anlamlı daha uzun bulundu. Ramsey Sedasyon Skoru değerleri intraoperatif 1. dakika haricinde ve postoperatif 10. ve 15. dakikalarda Grup D'de Grup S'e göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulundu. Yan etki sıklığı, derlenme ve hasta konforu değerleri gruplar arasında benzer bulundu. Sonuç: Spinal anestezi altında transüretral girişim yapılan hastalarda deksmedetomidin infüzyonunun motor blok süresini uzattığı, yan etki sıklığını arttırmadan etkin ve güvenli bir sedasyon sağladığı sonucuna varıldı.

Epidural Anestezide Uygulanan İzobarik Bupivakain ile Hiperbarik Bupivakainin Etkilerinin Değerlendirlmesi

OSMANGAZİ JOURNAL OF MEDICINE, 2018

Bu çalışmada lokal anesteziklerin barisitesinin tek taraflı epidural anestezi uygulamasına olan etkisinin araştırılması amaçlandı. Çalışma, ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Bölümünde 23/09/2011 tarih ve 15 sayılı etik kurul izni ve bilgilendirilmiş hasta oluru alındıktan sonra elektif tek taraflı diz artroskopisi planlanan rastgele seçilmiş yaşları 18-55 olan ASA I-II hastalarda yapıldı. Grup H (hiperbarik bupivakain) ve grup İ (izobarik bupivakain) hastalarına orta hattan uygun seviyeden (L3-L4, L4-L5) antisepsi kurallarına uyularak kataterin ucu sefale doğru 2-4 cm yönlendirilerek epidural katater takıldı. Grup İ hastalarına 14-18 cc izobarik bupivakain, grup H hastalarına 14-18 cc hiperbarik bupivakain verildi. Takibinde hastalara 20 dakika boyunca operasyon tarafına doğru 30 derecelik tilt uygulandı. Hastaların ilk 30 dakika 5 dakikada bir sonrasında 60 dakikada aynı taraf ve karşı taraf duysal blok seviyeleri, Bromage skoruna göre motor blok seviyeleri ve hemodinamik verileri kaydedildi. Veriler değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotların yanı sıra demografik özellikler ve ölçüm zamanlarına göre gruplar arası karşılaştırmada bağımsız iki örneklem t testi yapılmıştır. Normallik varsayımının sağlanmadığı veriler için gruplar arası karşılaştırma yapılırken Mann-Whitney U testi ve Fisher's kesinlik testi kullanılmıştır. Karşılaştırmada hiperbarik bupivakain ve izobarik bupivakain arasında tek taraflı motor ve duysal blok oluşturmada fark olmadığı görüldü. (p>0,05) Hemodinamik verilerin karşılaştırılmasında hiperbarik bupivakainin daha az hemodinamik instabiliteye neden olduğu görüldü. (p< 0,05) Elde edilen veriler neticesinde barisitenin tek başına izole tek taraflı motor blok oluşturmaya yetmeyeceği ve pozisyon ile birleştirildiğinde daha az hemodinamik instabiliteye neden olan ve tek tarafta daha yoğun duysal blok oluşturabileceği sonucuna varıldı.

Fast-Track Kardiyak Anestezide Postoperatif Sedasyon için Propofol ve Deksmedetomidinin Karşılaştırılması †

2015

Gereç ve Yöntem: Kırk-75 yaş arası, ASA II-III, ejeksiyon fraksiyonu %40’dan yüksek olan 42 hasta çalışmaya alındı. Anestezi indüksiyonu sonrasında, anestezi idamesi 1 mg kg-1 sa-1 propofol, 0.5 μg kg-1 sa-1 fentanil ve % 3-6 desfluran ile sürdürüldü. Sternum kapanma aşamasında tüm hastalarda fentanil infüzyonu kesildi ve hastalar, propofol grubu (Grup P, n: 21) ve deksmedetomidin grubu (Grup D, n: 21) olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Grup P’de propofol 0.2-0.7 mg kg-1 sa-1 doza azaltılarak devam ederken, Grup D’de propofol kesilip yerine 0.2-0.7 μg kg-1 sa-1 deksmedetomidin infüzyonu başlandı. Sternum kapatıldığında desfluran kesildi. Postoperatif sedasyon düzeyi Ramsey Sedasyon Skalası, ağrı düzeyi Vizüel Ağrı Skalası ile değerlendirildi. Yeterli klinik koşullar sağlandığında hastalar ekstübe edildi. Postoperatif dönemde ekstübasyona kadar geçen süredeki hemodinamik ve solunumsal parametreler, ağrı ve sedasyon düzeyi, toraks drenajı ve hasta memnuniyeti değerlendirildi.

Endotrakeal Ekstübasyona Bağlı Gelişen Hemodinamik Yanıtın Kontrolünde Deksmedetomidin, Esmolol ve Lidokainin Etkinliğinin Karşılaştırılması

ÖZET Amaç: Çalışmamızda endotrakeal ekstübasyona bağlı gelişen hemodinamik yanıtın kontrolünde deksmedetomidin, esmolol ve lidokainin etkinliğinin karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu prospektif çalışmada ASA I-II grubu, 18–60 yaş arası 80 hasta Grup I (Deksmedetomidin), Grup II (Lidokain), Grup III (Esmolol) ve Grup IV (Kontrol) olmak üzere rastgele yirmişer kişilik 4 gruba ayrıldı. Cerrahi sonunda 5 dk içerisinde; Grup I' deki hastalara 1 μg/kg deksmedetomidin, Grup II' deki hastalara 2 mg/kg lidokain, Grup III' deki hastalara 1.5 mg/kg esmolol ve Grup IV' teki hastalara %0.9 NaCl verildi. Gruplar arasında ekstübasyon sırasındaki ve sonrasındaki hemodinamik veriler ile ekstübasyon kalitesi karşılaştırıldı. Bulgular: Kalp tepe atımı (KTA) değerleri gruplar arası ve grup içinde karşılaştırıldığında; deksmedetomidin grubunda tüm ölçüm zamanlarında istatistiksel olarak anlamlı düşük bulundu. Ortalama arter basınçlarının (OAB) gruplar arası karşılaştırılmasında; OAB değerleri deksmedetomidin grubunda diğer 3 gruba göre istatistiksel olarak anlamlı düşük bulundu. OAB' larının grup içi karşılaştırmasında ise deksmedetomidin grubunda tüm ölçüm zamanlarındaki OAB değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmazken, diğer tüm gruplarda OAB değerlerinde artış gözlendi. Sonuç: Ekstübasyona bağlı hemodinamik yanıtın kontrolünde deksmedetomidinin, lidokain ve esmolola göre daha üstün olduğu, lidokainin ekstübasyona bağlı gelişen hemodinamik yanıtın önlenmesinde yetersiz kaldığı, esmololün ise KTA artışını önlemede etkili olurken OAB üzerinde deksmedetomidin kadar etkili olmadığı sonucuna varıldı. ABSTRACT Comparison of Efficacies of Dexmedetomidine, Esmolol and Lidocaine on Control of Hemodinamic Responses Developing in Endotracheal Extubation Objective: We aim to compare the efficiency of dexmedetomidine, esmolol, and lidocaine on the hemodynamic response due to endotracheal extuba-tion. Materials and Methods: In this prospective study, 80 ASA I-II patients with age of 18 to 60, were divided randomly into 4 groups; Grup II (Dex-medetomidine), Grup II (Lidocaine), Grup III (Esmolol), and Grup IV (Control) groups (n=20 in each group). Group 1 received I μg/kg deksmedetomidin, Group II received 2 mg/kg lidokain, Group III received 1.5 mg/kg esmolol and Group IV received %0.9 NaCl within 5 min at the end of surgery. Hemodynamic data (before and after extubation) and the quality of extubation were used for comparison of groups. Results: While pulse rate values were compared between and within in the groups, it was found significantly lower in Dexmedetomidine group in all experimental measurements. Mean arterial pressure values were also found significantly lower in Dexmedetomidine group in comparison with the other 3 groups. Comparison of mean arterial pressure within groups demonstrated an increase in all groups, but in dexmedetomidine group there was no significant difference. Conclusion: Dexmedetomidine is more effective than lidocaine and esmolol in the control of hemodynamic response to the extubation. Lidocaine is found to be insufficient in the prevention of hemodynamic response related with extubation. Esmolol is found to be effective in the rise of pulse rate, but it was not as much effective as Dexmedetomidine on mean arterial pressure.

Elektrokonvulsif Tedavi Anestezisinde Rokuronyum-Sugammadeks

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2016

Öz Elektrokonvulsif tedavi (EKT), pek çok psikiyatrik bozuklukta etkili olan bir tedavi biçimidir. Anestezi uygulaması, hem EKT'nin başarılı olmasında rol oynar hem de işlem sırasında vücudun oksijen kullanımını iyileştirir. Süksinilkolin, EKT sırasında kas gevşekliği sağlamak için en sık kullanılan depolarizan özellikte nöromuskuler blokerdir. Süksinilkolinin ciddi yan etkilere sahip olması ve kontrendike olduğu durumlar sebebiyle, anestezi uygulaması için alternatif nöromuskuler blokerler kullanıma girmiştir. Rokuronyum, orta etki süreli nondepolarizan bir nöromuskuler bloker olup EKT sırasında güvenle kullanılmaktadır. Sugammadeks, bazı nondepolarizan nöromuskuler blokerlerin etkisinin sonlandırılması amacıyla kullanılan yeni nesil bir geri döndürücü ajandır. Geleneksel geri döndürücü ajanların meydana getirdiği kardiyovasküler yan etkiler gibi bir takım yan etkilerinin olmaması sebebiyle anestezi pratiğinde önemli bir yere sahip olmuştur. Rokuronyumsugammadeks kombinasyonu gün geçtikçe daha fazla oranda EKT sırasında kullanılmaktadır. Bu derlemede, EKT anestezisinde süksinilkoline alternatif olarak rokuronyum-sugammadeks kombinasyonunun kullanılabilirliği gözden geçirilmiştir.

Deksmedetomidin ve esmololün derlenme döneminde oluşan artmış hemodinamik yanıt tedavisindeki etkinliklerinin karşılaştırılması

J Clin Exp Invest …, 2012

Objectives: Our aim was to compare effectiveness of esmolol and dexmedetomidine in the treatment of increased hemodynamic response during anesthesia recovery period. Materials and methods: 60 ASA I-II patients whom scheduled for elective surgery with endotracheal intubation were randomized before extubation according to their hemodynamic parameters that were increased 20% of their baseline values in order to receive 1mg/kg esmolol (Group Esmolol, n= 30) or 0.5 µg/kg dexmedetomidine (Group Dexmedetomidine, n= 30). Heart rate (HR), systolic and diastolic blood pressures (SBP,DBP), peripheral oxygen saturation (SpO 2), end tidal carbon dioxide (ETCO 2) values, extubation time, recovery time were recorded. The duration till having pain requiring analgesic was recorded and cognitive functions were evaluated with short memory orientation concentration test at 20th and 50th minutes. Results: After drug, HR reductions were significant at all periods in group Dexmedetomidine (Z2-Z10: p<0.001, Z11:p=0.001, Z12, p=0.006). In group Dexmedetomidine SBP value was high at 3rd min after drug (p<0.001), and SBP values were lower in all periods before and after extubation (Z6-Z10: p<0.001, Z11: p=0.02, Z12: p=0.04). In group Dexmedetomidine DBP value was higher at 1st min after drug (p=0.001), DBP values were lower at 10th min after drug and before extubation (p= 0.045, p=0.001). The duration of pain requiring analgesic and recovery period were longer in dexmedetomidine group (p<0.001, p<0.001). Conclusions: Although esmolol and dexmedetotimidine attenuated hemodynamic response during recovery period, dexmedetotimidine was more effective in hemodynamic stabilization and the duration of pain requiring analgesic was longer. Esmolol provided faster recovery time.