Türkçe Şâhnâme Tercümeleri ve Zerdüşt’ün Tercümelerde Uğradığı Dönüşüm [Turkish Shahnameh Translations and the Transformation of Zoroaster in Translations] (original) (raw)
Related papers
CUMHURİYETİN 100. YILINDA TÜRKOLOJİ ÜZERİNE İNCELEMELER, 2023
Türk toplulukları, tarih içinde çeşitli inanç sistemlerine bağlanmışlardır. Yüksek zümrenin kabulüyle başlayan bu inanç sistemi değişiklikleri, kültürel anlamda önemli değişikliklere yol açmış, kültür çevresindeki değişiklik birçok yenilik yanında alfabe değişikliğini beraberinde getirmiş ve çeviri faaliyetlerinin yoğun bir şekilde gerçekleşmesine vesile olmuştur. Uygurlar, Manihaizm ve Budizm inanç sistemlerinin daha kolay öğrenilmesini ve daha hızlı yayılmasını sağlamak amacıyla dinî metinlerin çevrilmesi işine girişmişlerdir. İslamiyet’ten önce kabul ettikleri inanç sistemlerinde olduğu gibi İslamiyet’in kabul edilmesinden sonra da İslamiyet’i öğrenmek ve yayılmasını hızlandırmak amacıyla dinin kutsal metni olan Kur’an-ı Kerim’i çevirme düşüncesinde olan Müslüman Türk toplulukları ilk Kur’an tercümelerini Farsça üzerinden gerçekleştirmiştir. Doğu Türkçesine ait eski Kur’an tercümelerinin tek bir çeviriye dayandığı ve bu çevirinin nüshaları olduğu fikri Togan (1960: 137), İnan (1961: 10; 1998a: 131; 1998b: 136) ve başka araştırmacılar tarafından dile getirilmiştir. Türkçeye ilk Kur’an tercümelerinin hangi tarihte gerçekleştiği tam olarak bilinmemekle birlikte genel olarak 11. yüzyıl ilk Kur’an tercümelerinin tarihi kabul edilmektedir (Köprülü 1926: 163; İnan 1961: 3, 13).
Kur’an’daki Kelimelerin Türkçe’ye Geçiş Sürecinde Uğradıkları Anlam Değişmeleri
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi, 2004
Türklerin İslam'ı kabulüyle Türkçe'ye çok sayıda Arapça kelime geçmiştir. Özellikle dinî terminolojide Arapça'nın etkisi daha belirgindir. Ancak bu kelimeler, Türkçe'ye geçiş sürecinde, Arapça'da ifade ettikleri anlamlarını her zaman koruyamamışlar, az ya da çok değişime uğramışlardır. Bu değişim olgusunun göz ardı edilmesi, Kur'an'daki bazı önemli kavramların yanlış anlaşılmasına ve Türkçe'ye yanlış aktarılmasına yol açabilmektedir. Bu sebeple, Arapça ve Türkçe'de ortak kullanımı olan kelimelerin her iki dilde de aynı anlamı taşıyıp taşımadığının tespiti, Kur'an'ın doğru anlaşılmasında önem arz etmektedir. Bu değişim olgusunun Kur'an çevirilerinde de çoğunlukla dikkate alınmaması, önemli bir yöntem sorunu olarak gözükmektedir. Anahtar kelimler: Kur'an, anlam, anlam değişmeleri, Kur'an çevirileri.
Tafsir Translations in the Ottoman Period
DergiPark (Istanbul University), 2011
Kur'ân-ı Kerîm, tarihin belli bir döneminde adına Hicaz-veya daha geniş isimlendirmeyle Arabistan-denilen coğrafi bir bölgede yaşayan Araplara, onların kendi dilleriyle nazil olmuş ise de muhtevası itibariyle bütün insanlığı muhatap almış ve tüm bir insanlığa hitap etmiştir. Bu kuşatıcı vasfı sebebiyle İslam'ın ilk günlerinden itibaren her ırk ve soydan insan, kendisine bu din içerisinde bir yer bulabilmiş ve kendisini bu din mensubu olarak sunabilmiştir. Resûl-i Ekrem'in (s.a.) ashabı arasında Arap ırkına mensup olmayan kimselerin bulunması ve onun bu kimselere büyük değer vermesi, ileriki zamanlarda, bir yandan farklı ırklara mensup insanların gruplar halinde İslam'ı kabülünü sağlarken öte yandan da Arap dilini öğrenmelerinin ve ileride bu dilde büyük hizmetler vermelerinin önünü açmıştır. Özellikle İslam'ın hicrî ilk dört asrı incelendiğinde İslam toplumundaki ilim erbabının büyük bir kısmının Arap olmayanlar arasından çıktığı görülür. Adına genel bir tabir olarak mevali denilen bu kesim zamanla her alanda etkisini ve başarısını göstermiştir. İranlılar, Hintliler, Türkler, Berberiler ve diğer ırklar çok erken dönemlerde devlet yönetiminde de söz sahibi olmuşlar hatta müslümanları temsilen müstakil İslam devletleri bile kurmuşlardır. İslam'ın kendisine geniş bir temsil alanı bulmasıyla, farklı ırklara mensup gayr-i Arap müslümanlar dinî ve ilmî faaliyetlerinin bir kısmını kendi ana dillerinde yapmaya başlamışlardır. Şu kadarla ki Arapça ilim dili olarak bu toplumlarda her zaman var olmuş ve bu dilde eserler verilmiştir. Bunda-hiç şüp
Eski Anadolu Türkçesi Dönemi Kur’an Tercümelerinde Gazâ Anlayışının Yansımaları
Tetkik, 2023
Osmanlı Devleti'nin kuruluşu ile ilgili ortaya çıkan tartışmalarda çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Bunlardan biri de gazâ tezi olarak bilinmektedir. Bu görüş üzerindeki tartışmalar, başlangıcından günümüze kadar canlılığını korumaktadır. Tartışmanın temelinde Anadolu'da fetihleri gerçekleştirenleri harekete geçiren gücün ne olduğu sorunu vardır. Bu tezi savunanlara göre Allah yolunda savaşmak anlamına gelen gazâya katılmak, başka sebeplerle birlikte o kişileri harekete geçiren en güçlü saiktir. Tezin savunulması ise doğal olarak mümkün mertebe kuruluş devrindeki çağdaş kaynaklar üzerinden yapılmaktadır. Bunlar da sikkeler, kitabeler, vakfiyeler ve kitaplar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kitaplar içinde ise tarih kaynaklar başta olmak üzere edebî ve dinî eserlere de referans için müracaat edilmektedir. Bu çalışmada söz konusu tartışmalar bağlamında Eski Anadolu Türkçesi döneminde yapılmış olan Kur'an tercümeleri incelenmiştir. Bu tercümelerde gazâ veya gâzî kelimeleri ve bunlarla oluşturulan kelime öbeklerinin konumuz bakımından anlamlı bir yoğunluk sergilediği görülmüştür. Bunun sınaması için de daha önce ve Anadolu sahası dışında yapılmış Kur'an tercümelerine başvurulmuştur. Doğu Türkçesindeki Kur'an tercümeleri olarak belirtilen bu eserlerde bahsedilen kelimeler neredeyse hiç geçmemektedir. Bu tespit Osmanlı Devleti'nin kuruluş zamanlarını da içine alan Eski Anadolu Türkçesi döneminde yapılan Kur'an tercümelerinin gazâ teziyle ilgili tartışmalarda değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Araştırmada Eski Anadolu Türkçesi döneminde yapıldığı bilinen üç adet ve Doğu Türkçesi ile yapılmış iki adet Kur'an tercümesi incelenmiştir. Burada da konumuzla ilgili kelime veya kelime öbeği bakımından en zengin örnekleri barındıran ve Bursa Nüshası olarak bilinen Kur'an tercümesi esas alınmıştır. Bursa nüshasındaki örnekler diğer tercümeler ile karşılaştırılmıştır. Çok nadir olarak diğer tercümelerde görülüp de Bursa Nüshasında olmayan örnekler de bulunmuş olup bunlar da verilmiştir. Tercüme örnekleri verilirken de önce âyetin tamamı veya ilgili kısmı orijinal hâliyle verilmiş, sonra günümüz Türkiye Türkçesi ile meali aktarılmış, ardından incelen tercümelerdeki karşılıklar sıralanmış; her bir örnek sonrasında kısaca değerlendirmede bulunulmuştur. Örnekler sınıflandırma imkânı verdiği için de birkaç başlık altında ele alınmıştır.
Nehcü’l-Feradis’teki Ayet Tercümeleri ve Bunların Harezm Türkçesi Kur’an Tercümeleriyle Karşılaştırılması Üzerine, 2015
Nehcü’l-Feradis Harezm Türkçesinin dikkat çeken eserlerinden biridir. Nehcü’l-Feradis’te konu gereği Kur’an’da geçen bazı surelerin tamamı bazılarının ise birkaç ayeti tercüme edilmiştir. Bu bildiride NF’deki ayetler Harezm Türkçesi satır arası Kur’an Tercümesi ve Karışık Dilli Kur’an tefsiriyle karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak Nehcü’l-Feradis’teki ayet ve sure tercümelerinin Harezm Türkçesi Kur’an tercümesine daha yakın olduğu görülmüştür ANAHTAR SÖZCÜKLER Nehcü’l-Feradis, Harezm Türkçesi, Kur’an Tercümesi.