Alt Ekstremite Amputasyonlarında Klinik Deneyimlerimiz (original) (raw)

Travma Sonrası Meydana Gelen Alt Ekstremite Amputasyonlarında Etiyoloji ve Maluliyet Değerlendirilmesi

The Bulletin of Legal Medicine, 2016

Amaç: Beslenmesi bozulan doku veya uzvun kesilmesi işlemine amputasyon denilmektedir. Daha çok travmaların sonucu ve % 80-85 oranında alt ekstremitede meydana geldiği bilinmektedir. Bu çalışma ile maluliyet değerlendirmesi istemiyle mahkemeleri tarafından Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’na gönderilen dosyalardaki travma kaynaklı amputasyonların tespiti, etiyolojilerinin değerlendirilmesi, amputasyon seviyelerinin travma ile olan ilişkisi, amputasyona kolaylaştırıcı faktör bulunup bulunmadığı incelenerek, maluliyet değerlendirmesinin ve alınabilecek önlemlerin sunulması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kuruluna 01 Ocak 2014- 31 Aralık 2014 tarihleri arasında maluliyet değerlendirilmesi amacıyla gönderilen ve dosya incelemesinde travma kaynaklı alt ekstremite amputasyonu geliştiği tespit edilen olgular retrospektif olarak değerlendirilmiştir.Bulgular: Belirtilen tarihlerde travma kaynaklı alt ekstremite amputasyonu gelişen 119 olgu tespit e...

Erişkin Alt Ekstremite Amputelerinin Fizyoterapisinde Kanıta Dayalı Klinik Rehber

DergiPark (Istanbul University), 2016

Bu Türkçe versiyonda tam metnin, rehberin amaçları, hedefleri, kapsamı, önemli pratik bilgiler, öneriler ve yerel uygulamaya yönelik bilgiler bölümlerine yer verildi. Rehberin oluşturulmasına yönelik tüm aşamalara, ilgili güncel kaynakların tam listesine ve diğer eklere aşağıda internet adresi verilen orijinal tam metninden ulaşılabilir. Rehberde alt ekstremite amputelerinde, özel fizyoterapi uygulamalarını ayrıntılı olarak vermek değil, fizyoterapistlerin mesleki sorumlulukları içerisinde (ilk protezini aldıktan, taburcu olana kadar geçen süreyi kapsar), en iyi uygulamaya yönelik bir çerçeve oluşturmak hedeflenmiştir. Erişkin Alt Ekstremite Amputelerinin Fizyoterapisinde Kanıta Dayalı Klinik Rehber'in amaçları özetle, alt ekstremite ampute rehabilitasyonu alanında çalışan fizyoterapistler için en iyi uygulamaların belirlenmesi, yeni kanıtları içeren bilgilerle en iyi klinik kararı verebilmenin sağlanması, ampute ve diğer profesyonellerin proteze yönelik bilgilendirilmesi, kaliteli bir hizmet için servis sağlayıcıların bilgilendirilmesi, bu alanda araştırma ve denetimlerin geliştirilmesi ve kanıtlanmamış ve etkisiz uygulamaların mümkün olduğunca azaltılmasıdır.

Simental Irkı Bir Buzağıda Aşağı Ekstremite Amputasyonu ve Protez Uygulaması

2009

Simental irki 20 gunluk bir buzagi sol on bacaginda kirik sikayeti ile hayvan hastanesine (Afyon Kocatepe Universitesi Veteriner Fakultesi) getirildi. Hasta sahibi kirigin dogumda cekmeye bagli olarak olustugu ve uzerinden 20 gun gectigini bildirdi. Yapilan klinik muayene sonucunda buzaginin sol metacarpus 1/3 distalinde acik ve enfekte bir kirik tespit edildi. Tendo ve sinirlerin tahrip oldugu ve bu tur olgularin sagaltimlarinin uzun sureli ve ekonomik olmayacagi ya da enfeksiyon nedenli olumle sonuclanabilecegi dusunulerek bacagin amputasyonuna karar verildi. Metacarpus’un proksimal 1/3 kismindan amputasyon gerceklestirildi. Operasyon yarasinin iyilesmesini takiben buzagi icin ozel olarak yaptirilan dis protez (uzayabilen) ekstremiteye tespit edildi. Bu tur olgularda ekstremite amputasyonu, hayvanin ekonomik deger kazanincaya kadar yasatilmasinda uygun bir yontem oldugu ve buzagilarin protezi kabul edebilecegi sonucuna varildi

Alt ve Üst Ekstremite Damar Yaralanmaları: On İki Yıllık Deneyimimiz

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2020

Ekstremite damar yaralanması nedeniyle merkezimize başvuran hastaları değerlendirme protokollerimizi, tedavi yöntemlerimizi ve sonuçlarımızı literatür eşliğinde retrospektif olarak değerlendirmeyi amaçladık. Ocak 2007-Aralık 2019 tarihleri arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniğinde periferik damar yaralanması nedeniyle ameliyat edilen hastaların yaş ve cinsiyet bilgileri, yaralanma ile ameliyata alınma arasında geçen süre, preoperatif değerlendirme bilgileri, yaralanan damar segmentleri, yaralanma mekanizmaları, damar onarım teknikleri, postoperatif erken dönem ve 30. günde ki kontrol bilgileri retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya 102 hasta dahil edildi (%9.8'i kadın, %90.2'si erkek; yaş ortalaması 28.9). Hastaların 28'si ateşli silah yaralanması (%27.4), 37'si delici-kesici alet yaralanması (%36.3), 37'si künt yaralanmaydı (%36.3). Hastaların iskemi süreleri 1-8 saati. Seksen dört hastaya otojen greft ile (vena safena magna) baypas (%82.4), 7 hastaya PTFE sentetik ringli damar grefti ile baypas (%6.8), 10 hastaya uç-uca anastomoz, 1 hastaya da safen ven greftiyle patch-plast yapıldı (%1). Yirmi iki hastaya fasyatomi açıldı (%21.5). Beş hastaya amputasyon uygulandı (%4.9). İki hasta ex oldu (%1.9). Ekstremite damar yaralanmalı hastaları değerlendirme ve tedavi protokollerimiz ile cerrahi sonuçlarımız literatürdekilerle benzerlik göstermektedir Periferik damar yaralanmalarında mortalite ve morbidite oranlarını azaltmak için multidisipliner yaklaşımın, hızlı tanı ve tedavinin en önemli faktörler olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca preoperatif görüntüleme gereken hastalarda ilk tercihin BT anjiografi olması gerektiğini, damar onarımında mümkün olan tüm hastalarda otojen greft kullanılmasının en doğru yaklaşım olduğunu ve uzun süreli iskemilerde ampütasyon oranlarını düşürmek için fasyatomi yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Üst Ekstremite Deformitelerindeki Tedavi Yaklaşımlarına Genel Bakış

TOTBID Dergisi, 2020

Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği hayatı daha olumsuz etkilenmektedir. Deformitenin derecesine bağlı olarak kişi geçimini sağlayacak bir iş bulamamakta, hatta beslenme ve kişisel hijyen ile ilgili problemler bile yaşayabilmektedir. İskelet sistemi deformiteleriyle ilgili kaynaklar gözden geçirildiğinde, alt ekstremite deformiteleriyle ilgili çok sayıda kitap, kaynak ve yöntem tanımlanmış olmasına rağmen, üst ekstremite deformiteleriyle ilgili kaynaklar sınırlıdır. İ skelet sisteminde deformite, kemiğin açılanma, kısalık veya rotasyon problemlerine bağlı olarak normalden farklı boyut ve şekilde olmasıdır. Kemik deformitesine sahip bir kişi fonksiyonel ve kozmetik kusurlara sahiptir. Fonksiyonel ve kozmetik kusurların şiddeti ise deformitenin şiddetine bağlı olarak değişir. Alt ekstremite deformiteleri daha çok yürüme problemleri oluştururken, ince beceri gerektiren hareketleri yapan üst ekstremitelerin deformitelerinde kişinin Üst ekstremite deformitelerindeki tedavi yaklaşımlarına genel bakış Overview of therapeutic approaches in deformities of the upper extremity

Alt Ekstremite Venöz Yaralanmalarının Cerrahi Tedavisi ve Sonuçları

Turkiye Klinikleri Cardiovascular Sciences, 2009

Alt eks tre mi te ve nöz ya ra lan ma la rın da komp leks ve nöz ona rım ya pıl ma sı ha len tartış ma lı bir ko nu dur. Bu ça lış ma mı zın ama cı, ana bi lim da lı mız da yap tı ğı mız ve nöz ona rım la rın açık lı ğı nı ve kli nik so nuç la rı nı de ğer len dir mek tir. G Ge e r re eç ç v ve e Y Yö ön n t te em m l le er r: : Ma yıs 1999-Ma yıs 2008 ta rih le ri ara sın da Yü zün cü Yıl Üni ver si te si Kalp ve Da mar Cer ra hi si Ana Bi lim Da lın da alt eks tremi te ven le ri nin ya ra lan ma sı ne de ni i le ope re edi len 52 ol gu ça lış ma kap sa mı na alın dı. Ol gu lar da primer vas kü ler ona rım ter cih edil di. Pri mer ona rım müm kün de ğil se greft in ter po zis yo nu uy gu lan dı. İnter po zis yon gref ti ge rek ti ğin de sa fen ven ter cih edil di. B Bu ul l g gu u l la ar r: : Ça lış ma gru bu muzu oluşturan 41 er kek ve 11 ka dın, ol gu nun yaş la rı 14-62 ara sın da de ğiş mek te ve or ta la ma yaşları 28.3 ± 7.9 yıl idi. Pe net re trav ma baş lı ca ya ra lan ma ne de ni idi. Yirmi bir ol gu da pri mer ve nöz ona rım, 21 ol guda uç uca anas to moz, 8 ol gu da sa fen ven greft in ter po zis yo nu, 2 ol gu da ise politetrafloroetilen (PTFE) greft in ter po zis yo nu uy gu lan dı. Ol gu lar ın 40'ın da ar te ri yel ya ra lan ma da var dı; 7 ol gu da pri mer ar te ri yel ona rım, 18 ol gu da uç uca anas to moz, 11 ol gu da sa fen ven in ter po zis yo nu ve 4 olgu da PTFE greft in ter po zis yo nu uy gu lan dı. Pos to pe ra tif doppler ul tra so nog ra fi ve ya ve nog ra fi de 24 ol gu da ve nöz ona rı mın obs trük te ol du ğu gö rül dü. S So o n nu uç ç: : Se ri miz de, açık lık ora nı yük sek bu lundu ğun dan, fe mo ral ve pop li te al böl ge de ve nöz ona rım lar ba şa rı lı ol muş tur. Ak si ne, dü şük akım dan do la yı ti bi al ven ona rım la rı mı z ise başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu nun la bir lik te, ge çi ci greft açıklı ğı bi le ve nöz ve len fa tik kol la te ra li zas yon sağ lan ma sı na izin ve re ce ğin den, sta bil ol ma yan ol gu lar ha riç tüm ma jör ve nöz ya ra lan ma la rı nın ona rıl ma sı nı öne ri yo ruz. A An na ah h t ta ar r K Ke e l li i m me e l le er r: : Alt eks tre mi te; vas kü ler cer ra hi gi ri şim ler A AB BS S T TR RA AC CT T O Ob b j je ec c t ti i v ve e: : Comp lex ve no us re cons truc ti ons of lo wer ex tre mity ve no us in ju ri es ha ve been a sub ject of con tro versy. The ob jec ti ve of this study was to eva lu a te the pa tency and cli ni cal out co me of ve no us re pa irs per for med in our de part ment. M Ma a t te e r ri i a al l a an nd d M Me et t h ho od ds s: : From May 1999 to May 2008, 52 pa ti ents with lo wer limb ve no us in ju ri es we re tre a ted with ve no us re cons truc tion on the Car di o vas cu lar Sur gery De part ment at the Yü zün cü Yıl Uni ver sity Hos pi tal. If pos sib le pri mary ve no us re pa ir was car ri ed out; if not the in ter po si ti on graft was used. When an in ter po siti on graft was ne ces sary sap he no us ve in was pre fer red. R Re e s su ul lt ts s: : Our study gro up con sis ted of 41 ma les and 11 fe ma les, ran ging in age from 14 to 62 ye ars with a me an age of 28.3 ± 7.9 ye ars. Pe net ra ting vas cu lar tra u ma was the ca u se of a high pro por ti on of ca ses. Tre at ment inc lu ded pri mary ve no us re pa ir in 21 ca ses, end-to-end anas to mo sis in 19, in ter po si ti on ve in graft in 8, and in ter posi ti on polytetraffluoroetylen (PTFE) graft in 2. The re we re 40 pa ti ents with as so ci a ted ar te ri al injury, of which 7 ca ses had pri mary re pa ir, 18 had end-to-end anas to mo sis, 11 had sap he no us ve in graft in ter po si ti on, and 4 had in PTFE graft in ter po si ti on. Pos to pe ra ti ve dup lex ul tra so nog raphy or ve nog raphy re ve a led throm bo sed re pa ir in 24 ca ses. C Co on nc c l lu u s si i o on n: : In our se ri es, ve no us re pa irs were fo und suc cess ful with a high pa tency ra te at the fe mo ral and pop li te al are as. In con trast, ti bi al ve no us re pa irs we re fo und un suc cess ful du e to low flow ve lo ci ti es. Ho we ver, be ca u se tran si ent graft pa tency al lows for es tab lish ment of ve no us and lympha tic col la te ra li za ti on, we sug gest that all ve no us in ju ri es sho uld be re pa i red ex cept uns tab le ca ses. K Ke ey y W Wo or rd ds s: : Lo wer ex tre mity; vas cu lar sur gi cal pro ce du res T Tu ur rk ki iy ye e K Kl li in ni ik kl le er ri i J J C Ca ar rd di io ov va as sc c S Sc ci i 2 20 00 09 9; ;2 21 1((3 3

Alt Ekstremite Ampütelerinde Vücut İmajı Algısı ve Yaşam Memnuniyeti İlişkisi

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi

YMS toplam skoru ile AVİS-kişisel faktör (p=0,012, r=-0,330), AVİS-sosyal faktör (p=0,003, r=-0,393), AVİS-fonksiyonel faktör (p= 0,044, r=-0,268) ve AVİS-toplam skoru (p=0,001, r=-0,515) arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif yönde ilişki bulunmuştur. Tartışma: Çalışmadan elde edilen veriler aracılığıyla ampütelerin vücut imajı algısı ile yaşam memnuniyetleri arasında anlamlı ilişki ortaya koyulmuştur. Ampüte rehabilitasyonunda, bireyin hayata bağlanmasının ve katılımının desteklenmesi için vücut algısının üzerinde durulması gerektiği düşünülmektedir.

Alt Ekstremi̇te Ampute Rehabi̇li̇tasyonunda Ev Programinin Önemi̇

Ufkun ötesi bilim dergisi, 2007

Çalışma alt ekstremite ampute rehabilitasyonunda ev programının önemini göstermek amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya Protez-Biomekanik Ünitesi'ne protez yaptırmak üzere başvuran ve preprostetik dönemde olan 60 alt ekstremite amputesi dâhil edilmiştir. Olgular iki eşit gruba ayrılmıştır. I.gruba fizyoterapist denetiminde 10 gün süreyle egzersiz programı verilmiş, daha sonra bu programa ev programı şeklinde haftalık kontrollerle devam edilmiştir. II. gruptaki hastalara, Ankara dışında oturmaları nedeniyle yalnızca ev programı verilmiş ve 2 ay sonunda tekrar değerlendirme kapsamına alınmıştır. Her iki gruptaki amputeler, ampütasyon nedeni, ampütasyon seviyesi, güdük şekli, güdük boyu, fantom hissi ve ağrısı, normal eklem hareketleri, kas kısalıkları, kas kuvveti, güdük şekli, ödem, eğitim süresi ve motivasyon açısından değerlendirilmişlerdir. Çalışmanın sonucunda, her iki grubu rehabilitasyon açısından karşılaştırdığımızda, ikinci grupta yaygın ödem, eklem hareketlerinde limitasyon, kas kuvvet yetersizliği, kas kısalıkları, güdük şekil bozuklukları ve motivasyonda yetersizlik gözlenmiştir. Egzersiz programı ve ev programının kontrollü ve düzenli yapıldığı birinci grupta bu şikâyetlerin hiçbirinin gözlenmediği ve güdük-soket-protez uyumunun iyi olduğu, eğitim süresinin kısaldığı görülmüştür. Çalışmanın sonucunda düzenli ve kontrollü yapılan bir ev programının ampute rehabilitasyonu açısından önemli olduğu görüşüne varılmıştır.

Üst Ekstremi̇te Amputeleri̇nde Fonksi̇yonel Protez Kullanimini Etki̇leyen Faktörleri̇n Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Ufkun ötesi bilim dergisi, 2006

Çalışma üst ekstremite amputelerinde fonksiyonel protez kullanımını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı. Çalışmamızda değişik seviyelerde 60 üst ekstremitesi amputesi değerlendirildi. Değerlendirme kapsamı içinde ampütasyon nedeni, güdük boyu, eklem hareketleri, kas kuvveti, eklem stabilitesi, güdükte skar doku, fantom hissi ve ağrısı, ampütasyon yaşı, protezi kullanmaya başladıkları yaş, proteze ait özellikler, protez kullanımına yönelik faktörler yer aldı. Amputelerin ampütasyon yaşı 18. 56±13. 44 yıl iken, protezi kullanmaya başladıkları yaş 22. 40±14. 40 yıl olarak bulundu. Protezini erken yaşta kullanmaya başlayan amputelerin fonksiyonel aktivitelerde daha başarılı oldukları gözlendi. Amputelerin %42'sinin protezlerini fonksiyonel olarak, %38'inin fonksiyonu arttırıcı yönde, %20'sinin ise estetik amaçlı kullandıkları görüldü. Protezin fonksiyonel kullanımını etkileyen faktörlerin incelendiği çalışmamızda rehabilitasyon programının bu faktörleri olumlu yönde etkileyerek amputenin bağımsızlığını ve protezin fonksiyonel kullanımını artırdığı sonucuna varıldı.