Covid-19 Pandemisinin Finansal Piyasalar Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi: G-20 Ülkeleri Üzerine Ampirik Bir Araştırma (original) (raw)

Terörizmin Türkiye Finansal Piyasaları Üzerine Etkisi: Ampirik Bir Çalışma

Ege Akademik Bakis (Ege Academic Review), 2017

This paper aims to analyze the-possible-effects of institutional quality and (financial) risk level on BIST 100, BIST Industrial and BIST Financial Indexes via Carrioni-Silvestre (2009) multiple structural breaks unit root test, Maki (2012) multiple structural breaks co-integration test and Dynamic Ordinary Least Squares (DOLS) methodology. In the research model of the study, institutional structure is proxied by an institutional quality index derived from data related to bureaucratic quality, corruption, democratic accountability, ethnic tension, external conflict, government stability, internal conflict, political risk, law and order, and investment profile obtained from International County Risk Guide (ICRG). High values in institutional quality index represent weak institutional structure while low values represent high institutional structure. The high financial risk ratio represents a strong financial structure. The empirical findings of Maki (2012) test indicate that all indexes except BIST Financial Index and explanatory variables show co-integration relationship in the long term. Long run parameters estimated by DOLS methodology indicate that there exists a long-term negative relationship between institutional quality index and BIST 100 and BIST Industrial Indexes, while a positive relationship between financial risk level and BIST 100 and BIST Industrial Indexes.

G-20 Üyesi̇ Ülke Borsalarinin Zayif Formda Pi̇yasa Etki̇nli̇ği̇ni̇n Test Edi̇lmesi̇

Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, 2019

Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde sermaye piyasaları tasarrufların yatırıma dönüşmesinde büyük rol oynamaktadır. Yatırımcıların gelişmekte olan ekonomilerin sermaye piyasalarındaki yüksek kar beklentisi, gelecekteki fiyatları öngörebilmesine ilişkin merakı artırmıştır. Bu çalışmanın amacı G-20 ülkelerindeki 20 borsanın zayıf formda etkinliğini test etmektir. Bu amaç doğrultusunda rassal yürüyüş modeli yardımıyla G-20 ülkeleri borsalarının 01.01.2002-31.12.2018 dönemine ait günlük endeks değerlerine varyans analizi ve ADF, PP ve KPSS testlerini kapsayan birim kök testleri uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda varyans oran testine göre NASDAQ (ABD) ve SESN (Hindistan) %1, TASI (Suudi Arabistan) %5 ve SSEC (Çin) %10 düzeyinde rassal yürüyüş sergilemedikleri ve zayıf formda etkin olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Çalışma kapsamındaki diğer borsalar zayıf formda etkin bulunmuştur. Ayrıca gerçekleştirilen birim kök testi sonuçlarına göre analiz döneminde 18’er borsa zayıf formda et...

Koronavi̇rüs (COVID-19) Salgininin Fi̇nansal Pi̇yasalara Etki̇si̇ Geli̇şmi̇ş Ülkeler Üzeri̇ne Bi̇r Anali̇z

Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2021

Bu çalışma, COVID-19'un Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan edilmesi karşısında MSCI ACWI (Morgan Stanley Capital International-all-country world) endeksinde yer alan önemli borsa endekslerinin tepkisini ölçmeyi amaçlamaktadır. Olay çalışması yöntemi kullanılarak 22 gelişmiş ülkeye ait öncü borsa endeks getirilerinin olay öncesi, olay günü ve olay sonrası tepkileri tespit edilmiştir. Olay çalışması yöntemi piyasaların yarı güçlü formda etkin olduğunu varsaymaktadır. Yarı güçlü formda etkin bir piyasa, finansal varlıkların fiyatlarının söz konusu varlığın tüm halka açık bilgilerinin verildiği bir piyasayı karakterize etmektedir. Bu tür piyasalarda finansal varlıklar geçmiş bilgilerin yanı sıra kamuoyuna açıklanan ek bilgileri de içermektedir. Elde edilen bulgulara göre tüm olay öncesi pencerelerde, borsa endekslerinin tamamında yüksek kayıpların olduğu, olay günü Amerika Kıtası ülkelerinde pandemi ilanına borsaların güçlü yönde negatif bir tepki verdiği gözlenmiştir. Yine Avrupa ve Asya piyasalarında yüksek ortalama anormal getirilerin gözlemlenmediği, olay sonrası dönemde ise olay tarihinden 5 gün (0…+5) sonraki dönemde piyasaların panik havası içinde olduğu ancak daha uzun olay pencerelerinde piyasaların toparlanma yaşadığı tespit edilmiştir. Bölgesel düzeyde bakıldığında vaka ve ölüm sayısı daha düşük olan Asya ülkelerinin vaka ve ölüm sayısı yüksek olan Avrupa ve Amerika Kıtası ülkelerine göre daha az getiri kaybı yaşadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın sonuçları, gelişmiş ülkelerin borsalarının COVID-19'un küresel salgın ilan edildiği (11 Mart 2020) tarihte ve tarih etrafındaki anormal getiriler göz önüne alındığında piyasaların yarı güçlü formda etkin olmadığını destekler niteliktedir.

Finansal İçerme Düzeyi ve Belirleyicilerine Yönelik Ampirik Bir Çalışma: Afganistan Örneği

Economics, Business and Organization Research, 2020

Öz Finansal içerme bir toplumdaki tüm bireylerin özellikle yoksul ve mahrum olan grupların finansal hizmetlere erişimini ve bu hizmetleri kullanma kolaylıklarını sağlayan bir süreçtir. Finansal içerme ekonomik kalkınma, finansal istikrar ve diğer ekonomik değişkenler üzerinde etkili olduğu için, son zamanlarda araştırmaların ve politikaların odaklandığı konulardan biri olmuştur. Bu araştırmayla, Afganistan'daki finansal içerme mevcut durumunun incelenmesi ve finansal içerme düzeyi belirleyicilerinin anlaşılması amaçlanmaktadır. Araştırmada birincil veriler online anket yöntemi uygulanarak Afganistan'da yaşayan 411 yetişkin bireyden elde edilmiştir. Elde edilmiş verileri analize etmek için tanımlayıcı analiz metodu ve Probit regresyondan yararlanılmıştır. Tanımlayıcı analiz sonucu olarak; Afganistan'da finansal içerme ana ve temel göstergesi olan hesap sahipliği oranı % 31.6'dır. Hesaba sahip olan bireyler hesaplarını para depoları olarak kullanıp, diğer finansal ve bankacılık hizmetlerden (kredi kart, mobil-internet bankacılık ve sigorta vb. gibi) yararlanma düzeyi çok düşüktür. Ankete katılan bireylerin % 68.4'ünün resmi bir finansal kurumda hesabı bulunmamaktadır.

Koronovirüsün Finansal Piyasalara Etkisinin Bölgesel Yakınlık Açısından İncelenmesi Ampirik Bir Uygulama

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020

Bu çalışmada, koronavirüs(covid19)’ün finansal piyasalar üzerindeki etkileri incelenmiştir. Virüsün ortaya çıktığı ülke olan Çin ile virüsün Mart 2020 itibari ile en etkin olduğu 3 kıtadan seçilen 4 ülkenin pay piyasaları arasındaki istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin varlığı sorgulanmıştır. Bu doğrultuda, virüsün ortaya çıktığı Aralık 2019 öncesi ve sonrası olmak üzere iki dönem baz alınmıştır. Günlük pay piyasalarının kapanış fiyatları kullanılarak Toda Yamamoto nedensellik testi çalıştırılmıştır. Çalışmanın sonunda elde edilen bulgulara göre, 2019 Aralık öncesinde ABD pay piyasası SP500 endeksinin Çin pay piyasası SSEC endeksini %5 anlamlılık düzeyinde etkilerken, 2019 Aralık sonrasında Çin piyasasının daha bağımsız olarak kendi dinamiklerinden etkilendiği görülmüştür. Diğer bir yandan 2019 Aralık öncesinde Çin pay piyasası ile Güney Kore Pay piyasaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir nedensellik ilişkisine rastlanmamış iken, 2019 Aralık sonrasında ise SSEC endeksinin Güney Kore pay piyasası KOSPI50 endeksini tek taraflı olarak etkilediği gözlemlenmiştir. Bu çalışmada baz alınan dönem ve değişkenler itibari ile, virüsün pay piyasaları üzerinde etkisinin bölgesel yakınlıkla ilgili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Makroekonomik Değişkenler Ve İçsel Faktörler İle Bankaların Finansal Performansı Arasındaki İlişki: Türkiye İçin Ampirik Bir Araştırma

Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2021

Öz Bu çalışmanın amacı Borsa İstanbul (BIST)'da faaliyet gösteren bankaların finansal performansı ile makroekonomik değişkenler ve içsel faktörler arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Bu amaçla BIST'de faaliyet gösteren bankaların 2005-2017 dönemine ilişkin verileri analiz edilmiş ve regresyon yöntemi kullanılmıştır. Bankaların finansal performans göstergeleri olarak aktif karlılık oranı (ROA), öz kaynak karlılık oranı (ROE), Tobin's Q (TOBIN) oranı ve fiyat/kazanç (F/K) oranı araştırmada yer almış olup, çalışmanın bağımlı değişkenleridir. Makroekonomik değişkenler olarak enflasyon ve işsizlik kullanılmıştır. Toplam aktifler, finansal kaldıraç ve yaş değişkenleri araştırmanın içsel faktörleridir ve makroekonomik değişkenler ile birlikte araştırmanın bağımsız değişkenlerini oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre finansal performans göstergeleri olan aktif karlılık oranı (ROA), öz kaynak karlılık oranı (ROE), Tobin's Q (TOBIN) oranı ve fiyat/kazanç (F/K) oranı toplam aktifler, finansal kaldıraç ve yaş değişkenleri ile istatistiki olarak anlamlı bir ilişkiye sahiptir. Buna karşın söz konusu finansal performans göstergeleri ile makroekonomik değişkenler arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Tahmin edilen tüm modellerde finansal performans göstergeleri ile toplam aktifler arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir. Finansal performans göstergeleri ile finansal kaldıraç oranı ve yaş arasında negatif yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Buna göre bankaların toplam aktiflerini istikrarlı bir şekilde büyütmeleri bankaların finansal performansını olumlu yönde etkilemekte ve karlılığı arttırıcı bir faktör olarak öne çıkmaktadır.

COVID-19 PANDEMİSİNİN FİNANSAL PİYASALARA ETKİSİ: GELİŞMİŞ ÜLKELER ÜZERİNE BİR ANALİZ

COVID-19 PANDEMİSİNİN FİNANSAL PİYASALARA ETKİSİ: GELİŞMİŞ ÜLKELER ÜZERİNE BİR ANALİZ, 2021

Bu çalışma, COVID-19'un Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan edilmesi karşısında MSCI ACWI (Morgan Stanley Capital International-all-country world) endeksinde yer alan önemli borsa endekslerinin tepkisini ölçmeyi amaçlamaktadır. Olay çalışması yöntemi kullanılarak 22 gelişmiş ülkeye ait öncü borsa endeks getirilerinin olay öncesi, olay günü ve olay sonrası tepkileri tespit edilmiştir. Olay çalışması yöntemi piyasaların yarı güçlü formda etkin olduğunu varsaymaktadır. Yarı güçlü formda etkin bir piyasa, finansal varlıkların fiyatlarının söz konusu varlığın tüm halka açık bilgilerinin verildiği bir piyasayı karakterize etmektedir. Bu tür piyasalarda finansal varlıklar geçmiş bilgilerin yanı sıra kamuoyuna açıklanan ek bilgileri de içermektedir. Elde edilen bulgulara göre tüm olay öncesi pencerelerde, borsa endekslerinin tamamında yüksek kayıpların olduğu, olay günü Amerika Kıtası ülkelerinde pandemi ilanına borsaların güçlü yönde negatif bir tepki verdiği gözlenmiştir. Yine Avrupa ve Asya piyasalarında yüksek ortalama anormal getirilerin gözlemlenmediği, olay sonrası dönemde ise olay tarihinden 5 gün (0…+5) sonraki dönemde piyasaların panik havası içinde olduğu ancak daha uzun olay pencerelerinde piyasaların toparlanma yaşadığı tespit edilmiştir. Bölgesel düzeyde bakıldığında vaka ve ölüm sayısı daha düşük olan Asya ülkelerinin vaka ve ölüm sayısı yüksek olan Avrupa ve Amerika Kıtası ülkelerine göre daha az getiri kaybı yaşadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın sonuçları, gelişmiş ülkelerin borsalarının COVID-19'un küresel salgın ilan edildiği (11 Mart 2020) tarihte ve tarih etrafındaki anormal getiriler göz önüne alındığında piyasaların yarı güçlü formda etkin olmadığını destekler niteliktedir.

Dış Ticaretin Ekonomik Büyümeye Etkisi: G-20 Ülkeleri Örneği

Karadeniz Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2021

1990'lı yılların başından itibaren giderek yaygınlaşan küreselleşme, dünya ekonomilerinin tamamını birbirine entegre etmiştir. İktisat politikalarının temel amacı ulusal ekonomiyi canlandırmak, büyümeyi sürdürülebilir hale getirmek olmakla birlikte, bu amacın gerçekleşme kanallarından biri de dış ticarettir. Dış ticaretin ekonomik büyüme üzerindeki uzun vadeli etkisi İçsel Büyüme Modelleri ile açıklanmaktadır. 2008 küresel krizinin ardından başlayan dış ticaret ve ekonomik büyümedeki istikrarsızlıklar günümüzde de devam etmektedir. Bu durumdan hareketle dış ticaretin ekonomik büyüme üzerindeki uzun dönemli etkisinin tespit edilmesi oldukça önemli bir hale gelmiştir. Bu çalışmada, G-20 üyesi ülkeler için 1990-2019 yılları arasında dış ticaretin uzun dönemde ekonomik büyüme üzerindeki etkisi dinamik panel veri yöntemiyle tahmin edilmiştir. Çalışmada verisi bulunabilen 16 G-20 ülkesi kullanılmıştır. Analizler sonucu elde edilen bulgular, G-20 ülke grubunda ihracatın ekonomik büyümeyi etkilemediğini, ithalatın ise ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkili olduğunu göstermektedir.